Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/764 E. 2022/1264 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/764 Esas
KARAR NO : 2022/1264

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … (TC. …) …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/07/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın, Elmasbahçeler Mah.17 Yılmaz Sk. No:7/A Osmangazi/ Bursa adresinde mevcut ticarethanede kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilerek yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili maddeleri ve 622 Sayılı EPDK Kurul kararı doğrultusunda Kaçak/Usulsüz Elektrik Tüketimi Tespit Tutanakları düzenlenmiş ve kaçak elektrik tüketim tahakkuku yapıldığını, davalı hakkında düzenlenen Kaçak/Usulsüz Elektrik Tüketimi Tespit Tutanağına istinaden tahakkuk eden kaçak enerji bedelinim tahsili amacıyla Bursa 5. İcra Müdürlüğü 2020/7306 Esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi yapılmış ve Örnek No:7 ödeme emri gönderildiğini, davalı tarafından borca itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, dava şartı arabuluculuk kanun yoluna başvurulduğunu ancak anlaşmaya varılamadığını, anılan bu sebeplerle; davalının icra takibine itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle itirazın üstünden geçen zaman içerisinde açılmayan iş bu davanın reddi gerektiğini, müvekkile karşı başlatılan icra takibinde borca esas hiç bir bilgi veya belge gönderilmediği gibi müvekkilce mevcut borcun ne sebepten kaynaklandığı dahi kuruma bizzat bilgi başvuru neticesinde öğrenildiğini, müvekkile tebliğ edilen dava dilekçesi ekinde de herhangi bir bilgi ve belge olmadığından vaki borcun sebebinin tamamen eski kiracısı olduğu yerden kaynaklandığı tahmin edildiğini, müvekkilce bir işyeri kiralandığı ancak bu işyerinden küçük olması ve işlerini yerine getirememesi nedeniyle fazla bir süre geçmeden çıkılmış ve başka bir adrese taşınıldığını, müvekkili taşındıktan sonra haricen öğrendikleri üzere ve davacı kuruma ihbar edilmesine rağmen müvekkilden sonra gelen kiracılarca kaçak elektrik kullanımı söz konusu olduğunu, bu konuda müvekkili tarafça yapılan ihbar dilekçesinde davacı kurumca getirtilmesini talep ettiklerini, nasıl oluyor ki müvekkilce boşaltılan işyerinde kullanılan kaçak elektrik bedeli müvekkile tahakkuk ettirildiği, bu konuda bilahare tanık listesi sunacaklarını, ayrıca müvekkil çok eskiden beri esnaf olduğunu, bugüne kadar kesinlikle devlete ve başkalarına karşı yanlış yapan veya yasal olmayan şekilde bir girişimde bulunacak insan olmadığını, müvekkilin maddi durumu son derece yerinde olup böyle bir kaçak elektrik kullanımına teşebbüs etmesi mümkün olmamış bundan sonra da olmayacağı, müvekkilin esnaf odasından kaydının getirtilmesini ve bugüne kadar hiç bir şekilde böyle bir girişimde bulunmadığının mahkemenizce araştırılmasını talep ettiklerini, ayrıca kaçak kullanımı ve bu nedenle tahakkuk eden borcu kabul etmemekle birlikte alacağa işletilen faizin yasal faiz olması gerekirken söz konusu faizin gecikme faizi olması da yasaya aykırı olduğunu, zira alacaklı şirketi bugüne kadar hiçbir işlem yapmadan, hiçbir ihtar veya itiraz yolunu açacak bir girişim yapmadığından gecikme faizinin müsebbibi de alacaklı şirket olduğunu, anılan bu sebeplerle; davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; Bursa 5. İcra Müdürlüğü 2020/7306 sayılı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkeme’lerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanu’nun 5. Maddesinin 1. Fıkrası “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” düzenlemesini getirmiştir. Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b,c,d,e,f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiştir.
Davada öncelikle dava şartları hususunda değerlendirme yapmak gerekmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
Dosyaya celp edilen Bursa Ticaret ve Sanayi Odası kayıtlarından davalının gerçek kişi ticari işletme veya ortak kaydı bulunmadığından Mahkememizce gerek davanın ticari dava olup olmadığı gerekse de davalının tacir olup olmadığı hususunun netleştirilmesinin gerektiği, 2007/12362 sayılı Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayicinin Ayırımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı 1/a maddesinde “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, bu düzenleme gereği VUK 177 inci maddesindeki vergi beyannamesinin verildiği yılın yeniden değerleme oranına göre tahlil edilmesinin gerektiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları ile ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bünyesindeki odalara kaydedilmeleri kararlaştırıldığı, 213 Sayılı vuk 177. maddesi parasal hadlerin, 2020 yılında; VUK 177/1’e göre yıllık alış 280.000; VUK 177/1’e göre yıllık satış 390.000; VUK 177/2’e göre yıllık gayrisafi iş hasılatı 140.000; VUK 177/3’e göre yıllık iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı (1 ve 2 birlikte yapılması halinde) 280.000 olduğu, celp edilen Setbaşı Vergi Dairesi kayıtlarından; davalıya ait celp edilen 2020 yılı gelir vergisi beyannamelerinde dönem içinde satın alınan emtia “4.449,17” olup, dönem içinde elde edilen hasılatın “3.009,28” olduğu olduğu, parasal hadlerin altında beyanının olduğu, davalının faaliyetinin esnaf faaliyeti olduğu görülmüştür.
Somut olayda, davalı taraf tacir olmayıp, uyuşmazlığın 28.09.2020 tarihli kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağından kaynaklı tahakkuk ettirilen bedelin davalıdan tahsiline ilişkin takibe itirazın iptali davası olup,her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi, taraflar arasındaki ihtilafın Ticaret Mahkemeleri’nin görevini belirleyen TTK’nın 4. Maddesinde sayılan hususları kapsamadığı, dava konusu ihtilafa bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu göz önüne alındığında, aşağıdaki şekilde görevsizlik karar verilmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır