Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BURSA BAM 1. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO : 2021/1354
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2018
NUMARASI :
DAVACI :… – -…-…
VEKİLİ :Av. …L
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ :29/09/2021
YAZILMA TARİHİ :30/09/2021
Taraflar arasında görülen ipoteğin kaldırılmasına ilişkin davada davanın reddine dair karar davacı vekili tarafından istinaf edilmekle dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; KARAR
Davacı taraf dava dilekçesinde, davacı … Yıldız aleyhine Bursa 16.icra Dairesinin 2017/1039 esas sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, Nurgül Yıldız’ın gerçekte davalı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, ipotek belgesinde sözü geçen 580.000-TL’nin hiçbir zaman davacıya ödenmediğini, bu hususta icra dosyalarına gerekli itirazları da yaptıklarını ileri sürerek ipotek nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, ipotek belgesinde davacı tarafın borcu ikrar ettiğini, bunun aksinin yazılı belge ile ispatı gerektiğini, ticari defter ve kayıtlarla ipotek belgesindeki beyanın aksinin ispatlanamayacağını, davanın kötü niyetle açıldığını, takibin ise kötü niyetli olmadığını, bu sebeple kendi aleyhlerine icra tazminatlarına hükmedilmemesi gerektiğini, buna karşılık davacı aleyhine icra tazminatlarına hükmedilmesini talep ettiklerini, dava dışı Gökhan Kaplay ile davacının anne oğul olduklarını, şirketin dan takip tarihleri itibariyle kesinleşmiş toplam asıl alacak miktarlarının 862.803-TL olduğunu ileri sürmüştür.
Mahkemece, Davacı tarafın ipotek tesisi anında borcu açıkça ikrar ve kabul ettiğini İpoteğin davacıya vekaleten oğlu ve esas borçlu tarafından verildiği, Tarafların niyet ve iradeleri tam bir açıklıkla belirlenebilecek nitelikte olduğu, Artık bir tarafın şekli sebeplere dayanarak borçtan kurtulmaya çalışmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğu, Davacı tarafın vekaleten hareket eden ve ipoteği tesis eden oğlu Gökhan’a karşı hiçbir talep ve iddia ileri sürmeksizin sadece alacaklı tarafa yönelen iddialarda bulunduğu, ortada haksız bir işlem varsa, ‘ın da bunun tarafı ve sorumlusu olduğu, borcu ikrar beyanının doğrudan vekil tarafından tapu memuru önünde verildiği bu beyanın davacıyı da bağlayacağı davacı tarafın hakkın kötüye kullanılması kapsamında kalan iddiaları hukuken korunmaya layık bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili istinaf etmiş istinaf sebebi olarak; ipoteğin paraya çevrilmesi talebinin kullanılabilmesi için zorunlu şartın paraya çevirme anında geçerli bir alacağın bulunması olduğunu, davalı şirketin davacıdan hiçbir şekilde alacağının bulunmadığının basiretli bir tacirin davacıya verdiği mal veya parayı defterlerine işlemesi gerektiğini, delil listesinde davalı şirketin resmi defter ve kayıtlarına dayanıldığı halde mahkemece bilirkişi incelemesi yönündeki taleplerinin reddine karar verildiğini,
İpotek resmi senedinde ipoteğin dava dışı ‘ın borçlarının teminatını oluşturmak üzere kurulduğuna dair açıklama bulunmadığını, davalı şirketin de davacı aleyhine başlattığı takipte Gökhan’ı borçlu olarak göstermediğini, mahkemece genişletici yorum yapılarak ipoteğin borçları için verildiği yönündeki gerekçenin yerinde olmadığını,
Mahkemece ipoteğin davacıya vekaleten oğlu ve esas borçlu tarafından verildiği gerekçesinin yanlış olduğunu, ipotek tesis işleminin vekaleten Oğuzhan Kaplay tarafından yapıldığnıı, kişinin ancak kendisine ait borçlardan sorumlu tutulabileceğini, arada kan bağı dahi olsa başkalarının borcundan sorumlu olmayacağını,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 27/05/2012 tarih 2014/15142 Karar sayılı ilamında da belirtitği üzere borçlunun hesap kat ihtarnamesine süresinde itiraz etmesiyle icra hukuk mahkemesine şikayette bulunma hakkını kazandığı, borçlunun şikayeti üzerine mahkemece icra dosyasında bulunan ipotek akit tablosu hesap kat ihtarnamesi, hesap özeti, kredi sözleşmelerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğinde de bilirkişi incelemesi yaptırılarak alacağın ispatlanıp ispatlanamadığının değerlendirilmesi gerektiğini, mahkemece Yargıtay ilamının dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.
Dava, ipotekten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Taşınmaz üzerine konulan 25.12.2015 tarihli İpotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 580.000,00TL alacak için tesis edildiği, görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. TMK’nın 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası veya borcun doğmadığına dair varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Dava dilekçesinde münhasıran davalının defterlerine delil olarak dayanılmadığından, davalının defteri davanın ispatına imkan sağlamaz.
Somut olayda davacı ipoteğin teminat nedeniyle verildiğini ileri sürmediği gibi davalı şirkete borçlu olmadığını da yazılı belge ile ispat edemediğinden sonuç itibarı ile davanın reddine dair karar yerinde olup davacı vekilinin istinaf başvurunun HMK/353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi görüşündeyim.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353-(1)-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin olarak yatırılan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan avansın kararın kesinleşmesi ve talep halinde ilgilisine iadesine,
4-HMK.’nun 359-(4) maddesi uyarınca kararın taraflara tebliği ve istinaf gider avansı iade işlemlerinin dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren HMK’nın 361/1.maddesine istinaden 2 haftalık yasal süre içerisinde, HMK’nın 365/1.maddesinde belirtildiği üzere, kararı veren Dairemize veya temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya ilk derece mahkemesine verebileceği temyiz başvuru dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere 29/09/2021günü oybirliği ile karar verildi.
…
Başkan
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Katip
…
¸e-imzalıdır