Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2020/676 E. 2023/70 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ….
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : .. Esas … Karar

DAVACILAR :1-….
2-… – T.C.No:… – …

VEKİLİ :Av…. – ….
DAVALI :A….
VEKİLLERİ :Av…. -….
Av…. – ….
DAVA : İpoteğin Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 20.01.2023
YAZILMA TARİHİ : 30.01.2023
Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan İpoteğin Kaldırılması davasında ilk derece mahkemesince verilen karara davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI :
Davacılar vekili 05.01.2011 tarihli dava dilekçesinde; Davalı şirketin davacı şirkete bayilik verilmesi için önceden ipotek istediğini ve 03.04.2003 tarihinde tapunun… İli,… ..Bölge, … Köyü, …Mevkii, .. parselde …’a ait … hissesi üzerine davalı lehine … yevmiye numarası ile …TL.bedelli ipotek tesis edildiğini, bunun sonrasında 10.04.2003 tarihinde davacı Şirket ile davalı Şirket arasında … tarihine kadar geçerli akaryakıt bayilik sözleşmesi yapıldığını, 29.05.2005 tarih ve … yevmiye numaralı resmi senet ile … tarih ve … yevmiye nolu ipoteğin şartlarının aynen geçerli olmak üzere …TL.ilavesiyle ipotek bedelinin …TL.’ye arttırıldığını, … yılında davalı dağıtıcı Şirketin davacı Şirkete devletin uzun süreli akaryakıt bayilik sözleşmelerini kabul etmediğini ve 5 yıl süreli sözleşme istediğini bu nedenle devlet kurumuna vermek için formaliteden bir sözleşme imzalamaları gerektiğini, bunu tüm bayileri ile yaptıklarını, davacı ile önceki sözleşmelerinden farklı bir husus olmadığını…vs., aksi halde davacıya akaryakıt veremeyeceklerini beyan etmesi üzerine davacı Şirket ile davalı Şirket arasında … tarihinde .. yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi yapıldığını, davacı Şirketin … yılı haziran sonunda, akaryakıt almak için davalının … Bölge Müdürlüğüne tanker gönderdiğinde davalı Şirket’in akaryakıt vermeyeceklerini çünkü davacı şirketin limitinin olduğunu beyan ettiğini, davalı Şirketin … tarihli sözleşme nedeniyle taşınmaz üzerindeki ipoteğin önceki ipotek şartlarıyla aynı olmak üzere limitinin arttırılacağını beyan ettiğini, bunun üzerine ve bu beyanın yaklaşık 4-5 gün sonrasında davacı …’ın maliki olduğu.. parselde … taşınmaz hissesi üzerindeki ipotek limitinin arttırılması bilgisi ve maksadıyla tapuda resmi senedi imzaladığını, akaryakıt sözleşmesini ve sözleşme kapsamında tesis edilen intifa, kira vs. benzeri sözleşmeleri, eklerini devlet kurumu olan Rekabet Kurumu, ilgili mevzuatına dayanarak geçersiz hale getirdiğini ve sona erdiğini, sözleşmeyi davacı Şirketin feshetmediğini, davalı Şirketin Rekabet Kurumu ve Rekabet Hukuk düzenlemelerine rağmen halen taşınmaz üzerindeki şerhleri kaldırmadığı terkin etmediğini, davacı Şirket ile davalı şirket arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesi devlet kurumu tarafından geçersiz sayıldığından ve sona erdirildiğinden, buna bağlı ipoteğin de kaldırılması gerektiğini, ayrıca son ipotek tesis edilirken, düşürülen hata ve hile nedeniyle de ipoteğin terkinin gerektiğini, davacı bu durumu, bu davayı açmak için tapu müdürlüğünden 03.01.2011 tarihinde ipotek akit resmi senedini yazılı olarak istediğinde ve bu resmi senette 11 maddelik koşul geçtiğini görünce bu kez 04.01.2011 tarihinde tapu müdürlüğünden bu ekleri yazılı istediğinde ve aldığında gördüğünü ve öğrendiğini, her bakımdan kanuna iyiniyete aykırılığın söz konusu olduğunu, davalının sözleşmeye, iyiniyete, piyasa rekabet koşullarına aykırı davrandığını, davacı bayisini mağdur ettiğini, davalı Şirketin Rekabet Kurumuna, şikayet hakları ve diğer tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmaz üzerindeki ipoteklerin terkinini, kaldırılmasını talep ettiklerini beyanla, hakları saklı kalmak kaydıyla … İli,…. Bölge, … Köyü, … Mevkii, … parselde …’a ait … hisse üzerine … yevmiye numarası ile davalı şirket lehine …TL.bedelli tesis edilen ve … tarih ve .. yevmiye numaralı resmi senet ile …TL. ilavesiyle …TL,’ye arttırılan ipoteğin terkinine, kaldırılmasına, … parselde …’a ait …. hisse üzerindeki … tarih ve … yevmiye numaralı ipoteğin terkinine, kaldırılmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 04.02.2011 tarihli cevap dilekçesinde; Davacının beyan ve iddiaları hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğundan davanın reddi gerekmekte olup, ayrıca eksik harcın davacıya tamamlattırılmasının yasa gereği olduğunu, müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişkinin davacının müvekkili Şirketin bayisi olmak istemesiyle başladığını ve bu amaçla taraflar arasında … tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve akabinde … tarihli ve .. yıl süreli Akaryakıt-Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, Bayilik Sözleşmesi şartları ve uygulanırlığı için bu defa tapuda davacılardan … adına kayıtlı … parselde kayıtlı taşınmazda müvekkili Şirket lehine … tarihinde ..TL.bedelli ipotek tesis edildiğini, daha sonra 29.06.2005 tarihinde ipotek bedelinin ….TL.artırılarak şirket lehine toplam …TL.bedelli ipotek tesis edildiğini, … tarihli resmi senetle ipotek tesisinin yenilendiğini, müvekkili Şirket lehine ipotek hakkının tesis gayesinin, davacılar ile müvekkili Şirket arasındaki sözleşmeler nedeniyle her ne sebeple doğarsa doğsun, ceza-i şartta dahil olmak üzere bayinin doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminat altına alınması olduğunu, müvekkili Şirketin bu sözleşmelere ve alınan teminatlara mukabil davacı Şirkete bayilik hakkı ve hizmeti tanıyarak söz konusu istasyon üzerinde bir kısım yatırımlar yaptığını, davacıya bayilik hizmet bedeli olarak … litre motorin karşılığı 37.181 USD yatırım yapıldığını, davacının da bu bedelleri bayilik hizmet bedelleri olarak muhtelif tarihlerde müvekkili Şirketi fatura ettiğini, taraflar arasında imzalanan … tarihli bayilik sözleşmesine istinaden davacılar bayilik sözleşmesi sürecince ve her yılda 1.850-m3/yıl beyaz ürün (benzin ve motorinler) satmayı, her ne sebeple olursa olsun bu satış taahhüdünü yerine getirmediği takdirde satamadığı ve her m3 beyaz ürün için 390 USD ceza-i şart ödemeyi kabul beyan ve taahhüt ettiğini, ayrıca davacının 11.04.2008 tarihli bayilik sözleşmesine istinaden sözleşmesi sürecince ve her yılda 1.850-m3/yıl beyaz ürün satmayı, her ne sebeple olursa olsun bu satış taahhüdünü yerine getirmediği takdirde satamadığı ve her m3 beyaz ürün için 60 USD ceza-i şart ödemeyi kabul beyan ve taahhüt ettiğini, davacı lehine tanınan bayilik hakkı ve yapılan yatırımların taraflar arasındaki ilişkinin uzun süre devam edeceği ve sözleşmeye konu akaryakıt istasyonunda Alpet markası altında satış yapılacağı inancıyla yapıldığını, ancak Rekabet Kurumunun kararları ve 18.09.2010 tarihinden sonra bayinin bir başka dağıtım şirketi ile anlaşması nedeni ile sözleşmenin öngörülen tarihten önce sona erdiğini, dolayısıyla bu tarihten sonraki döneme isabet eden Bayilik hizmet bedeli olan 18.694-USD (faiz hariç) ile bayinin satış taahhütlerine aykırılık nedeni ile oluşan 114.180-USD ceza-i şart alacağını ödemesi gerektiğinden bu alacağının ve sair alacaklarının teminatı amacıyla tesis edilen ipoteğin terkininin mümkün olmadığını, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile belirttikleri alacakları mevcutken, davacı tarafından iş bu alacaklarının teminatını teşkil eden ipoteklerin fekki talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı ve garantörler … ve …’a 01.02.201 tarih ve … Yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek “doğmuş ve doğacak her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı şartıyla, satış taahhütlerine aykırılıktan kaynaklanan 114.180 USD ile Bayilik Hizmet Bedeli olarak ödenen 18.694 USD’nin (faiz hariç) derhal ödenmesi”nin talep edildiğini, davacı tarafın son ipotek tesis edilirken hata ve hileye düşürüldüğü iddiası asılsız olduğunu, 02.07.2008 tarihli ipotek akit resmi senedinde yer alan koşulları bilmediği iddiasının da tamamen kötü niyetli olduğunu, Böyle bir akaryakıt istasyonunda 15 yıl süre ile sırf kendi ürünlerinin satılmasının teminen intifa hakkı sözleşmesi yapması ve bunu garantiye alması basiretli tacir kavram içinde düşünülmesi gereken bir tasarruftur. İşletme sözleşmesinin kapsamı ve yapılacak işin niteliği gözetildiğinde davacı, karşı davalı lehine taşınmazda kurulan intifa hakkının süresi itibariyle mülkiyet hakkını zedeleyici ağılıkta olduğunun kabulü mümkün değildir.” denilerek basiretli tacir olgusunun en üst seviyede yorumlanması gerektiğinin zikredildiğini, ayrıca davacının “müvekkil şirketin, devlet kurumlarına. verilmek üzere formalite sözleşmeler imzalattığı” yönündeki asılsız beyanları ile ilgili olarak dava açma haklarını saklı tuttuklarını, zira müvekkili şirketin akaryakıt piyasasında oldukça önemli bir yere sahip olduğunu, müvekkilinin bayilerle formalite sözleşmeler imzalamak gibi bir politikası olmadığı gibi böyle şeylere ihtiyacının da olmadığını, terkini talep edilen ipoteklerin, müvekkili şirket lehine davacılar tarafından özgür iradeyle ve kanuna uygun olarak tesis edildiği, ipoteklerin fekkinin ancak davacılar ile müvekkili şirket arasındaki sözleşmeler nedeni ile her ne sebeple doğarsa doğsun ceza-i şartta dahil olmak üzere bayinin doğmuş ve doğacak tüm borçlarının ödenmesi halinde söz konusu olacağını beyanla, esastan reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davanın, ipoteğin terkini davası olduğu, davacı … tarafından diğer davacı … ….’nin davalı ile arasında bulunan bayilik sözleşmesi gereğince kendisine ait taşınmaz üzerinde ipotek tesis ettiği, dava konusu ipoteğin önce 100.000,00TL.bedelli olarak tescil edildiği daha sonra 29.05.2005 tarihinde 300.000,00TL.’ye arttırıldığı, Rekabet Kurulu kararıyla 18.09.2005 tarihinden önce yapılan akaryakıt bayilik sözleşmesinin 18.09.2010 tarihi itibariyle sona erdiği, bu sebeple bayilik sözleşmesi sebebi ile oluşturulan intifa, kira vb nitelikteki sözleşmelerin 18.09.2010 tarihi itibariyle sona erdiğinin iddia edildiği, davacı … Cihan Petrol Nakliyat Ltd. Şti. ile davalı Altınbaş Petrol A.Ş. arasında bayilik sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle … Kapatılan ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığı ve mahkeme kararının Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği, davacı tarafından söz konusu ilama konu borcun tamamen ödendiği ve ipoteğin dayanağı olan borcun kalmadığı, bu sebeple ipoteğin hükümsüz hale geldiği, ancak dava tarihi itibariyle ipoteğin dayanağı olan borcun bulunduğu, yani davalının dava tarihi itibariyle ipoteği terkin etmemesinde hukuki menfaatinin olduğu, esasında mevsimsiz dava olarak eldeki dava nitelendirilip ret kararı verilmesi düşünülse de ipoteğin dayanağı olan bayilik sözleşmesine ilişkin yargılamanın yapıldığı mahkeme dosyasının bekletici mesele yapılıp karar verilmesinin usul ekonomisine daha uygun olduğunun düşünüldüğü, yargılamanın devamı sırasında … Kapatılan …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalının alacaklı olduğuna hükmedildiği, bu kararında yargılamaları sırasında kesinleştiği, davacının bu borcu dava tarihinden önce ödemediği, yargılamanın devamı sırasında karar kesinleştikten sonra ödediği, dava tarihi itibariyle davalının ipoteğin terkin edilmemesinde hukuki menfaati bulunduğundan davacı dava açılmasına sebebiyet vermediği, bu sebeple aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmetmenin mümkün olmadığı, yine davalı tarafta yargılamanın devamı sırasında kesinleşen ilam üzerine borç ödendiği halde ipoteği terkin etmediği, ayrıca davanın kabul edildiği, her iki hususta dikkate alındığında davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine de hükmedilemeyeceği, davalı taraf davacı … … Ltd. Şti.’nin aktif husumet ehliyeti bulunmadığını ileri sürdüğü, her ne kadar taşınmaz diğer davacı …’a ait olsa da ipotek resmi senet içeriğinden bu ipoteğin davacı … Cihan Petrol Nakliyat Ltd. Şti.’nin borcu için verildiği, eldeki yargılamada ipoteğin kaldırılmasının bu davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının belirlemesini de içerdiği için aktif husumet ehliyeti bulunduğunun kabul edildiği, ipoteğe dayanak olan bayilik sözleşmesinden dolayı davalının bir alacağı kalmadığından ipoteğin terkinine karar verildiği gerekçesiyle, davacıların davasının ipoteğe konu borcun ödenmiş olması dolayısıyla kabulü ile, .. İli, .. İlçesi,… Emek Köyü, … Mevkii, … parsel’de kayıtlı davacı …’a ait 1012/1216 nolu hissenin üzerine 3307 yevmiye numaralı 03.04.2003 tarihli 100.000,00TL.bedelli, ipotek alacaklısı davalı Altınbaş Petrol Tic.ve A.Ş. olan ipoteğin ve yine aynı taşınmazda 29.06.2005 tarihli.. yevmiye numaralı işlem ile ..TL.arttırılarak …TL.bedelle ulaştırılan yine ipotek alacaklısı davalı … olan ipoteklerin kaldırılmasına, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSUNDA BULUNAN TARAF :
Karara davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili 21.02.2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde;
a)Müvekkili ile davacı Şirket arasındaki ticari ilişki davacının müvekkili şirketin bayisi olmak istemesiyle başladığı ve bu amaçla taraflar arasında … tarihli bayilik sözleşmesi ve akabinde … tarihli ve .. yıl süreli Akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, bayilik sözleşmesi şartları ve uygulanırlığı için tapuda davacılardan … adına kayıtlı dava konusu taşınmazda müvekkili şirket lehine 100.000,00TL.bedelli ipotek tesis edilip daha sonra ipotek bedelinin 200.000,00TL.daha artırılarak müvekkili şirket lehine toplam 300.000,00TL.bedelli ipotek tesis edildiğini, müvekkili şirket lehine ipotek hakkının gayesinin davacılar ile müvekkili şirket arasındaki sözleşmeler nedeniyle her ne sebeple doğursa doğsun, ceza-i şart da dahil olmak üzere bayinin doğmuş ve doğacak borçlarının teminat altına alınması olduğunu,
b)Taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin tesisinden sonra yaşanan süreçte taraflar arasındaki ilişki son bulmuş olup davacı Şirketin bayilik sözleşmesi devam ederken satış taahhütlerini yerine getirmemiş olması nedeni ile müvekkili şirkete cezai şart borcu doğduğundan müvekkili şirketin cezai şarttan kaynaklı alacaklı olması nedeni ile bu kapsamda taraflarınca 23.02.2011 tarihinde … kapatılan ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, davacının alacaklı bulunmaları durumunda ipoteğin fekki talebinde hukuki yarar bulunmayacağı için iş bu davada Mahkemenin taraflarca açılan … …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davsının sonucunu bekletici mesele yaptığını, sonucu beklenen bu dosyanın Mahkemece .. tarih ve .. sayılı kararı ile; cezai şart yönünden açılan davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydı ile 10.000USD’nin 07.02.2011 tarihinden itibaren davalılardan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine karar verildiğini, kararın temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçmek sureti ile 17.06.2019 tarihinde kesinleştiğini, davacının da ipoteğin fekki davası devam ederken ödeme yaptığını,
c)Taraflarınca açılan alacak davasının kesinleşmesi üzerine dosyanın kesinleşmesini bekleyen Mahkemenin ilama konu alacağın tamamının ödenip ödenmediği ödenen bedelin 22.380 USD’nin işlemiş faizini karşılayıp karşılamadığı bakiye alacağın bulunup bulunmadığı konusunda rapor düzenlenmesine karar verildiğini, dosya kapsamında alınan rapora göre davacının yargılama aşamasında yaptığı ödeme sonrasında bakiye bir alacağın kalmadığının tespit edildiğini, yargılama neticesinde Mahkemenin kararı ile; “ipoteklerin kaldırılmasına, davacı yararına vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 12.399,75TL.harcın davalıdan tahsiline” şeklinde karar verdiğini, ancak söz konusu kararın hukuka aykırı ve hatalı olarak verildiği kanaatini taşıdıklarını,
ç)İpoteğin fekki davasının açıldığı tarihte müvekkili şirkete karşı borçlu bulunan davacıların müvekkili şirket aleyhine dava ikame etmesinde haklı bir yön bulunmadığı açık olup, dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirme yapıldığında davacının talebinin reddi ne karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından 23.02.2011 tarihinde açılan alacak davasının henüz kesinleşmemiş olması karşısında; davacı yanca ipotek fek davasının açıldığı tarihte davacı şirketin ipotek vermesine sebep olan sözleşmeden doğan tüm hak ve alacaklarının sona ermemiş olduğunun açık olduğunu, her davanın açıldığı gündeki şartlara tabi olması kuralı da dikkate alındığında ipoteğin fekki davası açıldığında ipoteğin fonksiyonunun henüz sona ermediğinin açık olduğunu, hal böyle iken davanın açıldığı tarih itibariyle ipoteğin şartlara göre davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, buna rağmen davanın kabulü yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığını,
d)Mahkeme kararının vekalet ücreti ve yargılama masrafları yönünden de hatalı olduğunu, kararda cümle bütünlüğü ve ortaya konulmak istenilen anlamın (dava açılmasına sebebiyet verilmediği için davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi) dikkate alındığında her ne kadar cümlenin sonunda “davacı dava açılmasına sebebiyet vermemiştir” yazılmış ise de davalı yerine sehven davacı kelimesinin yazıldığı kanaatinde olduklarını, Mahkemenin gerekçesinde esasen işaret ettiği üzere; yargılama sırasında davacı yanca borç ödendiği için ipoteğin fekki davası açıldığı tarih itibari ile müvekkili şirketin ipoteği terkin etmemiş olmasında haklı ve hukuki menfaati bulunduğu ve bu halde davacı nezdinde haksız olmadığı dolayısıyla müvekkili şirketin ipoteğin fekki davası açılmasına sebebiyet vermediğinin görüldüğünü, bu doğrultuda davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının doğru olmadığını, Mahkeme’nin gerekçeli kararında müvekkili şirketin ipoteği terkin etmemiş olmasında hukuki menfaati bulunduğunu belirtmesine karşın “davalı tarafta yargılamanın devamı sırasında kesinleşen ilam üzerine borç ödendiği halde ipoteği terkin etmemiştir. Ayrıca dava kabul edilmiştir. Her iki hususta dikkate alındığında davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine de hükmedilmeyecektir” demek sureti ile müvekkili şirket lehine de vekalet ücretine hükmetmemiş olmasının açık bir çelişki olduğunu,
e)Her ne kadar Mahkeme “ayrıca dava kabul edilmiştir” şeklinde bir gerekçeye yer vermiş ise de asla taraflarınca davanın kabul edildiğine ilişkin bir beyanın söz konusu olmadığını, bunun yanı sıra borç ödendiği halde ipoteğin terkin edilmediği ifade edilmekte ise de; ipoteğin fekki davası açıldığı tarihte taraflarınca açılan alacak davası henüz kesinleşmemiş olup ipoteği terkin etmemekte haklı ve hukuki menfaatleri bulunduğunu, ipoteğin fekki davası açıldığı tarihte ipoteğin fonsiyonunun sona ermediğininde ortada olduğunu, Mahkemece de ipoteği terkin etmemekte müvekkili şirketin hukuki menfaati bulunduğu belirtilmesine karşın aynı zamanda ipoteği terkin etmediğinden bahisle vekalet ücretine hak kazanamayacağını ortaya koymasını anlaşılır gibi olmadığını, davacının ceza-i şarta ilişkin tutarı yargılama sırsında ödemiş olması nedeni ile müvekkili şirket tarafından ipoteğin terkin edilmesi gerektiği sonucunun çıkarılmasının mümkün olmadığını,
f) Mahkemece her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiği husus göz ardı edilmiş olup, davanın reddi ile lehlerine vekalet ücreti hükmetmek suretiyle yargılama giderlerinin de davacı üzerinde bırakılması yönünde hüküm tesis edilmesi gerektiği halde davanın kabulüne karar verilerek harcın müvekkili şirkete yüklenilerek lehlerine vekalet ücretine de hükmedilmiş olmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, ileri sürmüştür.
G E R E K Ç E : Dava, ipoteğinin kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
6100 sayılı HMK’nun “İncelemenin kapsamı” başlıklı 355-(1) maddesi ile; “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü taktirde bunu re’sen gözetir.” hükmünü amir olup, bu amir hüküm uyarınca davalı vekilinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni bakımından yapılan incelemede;
Dosya içeriği ve toplanan delillerden;

Davacı … … ile davalı Şirket arasında ilk defa … tarihinde Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin teminatı olarak dava konusu .. İli,….Bölge,.. Köyü, … Mevkii, .. parselde davacı … adına kayıtlı … hisse üzerine … tarih 3307 yevmiye sayılı Resmi Senet ile …TL.bedelle 1.derecede aylık %10 faiz nispetinde fekki alacaklı tarafından bildirilinceye kadar ve 15 yıl müddetle ipotek tesis edildiği, akabinde 29.06.2005 tarih … yevmiye sayılı Resmi Senet ile aynı şartlarla geçerli olmak üzere 200.000.000,00TL.ilavesi ile ipotek bedelinin 300.000.000TL.’sına arttırıldığı, taraflar arasındaki Akaryakıt Bayilik Sözlemesi 11.04.2008 tarihinde yenilenerek 02.07.2008 tarih .. yevmiye sayılı Resmi Senet ile de davacı …’ın dava konusu taşınmazdaki … hissesinin çıplak mülkiyetinin tamamı üzerine mevcut ve ileride yapılabilecek mütemmin cüz ve teferruatlara da şamil olmak üzere davacı Şirketin davalı Şirkete karşı gerek asaleten gerekse de kefaleten her ne sebeple olursa olsun cezai şartta dahil olmak üzere doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davalı Şirket lehine 2.derecede, %70 akdi faiz ve F.B.K süre ile serbest dereceden istifade etmek üzere 300.000,00YTL.bedelle ipotek tesis edildiği, taraflar arasındaki Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi’nin Rekabet Kurulu’nun kararıyla 18.09.2005 tarihinden önce yapılan akaryakıt bayilik sözleşmelerinin 18.09.2020 tarihi itibariyle geçersiz hale gelmesi nedeniyle sona erdiği, dava tarihi itibariyle ipoteğin davalı tarafından terkin edilmediği, davalı Şirket tarafından eldeki davanın davacıları ile dava dışı … aleyhine taraflar arasındaki Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi’ne istinaden davalıların (eldeki davanın davacıları) satış taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle cezai şart ve hizmet bedeline ilişkin alacak talebiyle 23.02.2011 tarihinde …. Asliye ..Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı asıl ve 19.09.2011 tarihinde birleşen …. Asliye ..Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan davaların Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda ..Karar sayılı … tarihli karar ile; asıl davada hizmet bedeli yönünden davanın reddine, cezai şart yönünden davanın kabulü ile; taleple bağlı kalınarak ve davacının fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak (22.380 USD doları üzerinden olmak üzere) 10.000USD dolarının 07.02.2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa uyarınca faizi ile birlikte davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ile ….’dan alınarak davacıya verilmesine, davalı … Doğan hakkında açılan davanın reddine, birleşen dava yönünden hizmet bedeline ilişkin alacak davasının reddine karar verildiği, kararın asıl ve birleşen davalılar tarafından temyizi üzerine Yargıtay ….HD.’nin .. tarih .. Esas .. Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, Mahkemece dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile alınan bilirkişi …’in 03.10.2019 tarihli raporu ile, davacılar tarafından… tarihinde yapılan ödemeler ile hüküm altına alınan davalı Şirkete olan borcun ödendiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir.
Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir.
Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden en son düzenlenen …. tarih ve … yevmiye numaralı resmi senet içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, teminat (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 851. ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, gecikme faizi, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan borcun toplam miktarının bu limiti aşması olanaklı değildir. Bu kural uyarınca üst sınır ipoteğinde alacak bakımından bir üst sınır tespit edilerek teminatın kapsamı saptanmaktadır. Bu şekilde rehin edilen alacağın tutarı değil, ipotekli gayrimenkulün sorumlu olduğu üst miktar belirlenmektedir. O halde teminat, alacağı ve alacaklı icra takibi yapmışsa takip giderleri ile temerrüt faizlerini, üst sınıra kadar sınırlamaya tabi olmaksızın sağlamaktadır. Bu bakımdan üst sınır ipoteği kurulurken akit tablosuna üst sınır belirlenmesi yapıldıktan sonra “bu meblağa ilaveten” denilmek suretiyle ilave yapma olanağı bulunmamaktadır. Yapılsa da geçerli sayılmaz. Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur (Yargıtay 7.HD.’nin 29.09.2021 tarih 2021/341 Esas 2021/1277 Karar sayılı ilamı).
Bütün bu açıklamaların ışığında; dava konusu ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi için ipotek lehdarı davalı Şirketin ipotek kapsamında davacı Şirketten bir alacağının bulunmadığının belirlenmesi gerekir. Az yukarıda belirtilen …. Asliye …Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı kesinleşen kararı uyarınca dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın teminat olarak gösterildiği taraflar arasında sona eren Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinden doğan davacı Şirketin davalı Şirkete borcunun bulunduğu sabittir. Bu itibarla dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmaza konulan teminat ipoteğinin kaldırılması talep şartları gerçekleşmemiştir.
Mahkemece davalı tarafından açılan ve … Asliye …Ticaret Mahkemesi’nin …Esas … Karar dosyası ile görülen asıl ve birleşen davaların sonucunun beklenmesine karar verilerek, yargılama sırasında söz konusu dosya ile görülen dava sonucu verilip kesinleşen karar uyarınca davacı Şirketin borçlu olduğu tespit edilen tutarın yargılama sırasında davacılar tarafından ödendiği, davacı Şirketin davalıya başkaca ödenmeyen borcunun bulunduğunun da davalı tarafından iddia ve ispat edilmediği dikkate alınarak davanın kabulü ile dava konusu ipoteğin terkinine karar verilmiş olmasında usul ekonomisi bakımından bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı vekilinin davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, davalı taraftın yargılamanın devamı sırasında kesinleşen ilam üzerine borç ödendiği halde ipoteğin terkin edilmediği, ayrıca davanın kabul edildiği (Mahkemenin kabule ilişkin gerekçesinin davanın kabul ile sonuçlandığına yönelik olduğu, davalı tarafın davayı kabulüne yönelik olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin Mahkemenin davanın kabulüne dair beyanının yerinde olmadığı, davalı tarafın davanın kabulüne ilişkin bir beyanının bulunmadığı yönündeki gerekçe yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.), hususları dikkate alındığında davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine de hükmedilemeyeceği gerekçesiyle kurulan hükümde bakiye karar ilam harcı davalı tarafa yüklenilerek, davalı lehine ücreti vekalet takdir edilmemiş ise de;
Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir. Az yukarıda belirtildiği üzere eldeki dava açıldığı tarih itibariyle dava konusu ipoteğin terkin şartları oluşmamıştır. Davanın yargılaması sırasında dava konusu ipoteğin teminatı kapsamındaki davacı Şirketin borç ve miktarının tespiti ile davacılar tarafından yapılan ödemeyle borç sona ermiştir. Bu itibarla ipoteğin terkinine ilişkin dava devam ederken ipoteğin temin ettiği borcun ödenmesi nedeniyle terkin şartları oluşmuş olduğundan Mahkemece davalı tarafın ipoteği kendiliğinden terkin ettirmemiş olması davalı aleyhine yorumlanarak hüküm altına alınan bakiye harcın davalıdan tahsiline karar verilerek, davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretinin hüküm altına alınmamış olması doğru görülmemiş olup, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin belirtilen yönden yerinde olan istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın 6100 sayılı HMK.’nun 353-(1)-b/2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisi ile davanın kabulüne, alınması gereken bakiye harcın davacı taraftan tahsili ile davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı lehine vekalet ücreti takdirine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; T.C. … .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar
sayılı kararının 6100 sayılı HMK.’nın 353-(1)-b/2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
1-Davanın KABULÜ ile; dava konusu …İli, … İlçesi, ..Bölge Emek Köyü, …Mevkii, .. parsel sayılı taşınmazın davacı … adına kayıtlı .. hisse üzerinde bulunan davalı … A.Ş. lehine; .. tarih .. yevmiye ile …deceden FBK kadar, aylık %10 faizli, 100.000.000.000TL.bedelli (ipotek bedeline 200.000YTL.ilave edilmekle ipotek bedeli 300.000YTL.’na yükseltilmiştir) ipotek ile 02.07.2008 tarih … yevmiye ile ….derecede …. kadar %.. akdi faizli 300.000.000,00TL.bedelli ipoteğin KALDIRILMASINA,
2-Alınması gereken 20.493,00TL.nispi karar ilam harcının peşin alınan 4.455,00TL.ile tamamlama harcı olarak alınan 3.638,25TL.’ndan mahsubu ile bakiye 12.399,75TL.’nın davacılardan tahsili ile Maliye Hazinesine irat kaydına, (B…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas .. Karar sayılı kararı uyarınca düzenlenen 06.04.2020 tarih ve 2020/138 sayılı Harç Tahsil Müzekkeresi uyarınca bakiye harcın tahsil edilmiş olması halinde mahsubu ile yerinden harç alınmasına yer olmadığına),
3-Davalı tarafından yatırılan 54,40TL.maktu ve 5.068,85TL.nispi istinaf karar harcının isteği halinde iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 45.000,00TL.nispi ücreti vekalet takdiri ile davacılardan tahsili tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 8,00TL.posta masrafı gideri ile 148,60TL.istinaf başvuru harcı gideri olmak üzere toplam 156,60TL.yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davalı istinaf avansının kullanılmayan kısmının iadesine,
9-Kararın taraflara tebliği ile harç tahsili ve iadesi ile avans iadesi işlemlerinin Daire Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesine istinaden iki hafta süre içerisinde 6100 sayılı HMK’nın 365-(1). maddesi uyarınca Daireye veya temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya ilk derece mahkemesine ibraz edilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 20.01.2023 günü oy birliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır