Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/81 E. 2022/1084 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/81
KARAR NO : 2022/1084

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2022
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının
yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkil şirket aleyhine Bursa 10. İcra Dairesi’nin 2018/… E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığını, taraflarınca Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/884 E. Sayılı dosyası ile takibin iptali talepli dava açılmışsa da yerel mahkemenin davayı eksik inceleme neticesinde hukuka aykırı olarak reddettiğini, söz konusu davanın temyiz incelenmesinde olup, henüz kesinleşmemesi nedeni ile işbu davanın ikame edildiğini, söz konusu çek alacağına istinaden alacaklı vekili tarafından tasarrufun İptaline konu edilen kendileri tarafında açılan; Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/73 Esas numaralı dosyasında 12.08.2012 tarihinde Bursa ili Yıldırım İlçesi 2. Bölge Millet Mah. H22D02C2D Pafta 3080 Ada 5-6-7 Parsel’de kain B Blok 26 numaralı taşınmazları 78.000 TL, 20.02.2017 tarihinde Bursa ili Nilüfer İlçesi Hasanağa Mah. H21C07A2D Pafta 174 Ada 1 Parsel’de kain B Blok 7-8 numaralı taşınmazları 455.000 TL, 20.02.2017 tarihinde Bursa ili Nilüfer İlçesi Hasanağa Mah. H21C07A2D Pafta 174 Ada 1 Parsel’de kain D Blok 7-8 numaralı taşınmazları 455.000 TL, 20.02.2017 tarihinde Bursa ili Osmangazi ilçesi Yunuseli mahallesi H22DA221D3A pafta 10483 ada 1 parselde kain B Blok 10 numaralı bağımsız taşınmazı 260.000 TL, 30.03.2017 tarihinde Bursa ili Nilüfer İlçesi Hasanağa Mah. H21C07A2D Pafta 174 Ada 1 Parsel’de kain G Blok 11 numaralı taşınmazı 250.000 TL, 09.05.2017 tarihinde Bursa ili Nilüfer İlçesi Hasanağa Mah. H21C07A2D Pafta 174 Ada 1 Parsel’de kain G Blok 11 numaralı taşınmazı 240.000 TL’ye anlaşıldığını ve sözleşmelerde de görüleceği üzere müvekkil üstüne düşen borçları yerine getirdiğini, ancak davalı … Ltd. Şti.’nin yukarıda bahsedilen sözleşmelerden yalnızca (A) bendinde belirtilen B blok 26 Nolu dükkanı, (B) bendinde belirtilen yalnızca D blok 7 numaralı daireyi, (C) bendinde belirtilen B blok 7 numaralı dairenin tapu tescilini yapmıştır. Geriye kalan hiçbir daire tescil edilmediğini, müvekkilinin mağdur edildiğini, daha sonra müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi açısından defalarca görüşme gerçekleştirildiğini, davalı şirketin, nihayet müvekkiline ekli sözleşmelerden doğan alacağı için, Bursa 10. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyasına konu ettiği 1.330.000 TL’lik 1 adet çek kesmiş, müvekkilinin mahkememize sunmuş olduğu “sözleşme asıllarını davalı şirkete verdiğini, alacaklı vekili tarafından çek alacağının somutlaştırılmış olup beyanları ise gerçek dışı olduğunu, müvekkil şirketin işbu çekten davalı yana her hangi bir borcu olmadığını, alacaklı vekili tarafından da bu durumun dile getirildiğini ve söz konusu alacağın aslında kardeşinin alacağı olduğunun ikrar edildiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında ki ilişkinin mahiyeti taşınmaz satış sözleşmelerinden kaynaklanan bir ticari ilişki olup taşınmaz satış vaadi karşılığında bedel ödenmesi şeklinde olduğunu, dolayısı ile davalının, davacı şirketten alacaklı olmasının ancak sözleşmenin feshi sonrası ödediği bedelin iadesi şeklinde olabileceğini, davalı ile yapılan sözleşmeler incelendiğinde bir kısmının tamamen yerine getirildiği bir kısmının ise ödemelerinin yapılmadığı ve karşılıklı olarak fesih edildiği gerek tapu kayıtlarının celbi gerekse de ticari kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi sonucu ortaya çıkacağını, kaldı ki alacaklı vekili tarafından da ikrar edildiği üzere çek kendisine tanzim edilen alacaklı olarak gösterilen …’ın davalı şirketten böyle bir alacağı olmadığını, bahsi geçen alacağını kardeşine temlik ettiğine dair iddianın ise alacak temlikinin yazılı olması gerekliliği ve evrak üzerinde cironun da olmaması sebebi ile anlamının olmadığı kanaatinde olduklarını, çek sureti incelendiğinde nama, bizzat … adına yazıldığının görüleceğini, İcra Hukuk Mahkemesinde derdest olan takibin iptaline dair davada, Yerel mahkeme her ne kadar, ileri tarihli çek olduğundan bahisle davamızı reddetmişse de çekin üzerindeki “çek basım tarihi”ni değerlendirilmeksizin böyle bir sonuca vardığı açıktır. Davaya konu 203624806422070000000000759487 numaralı çekin basitçe yapılacak bir inceleme ile de anlaşılacağı üzere basım tarihi 2018 yılının Şubat ayıdır. Bu ay itibariyle şirket yetkilisi Murat Özyürek olduğundan müvekkil şirketin …’in imza ve iradesi ile borç altına sokulamayacağı da açık olduğunu, bir an için tereddütte kalındığında dahi bu hususun borçlu lehine yorumlanması gerekmesinin yanı sıra halihazırda, alacaklı olduğunu iddia eden davalı yanca da …’in yetkili olduğu dönemde imzalandığı da ortaya koyulamadığından davanın reddine karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için Şubat ayında yetkinin henüz …’te olduğu kısa bir zaman diliminde olduğu düşünüldüğünde dahi yapılan tahrifatların yetkinin Murat Özyürek’e geçmiş olduğu zaman diliminde … tarafından yapılmış olduğu ve şirketin sonraki yetkilisi olan Murat Özyürek tarafından yapılmadığı açık olmakla işbu çekin kambiyo vasfını kaybettiği ve müvekkili bağlayamayacağı da ortada olduğunu belirterek Bursa 10. icra müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyaları ile kötüniyetle başlatılan takibin tedbiren durdurulmasına, davalının takibe konu edilen sözleşmelere karşılık verildiği iddia edilen çekten dolayı müvekkil şirketten herhangi bir alacağının olmadığının tespitine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı taraftan tanzimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu dava 21.01.2022 tarihinde davacı … Lojistik Makina gıda İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından uyap üzerinden ikame edilmiştir. ancak … Lojistik Makina Gıda İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin müvekkilimiz ile bir ilgisi bulunmamaktadır. dava dilekçesi içeriğinde yer alan hususlar ve menfi tespite konu çekin tarafları … ve … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ olduğunu, davacı … Lojistik Makina Gıda İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin işbu davasının dava şartı yokluğundan reddini talep ettiklerini, özellikle tevzi formu incelendiğinde, davacı vekilinin uyap’tan … lojistik makina gıda inşaat taahhüt sanayi ve ticaret limited şirketi’ni davacı taraf olarak gösterdiği ortada olduğunu, işbu davaya bakmakla görevli mahkeme tüketici mahkemeleri olduğunu, somut olayda davalı müvekkilinin tüketici gerçek kişi olduğunu, davacının davasına dayanak yaptığı vakıalar ve ileri sürdüğü defiler tüketici hukuku kaynaklı def’iler olduğunu, her ne kadar çeke dayalı olarak menfi tespit istenmiş ise de yapılan eser sözleşmeleri konuta yönelik olduğundan ve davalı müvekkil tacir olmadığından TTK 5. madde ilk cümlesi uyarınca 6502 Sayılı yasadan kaynaklı tüketici uyuşmazlıklarına bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu açıkça ortada olduğunu, bu nedenle, işbu dava ile ilgili görevsizlik kararı verilmesini, ailece araba tamircisi olan müvekkilin hem on yıllarca olan birikimlerini alıp, hem de borçlu olmadığını iddia etmek en başta aranan tmk iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, davacı şirketin ve yetkililerinin yapılacak basit bir UYAP sorgusunda bile onların aleyhine açılan icra takipleri ve diğer davaları incelendiğinde 100.000.000,00-TL’den (yüzmilyon türk lirası) fazla maddi yıkım oluşturduğu, bu yıkımlar neticesinde cezai anlamda da bursa 6. ağır ceza mahkemesi’nden 160 yıla yakın hapis cezası aldığı ortada iken, beyanlarına itibar edilmesi izah edilemez boyutta kalacağını belirterek davacı tarafından UYAP sistemine davacının yanlış kaydedilmesi nedeniyle davanın husumet yönünden reddine, Tüketici Hukukunu ilgilendirir işbu dava ile ilgili görevsizlik kararı verilmesine, kurgusal beyanlarla hazırlanmış soyut iddialardan ibaret kötü niyetli işbu davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile nispi karşı vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
GEREKÇE;
Dava; davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davaya bakmaya görevli mahkemenin tüketici mahkemesi ya da ticaret mahkemesinden hangisinin olduğu, davacı tarafın davayı açmakta ve yürütmekte hukuki yararının bulunup bulunmadığı, neticeten dava tarihi itibari ile davacının Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı icra takibine dayanak çekten dolayı davalı tarafa borçlu bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin menfi taspit davasıdır.
Mahkememizce Bursa 9.Asliye hukuk Mahkemesinin 2019/73 Esas sayılı ilamının var ise kesinleşme şerhi ile birlikte celbine, çek aslı geldiğinde mahkeme yazı işleri müdürlüğü kasasına alınmasına, Bursa 6.Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/413 Esas sayılı dosyasının duruşma tutanakları, bilirkişi raporu ile birlikte celbine, davacı şirket ticaret sicil kayıtlarının 2018 yılı ve sonrasına ilişkin kayıtları gösterir şekilde celbine karar verilmiş ve UYAP sistemi üzerinden dosya arasına alınmıştır.
Bursa 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/73 esas 2020/574 sayılı kararı ile … vekili tarafından davalılar … İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti ile … aleyhine açılan tasarrufun iptali davası olduğu, davanın 22/10/2018 tarihinde takibe geçildiği, takibin kesinleştiği, takip dayanağı alacağın dayanağının 30/08/2018 tarihli 1.328.400,00 TL bedelli çek olduğunun anlaşıldığı, Tapu Müdürlüğünden dava konusu taşınmazın resmi senet sureti incelenmiş, 03/08/2017 tarihinde 31472 yevmiye ile her bir pay 500.00,00 TL olmak üzere 1/4 hissenin …, 1/4 hissenin …,1/4 hissenin… ve 1/4 hissenin … tarafından tümünün vekaleti ile … tarafından davalı … satış işleminin yapıldığının anlaşıldığı, düzenleme şeklinde vekaletname örneği incelendiğinde tapu malikleri tarafından aynı vekalette davalılardan … İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti’ne de yetki verildiğinin anlaşıldığı, her ne kadar çekin tarihi 30/08/218 olduğundan tasarrufun daha önce yapıldığı düşünülebilir ise de davacı ile davalılardan … Şirketi arasındaki alacağa temel olan satış sözleşmesinin 20/02/2017 tarihinde olduğu açık olduğu, böylece iptale konu tasarrufun alacağın doğum tarihtenden sonra yapıldığı açıkça anlaşılmakta olduğu, yine icra dosyada tahsilat yapılamadığı, haciz tutanağına göre adresin boş olduğu, hacze kabil mal bulunamadığı, İİK’nun 105.maddesi kapsamında aciz belgesi niteliğinde olduğu, alacağın gerçek olduğu ve davanın İİK 284.maddesinde öngörülen 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığının anlaşıldığı, davacı tarafından dava değeri 1.652.973,28 TL bildirilmesine rağmen tevzi de bu rakamın 165.239,32 TL yazılması nedeniyle eksik harcın ödendiği fark edildiğinden eksik 25.406,78 TL eksik harç davacıya verilen süre içinde tamamlanmış, yargılamaya devam edilmiş, taşınmazın tapu,imar ve çap bilgileri dosya içine alınarak mahallinde 24/10/2019 tarihinde keşif yapılmış ,bilirkişi raporu dosyaya sunulmuş, Harita Yüksek Mühendisi …, İnşaat Mühendisi … ve Gayrimenkul Değerleme Uzmanı … tarafından hazırlanan 19/11/2019 havale tarihli raporu özetle: Bursa ili, Nilüfer ilçesi, Kızılcıklı mahallesi, 158 ada, 3 parselinde kayıtlı 15 nolu bağımsız bölüm ( düğün salonu) vasıflı taşınmazın, dava tarihi ( 09.01.2019) tarihi ile değerinin, 6.749.094,00 TL, satış tarihi ( 03.08.2017 ) tarihi ile değeri, 6.135.540,00 TL olduğuna dair rapor düzenledikleri anlaşılmış, davalı … vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunduğu, mahkemenin 21/01/2020 tarihli duruşmasının 2 nolu ara kararı gereğince dava konusu taşınmazın satış tarihi itibariyle natamam haliyle değerinin tespiti ve davalı vekilinin itirazları doğrultusunda dosyanın önceki bilirkişi kuruluna yeniden tevdi edilerek ek rapor düzenlenmesine karar verildiği anlaşılmış, Harita Yüksek Mühendisi …, İnşaat Mühendisi … ve Gayrimenkul Değerleme Uzmanı … tarafından hazırlanan 29/01/2020 havale tarihli ek raporu özetle: ( 15) nolu bağımsız (düğün salonu) bölümün natamam değerinin dava tarihi ( 09.01.2019) itibari ile 4.409,456 TL, satış tarihi ( 03.08.2017) tarihi ile 3.681,324 TL olduğununa dair ek rapor düzenledikleri anlaşılmış, davalılardan …’ın cevap dilekçesi incelendiğinde diğer davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti’nin satış tarihi olan 03/08/2017 tarihinden ekonomik çıkmaza girdiği çeklerini yazdırdığı 2018 yılı yaz aylarına kadar yüzlerce tapu satışı yapıldığı, dolayısıyla davacı tarafın sanki borçlunun tek dava konusu taşınmazı varmış kurgusu iddiasının yerinde olmadığını ileri sürdüğünü beyan ederek davalı-borçlunun mali durumunu bildiğini açıkça beyan etmiş, İİK 280 maddesi gereğince borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu açıkça düzenlenmiş, davalılardan …’ın beyanlarından da borçlunun mali durumunun bilindiği anlaşılmış, yine aynı davalı tarafından satış bedeli olarak 502.840,00 USD ödendiği açıkça kabul edilmiştir. 31/07/2017 tarihi itibariyle 1 USD 3,5270 TL olup 1.773.516,68 TL karşılığı tutmakta olduğu, bu durumda da Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği üzere misli fark bulunması nedeniyle de tasarruf bağış hükmünde sayılması kanaati ile davanın kabulüne karar verilerek Bursa İli, Nilüfer İlçesi, Hasanağa Mah., 158 Ada, 3 Parsel, G Blok 15 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazdaki 03/08/2017 tarih ve 31472 yevmiye nolu davalı …’a yapılan satışına ilişkin tasarrufun Bursa 10. İcra Müdürlüğü 2018/… E. Sayılı takip dosyasına konu alacak ve ekletileriyle sınırlı olarak iptaline, davacı alacaklıya bu taşınmazın cebri icra ve satışını isteme yetkisi tanınmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacı şirketin sözleşmelerden doğan alacağı için Bursa 10. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyasına konu edilen 1.330.000,00.-TL’lik bir adet çek verdiği, verilen çekin davalının kardeşi olan Erdoğan Sarıçakır’ın da alamadığı daire bedelini içermekte olduğu, yani Erdoğan Sarıçakır’ın davalıdan olan alacağını abisi davalı …’a temlik ettiği, davalının aldığı çekin ödenmediği, borçlu-davacının borcunu ödemediği için hakkında Bursa 10. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyası ile takip yapıldığı ve iş bu takibin kesinleştiği, davacı şirketin, davalıya borcunu ödememesi ve davalının mağduriyetinin artması sebebiyle; davacı şirket aleyhine 09.01.2019 tarihinde Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/73 Esas sayılı dosya ile “tasarrufun iptali” davasının açıldığı, davalılardan …’ın beyanlarından da borçlunun mali durumunun bilindiğinin anlaşıldığı, yine aynı davalı tarafından satış bedeli olarak 502.840,00 USD ödendiği açıkça kabul edilerek 31/07/2017 tarihi itibariyle 1 USD 3,5270 TL olup 1.773.516,68 TL karşılığı tutmakta olduğu, bu durumda da Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği üzere misli fark bulunması nedeniyle de tasarruf bağış hükmünde sayılması kanaati ile davanın kabulüne karar verildiği, gerekçeli kararın istinaf edilmesi üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedildiği, davacı şirketin davanın kabul kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmadığı, bu davadaki uyuşmazlık konusunun; borçlu şirketin olan Bursa İli Nilüfer İlçesi Hasanağa Mah. H21c07a1a Pafta 158 Ada 3 Parsel’de kain G Blok 15 numaralı gayrimenkulün satışının İİK. mad. 277 vd. maddelerine ve özellikle 278., 280. maddeleri gereğince “İPTALE TABİ” olması olduğu ve bu hususun Bam 10. Hukuk Dairesi tarafından tasdik edildiği anlaşılmış, Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/884 esas sayılı takibin iptali talepli davasının da reddedildiği, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2021/7165 esas 2022/514 karar sayılı 18/01/2022 tarihli ilamı ile onandığı ve kararın 18/01/2022 tarihinde kesinleştiği, akabinde mahkememizde huzurdaki davayı açtığı, mahkememizce BTSO’ya yazı yazıldığı ve cevabi yazıda 20/02/2018 tarihli genel kurul toplantısı ile davacı-borçlu şirket yetkilisi Murat Özyürek’in 20/02/2018 tarihinden itibaren şirket yetkilisi olarak seçildiği, bundan önceki tarihlerde yetkilinin … olduğu, takibe konu çekin 12 Şubat 2018 tarihinde şirket yetkilisi …’in keşide imzası ile teslim aldığı, davalının çeki alır almaz fotoğrafını çektiği, fotoğraf tarihinin de 12 Şubat 2018 olduğu, şirketin diğer ortağı Murat ÖZYÜREK’in 22 Şubat 2018 tarihinde şirket yetkilisi olduğu, yani takibe konu çekin Murat ÖZYÜREK’in şirket yetkilisi olmadan 10 gün önce, yasal şirket yetkilisi … tarafından imzalandığı, davacının çekte tahrifat yapıldığı yönündeki iddiasının gerçek dışı olduğu, nitekim çekin ileri tarihli tanzim edilebileceği hususu da nazara alındığında çekin yetkili olduğu dönemde … tarafından imzalanmış olduğu, kambiyo senedinin sebepten mücerret olup tanzim ve ihdas sebebinin ne olursa olsun senetten kaynaklı hakkın geçerli bir kambiyo senedine dayalı olarak ileri sürülebileceği, senette tahrifat iddiasının ispat edilemediği gibi öte yandan her ne kadar davacı tarafça söz konusu borçluluk ilişkisinin temelinde olduğu ileri sürülen taşınmaz teslimlerinin büyük bir kısmının kendileri tarafından yerine getirildiği gibi bu hususun davalı tarafça da daha önce aralarında görülen tasarrufun iptali konulu davada ileri sürülmüş ve kendileri tarafından da beyan edilmiş olduğunu ileri sürmüş ve taşınmaz teslimine ilişkin bu hususların mahkememizce araştırılarak incelenmesini talep etmiş ise de davalı yanın davacı yanın taraflar arasındaki taşınmaz teslimine ilişkin borçtan kaynaklanan ifayı yerine getirememesi sebebiyle çekin tanzim edilerek verildiği, borçlanma ilişkisinin bu temelde doğduğu beyan edilmiş olup, kambiyo ilişkisinin doğumunda çek üzerinde veya başkaca bir sözleşme ile taşınmaz teslimlerine ilişkin borcun ifa edilmemesi halinde çekin icraya konulacağına dair alacaklıya karşı ileri sürülebilecek ayrıca bir anlaşma bulunmayıp geçerli kambiyo evrakı unsurlarına sahip çekten dolayı davacının borçlu bulunduğu anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, açılan dava nedeniyle icra takibi durdurulmadığından yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin de reddine karar verilerek hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin de REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 80,70.-TL harcın peşin alınan 22.713,08.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 22.632,38.-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 154.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza