Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/41 E. 2023/40 K. 13.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :2023/41 Esas
KARAR NO :2023/40
HAKİM :… …
KATİP :… …
DAVACI :… – … MÜNCHEN /ALMANYA
FEDERAL CUMHURİYETİ
VEKİLİ :Av. … – [16109-01858-43015] UETS
DAVALI :… – … …
VEKİLİ :Av. … –
DAVA :Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :02/07/2020
KARAR TARİHİ :13/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkilinin 22.11.2016 tarihli limited şirket hisse devir vaadi sözleşmesiyle ………….. Dekorasyon Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine % 50 pay ile ortak olduğunu ve 28.12.2016 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nden de anlaşılacağı üzere adı geçen Akasya Dekorasyon Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi 5 yıl süreyle müdür olarak yönetmekle yetkilendirildiğini, şirketin diğer ortağı Bursa 18. İcra Müdürlüğü’nün 2019/14142 numaralı icra takip dosyasının alacaklısı olarak görünen … olduğunu, … müvekkilinden aldığı vekaletle de bir süre şirketi idare ettiğini ancak taraflar arasında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle müvekkilinin davalıyı azlettirdiğini, müvekkilinin şirket ortağı olduğu dönemde şirketin SGK’ya olan prim ve ceza borçları ile vergi borçlarını ödemek zorunda kaldığını, bizzat müvekkilinin yaptığı ödemelerin temin edebildikleri dekontlarını 3. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduklarını, diğer ödeme dekontları SGK’dan ve vergi idaresinden 3. Asliye Ticaret Mahkemesince temin edilebileceğini ve yapılacak olan yargılama sonucunda müvekkilinin ödediği miktarın yüz binlerce TL tuttuğunun açıkça görüleceğini, davalının Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/796 E. Numaralı dosyasına sunmuş olduğu 21.01.2019 tarihli cevap dilekçesinde varlığını belirttiği ve dilekçe ekinde delil olarak sunduğu 22.11.2016 tarihli limited şirket hisse devir vaadi sözleşmesinde müvekkiline atfen ”Devir bedelinin yarın nakden 60.000 ödeyeceğim” şeklinde yazmakta olduğunu ve dosyaya sundukları bizzat davalının imzasının olduğu evrakta müvekkilinin davalıya hisse devir vaadi sözleşmesi ile uyumlu olacak şekilde 23.11.2016 tarihinde 60.000,00 TL ödediği yazdığını, müvekkilinin davalıya 5.000,00 TL, 15.000,00 TL ve 30.000,00 TL daha ödeme yaptığını, bu tutarların da dava konusu senetten mahsubunun gerektiğini, bizzat davalının tuttuğu notlarda da müvekkilinin davalıya 21/10/2017 tarihi itibari ile 493.547,00 TL ödeme yaptığının belli olduğunu, bu ödemelerin de icra takibine konu senetten mahsubunun gerektiğini, iş bu davaya konu senede atıfta bulunan adi yazılı hisse devir sözleşmesinin düzenleme tarihi 22/11/2016 olduğunu, takibe konulan senedin düzenleme tarihi de 22/11/2016 olduğunu, müvekkilinin davalıya elden verdiği paralar dışında banka aracılığıyla da oldukça yüklü ödemeler yapmış olduğunu, müvekkili ile davalı arasındaki alacak verecek ilişkisinin sadece şirket hisse devir bedelinden kaynaklandığını, ve dava konusu senedin de bu nedenle verildiğinin kabul edilmesi gerekliliği karşısında müvekkilinin banka aracılığıyla da davalıya yapmış olduğu ödemelerin senet bedelinden mahsubunun gerektiği açıkça ortada olduğunu, müvekkilinin ihtiyati haciz kararı nedeniyle mağdur olmaması için ivedi olarak gösterilecek teminat karşılığında icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilmesini, yargılama sonrasında müvekkilinin Bursa 18. İcra Müdürlüğü’nün 2019/14142 numaralı icra takip dosyasına konu edilen 22.11.2016 düzenleme tarihli, 22.12.2016 vade tarihli 216.000,00 tl bedelli senetten ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitini, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine girişen davalının % 20 oranında tazminatla sorumlu tutulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılması talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekilinin 01/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı konusu sebebi ve tarafları aynı olan ikinci bir menfi tespit davası açtığını aynı konuda daha önce Bursa 2.Asliye Tİcaret Mahkemesi’nin 2020/144 Esas ve 2020/211 Karar sayılı kararı ile karar verildiği, davacının şirkete ait SGK borçlarını ve cezalarını ödediği iddiası bakımından; davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde hasmın yanlış gösterilmesi sebebiyle husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacı taraf dilekçesinde, müvekkili … ve babası vahap özpazarbaşı’ nın kendilerine ait olan akasya dekorasyon sanayi ve ticaret limited şirketine ait % 50 lik paylarını şirket hisse devir vaadi sözleşmesi ile devretmeleri sonucu davacı tarafın şirkete ortak olduğundan ve hisseleri devraldıktan sonra şirkete ait SGK’ ya olan prim ve ceza borçlarını ödemek zorunda kaldığından bahsettiğini, davacı yan dilekçesinde 22.11.2016 tarihli limited şirket hisse devir vaadi sözleşmesinde yer alan ifadeye göre hisse devri için ödenmesi gereken 60.000,00 liralık kısmı ödediğini ve Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/796 e. ve 2020/73 k. sayılı dosyasında taraflarınca bunun ikrar edildiğinden bahsettiklerini, davacı hisse devri vaadi sözleşmesi ile aynı tarihli olması sebebine bağlı olarak 216.000,00 bedelli senedin oluşturulduğunu ve bunun da bedelinin ödendiği iddiasında bulunulduğunu, davacı yan, senedin hisse devrinden kaynaklanan borç olduğunu iddia ederek borçlarından kurtulmaya çalışmaktığını, dilekçesinde davacı tarafça banka aracılığıyla yapılan ödemelerin mahsubunu talep ettiğini, ancak buna dair bir delil sunmadığını, davacı yanın dilekçesinde yer alan tüm iddialarda ödenmediği halde borçları ödenmiş gösterdiğini ve üstüne bir de mahsup talep ederek hukuka aykırı hareket edildiğini, davacı yan limited şirket pay devri sözleşmesine dayanarak hisse devrinin davacı tarafından ödendiğini iddia ettiğini, bu sebeplerle davacının haksız davasının reddine karar verilmesini, derdestlik itirazımızın kabulüne, dava değerinin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 19/12/2022 gün ve 2021/1812 esas 2022/1939 karar sayılı ilamı ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/796 esas sayılı dosyası ile mahkememizin bu dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat olduğu belirtilerek birleştirilme yönünde karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından birleştirme hususu incelenmiş ve mahkememizin iş bu dava dosyası ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/796 esas sayılı dosyaları arasında tarafları ve konuları bakımından hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu, davanın aynı hukuki ilişkiden kaynaklandığı ve dava dosyalarının birlikte görülmesinde usul ekonomisi yönünden de yarar görülmekle HMK’nun 166 maddesi uyarınca Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/796 Esas sayılı dosyası ile eldeki dava dosyasının birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıdaki açıklanan sebep ve gerekçelerle;
1-Mahkememiz iş bu dava dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunan Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/796 Esas sayılı dava dosyasının HMK 166/1.maddesi uyarınca BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın Mahkememizin 2020/58 Esas sayılı dosyası üzerinden YÜRÜTÜLMESİNE, esasının bu şekilde KAPATILMASINA,
3-Yargılama harç ve giderlerinin birleşen dava dosyasında hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, esas hakkındaki hüküm ile birlikte kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 13/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır