Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/821 E. 2022/1216 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
(GÖREVSİZLİK)
ESAS NO : 2022/821 Esas
KARAR NO : 2022/1216
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2022
KARAR TARİHİ : 25/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle;müvekkili …’nın davalı …’e aralarındaki dostluğa binaen farklı tarihlerde ve anlaşma itibariyle döviz üzerinden geri ödeneceği kararlaştırılan borç paralar gönderdiğini, farklı tarihlerde banka üzerinden gerçekleştirilen EFT/Havale işlemleri ile verilen borç paralardan kalan 780 USD, karşı tarafın ikrarı ve tarafların anlaşmasına rağmen Şubat-2014 tarihi itibariyle ödenmediğini, davalı …’e ait “[email protected]” mail hesabı ile outlook üzerinden yapılan yazılı görüşmede, davalı tarafça 26.12.2013 tarihli verilen cevapta “Bu aybaşı itibarı ile sana 1000 dolar göndereceğim. Kalan 700 doları da şubat başında göndereceğim. Böylece sana olan borcum tamamlanmış olur.” konuşması geçtiğini, akabinde ise davalı tarafça sözü verilen 1000 USD’lik ödeme Türk Lirası karşılığı olarak müvekkilinin hesabına gönderildiğini, ancak daha sonra banka hesapları da incelendiğinde, kalan miktar müvekkiline taahhüt edilen Şubat ayında ödenmediğini, bunun üzerine asıl alacak 780 USD ve işlemiş 566,79 USD faiz alacağına ilişkin ilamsız icra takibi yapıldığını, 06.05.2021 tarihli borçlunun itirazı üzerine Bursa Arabuluculuk Bürosuna başvuru yapıldığını, arabuluculuk görüşmesinin olumsuz sonuçlandığını, gönderilen paraların borç mahiyetinde gönderilmiş olduğunu, bu husus davalı tarafça da açıkça ikrar edildiğini, geçerli ilamsız icra takibimize karşı, likit alacak için süresinde itiraz etmek suretiyle kötüniyetli olarak takibin durdurulmasına neden olan davalı ile ilgili olarak icra inkar tazminatına hükmedilmesinin kanun hükmünün bir gereği olduğunu, takip talebinde belirtilen asıl ve ferileriyle birlikte 1.346,76 USD olarak hesaplanan takip talebi üzerindeki miktar üzerinden fiili ödeme tarihine esas olmak üzere %20den az olmamak koşuluyla tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulü ile davalının ilgili takipteki borçlunun itirazının iptaline, Mudanya İcra Dairesi’nin 2021/1298 E. Takibin devamına, takip talebindeki talep üzerinden hükmolunan miktarın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına, yargılama giderlerinin davalı tarafa bırakılmasına,
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı 2013 – 2014 tarihleri arasında … Mühendislik Ve Proje A. Ş. ‘nin Azerbaycan / Bakü’de bulunan Su Sanitasyon ve Depolama Sistemlerinin iyileştirme şantiyesinde beraber çalıştıklarını, projede müvekkilinin proje müdürü sıfatı ile davacının ise mühendis sıfatı ile çalıştıklarını, sıfatları itibariyle müvekkilinin, davacının amiri pozisyonunda olduğunu ve müvekkilinin projeden istifa edene kadarki dönemde yapılan iş ile ilgili birçok konuda e-posta yazışmaları olduğunu, davacı taraf, müvekkili ile aralarında gerçekleşen bir e-posta yazışmasını delil olarak sunduğunu ve müvekkiline borç para verdiğini, bu borcun müvekkili tarafından ikrar edilmiş olmasına rağmen ödenmediğini iddia ederek bu meblağın tahsilini talep ettiğini, , davacının sunmuş olduğu e-posta görüşmesini kabul ettiklerini, fakat müvekkilinin hiçbir zaman davacı taraftan borç para istemediği gibi almadığını, bahsi geçen meblağ, davacının; proje yüklenicisi şirketten olan alacağı olduğunu, davacının bu konudaki taleplerinin daha eskiye dayandığını, müvekkilinin haricen yaptığı bir araştırma neticesinde davacının, … Mühendislik Ve Proje A. Ş.’ye bu alacaklarının da konu olduğu bir dava ikame ettiği fakat tüm meblağın hüküm altına alınmadığı bilgisi edindiklerini, alacağını şirketten tahsil edemeyen davacının bu defa bu meblağı müvekkilinden talep ettiğini, davacı taraf, Azerbaycan’da yapmış olduğu masrafları müvekkilinin onayı ile yapmakta ve ödemeleri şirketten alamadığı veya geç aldığı durumlarda ise bu durumu müvekkiline bildirildiğini, davacı tarafın, delil olarak sunmuş olduğu e-posta çıktısında bahsi geçen meblağlar da davacı tarafın, iş için yapmış olduğu giderler olduğunu, davacının 10.03.2014 tarihinde aynı posta adresi üzerinden bir e-posta daha gönderdiğini, şirketten alacakları olduğunu tekrarladığını, hatta şirketi şikayet edeceğini belirttiğini, buna ilişkin çıktıları dosyaya sunduklarını, dökümanlardan da anlaşılacağı üzere davacının, müvekkilinden değil çalıştığı şirketten alacaklı olduğunu, davacının yıllar önce şirketten ayrılmasına rağmen mevcut durumu müvekkiline ilettiği ve yardım istediğini, şirket yetkilisi … ve müvekkilinin arkadaş olduklarını, davacı bu arkadaşlığı kullanarak şirketten olan alacaklarını tahsil etmek istediğini, tüm mail silsilesi incelendiğinde konunun net şekilde anlaşılacağını, mail silsilesinin içerisinde bir adet maili “cımbızlayarak” mahkemeyi yanılttığını, davacının, müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığını, kabul manasına gelmemek kaydıyla müvekkili ile davacı arasında bir ödünç sözleşmesi olduğu kabul edilse dahi bu sözleşmenin döviz üzerinden yapıldığı hususuna ve talep edilen faize ve faiz oranına itiraz ettiklerini, sözleşmesel ilişkinin varlığı kabul edilmesi halinde davada görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine, davacı taraf aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE;
Gerek davalının tacir olup olmadığı ve gerekse de davanın ticari dava olup olmadığı hususunun netleştirilmesinin gerektiği, mahkememizce Bursa Mudanya Vergi Dairesi ile Yenimahalle Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak; davalı … ile davacı … KAY’nın VUK 177. madde kapsamında tarafların tacir olup olmadığının tespiti açısından 2013-2014 yıllarına ilişkin yıllık bazda vergi beyannamelerinin celbi istendiği, Bursa Mudanya Vergi Dairesi tarafından davalı … ödevlinin en son mükellefi olduğu Çekirge Vergi Dairesinden 31/12/2003 tarihinde terk olduğu, yetki alanında faaliyet kaydına rastlanmadığı, davacı … KAYAN’ın 2013-2014 yılları arasında mükellefin herhangi bir vergi kayına rastlanmadığının bildirildiği görülmüştür. 2007/12362 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 1/a maddesinde “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” şeklindeki düzenleme gereğince tarafların vergi beyannamelerinin incelenmesinin gerektiği, tarafların her ikisinin de uyuşmazlık tarihi itibariyle vergi beyannamelerinin olmadığı, bu sebeple tarafların tacir olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır. Mevcut davada, davacı ile davalı tacir olmayıp, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi taraflar arasındaki ihtilafın Ticaret Mahkemeleri’nin görevini belirleyen TTK’nın 4. Maddesinde sayılan hususları kapsamadığı anlaşıldığından bu hususla ilgili yargılama yapma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:

Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli BURSA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
HMK 331/2.madde gereğince; yargılama gideri harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair; tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Barsa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır