Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/351 E. 2023/397 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/351 Esas – 2023/397
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR

ESAS NO :2023/351 Esas
KARAR NO :2023/397

HAKİM :..
KATİP :..
DAVACI :… – …
VEKİLİ :Av. …. – [16032-30060-…….] UETS
DAVALI :… ULUSLARARASI MAKİNA TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …….
DAVA :İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :10/04/2023
KARAR TARİHİ :12/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :25/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle;dosya borçlusu … Uluslararası Makina Ticaret Anonim Şirketi adına davacı tarafından gerçekleştirilen ödeme nedeniyle verilen 15.000 TL’nin nin faizi ile birlikte davacıya ödenmesi talebi ile Bursa 10. İcra Dairesi 2022/… sayılı icra takibi başlatıldığını, icra dosyasından ödeme emri davalı borçluya 07.04.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı borçlu vekilince 08.04.2022 tarihinde dosyaya itiraz dilekçesi sunduğunu, icra müdürlüğü tarafından 11.04.2022 tarihli karar tensip tutanağı ile itiraz nedeni ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı yan tarafından Bursa 10. İcra Dairesi 2022/… sayılı icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinde açıklamalar bölümünde “Ayrıca, takip yetkisiz İcra Müdürlüğü nezdinde başlatılmış olduğundan yetkiye de itiraz etmekteyiz.” şeklinde ve Sonuç ve İstem kısmında da ” … yetkiye en geniş şekilde itiraz eder,…” denilerek yetki itirazında bulunulduğunu, fakat yetkili icra dairesinin neresi olduğu açıkça gösterilmediğini, ” İİK.nun 50/1.maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK.nun 447/2. maddesi atfıyla aynı Kanunun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. HMK.’nun 19/2. maddesi uyarınca, borçlu, yetki itirazında, yetkili icra dairesinin hangisi olduğunu bildirmek zorundadır. Aksi takdirde, yetki itirazı geçersizdir. Borçlular itiraz dilekçelerinde, icra dairesinin yetkisiz olduğunu belirtmekle yetinip, yetkili icra dairesini göstermediklerinden usulüne uygun olarak yapılmış bir yetki itirazının varlığından söz edilemez. ” şeklinde karar verildiğini, yüksek mahkeme kararları bu yönde olduğunu, bu sebeple davalı borçlu şirketin yetki itirazının geçersiz olduğunu, davalının yetki itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini, 26.04.2022 tarihinde iş bu itirazın iptali davası açılmadan evvel 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m. 17, m. 18/A ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 5/A gereği dava şartı zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, görüşme sonucunda anlaşamadıklarını, davalı borçlu şirket, Sağlık Bakanlığı tarafından MR, tomogrofi ve benzeri tetkik cihazları için Kamu İhale Kurumu tarafından açılan 2021/257989 kayıt numaralı ihaleye katılmışlar ve verdikleri teklif ile ihaleyi kazandıklarını, ihaleyi kazanmaları nedeni ile davalı borçlu şirkete çağrı yapılması prosedürü sırasında Kamu İhale Kurumu tarafından Sağlık Bakanlığı’nın söz konusu cihazlara ihtiyaç duymadığı gerekçesi ileri sürülerek gerçekleştirilen ihalenin feshedildiğini davalı borçlu şirkete bildirdiklerini, bunun üzerine kendisini davalı borçlu şirket çalışanı olarak tanıtan ve avukatlık mesleğini icra eden davacı …’i, 0549 213 70 01 numaralı telefon numarasından arayan … isimli vatandaş davacıya vekalet vermek istediklerini, ihale sürecinde yardımlarını talep ettiklerini, davacı ile davalı şirket yetkilisi Leon Badi ve … arasında telekonferans şeklinde telefon konuşması da gerçekleştirildiğini, davalı şirket yetkilisi ve çalışanını dinleyen davacı daha sonra kendisini davalı şirket çalışanı olarak tanıtan … ile görüştüğünü, ve Kamu İhale Kurumu’nun aldığı karara itiraz için gerekli hazırlıklar yönünden 15 Temmuz 2021 tarihinin resmi tatil olması da göz önünde bulundurulduğunda zamanın kısıtlı olduğunu, bunun için bir uzman görüşüne başvurularak görüş alınması gerektiğini, bu görüş ile birlikte kurum kararına itiraz edilmesi gerektiğini ifade ettiğini, davalı şirket çalışanı … ne gerekiyorsa yapılmasını istediğini, daha sonra davacı dava dışı … isimli kişinin uzman görüşü hazırlamak için müsait olduğunu ve 15.000,00 TL bedelle itiraz için uzman görüşü hazırlayabileceğini, davalı şirkete bildirdiğini, davalı şirket çalışanı …, davacıya paranın sıkıntı olmayacağını, en geç 19 Temmuz 2021-Pazartesi günü davacının hesabına ödeyeceklerini, şimdi ödemenin ve gerekenin davacı tarafından yapılmasını talep ettiğini, ve bir an evvel itirazın yapılmasını istediklerini, müvekkil tarafından dava dışı … adına kayıtlı bulunan banka hesabına 15.000,00 TL, 16.07.2021 tarihinde EFT ile ” … AŞ adına yollanan” açıklaması ile gönderildiğini, buna dair dekont örneğini dilekçe ekinde ibraz ettiklerini, ayrıca mahkemenin gerek görmesi durumunda, ilgili bankaya müzekkere yazılarak davacı tarafından dava dışı …’a 16.07.2021 tarihinde 15.000,00 TL gönderilip gönderilmediğinin sorulmasını talep ettiklerini, belirterek davalının Bursa 10. İcra Dairesi 2022/… sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu borca itirazın fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik takip miktarı asıl alacağın 500,00 TL kısmının iptali ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik takip miktarı asıl alacağın 500,00 TL kısmının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili için takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilerek davalıdan tahsili ile müvekkilime verilmesine, yargılama giderleri ile karşı taraf vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE;
HMK’nın 114/1-c maddesine göre “mahkemenin görevli olması” dava şartıdır. Aynı Kanun’un 115/1 maddesine göre mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Aynı maddenin 2 nolu bendine göre ise mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Diğer taraftan Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesi uyarınca iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar sayılmış, 5. maddesinde de ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı belirtilmiştir. 4. madde hükmüne göre bir davanın ticari dava sayılması için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması (mutlak ticari dava) gerekir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Somut olayda, her ne kadar davalı taraf tacir olsa da, davacının tacir olmadığı avukat olduğu, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi taraflar arasındaki ihtilafın Ticaret Mahkemeleri’nin görevini belirleyen TTK’nın 4. Maddesinde sayılan hususları kapsamadığı anlaşıldığından bu hususla ilgili yargılama yapma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup mahkememizin görevsiz olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
3-Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
4-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair; davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/04/2023

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır