Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/697 E. 2023/917 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :2022/697
KARAR NO :2023/917

BAŞKAN :… …
ÜYE :… …
ÜYE :… …
KATİP :… …

MAHKEMEMİZE AİT 2022/697 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVACI
:… – TC Kimlik no-…
VEKİLİ :Av. … – [16572-75572-..] UETS

DAVALI :… – … …
VEKİLİ :Av. … – [16118-11468-..] UETS

BİRLEŞEN BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2022/811 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
DAVACI :… – … …
VEKİLİ :Av. … – [16118-11468-..] UETS

DAVALI :… – TC Kimlik no-…
VEKİLİ :Av. … – [16572-75572-…] UETS

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 01/07/2022
KARAR TARİHİ : 18/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 26/09/2017 tarihinde kurulduğunu, kurulduğu sırada şirketin, …, … ve … olmak üzere 3 hissedarı bulunmakta olduğunu, müvekkilinin 22 Mart 2018 tarihinde şirketin ortaklarında biri olmuş ve aynı zamanda 3 yıl süre ile münferiden temsil ve ilzama yetkili seçildiğini ve şirketin hisse oranı uyarınca 1/4’ü müvekkiline ait olduğunu, …, … ve …’ın babalarının ölümünden sonra … İnş. Malz. Tic. San. Ltd. Şti’nin ortakları oldukları sırada bu şirketteki hisse dağılımını beğenmedikleri için ayrılmaya karar verdiklerini, …, … ve …’ın, … İnş. Malz. TİC. SAN. LTD. ŞTİ’nin diğer ortakları ile anlaşması hususunda müvekkil arabuluculuk rolü üstlenerek …, … ve …’a yardımcı olduğunu, …, … ve …’ın isteği ve talebi doğrultusunda davalı şirketin kuruluşu aşamasında da müvekkilinin diğer ortaklara yardımcı olduğunu, şirket kurulduktan sonra da müvekkilinin, kardeş ortaklara isteği doğrultusunda yardım ettiğini, hangi işin yapılması gerektiği, ticaretin nasıl olduğu konusunda müvekkil hiçbir karşılık beklemeden bu üç genç kardeşin babasının vefat etmesi nedeniyle onlara bir baba gibi yardımcı olarak başarılı olmaları için tavsiyelerde bulunduğunu, müvekkilinin tavsiyeleri ile şirket ticarette başarılı olmaya başladıktan sonra …, … ve … müvekkiline ısrarla şirket ortaklığı teklif ettiklerini, müvekkilinin, şirketin sermeyenin %25’ine denk gelen miktar ile şirkete hissedar olduğunu ve aynı zamanda 3 yıl süre ile münferiden temsil ve ilzama yetkili seçildiğini, müvekkil bu süreç içerisinde kendisi için almış olduğu çamlıca da bulunan evini de şirketin güçlü görünmesi adına ve diğer ortaklara duymuş olduğu güvenle evi şirket üzerine TESCİL yaptığını, diğer üç ortak …, … ve … kardeşler olduğunu, müvekkilinin ise bu üç kardeşin teyzesinin kızı ile imam nikahlı olduğunu, müvekkil ile imam nikahlı eşi arasında yaşanan geçimsizlik sonrasında diğer üç kardeş ortak müvekkile karşı cephe aldıklarını ve şirket işlerinde çalışmasını engellemek için elinden gelen her şeyi yaptıklarını, davalı şirket Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/492 Değişik İş 2022/501 Karar sayılı ilamı ile müvekkil yerine denetim kayyımı olarak SMMM atandığını ve şirket üzerine kayıtlı taşınmaz ve araçların devir ve temliğini önlemek için tedbir konulduğunu, iş bu karara taraflarınca itiraz edildiğini , aynı zamanda davalı tarafça müvekkiline gönderilen tebligatta 05/07/2022 tarihinde Olağan Genel Kurul yapılacağı belirtildiğini, davalı tarafın, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/492 Değişik İş sayılı dosyada “Müvekkilin, şirketin mal varlığını satacağı yönündeki tehdit ettiği ve şirketin ortağı olan kardeşler arasında olmayan konuşmaları taşıyıp aile fertlerini birbirine düşürdüğü” yönünde asılsız iddialarda bulunduğunu, bu iddiaların hiçbirini kabul etmediklerini, davalı tarafın iddia ettiğinin aksine diğer ortak üç kardeşin bir olarak müvekkilin bu şirket üzerinde hisselerini yersiz iddialarla almaya çalışmakta olduklarını, bu durumun nedeninin ise müvekkili ile imam nikahlı eşi (aynı zamanda diğer ortak üç ortağın teyzesinin kızı) arasında olan geçimsizlik olduğunu, davalı şirket 27/04/2021 tarihli Genel Kurul kararı ile müvekkilinin 27/04/2024 tarihine kadar şirketi münferiden temsile yetkisi verilmesinin aslında müvekkiline duyulan güvenin ve müvekkilin şirketi bu zamana kadar iyi yönettiğinin bir göstergesi olduğunu, davalı tarafın Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/492 Değişik İş sayılı dosyasında iddia ettiği gibi müvekkilinin diğer üç ortağın aleyhine kendi yararına hareket etmiş olsa müvekkilin münferiden temsil yetkisi 27/04/2024 tarihine kadar uzatılmayacağını, diğer tüm hissedarların kardeş olmasına rağmen müvekkilin münferiden temsile yetkilisinin uzatılması müvekkilin bu işte başarılı olduğunu ve kendisine duyulan güveni göstermekte olduğunu, müvekkil ile imam nikahlı eşi (eş, diğer üç ortağın teyze kızıdır) arasında yaşanan geçimsizlik sonrasında diğer üç kardeş ortağın müvekkile karşı cephe alması, şirket işlerinde müvekkilin çalışmasını engellemesi, Müvekkilin, şirketin mal varlığını satacağı yönündeki tehdit ettiği ve şirketin ortağı olan kardeşler arasında olmayan konuşmaları taşıyıp aile fertlerini birbirine düşürdüğü yönünde asılsız iddialarla müvekkilin yetkilerinin kısıtlanması için işlemler yapılması, müvekkil ile diğer ortaklar arasında bir husumet söz konusu oluşmasına neden olduğunu, müvekkili açısından bu ortaklığı sürdürmenin imkansız hale geldiğini belirterek TTK’nun 636/4. Maddesi uyarınca Tedbir Taleplerinin Kabulü ile; 05/07/2022 tarihinde yapılması planlanan Olağan Genel Kurul’un yapılmaması hususunda tedbir kararı verilmesini, Şirket üzerine kayıtlı Araç ve Taşınmazların devir ve temliğinin önlenmesi için tedbir konulmasına, Şirketin yönetimi için Kayyım atanmasına, tasfiye kararı verilmesi ile tasfiye memuru atanmasına, Şirketin Vakıfbank ve Garanti Bankasındaki hesaplarına bloke konulmasına, davanın kabulü ile Şirketin feshine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkile payının gerçek değerinin ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı- davacı …’ın müvekkil-davalı şirket … Gayrimenkul Danışmanlığı İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ nin %25 hisedarı olduğunu, müvekkil-davalı şirketin diğer hissedarları olan …, … (…) ve …’ın ise kardeş olduklarını, davacı tarafın aynı zamanda diğer hissedarların teyzesinin kızının imam nikahlı eşi olduğunu, davacı taraf aleyhine Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/811E. Sayılı dosyası ile TTK’nın 640/f.3 maddesi uyarınca ‘Ortaklıktan Çıkarılma’ davası açıldığını, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/811E. Sayılı dosyası ile davacı taraf aleyhine TTK’nın 640/f.3 maddesi uyarınca açılan ‘Ortaklıktan Çıkarılma’ davası ile huzurda açılan dava arasında bağlantı bulunduğundan iş bu dosyanın HMK m.166/1 gereği Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/811E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ettiklerini, TTK’nın 636/3 maddesi gereği şirket hissedarların, şirketin feshini talep etmesi için haklı nedenlerinin olması gerektiğini, Yerleşmiş Yargıtay içtihatları dikkate alındığında asıl olan şirketin sağlıklı olarak devam etmesi ve feshin son çare olması olduğunu, davacı tarafın, şirketin diğer ortaklarına karşı güven sarsıcı tutum ve davranışlarda bulunduğunu ve bu nedenle daha önceden aleyhine Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/811E. Sayılı dosyası ile ‘Ortaklıktan Çıkarma Davası’ açıldığını, davacı tarafın şirketin diğer ortakları olan …, … ve …’ nın babaları vefat ettikten sonra kendilerine çok yüksek miktarlarda malvarlığı kaldığını bildiği için babalarının vefat tarihinde 19 ve 21 yaşlarında çok genç olan diğer ortakların hayat tecrübesizliğinden ve ticari hayat geçmişlerinin olmamalarından faydalanarak bu malvarlığını kendi denetimine almak için elinden gelen tüm çabayı sarf ettiğini, davacı tarafın, diğer ortak olan kardeşleri, amcalarından uzaklaştırarak babalarından miras yolu ile intikal eden ve amcaları ile ortak oldukları … İnş. Malz. Tic. San. Ltd. Şti.’deki hisse bedellerini alarak ayrılmalarını ve alınan bedellerinin bir kısmi ile müvekkil-davalı … Gayrimenkul Danışmanlığı İnş. San. Tic. Ltd. Şti’nin kurulmasını sağladığını, davacı tarafın diğer ortaklara bundan sonra kendilerine akıl hocalığı yapacağını, amcaları ile ortak oldukları şirketten ayrılmalarına yardım edeceğini, danışmanlık yapacağını beyan ederek ilk etapta 850.000,00,-TL para aldığını, ‘davalı-şirketin büyümesi için’ gerekli işlemler yapacağına yönelik yarattığı inanç ile şirketten kendisine her ay aylık maaş ödenmesi yapılmasını sağladığını, davacı tarafın, dava dilekçesinde diğer ortakların … İnş. Malz. Tic. San. Ltd. Şti.’den ayrılma sebebinin … İnş. Malz. Tic. San. Ltd. Şti.’deki hisse dağılımını beğenmemeleri olduğunu iddia etmiş ise de hisselerin babadan miras yolu ile intikal ettiği dikkate alındığında miras kalan hisse payına ilişkin memnuniyetinin sorgulanamayacağının bir gerçek olduğunu, keza, şirketin diğer ortaklarının babaları, hayattayken uzun yıllardır aynı hisse payıyla … İnş. Malz. Tic. San. Ltd. Şti.’de faaliyet gösterdiğini, davacı tarafın iddiasının aksine, müvekkil-şirkette diğer ortakların ısrarı sonucu ve müvekkil-şirkette sahip olduğu %25 hisse oranın karşılığını ödeyerek de girmediğini, davacı tarafın hisse devri karşılığı herhangi bir bedel ödemediğini, şirketin diğer ortakları üzerinde hakimiyet kurmak ve güven telkin etmek için kendisinin ‘Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı olan …’ın yakın adamı olduğunu, devlet adına 158 ülkede istihbarat çalışmaları yürüttüğünü, Katar emiri ile Cumhurbaşkanı … adına görüştüğünü aynı zamanda devlet görevlisi olduğu için bütün kurumlarda tanıdıkları olduğunu ve kapıların kendilerine açık olduğunu, şirketin ve kendi işlerinin kolay görülebileceğini, büyük ticari işler yapacaklarını’ dile getirerek şirketin diğer ortakları üzerinde baskı kurduğunu, davacı …’ın devam eden süreçte iyi bir din adamı ve hoca olduğunu; cinleri olduğunu ‘istihbarat çalışmaları esnasında İsrail’de Yahudi bir ajanı cinleriyle öldürdüğünü, İstanbul’da …, Emine ERDOĞAN ve … ile yatla boğaza açıldıklarını ve …’ın damadı olan …’ı tokatladığını” iddia ederek diğer ortaklar üzerindeki baskılarını sürdürdüğünü, cinleri olmasından bahisle dini inançlarını istismar ederek yarattığı korku unsuru ile şirketin diğer ortaklarından yüksek miktarda haksız paralar aldığını ve iade etmediğini, şirketin diğer ortakları olan üç kardeşin gelinen son aşamada bilahare yapmış olduğu araştırmalarda; davacının kamu görevlisi olmadığını, devlet büyüklerinin adını haksız yere kazanç elde etmek için kullandığını öğrendiğini, davacı tarafın, bankalara bu devirde güven olmaz diyerek para kasası aldırıp kasanın ise cinleri tarafından korunacağını iddia ederek kasayı kendi evine koydurduğunu, davacı tarafın şirkete ait olan 9.000.000,00,-TL paranın bu kasada saklanması gerektiği konusunda da diğer ortakları ikna ettiğini, şirketin diğer ortakları ticaret yapmaları gerektiğini bu nedenle para lazım olduğunu beyan ettiklerinde; “cinlerim şu an müsaade etmiyor, yatırım zamanı değil, zarar ederiz” diyerek diğer ortakları geçiştirdiğini, şirketin diğer ortakları belli bir süre sonra tekrar kasada bulunan parayı talep edince çeşitli bahaneler ileri sürüp kasada bulunan 9.000.000.00,-TL değerindeki paranın büyük bir kısmına el koyduğunu, şirketin diğer ortakları olan üç kardeşin paranın akıbeti hususunda bilgi sahibi olmadıklarını, haricen edinilen bilgiye göre davacı taraf yüklü miktarda parayı kardeşi … adına olan banka hesabına aktardığını, davacı tarafın kasadaki para ile 500.000.00,-TL bedelinde şirkete yatırım amaçlı olarak Ankara ilinde arsa aldığını beyan ettiğini, yapılan araştırmalar neticesinde taşınmaz şirket adına değil davacının kendi adına tapuda tescil ettirdiğinin ortaya çıktığını , davacı tarafın kendisi için almış olduğu Çamlıca’daki evi şirketin güçlü görünmesi için diğer ortaklara duyduğu güvenle şirket adına kayıtladığı iddiasının aksine, Çamlıca’daki ev müvekkil-şirkete ait olup taşınmazda davacı taraf bila bedel oturduğunu, davacı tarafın, şirket adına Haşimişcan Caddesinde ticari faaliyet gösteren MİF adı altında açılan ve tekstil ürünleri satılan mağazadaki bütün ürünleri alıp alınan bir karar olmadan kendi adına Demirtaş mahallesinde açtığı işyerine taşıdığını, götürülen ürünlerin senet karşılığında … adında şirket çalışanına satıldığını, davacı tarafın, şirket kararı olmamasına rağmen şirkete ait malları 3. Kişiye sattığını, davacı tarafın bu işleme karşı olarak Bursa 1. ATM’nin 2022/492 d İş dosyasına ‘Satış Sözleşmesi ve Senetleri’ ibraz ettiğini, davacı tarafın, diğer şirket ortaklarının babalarından intikal eden daha birçok malvarlığını da kötü niyetli olarak geleceği olmayan yatırımlara yönlendirdiğini, davacı tarafın gerçek niyetinin açığa çıkmasına kadar geçen sürede kendisini devlet görevlisi (M.İ.T görevlisi) olarak tanıtması, devlet kurumlarında tanıdıkları ve adamları olduğunu beyan etmesi ile oluşturduğu güven ve devam eden süreçte dini inançlarını istismar ederek ortaklar üzerindeki yarattığı korku ve baskı unsuru ile şirket nezdinde devam ettirdiği faaliyetler sonucu müvekkil-şirketi ve diğer ortakları yaklaşık 10.000.000.00,-TL (On Milyon Türk Lirası) zarara uğrattığını, davacı tarafın şirkete ait paralara el koyması ile diğer ortakların hemen hemen babalarından intikal eden tüm mal varlığını kaybetme noktasına gelmelerine sebep olduğunu, şirkete, ortağı olan diğer kardeşler arasında olmayan konuşmaları olmuş gibi taşıyıp aile fertlerini birbirine düşürdüğünü, diğer ortakların, davacının imam nikahlı eşi olan teyze kızları ile aralarındaki ayrılığı davacı aleyhine Bursa 1. ATM’nin 2022/211E sayılı dosya ile ‘Ortaklıktan Çıkarma Davası’ açtıktan sonra öğrenildiğini, davacı tarafın banka havalesi ile gönderdiği paralar şirket ve diğer ortaklardan aldığı paraların iadesi olup ‘Borcun Tasfiyesi’ niteliğinde olduğunu belirterek davanın TTK’nın 5. maddesine eklenen 5/A maddesi 6325 sayılı HUAK’ın 18/A-(2) maddesi ve 6100 Sayılı HMK’nun 114 (2) ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle öncelikle Usulden Reddine, iş bu dosyanın davacı taraf aleyhine TTK’nın 640/f.3 maddesi uyarınca Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/811E. Sayılı dosyası ile açılan ‘Ortaklıktan Çıkarılma’ davası ile aralarında bağlantı bulunduğundan HMK m.166/1 gereği Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/811E. Sayılı dosyası ile Birleştirilmesine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun şekilde ikame edilen davanın Esastan Reddine, aksi kanaatte olunması halinde şirketteki diğer ortak sayısı dikkate alınarak şirketin feshinin son çare olması ilkesi gereği davacı ortağın Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/811E. Sayılı dosyasındaki talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2022/811 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
Davacı … LTD ŞTİ vekili dilekçesinde özetle; davalı … davacı şirket … Gayrimenkul Danışmanlığı İnş San. Tic. Ltd Şti’nin %25 hissedarı olduğu, davacı şirketin diğer hissedarları olan … , … ve … ise kardeş olduğu, … aynı zamanda diğer hissedarların teyzesinin kızının yargi resmi eşi olduğu, davalı taraf ve şirketin diğer hissedarı … 27/04/2024 tarihine kadar şirketi münferiden temsil etmek üzere yetkili iken çağrı üzerine 05/07/2022 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında davalı tarafın şirketin yöneticiliğine son verildiğini, davalı taraf diğer şirket ortaklarının babalarından intikal eden birçok malvarlığını kötüniyetli olarak geleceği olmayan yatırımlara yönlendirdiğini, davalı tarafın tek amacı şirkete sahip olmak ve sebepsiz olarak zenginleşmekte olduğunu Bursa ili Nilüfer ilçesi gümüştepe Mah. 3980 Ada 9 parsel 6 nolu bağımsız bölüm ile davacı şirket adına kayıtlı …, …., … , …, …. plaka sayılı beş araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili dilekçesinde özetle; öncelikle dava hakkında birleştirme talepleri bulunmakta olduğunu, müvekkil … tarafından 01/07/2022 tarihinde Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/697 Esas sayılı dosyası ile Şirketin Feshi davası açıldığını, işbu dava ile Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen Şirketin Feshi davası aynı yargı çevresinde, aynı düzeyde bulunmakta olup davanın tarafları aynı olduğundan ve her iki davada verilecek karar birbirini etkileyeceğinden birlikte görülüp karar verilmesi usul ekonomisine uygun olacağını, davacı şirketin Ticaret Sicil Gazetesi ilanında görüldüğü üzere 26/09/2017 tarihinde kurulduğunu, kurulduğu sırada şirketin, …, … ve … olmak üzere 3 hissedarı bulunmaktadır. Müvekkil 22 Mart 2018 tarihinde şirketin ortaklarında biri olmuş ve aynı zamanda 3 yıl süre ile münferiden temsil ve ilzama yetkili seçildiğini, şirketin hisse oranı uyarınca 1/4’ü müvekkile ait olduğunu, …, … ve … babalarının ölümünden sonra … İnş. Malz. TİC. SAN. LTD. ŞTİ’nin ortakları oldukları sırada bu şirketteki hisse dağılımını beğenmedikleri için ayrılmaya karar verdiklerini, …, … ve …’ın, … İnş. Malz. TİC. SAN. LTD. ŞTİ’nin diğer ortakları ile anlaşması hususunda müvekkil arabuluculuk rolü üstlenerek …, … ve …’a yardımcı olduğunu, …, … ve …’ın isteği ve talebi doğrultusunda davacı şirketin kuruluşu aşamasında da müvekkil diğer ortaklara yardımcı olduğunu, şirket kurulduktan sonra da müvekkilinin, kardeş ortaklara istekleri doğrultusunda yardım etmiştir. Hangi işin yapılması gerektiği, ticaretin nasıl olduğu konusunda müvekkil hiçbir karşılık beklemeden bu üç genç kardeşin babasının vefat etmesi nedeniyle onlara bir baba gibi yardımcı olarak başarılı olmaları için tavsiyelerde bulunduğunu, müvekkilinin tavsiyeleri ile şirket ticarette başarılı olmaya başladıktan sonra …, … ve … müvekkile ısrarla şirket ortaklığı teklif ettiklerini, müvekkilinin, şirketin sermayesinin %25’ine denk gelen miktar ile şirkete hissedar olduğunu ve aynı zamanda 3 yıl süre ile münferiden temsil ve ilzama yetkili seçildiğini, davacının, müvekkilinin diğer ortakları kandırdığı yönündeki iddiaları gerçek olmuş olsa müvekkil, şirket kurulur kurulmaz ortak olması beklenirken müvekkil, davacı şirkete sonradan diğer hissedarların ısrarı üzerine ortak olduklarını, diğer üç ortak …, … ve … kardeşlerdir. Müvekkil ise bu üç kardeşin teyzesinin kızı ile imam nikahlıdır. Müvekkil ile imam nikahlı eşi arasında yaşanan geçimsizlik sonrasında diğer üç kardeş ortak müvekkile karşı cephe almış ve şirket işlerinde çalışmasını engellemek için elinden gelen her şeyi yaptıklarını, davacı tarafın, “Müvekkilin, şirketin mal varlığını satacağı yönündeki tehdit ettiği, ve şirketin ortağı olan kardeşler arasında olmayan konuşmaları taşıyıp aile fertlerini birbirine düşürdüğü” yönünde asılsız iddialarda bulunmuştur. Bu iddiaların hiçbirini kabul etmiyoruz. Davacı tarafın iddia ettiğinin aksine diğer ortak üç kardeş bir olarak müvekkilin bu şirket üzerinde hisselerini yersiz iddialarla almaya çalışmaktadırlar. Bu durumun nedeni ise müvekkil ile imam nikahlı eşi (aynı zamanda diğer ortak üç ortağın teyzesinin kızı) arasında olan geçimsizliktir. Müvekkil ile imam nikahlı eşi arasındaki geçimsizlik sonrasında diğer üç kardeş hissedar müvekkili sıkıştırmak onu zor duruma düşürmek için gerçeğe aykırı beyanlarla her türlü yola başvurmakta olduğunu, müvekkilinin hiçbir zaman şirketin zararına ve/veya şirketi zarara uğratacak bir iş veya işlemde bulunmadığını, davacının iddialarının aksine söz konusu şirket, müvekkilin ticari tavsiyeleri sayesinde sürekli olarak büyümüş tahmin edilemeyecek şekilde karlar elde edildiğini, özellikle Sarraf Kahvenin alınması ile birlikte 5 ay gibi kısa bir sürede kahve firması 4-5 kat büyüdüğünü, davacı şirket kayıtlarının incelenmesi ile şirketin kısa sürede ne kadar büyüdüğünün görüleceğini, davacı şirketin 27/04/2021 tarihli Genel Kurul kararı ile müvekkilinin 27/04/2024 tarihine kadar şirketi münferiden temsile yetkisi verilmesi aslında müvekkile duyulan güvenin ve müvekkilin şirketi bu zamana kadar iyi yönettiğinin bir göstergesi olduğunu, davalı tarafın iddia ettiği gibi müvekkil diğer üç ortağın aleyhine kendi yararına hareket etmiş olsa müvekkilin münferiden temsil yetkisi 27/04/2024 tarihine kadar uzatılmayacağını, diğer tüm hissedarların kardeş olmasına rağmen müvekkilin münferiden temsile yetkilisinin uzatılması müvekkilin bu işte başarılı olduğunu ve kendisine duyulan güveni göstermekte olduğunu, davacının, MİF adlı mağazaya ait ürünler ile ilgili iddiaları da gerçek dışı olduğunu, senetlerden görüleceği üzere MİF mağazasına ait ürünlerin …’a satışında senet alacaklısı … şirketi olduğunu, dolayısıyla senet alacaklısının … şirketi olması nedeniyle şirketin zarara uğratılmış olması ya da müvekkilin bu ürünleri almış olması söz konusu olmadığını, söz konusu satış her ne kadar vadeli olsa da şirketin zararına olmaması için satılan ürünler piyasa fiyatının çok üzerine satıldığını, diğer hissedar … bu satışa onay verdiğini, 05/07/2022 tarihinde yapılan Genel Kurul’da müvekkilin şirket yöneticiliğine son verilmesi kararını kabul etmediklerini, işbu genel kurul toplantısının usule aykırı olarak yapıldığını, bu konudaki dava açma hakkını saklı tuttuklarını belirterek öncelikle işbu davanın Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/697 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine,esas Yönünden Davanın reddine, yargılama Gideri ve Vekalet Ücretinin Davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, asıl dava dosyası yönünden davalı şirketin fesih ve tasfiye koşullarının oluşup oluşmadığı, bu kapsamda davacı ortak yönünden haklı sebeplerin oluşup oluşmadığı ve varlığı ile birleşen dava yönünden davalı ortağın davacı şirket ortaklığından çıkartılmasını gerektiren koşulların oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Mahkememizin 11/10/2023 tarihli oturumunda davalı vekilinin dosya içerisine ibraz ettiği dilekçesi ile taraflar arasında sulh protokolü akdedildiğini, davacı …’ın şirket hisselerini devrederek şirketten ayrılmış bulunduğunu bu nedenle davanın konusuz kaldığını beyan ettiği, davacı vekilinin de aynı yöndeki dilekçesini dosyaya ibraz ettiği görülmüş, davacı vekilinin harici protokol ve müvekkilin şirket ortaklığından hisselerini devrederek çıkması nedeni ile her iki davanın konusuz kaldığını, her iki dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği, aynı oturumda davalı vekilinin de beyan dilekçelerini aynen tekrar ettiklerini, her iki davanı da konusuz kaldığını, her iki dava yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını, şirkete daha önce atanan kayyumun görevine de son verilmesini talep ettiklerini, Bursa 1.ATM’nin 2022/492 D.İş sayılı dosyası üzerinden 15/06/2022 tarihinde atandığını beyan ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce taraf vekillerine bahsettikleri anlaşma protokolünü sunmaları konusunda süre verilmesine karar verilmiş, davalı-karşı davacı vekilinin 16/10/2023 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında akdedilen sulh ve ortaklıktan çıkma protokolünü ibraz ettikleri anlaşılmıştır.
Yargılamanın devamı sırasında tarafların sulh olmaları sebebiyle davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
MAHKEMEMİZE AİT 2022/697 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Harici sulh protokolü nedeni ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 269,85.-TL harcın peşin olarak alınan 80,70.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,15.-TL harcın DAVACIYA TAMAMLATTIRILMASINA,
3-Taraflarca talep olunmadığından vekalet ücreti takdir ve tahsiline YER OLMADIĞINA,
4-Taraflarca yapılan giderlerin kendileri üstünde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
BİRLEŞEN BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2022/811 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Harici sulh protokolü nedeni ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 269,85.-TL harcın peşin olarak alınan 80,70.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,15.-TL harcın DAVACIYA TAMAMLATTIRILMASINA,
3-Taraflarca talep olunmadığından vekalet ücreti takdir ve tahsiline YER OLMADIĞINA,
4-Taraflarca yapılan giderlerin kendileri üstünde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,

Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza