Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/628 E. 2023/799 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/628
KARAR NO : 2023/799

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – TC Kimlik no- …
VEKİLİ : Av. … – [16917-19968-….] UETS

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16745-47960-….] UETS

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 13/06/2022
KARAR TARİHİ : 20/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, … Boya Apre San. Ve Tic.A.Ş’nin 1982 kuruluş tarihli aile şirketi olduğunu, şirketin kurucusu … …’in 17.12.2020 tarihinde vefatı ile şirket hisselerinin yasal mirasçıları olan eşi ve üç çocuğuna intikal ettiğini, mirasçılar veraset ilamıyla ticaret sicile tescil işlemlerinini yaptıktan sonra yasal süresi içerisinde genel kurul toplantısı yapmış şirketin organları oluşturulmuş alınan kararlar tescil ve ilan edildiğini, şu anda şirketin pay dağılımı müvekkil … % 21.1999,99, … yaklaşık “%34 , … yaklaşık % 21, … yaklaşık %21 şeklinde olduğunu, davalı şirketin müvekkili dışındaki üç ortağının gruplaşarak gücünün kötüye kullanması, bu üç ortağın müvekkile karşı husumeti ve müvekkile aralarındaki bir çok ceza soruşturma/ kovuşturması ve hukuk davaları ortaklığı çekilmez hale getirdiğinden işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olduğunu, davalı şirketin aile şirketi olması ve müvekkil ile gruplaşan diğer üç ortak arasında 20’den fazla ceza soruşturması /kovuşturması ve hukuk davalarının mevcudiyeti yargıtay kararında yer aldığı üzere tek başına haklı fesih nedeni olduğunu, diğer üç ortağın ise karşılıklı taraf olduğu bir dava veya soruşturma bulunmadığını, öte yandan …, … Tekstil Metal Orman Ürünleri San. Ve Tic Ltd. Şti’ in sahibi olduğunu ve bu şirketin yıllardır davalı şirketin emtia, atölye ve ofislerini haksız olarak işgal etmekte olduğunu, merhum … …’in yönetimi zamanında davalı şirket, … Tekstil Metal Orman Ürünleri San. Ve Tic Ltd. Şti’ye karşı haksız işgal tazminatı ve tahliye davası açtığını, bu davanın … …’in vefatından sonra 22.12.2020 tarihinde kesinleştiğini ve karara göre …’ın tahliyesi ve davalı şirkete ecrimisil ödemesi gerekmekte olduğunu, ancak ecrimisil ve tahliye kararının kesinleşme tarihinden sonra … …’in vefatı sonrası …’in davalı şirketin yönetim kurulu başkanlığına seçilmesi ve çoğunluğu yanına alarak müvekkiline karşı gruplaşması sebebiyle kararın icrası kötü niyetle yerine getirilmediğini, şu anda davalı şirket …’in şirketinden kesinleşmiş ilama bağlı tazminat alacaklısı olduğunu, ancak çoğunluğun gücünü kötüye kullanması sebebiyle bu alacağın takip edilemediğini, hatta …’ın tahliyesi yapılması gerekirken …’in davalı şirketin yönetim kurulu başkanlığı yaptığı sırada … şirketi ile kira kontratı yapıldığını, … kira sözleşmesini hem alacaklı hemde borçlu şirketlerden ikisini de temsilen menfaat çatışması ile ve haksız rekabet ederek akdettiğini, kira bedelinin de emsal kira bedeline nazaran çok düşük olması nedeniyle bu sözleşme muvazaalı olduğunu ve hukuken geçerliliği bulunmadığını, … şirketinin davalı şirketin taşınmazlarını işgal etmeye devam etmekte olduğunu, davalı şirket yönetimince yapılan yakın tarihli kira ilanında da …’ın işgal ettiği alandan daha az bir alana sahip yerin kira bedeli aylık 60.000(altmışbin) TL olduğunu, …’in bu şeklide davalı şirketten çok ciddi miktarda örtülü kazanç elde etmekte olduğunu ve şirket yönetim kurulunun bu durumu bildiği halde müdahale etmediğini, müvekkilinin 13.09.2021 tarihli Bursa 10. Noterliği 034069 Yevmiye numaralı ihtarıyla bu ecrimisil alacağının akibeti hakkında bilgi istediğini ve şirket yönetimince bu konuda bilgi verilmediği gibi mahkeme hükmü de uygulanmadığını, … …’in bunlarla yetinmediğini ve davalı şirketin marka hakkını ihlal edecek şekilde şirketin tabelasına … ve yine kendine ait başka bir şirket olan … ‘ isimlerini eklediğini, önemle belirtelim ki bu ihlaller davalı şirketin çoğunluğun gücününü kötüye kullanması, mahkeme kararlarının uygulamaması ve yasal yollara başvurmaması şirketin kar elde amacına aykırı bir şekilde devam etmekte olduğunu, davacı şirketin şuanda yönetim kurulu başkanlığını yapan …’in de müvekkile karşı husumet gütmekte olduğunu ve müvekkiline maddi manevi zarar vermekte olduğunu, …’in daha önceden müvekkile karşı bir husumeti yokken … …’in vefatından sonra davalı şirketin ortağı olduğunu ve müvekkilinin güvenini suistimal edip, iradesini hileye uğratarak müvekkilini dolandırdığını, saklama sözleşmesi ile 29,01.2021 tarihinde, üçüncü kişiden alacaklı olduğu 32 senedi kız kardeşi …’e saklaması ve müvekkil adına hiç bir tasarruf yapmaması kaydıyla teslim ettiğini, bu 32 senedin toplam bedelinin 286.176 USD olduğunu, saklama sözleşmesi zamanında müvekkil ikametinden başka bir eve taşınması nedeniyle karmaşa ortamında senetlerin kaybolmaması, çalınmaması için senetlerin teslimini …’in müvekkiline bizzat kendisinin teklif ettiğini, Şubat 2021 Tarihinden sonra müvekkilinin, … ile yapmış olduğu harici görüşmelerde senetlerin kendisine iadesini talep etmiş ancak … senetleri müvekkiline geri vermediğini, müvekkilinin …’e 23.06.2021 Tarihli Bursa 10. Noterliği 022121 Yevmiye numaralı iadeye ilişkin ihtarı …’in Bursa 24.Noterliği 27749 Yevmiye numaralı ihtarıyla geri çevrildiğini, müvekkilinin Eylül 2021 tarihinde şirket merkezine gittiğinde … sebepsizce müvekkiline saldırdığını, hakaret ettiğini üstüne kendisi mağdur olmuşcasına müvekkil hakkında uzaklaştırma talep ettiğini, bu talebinin T.C Bursa 1. Aile Mahkemesi 2021/5838 D.İş sayılı dosyası 2021/5844 sayılı kararı ile kabul edildiğini, bu iddialar nedeniyle müvekkil ile … arasında arasında T.C Bursa 17. Asliye Ceza Mahkemesi 2022/70 E sayılı dosyasında kovuşturmanın devam etmekte olduğunu, öte yandan … şuanda yönetim kurulu başkanlığı yaptığı davalı şirketi yönetmekten ziyade şirketin idari binasında pasta üretimi yapmakta olduğunu, pasta üretim faaliyeti ile davalı şirketin faaliyet alanının birbirinden çok uzak olduğunu, …’in ve …’in şirket taşınmazlarını haksız. işgali bu kişilerin dolaylı olarak örtülü kazanç elde ettiğinin açık görünümü olduğunu, müvekkilinin annesi diğer ortak … de müvekkile karşı husumet gütmekte olduğunu, aynı şekilde … de T.C Bursa 1. Aile Mahkemesi 2021/1929 D.İş sayılı dosyası 2021/1933 sayılı kararı müvekkile karşı uzaklaştırma kararı aldığını, öncelikle Delil Tespiti ile İhtiyati Tedbir taleplerimizin Kabulüne, TKK 531 gereğince davalı şirketin feshine , feshin yerinde görülmemesi halinde davacı müvekkilin, karar tarihine en yakın tarihteki payının gerçek değeri ödenerek şirket ortaklığından çıkarılmasına veya duruma uygun ve kabul edilebilir bir çözüm getirilmesine yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın kendi kusurundan kaynaklanan sebeplere dayanarak fesih talep etmesi ve fesih talebi kabul edilmez ise mahkemece tayin edilecek duruma uygun diğer bir çözüm talebi şeklindeki beyanı taleple bağlı kalma ilkesine aykırı olup kabulü mümkün olmadığını, davacı yanın taleplerini açık ve sınırlandırılmış şekilde açıklaması gerekmekte olduğunu, taraflar arasında açılmış pek çok dava olduğu iddiasının da soyut olduğunu, zira davacı yan iddiasına temel oluşturmak için murisleri olan … …’in ölümü sonrasında terekeden kaynaklı bir takım taleplerde bulunduğunu, yine diğer hissedarlara yönelik davalar ikame ettiğini, bu davaların şahsi davalar olup şirket yapısı ile alakalı olmadığını, yeni yönetim kurulu oluşturulduktan sonra şirket hesaplarının incelenmesinde, davacının alenen muris babasının yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde babasına baskı uygulamak sureti ile babasının yetkilerini kullanmış olduğu ve şirketi zarara uğrattığı tespit edilince hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/124583 Sor. sayılı dosyasında derdest şikayet yapıldığını, münhasıran bu dosya ile davacının şirketi uğrattığı zararın alenen belgeler ile ortaya konulmuş olup şirketin zarara uğratıldığı iddiası ile yapılan şikayetler fesihe dayanak olarak gösterilemeyeceğini, yine davaya delil olarak gösterilen Aile Mahkemesi dosyasının da davacının eski eşi ile olan nafaka davasına ilişkin olup,şirket ile bir alakası olmadığını, murisin ölümü sonrasında oluşturulan yeni yönetim kurulu ile ilgili genel kurula da davacı tarafından itiraz edilmemiş olup,murisin vefatı öncesindeki olaylara dayanarak fesih istenemeyeceğini, dava dilekçesinin 4. bendinde belirtilen sebeplere dayalı olarak şirket ortağı tarafından fesih talepli açılan dava mahkemece reddedildiğini ve bu karar Yargıtay’ın tarafından onanarak kesinleştiğini, bu dosyanın celbi halinde durum açıklık kazanacağını, davacı yanın fesih sebebi olarak ileri sürdüğü hususların tamamı kendi kusurundan kaynaklanmakta olup dosyaların celp edilmesi durumunda fesihe neden olacak bir eylemin mevcut olmadığı da görüleceğini, kaldı ki sunulan dosyaların tamamının eski döneme ilişkin olup üzerinden 5 ile 7 yıl geçtikten sonra bu ortaklık yapısı ile devam edilmesinin mümkün olmadığı iddiası ile dava açılması da kötü niyetten başka birşey olmadığını, davacının hisse değerinin belirlenmesi ve bedeli mukabilinde hissenin davalı şirket ortaklarına devri talebinin de yersiz olduğunu, davacının yetkisiz olmasına rağmen merhum şirket eski YK başkanı olan babası … …’i baskılayarak yetkilerini kullandığını, banka şifrelerini aldığını ve şirket hesaplarını boşalttığını, şirketin kiracıları ile kayıt dışı kira tahsili amacıyla borç para verme sözleşmeleri yaptığını, ortalama 2 milyon USD civarında şirketi zarara uğrattığını, buna ilişkin olarak yapılan şikayet dosyasının derdest olup sonucuna göre davacı aleyhine şirketi zarara uğratmaktan tazminat davası ikame edileceğinden hisse bedeli ödenmesi şu an itibarı ile mümkün olmayıp, bu soruşturma sonucunun beklenmesi gerekmekte olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini; yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, davalı şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesine karar verilip verilemeyeceği, haklı nedenlerin oluşması halinde fesih ve tasfiye yerine davacının şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmesi halinde muhtemel, güncel ayrılma payı alacağının neden ibaret olacağına ilişkindir.
Mahkememizce davacı vekilinin ihtiyati tedbir talepleri yönünden dosya içerisine toplanan tüm deliller kapsamında yapılan incelemede davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile TTK’nun 531.maddesine dayalı davalı şirketin fesih ve tasfiyesi konulu olarak açılan davada mahkemece şirkete ait menkul ve gayrimenkul mal varlığının korunması bakımından her türlü tedbir alınabileceğinden davacı tarafça bildirilen ve mahkememizce tespit edilen (edilecek olan) menkul ve gayrimenkul mal varlığı üzerine davalı şirket adına kayıtlı olması halinde 3.kişilere devir ve temlik edilmemesi yönünden ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tanıkların dinlenmesine karar verilmiş, tanık … beyanında; tarafları tanıdığını, davacı …’in dayısının oğlu olduğunu, diğer ortakların da yine akrabası olduğunu, babalarının şirketin kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olan … … vefat ettiğinde davacı oğlu … ve diğer ortaklar arasında sorun olduğunu, adete birbirlerine girdiklerini, kardeşleri … ve … …’i fabrikaya sokmadıklarını, kendilerinin fabrikada kendilerine yazıhane açtıklarını, ancak …’i sokmadıklarını, kendisinin bunu …’in ve başkalarının anlattıklarından bildiğini, ayrıca bu şirketin kiracılarından aldığı kira paralarını da …’e vermediklerini …’in kendisine söylediğini, bu anlaşmazlığın sebebinin abisi …’ olduğunu, kendisi bence yılan gibi bir şey olduğunu, bunu ancak bu şekilde ifade edebileceğini, hayatı yalan bir insan olduğunu, babası sağ iken … ve … hakkında her şeyi kendisine anlattığını, …’in …’in ayrılmasına, boşanmasına her şeyi sebep olduğunu, boşanma davasında aleyhine şahitlik yaptığını, hatta …’in ödeyeceği 5-6 aylık nafaka parasını kendisinin ödediğini, kendisinin bir geliri olmadığını, daha da para almadığını, yani alamadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tanık … beyanında; davacıyı ve diğer şirket ortaklarını tanıdığını, davacı …’in ve diğer ortakların amcasının oğlu olduğunu, davacı ve ortağı olduğu şirketin iç işlerine karışmadığını, çünkü kendisini ilgilendirmeyeceğini, aynı zamanda kendisinin de … Tekstil San. Tic. Ltd Şti iş yeri olarak … Boya Apre şirketinin kiracısı olduğunu, kirasını da şirkete fatura karşılığında ödediğini, mahkemenin daha önce istediği kira sözleşmesi, kesilen fatura ve belgeleri sunduklarını, kira kontratını şirket yetkilisi …’in şirket adına yaptığını, davacı …’in şirkete 1 seneyi geçkin süredir gelmediğini, sebebini bilmediğini, aralarında huzursuzluk olduğu için kendilerini tanık olarak yazdıklarını düşündüğünü, ancak detaylı bir bilgisi olmadığını, her yıl ağustos ayında kira sözleşmelerinin yenildiğini, en son sözleşmeyi 2022 yılı ağustos ayında yaptıklarını, kontratı yapan kişinin …, kiracılarla ilgilenen muhatap olan kişilerin … bey ve Ezgi hanım olduğunu, …’in şirket ile ilgili hiçbir işlem yapmadığını, babası sağ iken … beyin de yaptığını, babası ile birlikte takip ettiklerini, sonrasında görmediklerini, … Tekstil olarak kullandıkları yerin, daha doğrusu daha önce çalışırken tahliye ettikleri bir yer olduğunu, bu yerin çatı katını da ayrıca kiraya verildiğini, çatı katı olan kısım ile ilgili ayrıca kiraya verildiğini, yani burayı da kendilerinin kullandığını, tek kontrat yapıldığını, bu çatı katının kirası ile ilgili olarak ayrı bir para babasının sağ olduğu dönemde …’e ayrı bir kira parayı verilip verilmediğini hatırlamadığını, ancak kendilerinin hangi tarihte kime ne kira parası verdiklerinin kayıtlarla belgelerle belli olduğunu, bu belgelere bakılarak bir şey söylenebileceğini, geçmiş tarihte olduğu için hatırlamadığını, bildiği ve hatırladığım kadarı ile kira paralarının tamamının resmi fatura karşılığında … Grup’a verildiğini, ancak aksine bir durum yani şahsa yapılan bir ödeme var ise onun da kayıtlarda olduğunu, davalı … Boya Apre şirketinin üretim alanının kendisi kiracı olarak girdiği dönemde yoktu diye hatırladığını, net bir şey söyleyemeyeceğini, … …’in vefatından sonra da üretim alanı oluşturup boya hane kurup kurmadıklarını işlem yapıp yapmadıklarını hiç bilmediğini, alt katında … beyin kendisinin faaliyet yaptığını, ancak … grup adına mı kendi adına mı faaliyet gösterdiğini bilmediğini, … Tekstil olarak kendi adına faaliyetleri var diye bildiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tanık … beyanında; 2020 yılı Aralık ayında babalarını kaybettiklerini, 1982 yılında şirket kurulduğunda … hariç tüm kardeşlerin ve annelerinin ortak olduğunu, 2008 yılı itibari ile şirketin üretim faaliyetine son verilme kararı alındığını, o yıl itibari ile şirketin gayrimenkulü olan fabrika binalarının kiraya verilmesi kararı alındığını, her ne kadar babalarının kuruluştan itibaren yönetim kurulu başkanı ise de şirketi aslında perde arkasında …’in yönettiğini, davacı …’in 2010 yılı sonrasında yaklaşık 10 yıl süre boyunca yani babalarının vefat ettiği tarihe kadar ve babalarının vefat ettiği tarihten 1 ay sonrasında da zimmetine paralar geçirdiğini, aileye karşı tehdit ve hakaretlere varan boyutta hareketler içerisine girdiğini ve bu nedenle de kendisinin bu baskı ve hareketlerle şirket yönetim kurulu başkanı babaları olduğu halde kira paralarını toplayıp kendi kontrolünde harcadıklarını , bu konular ile ilgili olarak kendisinin 2021 yılında yönetim kurulu başkanlığına seçildiğinde tespit ettiği rakam olarak tüm incelediği bilgi ve belgelere göre 3.000.000 USD’yi zimmetine geçirdiği yönünde tespitte bulunduklarını, Bursa CBS’ye bu konu ile ilgili başvuruları olduğunu, kız kardeşine yönelik saldırısı ile ilgili başvuruları olduğunu, bu şekilde soruşturma ve mahkemelere varan süreçler yaşandığını, yine annelerine de saldırdığını, kendisinin yönetim kurulu başkanı olarak seçildiği dönem öncesi ile ilgili olarak tüm banka şifrelerini ellerinde tuttuklarını, hatta şirketin kira gelirlerinden babalarına da para vermediğini, babalarının sadece Boysan tekstil firmasından elden 2.000 TL kira parası alıp onunla geçindiğini, anne ve babasının kirada oturduğunu, onların kirasını da şirket gelirlerinden ödediğini, kendisi o süreç içerisinde ayrı bir … Tekstil olarak işyeri olduğundan bu şirketin gelirlerine çok karışmadığını, …’in küçük olduğunu, annelerinin karışmadığını, babalarının da karışmadığını, hatta bir defasında bu arkadaşı durdurmak için şirkete bir fesih davası aç diye kendisine söylediğini, davacının korkup bu hareketlerinden vazgeçmesi için fesih davası açtıklarını, ancak ellerindeki bütün belgeleri sunmak istemediklerini, çünkü şirketin feshini istemediklerini, o davanın da reddedildiğini, …’in aynı düzeni sürdürmeye devam ettiğini, 2021 yılı sonrası bir tane çivi dahi çakılmayan şirketi harekete geçirdiklerini, kiracıları ele alarak yeni kira sözleşmeleri yaptıklarını, binanın elektrik ile ilgili bir problemi olduğunu, tadilatını yaptıklarını, abonelikleri yeniden yapılandırdıklarını ve bunun için borçlanıp yatırımlar yaptıklarını, şirketi ana sözleşmesindeki faaliyetine geri döndürdüklerini, yeniden dokuma yapıp üretim yapacak hale getirdiklerini, kendisinin de 2022 yılı başına kadar yönetimde olduğunu, artık şirkete gelmemeye başladığını, yaptıklarının babalarından intikal eden malı korumaya çalışmak olduğunu, babalarının vefatında … ile bir araya geldiklerini, barış içinde kardeş olduklarını hatırlayarak işleri de bir arada yürütelim diye konuştuklarını ve kendisini başkan yaptıklarını, … …’in de başkan vekili olduğunu, bu şekilde bir yeni başlangıç yaptıklarını ancak kendisinin bu durumdan çok memnun kalmadığını, eksi düzenin sürmesini istediğini, siz çomak sokmayın ben devam ettireyim dediğini, kendisine yatırım yapıp malı mülkü korumak gerektiğini söylediklerini, Yönetim kurulu olarak karşı çıktıklarını, kararların çoğunluk olarak çıktığını, kendisinin de yönetimden ayrıldığını, kendisinin de işi çok yoğun olduğu için kız kardeşinin başkanlığa geçtiğini, şirketin gayet güzel yürüdüğünü, şirketin vergi borçlarının da bu dönemde ödendiğini, öncesinde sahte faturalarla ödenmediğini tespit ettiklerini, matrah artırımı yaparak şirketin vergi durumunu gerçeğe uygun hale getirdiklerini, şu anda tüm kayıtlarının resmiyette de düzgün olduğunu, kar payı dağıtılması noktasına geldiklerinde bunu da yapacaklarını, makine parkurunu almak için kira gelirlerini, kısmen de kredi çekilerek kullandıkları paralarla yapılandırdıklarını, Bursa 5. ASHM’de yöneticisi olduğu … Tekstile yönelik açılan ecri misil davasının …’in yönlendirmesi ile açılan bir dava olduğunu, ödenmemiş bir ecri misil olmadığını, kira sözleşmesinin … Tekstil ile ilgili tüm ortakların kararı ile yapıldığını ve bedellerinin de ödenmekte olduğunu, huzur hakkı ücreti olarak şirketten para almadığını, bahsedilen ecri misil ve tahliye kararının henüz kesinleşmediğini, bu konular ile ilgili davacı vekilinin iddialarını kabul etmediklerini, zira … Tekstil olarak şirket ile yani … Boya ile kira sözleşmesi yaptıklarını, hali hazırda resmi olarak kiracı olarak bulunduklarını, …’in 20 metre karelik alanda pasta faaliyeti ile ilgili hobi, terapi olarak bulunduğunu, aylık 1.000,00,-TL kira bedelinin de o yer için belirlendiğini, davacı …’in tıbbi anlamda rahatsız olduğunu, hasta olduğunu ve tedavisi gerekmekte olduğunu, şirketin toplam aylık kira gelirlerinin sözleşmede faturalarda yazdığı gibi olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tanık … beyanında; kendisinin davacı ve diğer ortakların anneleri olduğunu, aynı zamanda kendisinin de davalı şirketin ortağı olduğunu, eşinin vefatı üzerine her birinin mirasın intikali yolu ile hissedar olduklarını, 2020 yılında eşi … …’in vefat ettiği tarihe kadar şirketin …’in idaresi altında olduğunu, kira gelirlerini kendisinin elden topladığını, hatta ara ara eşinin kiraları çaldığını, kendi hesabına yatırdığını, şirketi borçlandırdığını söylediğini, 3.500.000,00 USD bir tutarda paranın şirket hesaplarında olması gerekirken olmadığını kendilerini yönetime geçtikten sonra tespit ettiklerini, öncesinde de bir şeylerin olduğunu tahmin ettiklerini, eşinin sağlığında paraları çalıyor bir şey yap … diye söylediğini, ancak kendisinin de korkusu olduğunu, davacı …’in abisi ile anlaşamadığını, abisini darp ettirdiğini, halbuki işlerinin ayrı olduğunu, kendilerinin bu nedenle yıllarca büyük oğlu ile küs gibi gösterdiklerini, eşinin kendilerini korumak adına başınıza bir şey gelmesin diyerek bu şekilde davranmalarını istediğini, çünkü …’in silahları seven madde kullanan bir kişi oduğunu, evinin taşınması sırasında yardıma gittiklerinde mutfak dolabından şarjör ve esrar bulduklarını, akıl sağlığının yerinde olmadığını düşündüğünü, kendisi ile ilişkilerinin sağlıklı olmadığını, ara ara eve gelip babasına bağırıp çağırdığını, devamlı kavga halinde olduklarını, …’in arkasında bir mafya bağlantısı olduğunu, hatta büyük oğlunun ortadan kaldırılmasını düşündüklerini söylediklerini, bunlar ile ilgili savcılık şikayetlerini yaptıklarını, ceza davalarını yürüttüklerini, ancak babaları vefat edince abisi …’i affetmeye karar verdiğini, davasını geri çektiğini, ancak o sırada büyük oğlu …’e bir darp olayı gerçekleştiğini, sonrasında çaba gösterilerek bir araya gelindiğini, genel kurul yapılıp yönetim kurulu oluşturulduğunu, 4 ay kadar şirket işlerinin yürütüldüğünü, kendisinin şirkette yetkili olduğunu, ancak kendi kendine daha sonra ayrılmak istediğini, hali hazırda şirketin gayet şeffaf yönetilmekte olduğunu, hali hazırda kendisinin de bilfiil fabrika başında olduğunu, şirketin gayet güzel yönetilmekte olduğunu, kamu borçlarının ödenmekte olduğunu, borcu olmadığını, üretime geçildiğini, eşinin vefat ettiği tarihten 1 gün sonrasında bile üzerine para geçirdiğini, oğlu olan davacı …’in akli melekelerinin yerinde olmadığını düşündüğünü, babasının mezarındaki çiçekleri bile kopardığını, buna ilişkin fotoğrafları çektiklerini, akli dengesinin olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı … ile ilgili akli melekelerinin yerinde olmadığı yönünde iddiaları yönünden rapor aldırılmasına karar verilmiş, bu amaçla Bursa Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna müzekkere yazılarak Sulh Hukuk Mahkemelerine tevzi edilerek … Tc Kimlik numaralı davacı …’in akli melekelerinin yerinde olup olmadığı, vasi tayinini gerektirir bir hal bulunup bulunmadığı hususunda işlem yapılarak mahkememize bilgi verilmesi talep edilmiş, Bursa 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 08/09/2023 tarihli 2023/1126 esas 2023/1484 sayılı kararı ile kısıtlı adayı … ve …’ten olma 07/10/1977 doğumlu … ile ilgili olarak Bursa Şehir Hastanesinden alınan 31/08/2023 tarihli raporun incelenmesinden kısıtlı adayına TMK 405. Maddesi gereği vesayet altına alınmasını gerektirecek nitelikte psikiyatrik hastalık ya da akıl zayıflığı saptanmadığının, kalıcı bir hastalığının olmadığının tespit edildiğinden bahisle kısıtlı adayının TMK 405.maddesi gereğince kısıtlanmasını gerektirir rahatsızlığının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Bursa 5. ASHM’nin 2016/387 Esas sayılı dosyasının tekiden celbine, Bursa 2. ATM’nin 2015/785 Esas sayılı dosyasının tekiden celbine, Bursa 12. Aile Mahkemesinin 2021/522 Esas sayılı dosyası içerisine sunulan bilirkişi raporu ve var ise ek raporun incelenmek üzerece celbine, davacı talep dilekçesi 2 nolu bendi gereği davalı şirket gelirleri yönünden banka hesap kayıtlarının celbi için T. Garanti Bankası AŞ Dosab şubesine yazı yazılmasına, şirket kiracısı … Tekstil şirketine kira gelirleri yönünden daha önceki ara kararımız doğrultusunda yazı yazılması ise yazılmasına, yazıldı ve cevap verilmedi ise tekidine, (kira sözleşmesi ve ödeme dekontlarının gönderilmesinin istenmesine), davacı vekilinin emsal kira bedeli tespiti ve dava dışı şirket ortaklarının banka hesap kayıtlarının celbi talepleri dosya kapsamına göre yerinde görülmediğinden reddine, davalı vekilinin dilekçesi ekinde sunulan protokol kapsamında … Tekstil yetkilisi …’nün tanık sıfatı ile dinlenmesi konusundaki taleplerinin bir daha ki celsede karara bağlanmasına karar verilmiştir.
Celse arasında davacı vekilinin Bursa 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin vesayete ilişkin 2023/1126 Esas 2023/1484 Karar sayılı davanın reddine ilişkin gerekçeli kararı ve ekindeki hastane raporunu sunduğu, celbedilen Bursa 12. Aile Mahkemesinin 2021/522 Esas sayılı dosyasının, Bursa 2.ATM’nin 2015/785 Esas sayılı dosyasının dosyamız içerisine geldiği, T. Garanti Bankası AŞ yazı cevabının dosyamız içerisinde olduğu, Bursa 5.ASHM’nin 2016/387 Esas sayılı dosyasının dosyamız içerisine gönderildiği, taraf vekillerinin tanık anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına ilişkin yazılı beyanlarını dosya içerisine sundukları anlaşıldı. … Tekstil şirketine yazılan yazıya cevap verilmediği anlaşıldı.
Mahkememizce incelenen ve müzakere edilen dosya kapsamı içeriği, taraf vekillerinin yazılı beyan ve anlatımları ile toplanan tüm delillere göre davanın yeterince aydınlandığı anlaşıldığından gelmeyen yazı cevaplarının beklenmesinden vazgeçilmesine ve yeni delil toplanmasına yer olmadığına, bu konudaki taleplerin de reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; 6102 sayılı TTK’nın 531.maddesi “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirket feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” hükmünü içermektedir. Anılan hüküm uyarınca sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahipleri ancak haklı sebeplerin varlığını kanıtlamaları halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceklerdir. TTK 531.maddesi uyarınca şirketin haklı sebeplerle feshine veya fesih yerine, davacı pay sahibine, payların gerçek değerlerinin ödenip şirketten çıkarılmasına karar verilebilmesi için öncelikle haklı sebeplerin gerçekleşmesi gerekmektedir. (Y.11 HD. 30/05/2017 tarih ve 2016/4639 E-2017/3180 K.) Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; TTK’nın 531.madde kapsamında davalı şirketin feshini gerektirebilecek haklı nedenlerin bulunup bulunmadığıdır. Anılan yasal düzenleme gereğince haklı nedenlerin bulunması halinde davalı şirketin feshine karar verilebileceği gibi; fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının değerlerinin ödenip şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilebilir. Görüldüğü gibi anonim şirketlerde fesih dışında ortaklıktan çıkartılmaya veya diğer bir çözüme karar verebilmek için, feshi gerektiren haklı nedenlerin bulunması ön koşuldur. Diğer bir anlatımla feshi gerektiren haklı nedenler yoksa, ortaklıktan çıkartılmaya veya diğer bir çözüme karar verilemez. Yasada şirket feshini gerektiren “haklı nedenler” açıklanmamış olup; haklı nedenlerin bulunup bulunmadığı her somut olayın özelliklerine göre değerlendirmek gerekir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olayda; davacı tarafça ortağı olduğu davalı şirketin dilekçede ileri sürülen nedenlerle haklı nedenle feshi veya ortaklıktan çıkartılması talep edilmiş ise de; ileri sürülen şirket yönetimindeki etkinliğin azaltılması, genel kurul toplantılarının yapılmaması, bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edilmesi gibi nedenler kanıtlansa dahi fesih için haklı neden sayılmaz. Dolayısı ile, davalı şirketin haklı nedene dayalı fesih koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan, ortaklığı çekilmez kılacak nitelikte husumet veya anlaşmazlığa yönelik davacı tarafça açılan herhangi bir dava bulunmadığı gibi ortaklar ve yöneticiler arasında ileri sürülen anlaşmazlıklara ilişkin yeni yönetim kurulu oluşturulduktan sonra şirket hesaplarının incelenmesinde, davacının alenen muris babasının yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde babasına baskı uygulamak sureti ile babasının yetkilerini kullanmış olduğu ve şirketi zarara uğrattığı tespit edilince hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/124583 Sor. sayılı dosyasında derdest şikayet yapıldığı, dosya kapsamında davaya delil olarak gösterilen Aile Mahkemesi dosyasının da davacının eski eşi ile olan nafaka davasına ilişkin olduğu, daha önce belirli sebeplere dayalı olarak şirket ortağı tarafından fesih talepli açılan Bursa 2. Asliye Ticaret mahkemesinin 2015/785 esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş ve davanın reddine karar verildiği anlaşılmış, bu yönden de ileri sürülerek talep edilen fesih istemi haklı sebep olarak değerlendirilemez. Bu durumda haklı bir fesih nedeni bulunmadığına göre, fesih yerine başka bir çözüme gidilmesi de mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı tarafça fesih veya ortaklıktan çıkma nedeni olarak ileri sürülen nedenlerin, davalı şirketin feshi ve buna bağlı olarak ortaklıktan çıkma için haklı nedenlerden sayılamayacağı ve TTK 531.madde gereği haklı nedenle fesih koşullarının gerçekleştiğinin davacı tarafından kanıtlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 269,85.-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 80,70.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,15.-TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davalı taraf kendisini vekaletnameli vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre hesap ve takdir edilen 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5- Gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca yatırtan tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/09/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza