Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/789 E. 2023/339 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/789 Esas – 2023/339
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2022/789
KARAR NO : 2023/339
HAKİM : ….
KATİP : …

DAVACI : … EĞİTİM HİZMETLERİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – ……
VEKİLİ : Av. … – [16734-37456-…..] UETS
DAVALI : … HEDİYE UN FABRİKASI SANAYİ VE TİCARET A.Ş. – …… [25999-22476-….] UETS
VEKİLİ : Av. ……. – [16927-29885-….] UETS
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/08/2022
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
Mahkememizde açılan davanın açık muhakemesi sonunda ;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davalıya borcu olmamasına rağmen davalının icra icra takibi başlatıldığını, haciz tehdidi altında müvekkilinden davalıya ödenmek üzere 45.021,52 TL tutarında ücret tahsil edildiğini. Takip borçlusu …’nun müvekkili şirkette şoför olarak 11/2013 tarihinde işe başladığını. Davalı tarafından başlatılan takip nedeniyle müvekkili şirkete maaş haczi vs. özlük hakları ile ilgili yazı gönderildiğini. …’nun iş yerinden 16/07/2019 tarihinde istifa ederek ayrıldığını. Davaya konu borcun ispatının davalıya ait olduğunu. Müvekkilinin davaya konu böyle bir borcunun olmadığının ticari defterlerinde yapılacak bilirkişi incelenmesi sonucu ortaya çıkacağını. Bu nedenle davanın kabulü ile icra dosyası nedeniyle davacı müvekkili şirketin davalıya borcunun olmadığının tespitine, Bursa 16. icra müdürlüğü 2012/… E. sayılı icra dosyasına konu icra takibinin iptaline, 45.021,52 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işlenecek avans faiziyle birlikte davalıdan istirdaten müvekkile iadesine, kötü niyetli davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMSİ VE GEREKÇE:
Dava davacının yanında çalışan işçisinin borcu nedeni ile kendisine hitaben yazılan maaş haczi müzekkeresine istinaden işçinin işten ayrılması sonrasında icra dairesine bildirimde bulunmaması üzerine icra müdürlüğünce borçlu kabul edilerek dosyaya eklenmesi sonucunda ödemek zorunda kaldığı, 45.021,52 TL’nin davalıdan istirdatına ilişkindir.
Mahkememizce İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak heyete bir adet nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bilirkişide eklenerek davacıya ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyetenin 03/02/2023 tarihli raporunda; “Davacının özel hesap dönemi kullandığı ve mali yılbaşının 01.07.2019 mali yıl sonunun da 30.06.2020 olduğunun tespit edildiği, defter incelemesinin bu kapsama uygun yapıldığı ve açılış için Temmuz 2019 kapanış için Haziran 2020 ayına ait berat yüklemelerinin dikkate alındığı,
Davacının defter tasdik bilgilerinin incelenmesi sonucunda VUK ve TTK ilgili bükümlerine uygun olarak defter tasdiklerini ve berat yüklemelerini süresi içinde yaptığı, HMK 222 madde gereği sahibi lehine delil olarak kullanılabileceği, bu konuda nihai takdirin Sayın MAhkemeye ait olduğu, Davacının dava dışı eski çalışanının istifa ederek işten ayrıldığı ve el yazılı istifa mektubunun dosya ekinde olduğu,
Davacının işten çıkışına ait 16.07.2019 tarihinde istifa ederek ayrıldığı bilgisinin SGK’na gönderilen bildirgeden anlaşıldığı, yapılan incelemede bildirgenin 18.07.2019 tarihinde verildiği ve bunun süresi içinde olduğunun tespit edildiği,
Davacı tarafından Gaziemir Kaymakamlığı Milli Eğitim İlçe Müdürlüğü’ne verdiği; asıl borçlu dava dışı …’nun 16.07.2019 tarihinde işten çıktığı bilgisini 18.07.2019 tarihli dilekçesinde ilettiği,
Dava dışı işçinin, her ne kadar istifa dilekçesi dosyaya arz edilmiş ve davacının iş yerinde yapılan incelemede de bu bilgiye ulaşılmışsa da, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususu yargılama gerektirmektedir. Ancak Sayın Mahkeme tarafından söz konusu istifa dilekçesi ve işten ayrılış bildirgesine itibar edilmesi halinde dava dışı işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı sonucuna ulaşılabilecektir,
Yapılan incelemede ayrıca dava dışı çalışana davacı tarafından kıdem ve ihbar tazminatı veya benzeri isim altında bir ödemenin yapılmadığı,
Davalının davacıdan davalıya ait tüm borcu tahsil ettiğini, halbuki haklı olması durumunda alabileceği tutarın dava dışı çalışanın alacağı kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile sınırlı olacağı, bunun da yaptığımız hesaplama sonucunda görüleceği üzere 19.768,84 TL olduğu, ancak bize bilgisi verilmeyen ödemeler nedeni ile davacının belirttiği kıdem ve ihbar tazminatı toplamları olarak 21.94497 TL bildirdiği, Sayın Mahkemenin tazminat ödenmesi gerektiği yönünde karar vermesi durumunda esas alınması gereken tutarın davacının beyanı olan 21.944,97 TL olarak kabul olmasının uygun olacağı,
Bu durumda nihai karar Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; davalının davacıdan tahsil ettiği paranın tamamını geri isteme hakkının olacağı, çünkü tahsilata gerekçe gösterilen dava dışı çalışana ait kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğinin yapılan inceleme sonucunda tespit edildiği, İşçinin 16.07.2019 tarihi itibari ile davacıya ait iş yeri ile ilişiğinin kesildiğinin belirlendiği,” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Davacıya yazılan haciz ihbarnamesi sonrasında dava dışı işçinin bir süre maaşından kesintiler yapılmış, akabinde bu kesintiler devam etmemiştir. Dava dışı işçi işten ayrılmış fakat davacı bu hususu icra dairesine bildirmemiştir.
İcra ve İflas Kanunu 355. Maddede kendisine maaş haciz yazısı tebliğ edilen işverene işçinin hizmetine nihayet verildiği hususunu icra dairesine derhal bildirme ödevi yüklenmiş olup, 356. Maddede ise buna aykırı davranmanın sonucu ise; kesip göndermekle mükellef oldukları paranın kendi malvarlığından tahsil edilmesi olarak öngörülmüştür. Davacının bu hükme aykırı davrandığı gözetilerek, icra müdürlüğünce tahsil edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacının , davalıya açtığı bu davanın ise herhangi bir hukuki dayanağının bulunmadığı tespit edilmiştir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2015/5995 Esas 2016/4586 Karar sayılı ilamı; Yanlar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafından yapılan ödemelerin takip borçlusunun borcuna karşılık yapılıp yapılmadığına ve yapılan ödemelerin iadesinin istenip istenemiyeceğine ilişkindir. İİK’nun 355. maddesinde; ”Devlet işlerinde veya hususi müesseselerde bulunan borçlu memur veya müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücreti miktarını nihayet bir hafta içinde bildirmeğe ve borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeğe mecburdurlar. Memurun maaş, ücret veya memuriyetinde yahut başka bir şubeden maaş almağı mucip olacak surette vukubulacak tebeddülleri ve hizmetine nihayet verildiği takdirde bu keyfiyeti de malmemuru veya daire amiri yahut hususi müesseselerin kanuni muhatapları derhal icra dairesine bildirmeğe ve ikinci halde haciz muamelesinden o şube veya amirini haberdar etmeğe mecburdur.” denilmiş, 356. maddesinde ise ” Yukardaki madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır. Bunların borçluya kanun hükümleri dairesinde rücu hakkı vardır…” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, davalı takip alacaklısı tarafından dava dışı takip borçlusu hakkında yapılan icra takibi nedeniyle davacı şirketin çalışanı takip borçlusunun ücretinin haczi için İİK’nun 355. maddesi uyarınca iki defa yazı yazılmasına rağmen davacı şirket tarafından haczin icra edildiğine ilişkin cevap verilmemiş, haczedilen miktarı tevkif edip icra dairesine göndermemiş ve borçlunun iş aktinin sona erdiğini derhal icra dairesine bildirmemiştir. Bu nedenle davacı şirkete ait iş yerinde haciz işlemleri gerçekleştirilmiş ve yapılan hacizler sırasında davacı tarafından ödemeler yapılmıştır. Davacı şirket tarafından yapılan ödemelerin İİK’nun 356. maddesi uyarınca takip konusu borca karşılık yapıldığının kabulü gerekir. Şu halde davacının, yaptığı ödemeler nedeniyle takip borçlusuna karşı rücu hakkının varlığı da dikkate alınarak davalıdan talep etmesi yasal değildir. şeklindedir.
Dolayısıyla davacının bu davayı açmakta herhangi bir yasal dayanağının bulunmadığı, dava dışı işçiye rücu hakkı bulunmasına rağmen davalıya bu davayı yöneltmesinin mümkün olmadığı, icra dairesi işlemince hukuka aykırılık görülmediği, davacının ilgili borcu ödemesinin yasa gereği olduğu gözetildiğinde işbu istirdat davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcı ile 7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.560,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti gideri toplamı olan 1.739,90-TL’nin peşin alınan 768,86-TL harçtan mahsubu ile bakiye 971,04-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu hususta harç tahsil tezkeresi düzenlenmesine.
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, usulen anlatıldı. 05/05/2023
İş bu kararın gerekçesi 30/03/2023 tarihinde yazılmıştır.

Katip ….
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı