Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/826 E. 2023/810 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/826 Esas – 2023/810
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/826
KARAR NO : 2023/810

HAKİM : …….
KATİP : ….

DAVACILAR : 1- … – TC:… (müteveffa)
2- … – TC:…..
3- … – TC:….
4- … – TC:….
VEKİLİ : Av. …- [16727-27758-…..] UETS
DAVALI : GÜVENCE HESABI –
VEKİLİ : Av. …. – [16745-47850-…..] UETS
DAVA İHBAR OLUNAN : … -Kocapınar Mah. Van Ağrı Bulvarı No:366 Erciş/ VAN
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/11/2019
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’in eşi ve kızı, diğer davacıların annesi ve kızkardeşi olan … ile …’in 31.05.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat ettikleri, davacı …’in kaza nedeniyle eşi ve kızının, diğer davacıların ise annesinin desteklerinden yoksun kaldıkları, araçta yolcu olarak bulunan … ile …’in ne trafik kazasının meydana gelmesinde ne de ölüm ve yaralamalarda hiçbir kusuru bulunmadığı, trafik kazasına karışan araçların ZMMS Sigortasının bulunmaması nedeniyle davalı kurumdan talep edilen destekten yoksun kalma tazminatının çok düşük bir miktarının karşılandığı, davalı kurumun araçta istiap haddinden fazla yolcu bulunduğundan dolayı müterafik kusur indirimi yapmasının hatalı olduğu ZMMS Genel Şartlar b-4 hükmüne göre istiap haddi aşımının sigorta şirketinin sigortalıya rücu şartları bakımından değerlendirilebileck bir husus olup bu durumun ancak sigortalıya rücu sebebi olarak sayılabilecği, müvekkillerine karşı ileri sürülemeyeceği, anılan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak müvekkilleri yönünden davanın kabulü ile davacı … için kızı … ve eşi …’in vefatı nedeniyle 25.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, … yönünden annesi …’in vefatı nedeniyle 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, … yönünden annesi …’in vefatı nedeniyle 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, … yönünden annesi …’in vefatı nedeniyle 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;, müvekkili kurumun davacı taraf ödemede bulunarak üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirmiş ve davacı yanın tüm zararlarının bu şekilde karşılanmış olduğunu, ödemeye ilişkin tüm belgelerin davacı yanca yapılan başvuru üzerine açılan hasar dosyası içerisinde mevcut olduğunu, davacı tarafa …’in vefatı nedeniyle toplam 232.710,00 TL, …’in vefatına ilşkin olarak ise … için 12.854,00 TL olarak ödenen tazminatların ibraname mukabilinde ödenmiş olup müvekkili kurumun başkaca sorumluluğunun bulunmadığı, mahkeme aksi kanaatte olur ve tazminat hesabı yapılacak olur ise ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılarak müvekkili kurum tarafından yapılan ödeme yeterliyse davanın reddine karar verilmesi, davacılar murislerininin araç içerisinde emniyet kemeri takmaması nedeniyle hesaplanan tazminat üzerinden müterafik kusur indirimine gidilmesi, ayrıca hesaplanacak tazminat üzerinden hatır taşıması indirimine gidilmesi ve tazminatın buna göre belirlenmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, 30/11/2020 tarih ve 2019/550 Esas 2020/686 Karar sayılı karar ile özetle; davanın kabulü ile, davacı … yönünden eşi … ve kızı …’in ölümü nedeni ile toplam 153.544,89.-TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacı … yönünden annesi …’in vefat etmesi nedeni ile 14.809,14.-TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacı … yönünden annesi …’in vefatı nedeni ile 12.981,92.-TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacı … yönünden annesi …’in vefat etmesi nedeni ile 3.174,72.-TL destekten yoksun kalma tazminatının 24/07/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Güvence Hesabından alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Davacılar ve davalı vekilinin istinaf talebine istinaden Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 16/06/2020 tarih ve 2021/1295 Esas 2022/1076 Karar sayılı ilamı ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkememize gönderildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; 31/05/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma alacağından oluşan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 16/06/2020 tarih ve 2021/1295 Esas 2022/1076 Karar sayılı ilamında; “…Somut olayda, davacılar destekleri Derya ile … Meryem’ın meydana gelen kazada vefat ettikleri, istiap haddinin aşılmasının başka bir ifade ile araca belirtilenden daha fazla yolcu binmesinin zararlı sonucun ortaya çıkmasında etkisi bulunup bulunmadığı belirlenmediği gibi, araçta yedi kişinin seyahat ettiği ve emniyet kemeri adedi itibariyle, bir kısmının kesin olarak emniyet kemeri takmadığı, küçük çocuklar için zorunlu araç içi güvenlik tedbirlerinin bulunmadığı şüphesi bulunduğundan, müteveffa … ve Derya’nın tıbbi belgelerine göre, ölüm olayına etken yaralanmalarının niteliğine göre tıbbi bilirkişiden rapor alınarak müterafik kusurun değerlendirilmesi gerekir. …” gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görüldüğünden, Mahkememizce dosyanın 1 tıbbi bilirkişi ile 1 trafik güvenliği uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek, karar ilamı gereğince rapor düzenlenmesine karar verilerek dosyanın Adli Tıp Uzmanı Dr. …… ve Adli Trafik Kusur Bilirkişisi …’a tevdi edildiği, bilirkişilerin 14/11/2022 tarihli raporu dosyaya ibraz ettiği görülmüştür. 14/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Mahkeme dosyası içerisinde müteveffa … adına düzenlenmiş ölü muayene ve otopsi tutanağı tespit edilmediği, yapılan ölü muayenesinde; …’de kafatası ön ve arka kesimlerde (frontal-oksipital), çenede, boyunda, sol el bilek ve
önkolda, sol ayakta kemik kırıkları, sağ el bilek ve sol dizde çıkıklar tespit edildiği, kafa, yüz bölgesinde kesiler, sağ önkolda geniş sıyrık, sol el bilekte ekimoz saptandığı, ölümün trafik kazasına bağlı kafa travması sonucu gerçekleştiği, otopsi yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmekte olduğu, mevcut tıbbi evraka göre; kişinin göğüs ve karın bölgelerinde ölüme neden olabilecek travmatik patolojik bulgu tariflenmediği, otopsi yapılmamış, sadece dış muayene ile yetinildiği, otopsi yapılarak göğüs ve karın bölgelerinde travmatik bulgu olup olmadığı incelenmediği, kafa ve boyun bölgelerinde ise tariflenen kırıklar dışında iç muayenede saptanabilecek iç organ (beyin, beyincik, omurilik) hasarları ayrıntılarıyla belirlenmemiş, kol ve bacaklarda kemik kırıkları dışında damar yaralanması olup olmadığı araştırılmadığı, sonuç olarak; otopsi yapılmadığından ölüm nedeni ve mekanizması şüpheden uzak bir şekilde ayrıntılarıyla tespit edilememekle birlikte; eldeki mevcut bulgulara istinaden; kafa, boyun, kol ve bacaklarda tariflenen lezyonlar dikkate alındığında; kaza sırasında kişide emniyet kemerinin takılı olmaması durumunun daha yüksek bir
olasılık olduğu, emniyet kemerinin takılı olması durumunda kişideki yaralanmaların daha az olabileceği, bununla birlikte ölümün yine de meydana gelebileceği kanaatine varıldığı, davaya konu kazada; toplam 5 oturma yeri bulunan araçta 7 kişi bulunduğu, sürücü ile bir yolcunun ön tarafta oturdukları, diğer beş yolcunun arka koltukta seyahat ettikleri, aracın arka tarafında 3 oturma yeri ve 3 emniyet kemerinin mevcut
olduğu, dolayısıyla beş kişinin tamamının emniyet kemeri kullanabilmesinin mümkün olmadığı, bununla bağlantılı olarak istiap haddi aşılması; başka bir ifade ile araca kurallara göre izin verilenden fazla yolcu binmesinin zararın daha fazla olmasında etkisinin olduğu, müteveffa …’in kendi adına % 20
kusurunun olduğu kanaatine varıldığı yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın daha önceki bilirkişilere tevdi ile, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını değerlendirir ayrıca müteveffa … yönünden dosyada bulunan ve davacı vekili tarafından da ibraz edilen ölü muayene tutanağı gereğince ek rapor düzenlenmesine karar verilmiş, bilirkişilerin 09/01/2023 tarihli raporu dosyaya ibraz ettiği görülmüştür.
09/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Yapılan ölü muayenesinde; …’de frontal kemik orta hatta derin kesi, sağ göz etrafında, sol yanak, sol kulak kepçesi ve sol mastoidde, her iki tibia ön yüzde ekimoz, sol el, ön kol, batında abrazyonlar bulunduğu, servikal steplenmenin anstabil kırık olarak değerlendirildiği, sol el, ön kol ekstansör yüzde, batın umblikus altında, pubik kemik üzerinde dermabrazyon saptandığı, ölümün trafik kazasına bağlı kafa travması sonucu gerçekleştiği, otopsi yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmekte olduğu, mevcut tıbbi evraka göre kişinin göğüs ve karın bölgelerinde ölüme neden olabilecek travmatik patolojik bulgu tariflenmediği, boyun bölgesinde anstabil kırık olduğu belirtilmekte olduğu, otopsi yapılmamış olup sadece dış muayene ile yetinildiği, otopsi yapılarak göğüs ve karın bölgelerinde travmatik bulgu olup olmadığı incelenmemiş, iç muayenede saptanabilecek iç organ (beyin, beyincik, omurilik) hasarları ayrıntılarıyla belirlenemediği, sonuç olarak; otopsi yapılmadığından ölüm nedeni ve mekanizması şüpheden uzak bir şekilde ayrıntılarıyla tespit edilememekle birlikte; eldeki mevcut bulgulara istinaden; kafa, boyun, karın, kol ve bacaklarda tariflenen lezyonlar dikkate alındığında; küçükte emniyet kemerinin takılı olmamasının daha yüksek bir olasılık olduğu, emniyet kemerinin takılı olması durumunda küçükteki yaralanmaların daha az olabileceği, bununla birlikte ölümün meydana gelebileceği kanaatine varıldığı, kazaya karışan aracın 2015 Model Renault marka, sürücüsü ile toplam 5 oturma yeri bulunan bir araç olduğu, sürücü ile bir yolcunun ön tarafta oturdukları göz önüne alındığında; 5 yolcunun arka koltukta seyahat ettikleri, aracın arka tarafında 3 oturma yerinin ve 3 emniyet kemerinin mevcut olduğu, dolayısıyla beş kişinin tamamının emniyet kemeri kullanabilmesinin mümkün olmadığı, bununla bağlantılı olarak istiap haddi aşılması başka bir ifade ile araca belirtilenden fazla yolcu binmesinin zararın daha fazla olmasında etkisinin olduğu, müteveffa …’in kendi adına % 20 kusurunun olduğu, müteveffa …’in kendi adına % 20 kusurunun olduğu kanaatine varıldığı yönünde rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 16/06/2020 tarih ve 2021/1295 Esas 2022/1076 Karar sayılı ilamında; “…Mahkemece hükme esas alınan aktüerya raporunda; kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH 2010 yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; 2918 sayılı KTK 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen, Tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu esas alınarak, progresif rant yöntemi kullanılarak, bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle, teknik faiz dikkate alınmaksızın, tazminatın hesaplanması gerekecektir (Yargıtay 17 HD 2019/3292 E- 2021/1848 K sayılı ilam). Davacılar vekilinin tazminat hesabına dair istinaf sebebi yerinde olup, bilirkişiden bu hususta ek rapor alınmalıdır…” gerekçesi ile istinaf talebi yerinde görüldüğünden, Mahkememizce dosyanın aktüerya bilirkişiye tevdi ile karar ilamı gereğince rapor düzenlenmesine karar verilerek dosyanın bilirkişi …’a tevdi edildiği, bilirkişinin 24/02/2023 tarihli raporu dosyaya ibraz ettiği görülmüştür.
24/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Müteveffa …’in hak sahiplerinin destek zararının hesaplanması: davacıların 01.08.2019 tarihi itibariyle destek zararının hesaplanması sonucunda; …’nın karşılanmamış destek zararının 11.232,27TL, …’in zarardan fazla ödeme almış olduğu, …’in karşılanmamış destek zararının 9.370,89TL, Eşin destek zararının 129.615,91TL olacağı, davacıların ödeme tarihi itibariyle zararlarının karşılanmadığı tespit edildiği, davacıların Hesap tarihi itibariyle destek zararının hesaplanması sonucunda; …’nın karşılanmamış destek zararının 66.673,81TL, …’in zarardan fazla ödeme almış olduğu, …’in karşılanmamış destek zararının 146.091,56TL, Eşin destek zararının 1114.67041TL olacağı, davacıların ödeme tarihi itibariyle zararlarının karşılanmadığı tespit edildiği, müteveffa …’in haksahiplerinin destek zararının hesaplanması: babanın destek zararının 453.945,80TL olacağı, %20 müterafik kusur tenzilinden sonra destek zararının 363.156,64TL olacağı hesaplandığı yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın daha önceki aktüerya bilirkişiye tevdi ile taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itirazlarını değerlendirir ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişinin 19/05/2023 tarihli ek raporu dosyaya ibraz ettiği görülmüştür.
19/05/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Kazanın 31.05.2019 tarihinde oluştuğu dikkate alındığında, Güvence Hesabının sorumluluğunun kişi başına 360.000TL, kaza başına ise 1.800.000TL olacağı, davalı Güvence Hesabının sorumluluğu her müteveffa için ayrı ayrı 360.000TL üzerinden hesaplanması gerektiği, müteveffa …’in haksahiplerinin talep miktarlarının hesaplanması yönünden; davalı Güvence Hesabının bakiye limitinin 127.290,00TL olduğu, dul Eşin talep miktarı 106.887,58TL, …’nın talep miktarı 6.393,46TL, …’in talep miktarı 14.008,96TL olacağı, müteveffa …’in haksahiplerinin talep miktarlarının hesaplanması yönünden; davacı vekilinin itirazına konu istinaf kararında belirtilen ( Müteveffa küçük …’nun babası Yahya’ya desteğinin başlayacağı, 24/12/2032 tarihinden evlenme ihtimali olan 24/12/2036 tarihine kadar 2 pay kendisine, bir pay babaya, bir pay da anneye (anne ölmekle-babaya) olmak üzere %50 pay, , evlenme sonrası ilk çocuk doğuncaya kadar (2 pay kendisi, 2 pay eşi, 1 pay ana, 1 pay baba [anne payı da babaya geçmekle 2 pay]) yönündeki hesaplama ) pay sistemine göre yapılan hesaplama sonucunda davacı babanın destekten yoksun kalma zararının 604.139,43TL olacağı hesaplanmış olup, davacı babanın 360.00,00TL destekten yoksun kalma zararından davalının sorumlu olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Davacılar vekili 14/06/2023 tarihli bedel artırım dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarıyla davalı tarafın, davacı müvekkillere eksik ödeme yaptığı tespit edilmiş olduğundan Yargıtay kararları ışığında 19.05.2023 tarihli bilirkişi ek raporu dikkate alınarak yapılan hesaplamalara göre talep artırımı yapıldığı, bilirkişi raporunda davalı kurumun, Davacı …` e kızı …` in vefat etmesinden kaynaklı yaptığı ödeme (12.854,00 TL) tazminat hesaplamasından düşülmemiş ise de tarafınca bu husus dikkate alınarak yapılan eksik ödeme düşülerek talep artırımında bulunulduğu belirterek davamızın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; … yönünden eşi …` in vefatı nedeniyle 106.887,58 TL, kızı …` in vefatı nedeniyle 347.146,00 TL olmak üzere toplamda 454.033,58 TL destekten yoksun kalma tazminatının; … yönünden annesi …` in vefatı nedeniyle 6.393,46 TL destekten yoksun kalma tazminatının; … yönünden annesi …` in vefatı nedeniyle 14.008,96 TL destekten yoksun kalma tazminatının 24.07.2019 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ihtiyari dava arkadaşlığı olması sebebiyle her bir müvekkil yönünden ayrı ayrı olmak üzere vekalet ücretinin davalıya aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 31/05/2019 tarihinde, sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı ile
bölünmüş D 280-03 Devlet Karayolunun Patnos ilçe istikametinden Erciş ilçe istikametine sağ şeridi üzerinde seyir halinde iken kaza yeri olarak belirtilen 13 km+0 metresine geldiğinde aracının ön kısımları ile, aynı istikamette yolun gidişine göre sağ şeritte seyreden sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı iş makinesinin sol arka kısımlarına çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında … plakalı araç sürücüsü …’in; kazanın oluşumunda asli yönden ve %100 (yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu; sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araçta bulunan ve davacı …’in eşi ve kızı, diğer davacıların annesi ve kızkardeşi olan … ile …’in vefat ettikleri,davacı …’in kaza nedeniyle eşi ve kızının, diğer davacıların ise annesinin desteklerinden yoksun kaldıkları anlaşılmıştır.
Somut olayda; alınan bilirkişi raporuna göre, … ile …’e otopsi yapılmadığından ölüm nedeni ve mekanizması şüpheden uzak bir şekilde ayrıntılarıyla tespit edilememekle birlikte; eldeki mevcut bulgulara istinaden; emniyet kemerlerinin takılı olmamasının daha yüksek bir olasılık olduğu, emniyet
kemerinin takılı olması durumunda yaralanmaların daha az olabileceği, bununla birlikte ölümün meydana gelebileceği ayrıca kazaya karışan … plaka sayılı aracın 2015 Model Renault marka, sürücüsü ile toplam 5 oturma yeri bulunan bir araç olduğu, sürücü ile bir yolcunun ön tarafta oturdukları göz
önüne alındığında; 5 yolcunun arka koltukta seyahat ettikleri, aracın arka tarafında 3 oturma yerinin ve 3 emniyet kemerinin mevcut olduğu, dolayısıyla beş kişinin tamamının emniyet kemeri kullanabilmesinin mümkün olmadığı, bununla bağlantılı olarak istiap haddi aşılması başka bir ifade ile araca belirtilenden fazla yolcu binmesinin zararın daha fazla olmasında etkisinin olduğu tespit edilmiş olup, bu nedenle müteveffa … ile …’in zararın artmasında etkili olduğu kanaatine varılarak Mahkememizce BK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi uygun bulunmuştur. İstinaf karar ilamında da belirtildiği üzere, TRH 2010 tablosu esas alınıp, progresif rant yöntemi kullanılarak, bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle, teknik faiz dikkate alınmaksızın yapılan hesaplanma ve %20 oranında müterafik kusur indirimi de dikkate alınması sonucunda, davacı … yönünden eşi …`in vefatı nedeniyle 1.114.670,41-TL; ve kızı …` in vefatı nedeniyle 604.139,43-TL destekten yoksun kalma tazminat hesabı; davacı … yönünden annesi …` in vefatı nedeniyle 66.673,81-TL destekten yoksun kalma tazminat hesabı ve davacı … yönünden annesi …` in vefatı nedeniyle 146.091,56-TL destekten yoksun kalma tazminat hesabı yapılmıştır.
Davalı Güvence Hesabı tarafından, 01.08.2019 tarihinde, …’in vefatına ilişkin olarak; … için 165.061,00 TL; … için 38.518,00 TL, …için 17.076,00 TL, … için ise 12.055,00 TL olmak üzere toplam 232.710,00- TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi ve …’in vefatına ilişkin olarak ise, … için 12.854,00 TL tazminat ödemesi yapılmıştır.
Mahkememizce alınan aktüerya raporuna göre, …’in vefatına ilişkin olarak; hak sahiplerine yapılan ödemelerin ödeme tarihi itibariyle ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda ödemenin yetersiz olduğu tespit edilmiş, bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak yapılan tazminat hesabından da yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak hesaplanan tutardan mahsup edilmiştir.
Her ne kadar davacı …’ e kızı …’ in vefat etmesinden kaynaklı davalı tarafça yapılan 12.854,00 TL ödeme yönünden bilirkişi raporunda hesap yapılmamışsa da, yapılan ödeme miktarı dikkate alındığında ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda ödemenin yetersiz olacağı, yine davacı … yönünden kızı …’in vefatı nedeniyle güncel verilere göre tespit edilen 604.139,43-TL tazminat miktarı ve davalı tarafça yapılan 12.854,00 TL ödeme miktarı dikkate alındığında, yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak hesaplanan tutardan mahsup edildiğinde dahi sigorta limitinin üstünde zarar hesaplanacağından Mahkememizce bu konuda ek rapor alınmamıştır.
Kazanın 31.05.2019 tarihinde oluştuğu dikkate alındığında, Güvence Hesabının sorumluluğunun kişi başına 360.000TL, kaza başına ise 1.800.000TL olacağı, davalı Güvence Hesabının sorumluluğu her müteveffa için ayrı ayrı 360.000TL üzerinden hesaplanması sonucu, müteveffa …’in haksahiplerinin talep miktarlarının hesaplanması yönünden; davalı Güvence Hesabının bakiye limitinin 127.290,00TL olduğu, …’in talep miktarının 106.887,58TL, …’nın talep miktarının 6.393,46TL, …’in talep miktarının 14.008,96TL olacağı, müteveffa … yönünden davalı Güvence Hesabının bakiye limitinin 347,146,00-TL olup, davacı …’in talep miktarının da 347,146,00-TL olabileceği anlaşılmakla, davacılar …, … …, ve … yönünden davanın KABULÜ ile, davacı … yönünden eşi …`in vefatı nedeniyle 106.887,58 TL ve kızı …` in vefatı nedeniyle 347.146,00 TL olmak üzere toplam 454.033,58 TL destekten yoksun kalma tazminatının; davacı … yönünden annesi …` in vefatı nedeniyle 6.393,46-TL destekten yoksun kalma tazminatının; davacı … yönünden annesi …` in vefatı nedeniyle 14.008,96-TL destekten yoksun kalma tazminatının 24/07/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE karar verilmiştir.
Davacılardan … 18.09.2021 tarihinde vefat etmiş olup, davacılar vekili 12/09/2022 tarihli dilekçesi ile, mirasçı olarak diğer davacılar olan …, … ve …’in … yönünden davaya devam etmek istemediklerini beyan ettiği, davacılar vekili tarafından dosyaya ibraz edilen Bursa 4. Sulh Mahkemesi 2022/569 Esas 2022/555 Karar sayılı veraset ilamına göre muris … ‘in yasal mirasçıları olan davacılar …, … ve …’in … yönünden davaya devam etmek istemedikleri anlaşılmakla davacı … yönünden açılan dava konusuz kaldığından Mahkememizce KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA dair karar verilmiştir.
Ayrıca istinaf karar ilamında da belirtildiği üzere, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunup, her bir davacı bakımından kabul edilen alacak kalemlerine yönelik ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacı … yönünden açılan dava konusuz kalmakla KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Diğer davacılar yönünden davanın KABULÜ ile, davacı … yönünden eşi …`in vefatı nedeniyle 106.887,58 TL ve kızı …` in vefatı nedeniyle 347.146,00 TL olmak üzere toplam 454.033,58 TL destekten yoksun kalma tazminatının; davacı … yönünden annesi …` in vefatı nedeniyle 6.393,46-TL destekten yoksun kalma tazminatının; davacı … yönünden annesi …` in vefatı nedeniyle 14.008,96-TL destekten yoksun kalma tazminatının 24/07/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 32.408,73-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.860,13-TL( 95,64-TL peşin harç+2.672,81 tamamlama harcı+3.091,68-TL tamamlama harcı) harcın mahsubu ile bakiye 26.548,60-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 69.564,70-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e VERİLMESİNE,
5-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 6.393,46-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e VERİLMESİNE,
6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 14.008,96-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e VERİLMESİNE,
7-Davacılar tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yapılan toplam 10.775,93-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
8- 6325 Sayılı Kanun 18/A-13 maddesi uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
9-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekili ile ihbar olunanın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/09/2023
Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır

YARGILAMA GİDERLERLERİ:
95,64-TL peşin harç
44,40-TL başvuru harcı
6,40-TL vekalet harcı
2.672,81 tamamlama harcı
3.091,68-TL tamamlama harcı( davacı tarafça sehven davalı adına yatırılan)
4.200,00-TL bilirkişi ücreti
665,00-TL tebligat ve posta gideri
+——————————————–
Toplam: 10.775,93-TL