Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/855 E. 2023/591 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/855 Esas – 2023/591
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/855
KARAR NO : 2023/591

HAKİM :….
KATİP : …

DAVACI :ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİ – ….
VEKİLLERİ :Av. …. – [16414-14569-…] UETS
Av. …. – Ovaakça Santral Mah.Doğalgaz Çevrim Sant.Kümeevller No:22 Osmangazi/ BURSA
DAVALI : … İNŞAAT TURİZM TEMİZLİK MADENCİLİK OTO.GIDA VE ULAŞTIRMA HİZ.SAN.VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …. Karagümrük Mahallesi Çınarlı Bostan Sokak F4-177 Blok No:4 İç Kapı No:2 Fatih Fatih/ İSTANBUL
VEKİLİ :Av. …… – [16001-00965-….] UETS
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/08/2022
KARAR TARİHİ : 08/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil şirketin, kamu tüzelkişisi olduğunu, asıl işi olan elektrik üretimi dışındaki işleri kamu ihale mevzuatı uyarınca dışarıdan temin ettiğini, müvekkil şirketin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın ilgili kuruluşlarından bir İktisadi Devlet Teşekkül olduğunu, müvekkili şirketin kuruluş gayesi, elektrik enerjisini üretmek ve satışını yapmak olduğunu, bu hususun ana Statünün 1. Maddesinde yer aldığını, İktisadi Devlet Teşekkülü olması nedeniyle 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi bulunan müvekkil, asıl işi olan elektrik üretmenin dışında herhangi bir mal ya da hizmet alımına ya da yapım işine ihtiyacı olması halinde, bunları 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde ihale yoluyla değişik firmalardan temin etmekte olduğunu, Müvekkili idarenin EÜAŞ (Mülga SEAŞ-Bursa Linyitleri İşletmesi Müessese Müdürlüğü ) yukarıda unvan ve adresleri belirtilen firma ile arasında hizmet alım sözleşmesinin mevcut olduğnu, Muhatap bu firma işçilerinden …’ın adı geçen şirketlerde iş akdiyle çalıştığını, dava dışı işçi … adı geçen firmaca iş akdinin sonlanması nedeniyle Orhaneli Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatı ile) nde açtığı ” Alacak Davası – İşçi İşveren İlişkisinden Kaynaklanan ” davanın, aynı Mahkemenin 21.12.2016 tarih, 2015/466 E. 2016/1145 K. sayılı kararı ile hükme bağlandığını ve dava konusu edilen işçilik alacaklarının müvekkil İdareden tahsiline karar verildiğini, Orhaneli Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının … vekili tarafından Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. sayılı icra dosyası ile takibe koyulduğunu; müvekkil İdarece icra dosyasına, 22.08.2018 tarihinde 9.726,08 TL ödeme yapıldığını, müvekkil İdare tarafından dava dışı işçiye yapılan ödemelerden davalı şirketin sorumlu olduğunu, bilindiği üzere İş Kanununda Asıl İşveren-Alt İşveren arasındaki ilişkiyi ve sorumluluğu düzenleyen herhangi bir hüküm bulunmadığını, ancak Yargıtay Kararlarıyla konunun açıklığa kavuştuğunu, nitekim YHGK’nun 12.05.2004 tarih ve 2004/11-254 Esas sayılı kararında; “Yasa hükmüyle amaçlanan, asıl işverenle alt işverenin işçileri arasında bir hizmet akdi bulunmamasına karşın, asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı alt işverenle birlikte sorumluluğunun sağlanması, alt işverenin işçilerinin iş akdinden veya iş Yasası’ndan doğan haklarını bu işverenlerden dilediğinden veya birlikte her ikisinden talep edebilmesine olanak sağlayarak güvence altına almaktır.” denildiğini ve asıl işverenin de işçiye karşı ödenmeyen işçilik haklarından sorumlu olmasının tek sebebinin işçinin hukuksal koruma ile alacağının garanti altına alınması olduğunu vurguladığını, müvekkil İdare ile davalı yükleniciler arasında imzalanan sözleşmelerde ve eklerinde, sözleşme kapsamında çalıştırılan işçilerin ücreti ve her türlü işçilik alacaklarından firmaların sorumlu olacağına ilişkin hükümlerin yer aldığını,bu sözleşmeler kapsamında davalıların çalıştırdığı bütün işçilerin ücret ve her türlü alacaklarından sorumlu olduğu halde müvekkili aleyhine bahsedilen davaların açılmasına sebep olduğunu, bilindiği üzere, 06.12.2018 tarih ve 7155 sayılı Kanunun 20,21,22 ve 23.maddelerinde yapılan düzenleme ile 01.01.2019 tarihi itibariyle “Ticari davalarda” dava açmadan önce Arabulucuya başvurmak “dava şartı “ haline geldiği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) eklenen 5/A maddesi uyarınca 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren Türk Ticaret Kanunu’nun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş olduğundan, dava konusu olan uyuşmazlıkla ilgili olarak arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak anlaşılamadığını, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 18.11.2003 tarih 2003/6936 E, 2003/19498 K sayılı kararı ile “iki işveren arasındaki kıdem tazminatı, vs ile ilgili rücu davasına 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 1. maddesi gereğince İş Mahkemesinin değil Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesinin bakmaya yetkili olduğuna dair karar verildiğinden ve taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde, anlaşmazlıkların çözümünde Orhaneli Mahkemeleri ve icra daireleri yetkili kılındığından”ve Hakimler ve Savcılar Kurulu 07.07.2021 tarih 608 sayılı Genel Kurul Kararında ”Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Bursa ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesi” ile işbu davanın açıldığını, Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. sayılı icra dosyasına ödenen 9.726,08-TL’nin Teşekkülümüze ödenmesi için işbu rücu davasını açma mecburiyeti doğduğunu, açıklanan ve resen görülecek nedenler ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak üzere davanın kabulü ile; yapılacak yargılama neticesinde; 9.726,08-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranında tahsiline, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının dayanaksız olduğunu ve davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın rücuan alacak davası açtığını, bilindiği üzere söz konusu davanın dinlenebilmesi için davanın BK 82 düzenlenen 2 yıllık süre içerisinde açılması gerektiğini, dava dilekçesi ekinde sunulması gereken ek belgelerin sunulmadığını ve taraflarına tebliğ edilmediği için ödemenin hangi tarihte yapıldığının taraflarınca bilinmediğini, bu nedenle söz konusu ödemenin hangi tarihte yapıldığının Mahkemece resen tespiti ile 2 yıllık süre geçmiş ise davanın esasına girilmeksizin öncelikle zamanaşımından reddine karar verilmesini, yine aynı şekilde taraflar arasındaki süreli hizmet sözleşmesinin işverenler arasındaki devir ilişkisi olarak yorumlanması durumunda da BK 202 maddesi gereğince 2 yıllık hak düşürücü süre itirazlarının da olduğunu, davacının dayanak gösterdiği Mahkeme ilamında müvekkili şirketin taraf olmayıp, işçi tarafından müvekkil şirkete izafe edilmiş bir davanın olmadığını, bu nedenle işçinin işini yaptığı kişinin davacı olduğunu, müvekkil şirketten işçilik alacaklarının talep edilmesinin söz konusu olmadığını, müvekkil şirket ile davacı arasında ihale yolu ile alınmış bir hizmet sözleşmesinin bulunduğunu, bu sözleşmenin süreli olduğunu, bu nedenle taraflar arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisi söz konusu olmadığını, dava dışı işçinin sürekli ve aralıksız davacı kurumun işini yapan, emir talimatı davacı kurumdan alan, sosyal hakları davacı kurum tarafından düzenlenen bir kişi olduğunu, davacı kurum ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşme incelendiğinde sadece ücretlere ilişkin düzenlemelere yer verildiğini, kıdem, ihbar gibi tazminatların sözleşmede düzenlenmediğinin net bir şekilde görüleceğini, ihale sözleşmesinde ve şartnamelerinde yer almayan ve sonradan doğan kalemlerinden müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının sözleşme ilişkisini düzenleyen hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu, kaldı ki kanun koyucu da karışıklığı gidermek adına 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 112.maddesinde değişiklik yaparak işçilerin kıdem tazminatlarının kamu kurumları tarafından ödeneceğinin hüküm altına alındığını, bu nedenle davacının, davalı ile müvekkil arasındaki sözleşme nedeniyle kıdem, ihbar tazminatı talep etmesinin hukuken olanaksız olduğunu, kabul anlamına gelmemek ile birlikte taraflar arasında alt-üst işveren ilişkisi olduğu kabul edildiğinde dahi yapılan tüm ödemenin müvekkili şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, dava dışı işçinin müvekkili nezdindeki çalışma süresi ile son çalışma tarihindeki ücreti baz alınarak hesaplama yapılması gerektiğini ve tazmin şartlarının doğup doğmadığına bakılması gerektiğini,Yargıtay 23.HD 2015/9348E. 2018 / 2593K. Sayılı kararında; ve Yargıtay 13 HD 2016/ 6649E. 2017 / 6622 K. Sayılı kararında görüleceği üzere alt işveren asıl işveren ilişkilerinde dahi Yüksek Mahkeme sorumluluk oranlarını yarı yarıya paylaştırdığını, bu nedenle davacının tüm zararını müvekkil şirketten talep etmesinin mümkün olmadığını, ayrıca davacı müvekkilin taraf olmadığı bir dava ve icra dosyasında yargılama masrafları, vekalet ücretleri ve icra masraflarından sorumlu tutulması hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Orhaneli Asliye Hukuk Mahkemesi ‘nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2015/466 E. 2016/1145 K. Sayılı dosyası, Bursa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. sayılı icra dosyası, SGK kayıtları, ödeme belgesi, Hizmet Alım Sözleşmeleri ve eki Teknik ve idari şartnameler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafça davalının alt işveren olarak çalıştırmış olduğu dava dışı işçi …’ın işçilik alacaklarına ilişkin İş Mahkemesinde açılan dava neticesinde ödenen toplam 9.726,08-TL alacağın taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi gereğince davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce; dosyanın nitelikli hesaplama uzmanı bir bilirkişiye tevdii ile, davacının mevzuat ve sözleşme hükümleri çerçevesinde ödediği tutardan davalı şirketlerden rücuen tazminini talep edebileceği tutarların neden ibaret olabileceği konularında rapor tanzim edilmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, dosya tüm ekleri ile birlikte konusunda uzman bilirkişi …’a tevdi edildiği, bilirkişinin 12/04/2023 tarihli raporunu dosyaya ibraz etiği görülmüştür.
12/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı İdare ile davalı şirket arasında imzalanan hizmet alımına ait sözleşmelerin CD olarak dosyaya sunulduğu, Teknik Şartnamelerde yer alan Hükmün taraflar arasında dava dışı işçinin işçilik alacaklarından dolayı sorumluluğun kimde olacağına ilişkin açık bir hüküm taşıdığı, dava dışı işçinin, 23.08.2012-23.06.2015 tarihleri arasındaki çalışma sürelerinin tamamını davacı idare nezdindeki davalı alt işverende geçtiğinin tespit edildiği, davalı alt işverenin, dava dışı işçinin tüm sözleşme sürelerinde nezdinde çalıştığı dikkate alınarak, işçilik alacaklarından sorumluluk miktarları 9.726,08TL olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Davacı idare EÜAŞ (Bursa Linyitleri İşletme Müdürlüğü ) ile davalı arasında, davalının yüklenici olduğu, Ağır Bakım Onarım-Yıkama Yağlama Hizmet Alımı İhalesi İşinin, Hizmet Alımına Ait Sözleşmeleri mevcut olup, dava dışı işçi …’ın taraflar arasında davacı tarafından hizmet alımına ilişkin yapılan ihaleler uyarınca birbirini takip eden sözleşmeler ile davacı kurum nezdinde ve davalı alt işveren nezdinde 23/08/2012-23/06/2015 tarihleri arasında çalışmış olduğu, çalışma sürelerinin tamamını davacı idare nezdindeki davalı alt işverende geçtiği görülmüştür.Davacı tarafından düzenlenen ihaleler kapsamında imzalanan 2011 – 2015 yılları arasındaki Tip Sözleşmesinin 20. Maddesi ile, “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.” düzenlemesine yer verilmiştir. 2015 yılından sonraki Hazmet Sözleşmesinin 23.maddesi ile, “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri, aşağıda ve Teknik Şartnamede belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.”, 23.17.maddesi ile, “İşbu sözleşme kapsamında yüklenicinin istihdam ettiği işçinin muhatabı ve sorumlusu yüklenicidir. Bu konuda Bursa Linyitleri İşletme Müdürlüğü kesinlikle muhatap değildir.” düzenlemesinin bulunduğu görülmektedir. Taraflar arasında imzalanan 16/02/2012-16/01/2013, 16/01/2013-16/01/2014 ve 16/01/2015-16/01/2014 dönemi Teknik Şartnamede, yüklenicinin diğer yükümlülükleri başlıklığı altında düzenlenen madde 13/7 ‘de ” Çalıştırdığı personelin her türlü mali, hukuki ve cezai sorumluluğunun yükleniciye aittir ” , genel hükümler başlığı altında düzenlenen 17/1 maddesinde de ” İşçiler hakkında vergi, çalışma, sağlık ve sosyal sigorta kanunu mevzuatlarının getirdiği mükellefiyetler yükleniciye aittir. ” düzenlenmesinin bulunduğu görülmüştür.Taraflar arasında imzalanan sözleşme, idari ve teknik şartname uyarınca çalıştırılan işçilerin iş mevzuatından kaynaklanan haklarından tek sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun düzenlendiği, taraflara arasındaki sözleşme hükmü ve davalı alt işverenin, dava dışı işçinin tüm sözleşme sürelerinde nezdinde çalıştığı dikkate alınarak, 9.726,08TL işçilik alacaklarından sorumlu olduğu anlaşılmakla, Mahkememizce davanın kabulü ile, 9.726,08-TL’nin ödeme tarihi olan 22/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile, 9.726,08-TL’nin ödeme tarihi olan 22/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 664,39-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 166,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 498,19-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 258,30-TL harç, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti ve 137,50-TL tebligat giderinden oluşan toplam 1.595,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-6325 Sayılı Kanun 18/A-13 maddesi uyarınca 1.560,00.-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2023

Katip …
✍e-imzalı

Hakim .
✍e-imzalı