Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/926 E. 2023/301 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/926 Esas – 2023/301
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/926 Esas
KARAR NO : 2023/301

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : ….. (TC. …..)
VEKİLİ : Av. ……..UETS
DAVALI : OTOYOL YATIRIM VE İŞLETME ANONİM ŞİRKETİ – ….. UETS
VEKİLİ : Av………UETS

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2022
KARAR TARİHİ : 23/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı, 28.08.2022 tarihinde maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı ticari aracı ile Balıkesir ilinden Bursa iline ticari faaliyette bulunduğu sebze-meyve ve turşuları satmak amacıyla, işleteni, bakım ve onarım yükümlüsü davalı-şirket… Ve İşletme A.Ş olan İstanbul-İzmir ücretli otoyolunu kullandığını, müvekkili davacı Bursa/Karacabey-Harmanlı Mah. mevkiinde (140+600km) 70-80 km hızla seyir halinde iken otoyol asfaltında bulunan deforme sonucu direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve sol şeritten ve ters yönden gelen araçlara çarpıp zararın daha fazla büyümemesi amacıyla aracı sağa şeride yöneltmiş ve yolun sağında bulunan bariyerlere çarparak durabildiğini, söz konusu kaza neticesinde araç sola devrilip ciddi olarak maddi hasara uğramış, müvekkili ve araçta yolcu olarak bulunan dava dışı Abbas KOCAK’ın yaralandığını, izah edilen kazaya ilişkin olarak Trafik memurlarınca “Trafik Kazası Tespit Tutanağı” tanzim edildiğini, müvekkil davacı meydana gelen kaza sonrası Bursa Şehir Hastanesine sevk edildiğini, dosyaya ibraz edilecek Epikriz raportları ve Adli Tıp Raporlarından da anlaşılacağı üzere; “Sol kol dirsek ve omuzda yaygıl cilt erozyonu, multipl kas ve doku kaybı alanları mevcut, sol omuzda ağrı ve krepitasyonun mevcut olduğu, sağ eş dorsolateralinde 5 cm’lik parçalı kesi, 4-5 ekstensor tendon kesisi ve sürtünmeye bağlo erode” tespit edildiğini, davalı-karşı tarafın eylemi sözleşmeye aykırılık ve haksız fiil niteliğinde olduğunu, davacı şirket, müvekkil-davacıdan “otoyolun kullanımına ilişkin bedel” tahsis etmiş olup taraflar arasında otoyolun kullanımına ilişkin hizmet sözleşmesi kurulduğunu, otoyolu işleten davalı-şirket, sözleşmenin kurulduğu geçiş anından otoyoldan çıkış anına kadar otoyolu kullandırma ve böylelikle ulaşım açısından beklenen faydayı sağlama borcunu altında olduğunu, başka bir söylemle, davalı yan, otoyolu, otoyolun kullanım süresi boyunca kazaya sebep olabilecek her türlü engelden ari ve kullanıma uygun tutma borcu altında olduğunu, davalı-şirket, otoyolda sürüş ve geçiş güvenliğini tehlikeye atabilecek her türlü unsurun düzenli bakım ve onarım sorumluluğu altında ortadan kaldırılması ile yükümlü olduğunu, davalı yanca, kaza tespit tutanağı ile de sabit olan Bursa/Karacabey-Harmanlı Mah. Mevkiindeki deformenin ortadan kaldırılmamış, kazanın oluşmasına engel olmayan yönelik olarak eylemde de bulunmadığını, kaza mahallinde yoldaki deformeye ilişkin yeterli aydınlatma ve uyarı levhası bulunmadığı gözetildiğinde davalı-karşı yanın hizmet kusurunun bulunduğu aşikar olup, müvekkili davacının maliki ve işleteni olduğu … plakalı araç, davalı-şirketin ağır kusuru neticesinde meydana gelen trafik kazası sonucu ağır hasar aldığını, müvekkili aracın onarım masraflarına katlanmış ve 20 gün süren onarım sürecinde aracından mahrum kalmiş ve aracın değer kaybına uğraması sebebi ile maddi zarara uğramış olduğunu, öyle ki müvekkil davacı tedavi sürecinde hastaneye gidip gelmiş ve tedavi masrafları üzerine kaldığını, çekmiş olduğu fiziksel acı zorlu tedavi süreci, ızdırap ve araçta bulunan dava dışı Abbas Kocak’ın da yaralanmasından kaynaklanan vicdan azabı neticesinde manevi tazminat talebi mevcut olduğunu, müvekkili aracında meydana gelen değer kaybı, onarım masrafları, araçtan mahrum kalınan süre ve tedavi sürecinde uğramış olduğu maddi zararlar sebebi ile belirsiz alacak talepli olarak fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın, müvekkili uğramış olduğu fiziksel, psikolojik ve vicdani ızdırap nedeni ile 10.000,00-TL manevi tazminatın, iki tarafın da tacir olması nedeniyle, kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı taraflara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili, kendi sorumluluk alanı içerisinde olan köprü ve otoyolların tamamında, trafik güvenliğinin sağlanması için yasaların kendisine yüklediği tüm sorumluluğu eksiksiz ve tavizsiz bir biçimde yerine getirdiğini, müvekkili işlettiği köprü ve otoyolların hiçbir bölgesinde, trafik güvenliği için gerekli, aydınlatma, uyarıcı tabela vs gibi işaretlendirme eksiği bulunmadığını, ayrıca sorumluluk bölgelerinde rutin bir şekilde devriye kontrolü yapılmakta, trafik güvenliğini tehdit eden bir unsur tespit edilmesi halinde ise derhal müdahale edildiğini, müvekkili otoyolu kullanıma hazır halde bulundurma sorumluluğu çerçevesinde yapmış olduğu eylemler ile dava konusu oluştuğu iddia edilen zarar arasında herhangi bir illiyet bağı da olmadığını, dolayısıyla müvekkili sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, kaza tarihinde, kazanın meydana geldiği bölgedeki yapım çalışmaları nedeniyle şerit aktarma işlemi yapılmış, şerit aktarımını gösteren tüm uyarı levhaları yerleştirilmiş, gerekli tedbirler alınmış ve azami hız 120 km/h’den, 80 km/h’ye düşürüldüğü, … plakalı araç sürücüsü ise KTK 52/b ve KT Yönetmeliği 101/7-b maddeleri gereğince hızını yolun durumuna göre ayarlayamamış netice olarak direksiyon hakimiyetini kaybederek savrulmuş ve bariyerlere çarparak maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, bariyerlerde meydana gelen zararla ilgili talep ve dava hakkını saklı tuttuğunu, netice olarak müvekkilimiz, olay bölgesinde tüm tedbirleri almış, gerekli uyarıcı ve yönlendirici levhaları yerleştirmiş ve rutin devriyelerle trafik güvenliğini denetlediğini, müvekkili, kazanın oluşumunda kusursuz olduğunu, alınan önlemlerle ilgili tüm görsel bilgi ve belgelere bilahare dosyaya sunulacağını, araç hızını yol durumuna göre ayarlayamayan ve tek taraflı olarak kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü ise tam kusurlu olduğunu, dolayısıyla davanın reddi gerektiğini, anılan bu nedenlerle; kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen 28.08.2020 tarihli kaza tespit tutanağı tahribata uğratılmıştır ve resmi evrak hükmünde olmadığını, 6100 sayılı HMK 119/ğ maddesi gereği talep sonucun açık şekilde belirtilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde ise bu hususların açıklanmadığını, davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, anılan bu nedenlerle; davanın reddine, müvekkili lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; 28/08/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminatı istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkeme’lerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanu’nun 5. Maddesinin 1. Fıkrası “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” düzenlemesini getirmiştir. Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b,c,d,e,f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiştir.
Davada öncelikle dava şartları hususunda değerlendirme yapmak gerekmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
Dosyaya celp edilen Bursa Ticaret ve Sanayi Odası kayıtlarından davacının gerçek kişi ticari işletme veya ortak kaydı bulunmayıp, ayrıca celp edilen Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği yazı cevabından da davacının esnaf kaydı bulunduğundan Mahkememizce celp edilen davacıya ait vergi kayıtlarından gerek davanın ticari dava olup olmadığı gerekse de davacının tacir olup olmadığı hususunun netleştirilmesinin gerektiği, 2007/12362 sayılı Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayicinin Ayırımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı 1/a maddesinde “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, bu düzenleme gereği VUK 177 inci maddesindeki vergi beyannamesinin verildiği yılın yeniden değerleme oranına göre tahlil edilmesinin gerektiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları ile ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bünyesindeki odalara kaydedilmeleri kararlaştırıldığı, 213 Sayılı vuk 177. maddesi parasal hadlerin, 2020 yılında; VUK 177/1’e göre yıllık alış 280.000; VUK 177/1’e göre yıllık satış 390.000; VUK 177/2’e göre yıllık gayrisafi iş hasılatı 140.000; VUK 177/3’e göre yıllık iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı (1 ve 2 birlikte yapılması halinde) 280.000 olduğu,2021 yılında; VUK 177/1’e göre yıllık alış 300.000; VUK 177/1’e göre yıllık satış 420.000; VUK 177/2’e göre yıllık gayrisafi iş hasılatı 150.000; VUK 177/3’e göre yıllık iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı (1 ve 2 birlikte yapılması halinde) 300.000 olduğu, celp edilen Osmangazi Vergi Dairesi kayıtlarından; davacıya ait 2020 yılı gelir vergisi beyannamelerinde dönem içinde satın alınan emtia “9.659,03” olup, dönem içinde elde edilen hasılatın “14.537,06” olduğu,2021 yılı gelir vergisi beyannamelerinde dönem içinde satın alınan emtia “10.169,19” olup, dönem içinde elde edilen hasılatın “15.926,08” olduğu, 2022 yılı geçici gelir vergisi beyannamelerinde dönem içinde satın alınan emtia “18.988,62” olup, dönem içinde elde edilen hasılatın “19.923,09” olduğu, parasal hadlerin altında beyanının olduğu, davacının faaliyetinin esnaf faaliyeti olduğu görülmüştür.
Somut olayda,uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup, celp edilen ticaret sicil ve vergi dairesi kayıtlarından davacı taraf tacir olmadığı gibi kazaya konu … plakalı aracın da hususi kullanım amacı ile kayıtlı olduğu, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi, taraflar arasındaki ihtilafın Ticaret Mahkemeleri’nin görevini belirleyen TTK’nın 4. Maddesinde sayılan hususları kapsamadığı, dava konusu ihtilafa bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu göz önüne alındığında, aşağıdaki şekilde görevsizlik karar verilmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/03/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır