Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/757 E. 2023/261 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/757
KARAR NO : 2023/261

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … -TC Kimlik no- …
2- … – TC Kimlik no- …
3- … – …
VEKİLİ : Av. … – [16473-74560-54699] UETS

DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16836-38386-13244] UETS

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar … ve …, diğer davacı ……. Kuyumculuk Ltd. Şti.’nin yetkilileri olup, takibe konu olan senet dolayısıyla davalı …’e borçları bulunmamakta olduğunu, davalı tarafından ikame edilen işbu haksız ve kötü niyetli takip hakkında davacıların borçlu olmadıklarının tespiti için işbu davayı ikame etme zorunluluğu hasıl olduğunu, takibe konu senet davacılardan …….. kuyumculuk lehine diğer davacılar tarafından keşide edilmiş olup, işbu senet karşılığında davalıdan nakden ya da malen bir karşılık alınmadığından davalının herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacılardan … ve … baba-oğul olup, diğer davacı …… Kuyumculuk’un şirket yetkilileri olduğunu, takibe konu senetin de ticari hayatta kullanılmak ve senetteki güveni pekiştirmek üzere müvekkillerim tarafından yetkilisi oldukları şirket lehine keşide edildiğini, ancak bu senedin davalıya geçmesini gerektiren ya da haklı gösteren hiçbir ticari ilişki ya da borç ilişkisi bulunmadığını, davalının bu kadar yüksek tutarlı bir alacağa hangi hukuki ilişki sebebiyle sahip olduğunu ispatlaması gerektiğini, menfi tespit davasında borçluya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle ortadan kalktığını ileri sürebileceğini, borçlunun borcun varlığını inkâr ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşeceğini, borçlunun varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle sona erdiğini ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşeceğini, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıda olduğunu, alacaklının hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumunda olduğunu, borçlunun bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmekte olduğunu, zira davacı borçlunun, senedin varlığını kabul etmekle birlikte bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmekte olduğunu, takibe konu senedin davalıya cirosunun şirketin ticari defter kayıtlarında bulunmadığını, senet karşılığı nakden ya da malen bir edim bulunmadığının ticari defterler incelendiğinde ortaya çıkacağını, bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi, ticari senet ( kambiyo senedi ) alacağı da prensip olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illî ilişkiye dayandığını, bir kambiyo senedi düzenleyip veren veya elindeki kambiyo senedini devreden ve alan herkesin, bütün bu hukukî işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemekte olduğunu, senedi alan şahsın, bu senede sahip olup olmayacağını, yani senette mündemiç hakkı iktisap edip etmeyeceği bu gayeye bakılarak tespit olunduğunu, dolayısıyla söz konusu gayenin, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu veya devri açısından hukukî sebebi teşkil edeceğini, senedi bu gaye yönünden ifa amacıyla ( mevcut bir borcu ifa için ) veya mevcut borcun yerine kaim olmak üzere verilmiş olabileceğini, senedin tedavülü sırasında da, her el değiştirdiğinde aynı esasın cari olduğunu, dolayısıyla, ne kadar devir varsa, o kadar asıl borç ilişkisi ve bu temel ilişkiden kaynaklanan temel talep söz konusu olacağını, davalı taraf her ne kadar senedin zilyetliğine sahip olsa da, işbu senedi haksız olarak elinde bulundurmakta olduğunu, bu sebeple iyiniyetli meşru hamil olarak kabulünün mümkün olmadığını, davalının halihazırda yapmakta olduğu tefecilik faaliyetleri düşünüldüğünde senedin elinde bulunması abes olmayacağını, ancak senedin zilyetliğine sahip olsa da, haksız olarak ele geçirdiği ve geçerli bir hukuki ilişkiye dayanmayan senedin iyiniyetli meşru hamili olduğunu ispatlayacak hiçbir delili olmadığını, bu sebeple TTK çerçevesinde kambiyo evraklarının alacaklıya sağladığı haklardan mahrum olacağını, ayrıca davalının müvekkilerden …’in imzasını taklit ederek takibe koymuş olduğu bir adet sahte senet bulunmakta olduğunu, Bursa 9. icra dairesi 2022/6356 e. sayılı senede ilişkin imzaya itiraz davası ikame edildiğini, davacılardan … tarafından düzenlenmiş gibi gösterilen 2.125.000.-TL bedelli bir başka senet yine davalı tarafından icra takibine konulmuş olup, bu takibe ilişkin imzaya itiraz davası tarafımızca ikame edildiğini, davalı tarafın kötü niyetle davranmakta olup, gerçekte var olmayan ve geçerli bir hukuki ilişkiye dayanmayan alacaklarını tahsil amacıyla müvekkillerine karşı icra takipleri yürütmekte olduğunu, kötü niyetli ve haksız takip nedeniyle müvekkillerinin daha sonra tazmini mümkün olmayacak zararlara uğramamaları için takibin ihtiyaten durdurulması, mahkeme aksi kanaatteyse icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi hakkında tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, yine davalı tarafça, hiçbir hukuki sebebi bulunmayan sözde alacağına ilişkin olarak eldeki senede dayanarak Bursa 2. asliye ticaret mahkemesi 2022/553 d.iş sayılı dosyası ile davacılar aleyhine ihtiyati haciz kararı alınmıştır. davalı taraf ısrarla davacıları zarara uğratmaya ve hiçbir hukuki geçerliliği olmayan alacağını tahsil etmeye çalışmakta olduğunu, bu durumda, icra baskısı ve haciz tehdidi altında dosya borcunu ödemek zorunda kalması muhtemel davacıların ileride tazmin edilemeyecek zararlara uğramasını önlemek amacıyla öncelikle teminatsız, mahkeme aksi kanaatte olması halinde uygun görülecek teminat bedeli karşılığında icra takibinin durdurulmasına, reddi halinde ise icra veznesine ödenen paranın alacaklıya ödenmemesi hakkında tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini belirterek davacıların, davalı borçluya borcunun olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötüniyetli icra takibi yapmış olması nedeni ile dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takibe konu bono incelendiğinde; 10.01.2020 vadeli, 1.070.000-TL bedelli, alacaklısı davacı … Kuyumculuk, borçlusu davacı …, kefili davacı … yetkili ve son hamilin ise müvekkil … olduğunun görülmekte olduğunu, yetkili ve son hamil olarak senedi elinde bulunduran müvekkilinin dava dilekçesinde yer alan iddiaların aksine alacağını ispat yükümlülüğü bulunmadığını, ispat yükümlülüğü, iddia olunan bir vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan lehine hak çıkaran tarafta yani davacıda olduğunu, alacağın kaynağının bir kambiyo senedi olduğunu, kambiyo senedi ise bilindiği üzere belirli bir meblağı kayıtsız şartsız ödeme vaadini içeren bir evrak olup bu senetler üzerine başkaca bir kayda yer verilmeyeceğini, kambiyo senetlerinin en önemli özelliklerinden birisinin ise illiyetten bağımsız, soyut (mücerret) olması gerektiğini, bu ilke gereği alacaklı temel ilişkinin varlık ve geçerliliğini kanıtlamak zorunda olmaksızın sadece senede dayanarak ifa talebinde bulunabileceğini, hal böyle iken davacı yanın ispat külfeti konusundaki dayanaksız iddialarını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, HMK’nın 201. maddesi gereği davacı yanın senede karşı ileri sürmüş olduğu her türlü iddiayı senetle, yazılı belge ile ispat etmesi gerekmekte olduğunu, davacı yanın iddiaları incelendiğinde bu iddiaların tamamının soyut beyanlardan ibaret olduğunun görülmekte olduğunu, davacı yanın, senedin zilyetliğinin müvekkilinde olmasına karşın senedin haksız olarak elde bulundurulduğu iddiasını ileri sürmekte olduğunu, davacı yanın bu husustaki beyanlarını kabul etmemekle birlikte, haksız suç isnadı niteliğindeki beyanları nedeniyle yasal yollara başvuru haklarını saklı tuttuklarını, zira müvekkili hakkında ileri sürülen tefecilik iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin bu konuda sicil kaydında herhangi bir kayıt bulunmamakta olup davacı yan iddialarını desteklemek amacıyla bu yönde haksız ve iftira niteliğindeki beyanları ileri sürmekte olduğunu, senet incelendiğinde, ciro silsilesinde herhangi bir bozulma yahut senet üzerinde bir tahrifat söz konusu olmayıp, müvekkilinin yetkili ve son hamil olduğunu, bu haliyle kambiyo senedinden doğan hakları kullanmaya yetkili olduğunu, müvekkilinin Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2022/6356 esas sayılı dosyası Kapsamında Sahte İmza ile Takip Başlattığı İddiasına karşı da davacı yanın haksız ve kötü niyetli olarak, müvekkile karşı olan borçlarını ödememek amacı ile hukuki dayanaktan yoksun iddialar ileri sürmekte olduğunu, bu kapsamda, huzurdaki dava ile ilgisi bulunmayan başka bir senede ilişkin bu iddiaları da ileri sürdüğünü, her ne kadar huzurdaki dava ile ilgisi bulunmasa da müvekkili tarafından mezkur dosya kapsamında başlatılan takibe konu senette yer alan imzalar davacılardan … tarafından atıldığını, bu hususun davacı yan tarafından açılmış bulunan Bursa 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/528 E. Sayılı dosyası kapsamında yapılacak incelemeler sonucunda ortaya çıkacağını, davacılar tarafından Bursa 8. İCM’nin 2022/530 E sayılı dosyası kapsamında yapmış olduğu tedbir talebi “mevcut delil durumu ve dosya kapsamına göre” mahkemece reddedildiğini, kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesi de göz önünde alındığında, davalı müvekkilin davacı/borçlulardan takibe konu senet tutarınca alacaklı olduğu hususu izahtan vareste olduğunu, zira davacı yanın beyanlarının gerçeği yansıtmadığı hususlarının toplanacak delillerle ispatlanacağını, her ne kadar davacı yan kötü niyet iddiasında bulunsa da, asıl kötü niyetli olan taraf takibe konu senede karşı gerçeğe aykırı beyanlarla iptal davası açan davacı olduğunu, müvekkilinin alacağına kavuşması amacıyla başlatılan Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2022/6355 E sayılı takibine konu bonoya, müvekkilinin alacağını geciktirmek veya engellemek amacı ile kötü niyetli olarak itiraz eden davacı yanın tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak açılmış bulunan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava; davacı yanın icra takibine konu bonodan dolayı davalı tarafa borçlu bulunup bulunmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce Bursa 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/530 Esas ve 2022/528 Esas sayılı dosyalarının incelenmek üzere celbine, Bursa CBS soruşturma dosyası numarası bildirildiğinde içerisinde yaptırılan imza incelemesine ilişkin grafoloji raporu ile birlikte incelenmek üzere celbine (2022/96554 Soruşturma sayılı evrakı)karar verilmiş, gelen cevaplar dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucu; takibe konu senet üzerindeki imzaların davacı … tarafından atılarak davalıya teslim edildiği, davacı yan tarafından, mahkememizde görülmekte olan, davacıları ve davalısı aynı olan 2022/530 esas sayılı dosya ile, davacı/borçlular aleyhine açılmış olan Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2022/6355 E sayılı dosyasına konu senedin iptalinin talep edildiği, bu dosyaya konu senet incelendiğinde, davacı …’in bu senet kapsamında da davalıya borçlu olduğu, senet üzerinde iki adet imzasının yer aldığı, sadece bu iki senedin incelenmesi halinde dahi imzaların aynı olduğunun görülebileceği, bu iki senetin davalıya aynı zamanda ve birlikte teslim edildiği, mahkememizin 2022/530 esas sayılı dosyası kapsamında senette yer alan imzaya itiraz etmediği, iş bu davaya konu bono ile ilgili başlatılan Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2022/6355 esas sayılı icra takibine konu edilen keşidecisi …, lehdar … Kuyumculuk Ltd Şti, kefili … olan bono nedeniyle de davacı yan borçlu bulunmadığını iddia etmiş ise de bu senedin de yukarıda sözü edilen diğer bono ile birlikte davalı alacaklı yana birlikte verildiği, bu senet nedeniyle davacı yanların imzaya itirazda bulunmadığı gibi, bu senet karşılığında davalıdan nakden ya da malen bir karşılık alınmadığı, senedin ticari defterlerinde yer almadığı, davalının tefecilik yaparak yüksek faizlerle şahıslara borç kullandıran bir kişi olduğundan bahisle senet nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş olup kambiyo senedinin sebepten mücerret olması ilkesine göre davacı iddialarının burada incelenme imkanı bulunmadığı, ticari hayat içerisinde alınan ve verilen tüm borç ikrarını içeren senetlerin ticari defterlerde kayıtlı olmamasının ya da fatura ya da bir iş karşılığı düzenlenmemesinin geçerliliğine bir etkisinin bulunmadığı gibi davalının tefecilik suretiyle borç para vermesinin de cezai sorumuluğu dışında sebepten mücerret kambiyo senedinin geçerliliğine bir etkisinin olmayacağı, davacının senedin geçerliliğine, borç karşılığı ya da mal alımı karşılığı düzenlenmediğine dair iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerektiği halde bu iddialarını usulüne uygun şekilde ispatlayamadığı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiş hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 179,90.-TL harcın peşin alınan 18.272,93.-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 18.093,03.-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 133.600,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza