Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/160 E. 2023/145 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/160
KARAR NO : 2023/145

HAKİM : …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … – [16261-62983-22282] UETS

DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16967-69759-88982] UETS
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2020
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2023
Öncesinde Bursa 4. Tüketici Mahkemesinin 10/09/2020 tarihli 2020/115 esas 2020/153 sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilen dosyada mahkememizin 15/02/2021 tarihli 2020/820 esas 2021/138 sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesinin 10/01/2023 tarihli 2021/2360 esas 2023/61 sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, Mahkememizin 15/02/2021 tarihli 2020/820 esas 2021/138 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiğinden Mahkememizin 2023/160 esasına kaydı yapılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından sigorta edilen, davalı …’ın maliki ve sürücüsü bulunduğu 77 DH 948 plaka sayılı araç ile 16.10.2018 tarihinde alkollü sürücü Gökhan Onat’ın sevk ve idaresinde iken meydana gelen trafik kazası sonucu Muzaffer Gündoğar’ın ağır şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün %100 oranında kusurluğu olduğunu, bu sebeple davalı aleyhinde başlatılan Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2019/14161 esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu bildirerek dava miktarı ile sınırlı olmak üzere davalı şahıs adına kayıtlı araç ve gayrimenkullerin tespiti ile 3. Şahıslara devrinin önlenmesi için teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, itirazının iptaline ve %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi ile ceza dosyasının Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesinde devam etmekte olduğunu, hüküm verildiğini ancak kesinleşmediğini, dosya içerisinde rapor bulunduğunu, raporda basit tıbbı müdahale ile iyileşileceğinin belirtilmekte olduğunu, dosyaya sunulan delilleri kabul etmediklerini, ceza dosyasında olayın gerçekleşme şekli davacının iddiaları gibi olmadığını, buna ilişkin delillerin ceza dosyasında mevcut olduğunu, kusur da tümüyle müvekkilinin üzerinde olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, itirazın iptali davası olup yasal süresi içerisinde açılmıştır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve dosyada alınan bilirkişi heyeti raporu da nazara alınarak davanın kabulüne ile davalının Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2019/14161 Esas sayılı icra takibine itirazının İPTALİ ile icra takibinin 89.468,00 TL asıl alacak, 2.139,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 91.607,88 TL üzerinden devamına, yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, ilk derece mahkemesi tarafından deliller toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, ceza yargılaması sırasında alınan Adli Tıp Raporuna göre dava dışı kişinin yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğunun tespit edilmesine rağmen hükme esas alınan raporun resmi bir Adli Tıp raporuna binaen hazırlanmadığı için hatalı olduğunu ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesinin 10/01/2023 tarihli 2021/2360 esas 2023/61 sayılı kararı ile davaya konu aracın cinsinin poliçede ve ruhsatında “kamyonet” yazılı olduğu, davalıya ait aracın poliçede ve ruhsatta ticari olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığı gibi taraflarca davalı gerçek kişinin tacir olduğu da iddia edilmediği, benzer konuda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 17.04.2013 tarihli 2012/13-1217 E.-2013/55 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, uyuşmazlığın çözümünde davaya konu aracın hangi amaçla kullanılmak üzere satın alındığının tespiti önem taşımakta olduğu, davalının aracı ticari amaçla kullanmak üzere aldığını beyan ederek aracı “ticari ” olarak tescil ettirmemiş olması karşısında, aksi de taraflarca ispatlanamamış olmasına göre aracın hususi amaçla satın alındığının kabulü gerekmekte olduğundan mahkememiz tarafından davacı … şirketi ile davalı sigortalısı … ile arasındaki ilişki 6502 sayılı Yasanın 3/1. maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanması nedeniyle davaya Tüketici Mahkemesi tarafından bakılarak sonuçlandırılması gerekirken esasa girilerek karar verilmiş olması nedeniyle davalı vekilinin sair istinaf istemleri incelenmeksizin istinaf isteminin kamu düzeni bakımından kabulü gerektiği belirtilerek davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile mahkememizin 15/02/2021 tarih ve 2020/820 – 2021/138 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiğinden dosyanın mahkememizin 2023/160 esasına kaydı yapılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde; Mal, alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, Satıcı; kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1.maddesinde her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Somut olayda; davaya konu aracın cinsinin poliçede ve ruhsatında “kamyonet” yazılı olduğu, davalıya ait aracın poliçede ve ruhsatta ticari olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığı gibi taraflarca davalı gerçek kişinin tacir olduğu da iddia edilmediği, uyuşmazlığın çözümünde davaya konu aracın hangi amaçla kullanılmak üzere satın alındığının tespiti önem taşımakta olduğu, davalının aracı ticari amaçla kullanmak üzere aldığını beyan ederek aracı “ticari ” olarak tescil ettirmemiş olması karşısında, aksi de taraflarca ispatlanamamış olmasına göre aracın hususi amaçla satın alındığının kabulü gerekmekte olduğundan mahkememiz tarafından davacı … şirketi ile davalı sigortalısı … ile arasındaki ilişki 6502 sayılı Yasanın 3/1. maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanması nedeniyle ve davanın niteliği itibari ile de TTK’nun 4.maddesinde sözü edilen mutlak ticari davalardan olmadığı göz önüne alındığında; uyuşmazlığın tüketici uyuşmazlığı olup, Tüketici Kanunu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle davaya bakmaya görevli mahkemenin de Tüketici Mahkemesi olduğu sonucuna varılmakla, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın TTK’nun 4,5.maddeleri uyarınca ticari dava niteliğinde olmadığından; mahkememiz bu davaya bakmaya görevli bulunmadığından; mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK nun 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin sür içinde talep edilmesi halinde; dosyanın görevli Bursa Nöbetçi TÜKETİCİ Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ,
3-Yargılama, harç ve giderlerinin 6100 sayılı HMK’nun 331/2. Maddesi uyarınca görevli mahkemece DİKKATE ALINMASINA,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 15/02/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza