Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/503 E. 2023/775 K. 18.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/503 Esas – 2023/775
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/503
KARAR NO : 2023/775

BAŞKAN : ….
ÜYE : ……
ÜYE :…….
KATİP : …

DAVACILAR : 1- … -TC Kimlik no- ….
2- … – TC Kimlik no- …..
3- … -TC Kimlik no- …..
VEKİLİ : Av. ….. – [16831-38057-…..] UETS

DAVALI : … KEBAPÇILIK GIDA SANAYİ TİCARET İTHALAT İHRACAT ANONİM ŞİRKETİ – ….. [25989-85450-……] UETS
VEKİLİ : Av. …….. – [16937-39967-….] UETS

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 29/05/2023
KARAR TARİHİ : 18/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı aile şirketinde toplamda 54.000 adet paydan her biri 4.500 adet pay sahibi olmak üzere davalı şirkete ortak olup Yönetim Kurulunda yer almadıklarını, davalı şirketin 2022 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısının 26.04.2023 tarihinde şirket merkezinde yapıldığını, Türk Ticaret Kanununun 437. Maddesi gereği müvekkillerinin bilgi edinme hakkı gereğince Yönetim Kuruluna birtakım sorular yöneltildiğini ve bunların bir kısmının hiç cevaplanmadığını ve bir kısmının da gerçek dışı ve tatmin etmeyen cevaplarla geçiştirildiğini, bu nedenle bahsi geçen Olağan Genel Kurulda müvekkilleri ve vekilleri tarafından özel denetçi tayini talep edilmesi gerekliliği hasıl olduğunu ve talebin oy çokluğu ile reddedildiğini, müvekkillerinin hissedarı olduğu davalı şirketten bilgi edinmeye yönelik hakkı ve hatta dağıtıma konu olan kâr-zararın eksik hesaplanışı, özel denetçi taleplerini haklı kıldığını, sermaye şirketleri arasında yer alan anonim şirketlerde karar alma organlarının genellikle çoğunluk pay sahiplerinin menfaatleri doğrultusunda kararlar aldıkları için, kanun koyucunun bu durumu dengelemek amacıyla pay sahiplerine bir takım haklar tanıdığını, özel denetçi isteme hakkının da tanınan bu haklar arasında olduğunu, ayrıca anonim şirketlerde her pay sahibinin genel kurula katılma, konuşma ve öneride bulunma, oy kullanma, sermaye artırımında rüçhan hakkını kullanma, ortaklıkta kalma ve payını devretme gibi hakları bulunmakta olduğunu, pay sahiplerinin bu haklarını bilinçli bir şekilde kullanması için bu hususlarla ilgili yeterli bir bilgiye sahip olması gerekmekte olduğunu, işbu sebeple Türk Ticaret Kanunu 437. Maddesinde pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme hakkı düzenlendiğini, özel denetçi isteme hakkının da pay sahiplerine tanınan bu bilgi alma ve inceleme hakkının devamı olarak nitelendirilebileceğini, davalı şirkette kârın, olduğundan düşük gösterildiği, bunun önemli bir kısmının faturasız alım ve satışlar yoluyla yapıldığı, bir diğer şekilde, stok kayıtlarının gerçeği yansıtmadığı, şirkette otomasyon sistemine geçilmesi ile sistemde bu hususların gizlenmesi ve sindirilmesi ve türlü yollarla kârın azaltıldığına ilişkin konularında, şirkete özel denetçi atanmasına karar verilerek atanan özel denetçiden rapor aldırılmasını talep ettiklerini belirterek davanın kabulüne, şirkete özel denetçi atanarak rapor aldırılmasına, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların müvekkil şirkette diğer aile üyeleri ile birlikte hissedar durumunda olduğunu, İSKENDER tescilli markasının aile üyelerine verdiği hak ile her biri ayrı ayrı işletmelerde aynı sektörde çalışmakta olduklarını, ancak davacıların, müvekkil firmanın 100 metre yanında kurdukları işletme ile haksız rekabet yaratmakta ve müvekkil firmaya zarar vermekte olduklarından hissedarları ve yöneticileri oldukları şirkete ‘Haksız Rekabetin Önlenmesi’ için ihtarname keşide edilmiş olup gereğinin yerine getirilmemesi üzerine Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2022/875 E. nolu Haksız Rekabetin Meni davası ikame edildiğini, TTK m.438/1’in madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, özel denetim isteminin kötüye kullanılması ve şirkete zarar vermesi tehlikesinin azaltılması amacıyla, pay sahibinin bu öneriyi yapabilmesinin bir ön şarta ve bazı maddi şartların varlığına bağlandığını, bu maddi şartlardan birincisinin, özel denetimin pay sahipliği haklarının, özellikle oy hakkının kullanımı yönünden gerekli olması olduğunu, başka bir deyişle, pay sahibinin özel denetim talep edebilmesi için, pay sahipliği haklarını, özellikle oy hakkını kullanabilmesi yönünden bilgi alması gerekli olması gerektiğini, bu maddi şart ile şirket dışı menfaat sağlamak, bir kararı önlemek veya taktik bir üstünlük elde etmek amacıyla talepte bulunarak özel denetim kurumunun kötüye kullanılmasının önlenmesinin amaçlandığını, diğer taraftan TTK’da azlık hakkı sahiplerinin mahkemeden özel denetçi atanmasını isteme hakkı 6762 sayılı Mülga TTK’dan farklı olarak, şirketin veya pay sahiplerinin zarara uğratılmış olduğunun, ikna edici şekilde ortaya konulmasına ve bu hususun mahkeme önünde ikna edici delillerle ispat edilmesi şartına bağlandığını, aksi durumda mahkemenin özel denetçi atanmasına karar vermeyebileceğini, Özel Denetçi talebinin genel kurul tarafından kabul edilmesi durumunda, bilançonun gerçekliğini veya tereddüt doğuran noktalarını incelemek başta olmak üzere, şirketin kuruluşuna veya idaresine dair usulsüzlüklerin veya kanun ya da şirket esas sözleşmesi hükümlerine aykırılıkların özel denetçi vasıtasıyla denetlenmesinin mümkün olacağını, ancak somut olaydaki gibi genel kurulun özel denetim talebini reddetmesi halinde, mahkemenin özel denetim yapılmasına karar vermesi için, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya şirket sözleşmesini ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıkları, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları gerekmekte olduğunu, ancak bu şart altında mahkeme tarafından özel denetime karar verilebileceğini, yani genel kurulun özel denetim talebini kabul etmemesi halinde, mahkemenin özel denetime karar verebilmesi için soyut iddiaların yeterli olmayacağını, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattığı iddia olunan somut sebepler ileri sürmek gerekeceğini, bunun da özel denetimin kapsamını, şirkete veya pay sahiplerine zarar verdiği iddia olunan somut vakıalarla sınırlandıracağını, genel kurul öncesinde gönderilen ihtarname ve verdikleri cevabın tetkik edilecek tüm kayıtların davacıların incelemesine hazır tutulmuş olduğu hususlarında taraflar arasında ihtilaf olmadığını, şirket sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelerin ise TTK’ya uygun olarak korunmakta olduğunu, davacı tarafça dayanılan Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/942 E. sayılı dosyasında sunulan Özel Denetçi Raporunun bilimsel temelden ve gerek mantık gerekse muhasebe gerekliliklerinden uzak hazırlanmış bir rapor olduğundan dikkate alınmasının mümkün olmadığını, bu yasal süreç takip edilmeksizin, raporun denetçiler tarafından öncelikle şirkete sunulmaksızın mahkemeye verilmesi, davacılara özel denetim raporunun doğrudan verilmesi, şirketin bilgisi dahi yokken bu rapordan genel kurulda davacı ortakların detaylarıyla bahsetmelerinin yasaya aykırı olduğunu, bahse konu 16.02.2023 tarihli özel denetim raporunun dayanaksız ve gerçek dışı olup mantıksız çıkarımlar yapıldığını ve hatalı veriler yazıldığını, hiçbir şekilde denetime elverişli olmadığı gibi delil niteliği de olmadığını, davacı tarafın dilekçesinde ‘Stok affından yararlanmış olmak’ eleştirildiğini ve bu yasal hakkın bir itiraf olarak nitelendirildiğini, bu bakış açısının haksız ve mesnetsiz olduğunu, zira vergi incelemelerinin genellikle çok fazla zaman almakta olduğunu, aynı zamanda rapor hazırlamak, geçmiş evrak ve defterleri bulmanın çok zaman ve emek kaybına neden olmakta olduğunu, bu imkandan yararlanarak tüm bu süreçten muaf tutulabilmek ve harcayacağınız zamandan da tasarruf ederek işlerinize odaklanma imkanı bulmak pek çok şirket tarafından tercih edilen bir yol olduğunu, hiçbir şekilde ikrar ya da itiraf olmadığını, karın doğru hesaplanmadığının karinesi de olamayacağını, davacı tarafın bu şekilde zorlama karineler yaratmasının da esasen somut bir usulsüzlük ve haksızlığı ortaya koyamamış olmasından kaynaklanmakta olduğunu, toplantı tutanağının usule ve toplantıda görüşülenlere uygun tutulduğunu hatta davacılar tarafından da okunduğunu ve her hangi bir itirazda bulunulmadığını, davacı tarafın dilekçesinde ileri sürülen iddiaların ikna edici kanıtlarına yer verilmediğini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın (talebin) reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, şirkete özel denetçi atanması talebine ilişkindir.
Özel denetçi tayini önemli azlık haklarından birisi olup TTK.nun 438. Maddesinde düzenlenmiştir. Amaç şirket organlarını belirli işlemleri açıklama yükümlülüğü altında bırakarak azlığın hukuki statüsünün iyileştirilmesidir.Kanunda düzenlendiği şekliyle özel denetim periyodik olmayan yani istenilen zamanda yürütülebilen esas bakımından sınırlandırılmamış ancak işletmenin belirli alanlarını kapsayan bir denetim biçimidir. Özel denetçi talebinin kabulü halinde TTK.nun 438. Maddesi, esas alınacak reddi halinde ise TTK.nun 439. Maddesi hükmü gereği sermayenin en az onda birine sahip pay sahipleri şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden özel denetçi tayini talep edilebilecektir. 6102 sayılı TTK özel denetçi tayini talebini açıkça gündeme bağlılık ilkesi kapsamından çıkarmıştır. Mahkemenin özel denetçi tayin edebilmesi için aranan koşulların başında pay sahiplerinin Genel Kurulda daha önceden bilgi edinme ve inceleme haklarını kullanmış olmaları gelmektedir.Genel Kurulda bu konuda talepte bulunma mahkemeye başvuru için tüketilmesi gereken bir yoldur. Bilgi edinme hakkının Genel Kurulda kullanılmış ancak bilgi verilmemiş olması halinde koşul gerçekleşmiş sayılır ve pay sahibinin bu hakkını kullanımı için mahkemeye başvurmasına gerek olmaksızın özel denetçi talebinde bulunması mümkündür. Davacı özel denetçi tayininin gerekliliği ve Genel Kurulda bilgi edinme ve inceleme hakkının kullanılmış olduğunun yanı sıra kurucuların veya organların kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal etmek suretiyle şirketi veya pay sahiplerini zarar uğrattıklarını ikna edici biçimde ortaya koymalıdır. Kanun ve esas sözleşmenin ihlali kurucular veya organların Anonim Şirketler Hukukunun yazılı veya yazısız kurallarına aykırılıklarını kapsar.Özen ve bağlılık yükümlülğünün ihlali, eşitlik ilkesinin ihlali, bilançoya ilişkin düzenlemelerin ihlali,oydan yoksunluk hallerine aykırılıklar, yakınlara yapılan haksız ödemeler bunlardan bazılarıdır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; bilgi alma ve inceleme hakkının Genel Kurul öncesinde ve sonrasında davacı ortaklara yeterince kullandırıldığı, özel denetçi tayini talepleri ile ilgili davacıların ortaklıktan kaynaklı pay sahipliği haklarını kullanabilmesi için özel denetimin gerekliliği konusundaki şartların davacı yanca açıklıkla ortaya konulamadığı ve yasal koşulların (TTK 430/II maddesi) ispat edilemediği, davacıların ileri sürdüğü özel denetim konuları ile ilgili Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/942 esas 2022/581 karar sayılı kararı ile 11/05/2022 tarihinde karar verilmiş olup, şirkete özel denetçi olarak tayin edilen SMMM … ile Gıda Mühendisi …’ın özel denetim raporunu 16/02/2023 tarihinde ibraz ettiği anlaşılmış, 26/04/2023 tarihli şirketin olağan genel kurulunda soru olarak yöneltilen hususların rapor ile cevaplandırıldığı, davacı yan ortaklarına bilgi alma hakkının daha önce kullanılan ve özel denetim istenen şirket yönetimi ile ilgili ilave bazı usulsüzlükler olduğu iddia ediliyorsa, yeniden özel denetçi tayini istemi yerine sorumlu olduğunu düşündükleri Yönetim Kurulu aleyhine dava açılabilecekken yeni dönem için aynı iddialarla yeniden denetçi tayini isteminin taraflar arasında davacıların ortağı ve yetkilisi oldukları şirket ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/875 esas sayılı haksız rekabet davası da derdest iken yerinde olmadığı, bilgi alma ve inceleme hakkı ile özel denetim isteme hakkının yasal sınırlar içinde daha önce kullanıldığı anlaşıldığından bu aşamada yerinde görülmeyen istemin reddine karar vermek gerekmiş hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85.-TL maktu harçtan peşin yatırılan 179,90.-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflara İADESİNE,
Dair, HMK’nun 320/1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/09/2023

Başkan ….
e-imza
Üye ….
e-imza
Üye …..
e-imza
Katip ….
e-imza