Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/783 E. 2023/134 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :2022/783 Esas
KARAR NO :2023/134
HAKİM :… …
KATİP :… …
DAVACI :… VETERİNER HİZMETLERİ, HAYVANCILIK, SÜT
ÜRÜNLERİ GIDA TARIM ÜRÜNLERİ PAZARLAMA, TURİZM TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :… –
… T
VEKİLİ :Av. … –
DAVA :Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :29/07/2022
KARAR TARİHİ :10/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :24/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle;taraflar arasında ticari alım-satım ilişkisi bulunduğunu, davacı firma tarafından davalı tarafa ürün satıldığını fakat bedelinin ödenmediğini, çeşitli tarihlerde yapılan alım-satımlar nedeniyle faturalar, cari hesap, ticari defter ve kayıtlar nedeniyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile 34.494,30 TL ana para alacağı bulunduğunu, her ne kadar davalının adresi Denizli olsa da Bursa mahkemelerinin yetkili olacağını, taraflar arasında, ürün alım-satımı konusunda anlaşma bulunmadığını, davalı şirketin ürün sattığını ve karşılığında para alacağı bulunmadığını, HMK.nın 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin yetkili olacağının belirtildiğini, 6098 sayılı B.K. m:89/1 maddesinde de para borçlarında ifa yerinin alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olduğunun belirlendiğini, davacı firma ürün verdiğini, karşılığında para alacağı bulunduğunu, davacı şirketin yerleşim yeri, adresinin Karacabey olduğunu, Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığı 07/07/2021 tarih 608 nolu kararı ile Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin 01/09/2021 tarihinden itibaren Bursa ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesi nedeniyle ilçelerde ticari davalar görülemediğini, bu nedenle Bursa Ticaret Mahkemeleri görevli ve yetkili olduğundan iş bu davanın Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesine açıldığını, bu davanın kısmi dava olduğunu belirterek 34.494,30 TL olan alacağın fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmak kaydı 100 TL’sinin davalıdan tahsili için iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, TTK ‘ m. 1530/4’de belirtilen tarihlerden başlamak üzere işlemiş ve işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı Vekili Dilekçesinde Özetle;davalının adresinin Denizli olduğunu, HMK 6. maddesi gereğince yetkili mahkeme; ”Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmü uyarınca taraflar arasında bir sözleşme de bulunmadığından, huzurdaki dava sadece davalının yerleşim yeri mahkemesi olan Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılabileceğini, işbu sebeple Bursa (Asliye Ticaret) Mahkemeleri yetkisiz olduğunu, davacı taraf, dava dilekçesinde, taraflar arasında alım-satım ilişkisi bulunduğunu, ürün satıldığını, fakat bedelinin ödenmediğini iddia ettiğini, farklı tarihlerde yapılan alım-satımlar nedeniyle faturalar, cari hesap, ticari defter ve kayıtlar nedeniyle para alacaklarının bulunduğunu iddia ettiğini, ancak davacı tarafın iddiasının aksine, taraflar arasında, ürün alım-satımı konusunda bir anlaşma bulunmadığını, dava dilekçesi incelendiğinde, davacının, taraflar arasında anlaşma/sözleşme olduğuna dair, usulüne uygun belgelere dayalı bir ispatı da bulunmadığını, ispatla mükellef olan davacı bu yönde sunulabilmiş bir ispat vasıtaları bulunmadığından, davacı tarafın, davalıdan talep edebileceği hiçbir alacağı bulunmadığını, davacı taraf, alacak iddiasına dayanak olarak, 07.10.2015, 03.11.2016, 07.07.2017, 18.12.2017, 18.04.2018, 18.04.2018 tarihli faturaları gösterdiğini, ancak faturaların okunmadığını, alacak dayanağı olduğu iddia edilen faturalar, dava dilekçesi ekinde davalıya tebliğ edilmiş edilmediğini, dayanak olduğu iddia edilen faturaların okunaklı örneklerinin, davacı tarafından, dosyaya sunulması ve tebliğ edilmesi akabinde, inceleme ve itiraz haklarımız saklı kalmak kaydı ile davacının dava dilekçesinde dayanak olarak belirttiği faturalara ve faturalar içeriğine ayrıca itiraz edeceklerini, cari hesap sözleşmesi yazılı olarak yapılmadıkça bir geçerliliği bulunmadığını, davacının iddia ettiğinin ve dayandığının aksine taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi de bulunmadığını, davacı tarafın, cari hesaba dayalı olarak, davalıdan talep edebileceği bir alacağı bulunmadığını, davacının iddia ettiği alacağın kabulü anlamına gelmemek kaydı ile talep edilen faize ve oranına da ayrıca itiraz ettiklerini, faiz talebi ve faiz oranı kabul etmediklerini, zira temerrüt ihtarı da olmayıp faiz taleplerinin de yasal olmadığını, davacı tarafın tanık deliline dayanmasına ve tanık dinletme talebine muvafakat etmediklerini, davacı taraf tüm iddialarını yazılı delille (senetle) ispatla mükellef olacağını, davacı şirketin vefat eden yetkilisi ve hissedarı Tamer Aktaş’ın, yurt dışında (Bulgaristan’da) kurmuş olduğu TMR LIVESTOCK EOOD ünvanlı şirketten, davalının yüklü miktarda alacaklı olduğunu, hal böyle iken, asıl alacaklı olan, davalı birlik iken, yurtdışı ve farklı tüzel kişilik perdesi arkasına sığınılarak, hiçbir hukuki gerekçe, dayanak ve delil olmaksızın, davalıdan alacaklı olunduğu iddiası ile davalı hakkında dava açılması ve alacak talebinde bulunulması MK2. Maddesinde yer alan dürüstlük kuralına da uymadığını, davacı, açık bir şekilde, kanuna aykırı olarak, kötü niyetli hareket ettiğini, kötü niyeti ise hiçbir hukuk sistemi korumadığını belirterek huzurdaki davaya bakmaya Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğundan yetki itirazının kabulü ile yetkili mahkemede açılmayan huzurdaki davanın usulden reddine davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddine, yargılama gideri, harç ve diğer masraflar ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava alacak davası olup Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir. Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’na 28/01/2015 tarihli ve 6589 sayılı Kanun’un 1.maddesi ile eklenen 10/A ve devamı maddeleri ile hayvan gen kaynaklarının korunması, araştırılması, tespiti, ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve pazarlanması konularında faaliyet göstermek amacıyla gerçek veya tüzel kişi yetiştiriciler tarafından, tüzel kişiliği haiz ve özel hukuk hükümlerine tabi ”ıslah amaçlı yetiştirici birlikleri” kurulması öngörülmüş olup davalı Birliğin de anılan hükümler uyarınca kurulduğu anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, davalı birliğin üreticiler arasındaki dayanışmayı ve gönüllülük esasına dayalı işbirliğini esas alan, kazanç amacı taşımayan ve kar amacı gütmeyen bir tüzel kişilik şeklinde örgütlendiği, nitelik itibariyle derneklere benzer yapıda olduğu, kamu tüzel kişisi niteliğinde de sayılmayacağı, davalı birliğin amacının ticari bir teşekkül kurmak olmadığı, bu nedenle davalı birliğin mesleki destek amacıyla kurulmuş olduğu, ticari nitelikte olmadığı anlaşılmakla; Birliğin ticari teşekkül olmaması karşısında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği, davanın TTK’nun 4.maddesinde düzenlenen ticari nitelikte bir dava olmayıp, davalı hakkında açılan iş bu davanın HMK kapsamında genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerince görülmesi gereken bir dava olduğu dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin HMK 114/1-c maddesine istinaden 115/1-2 gereğince görev yönünden usulden reddine ve mahkememizin karşı görevsizliğine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
3-Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
4-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/02/2023
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır