Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/581 E. 2022/864 K. 06.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/581
KARAR NO : 2022/864
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2019
KARAR TARİHİ : 06/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekilinin 02/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalı şirket arasında 30.10.2017 tarihinde müvekkili tarafından davalı şirkete verilen projede yer alan iki adet kalıbın yapımına ilişkin bir sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre projede yer alan 55’lik kapak ve 85’lik kapak olan iki adet kalıp davalı şirket tarafından üretilecek ve bu kalıplara karşılık müvekkili tarafça davalı şirkete 10.000,00-TL kalıp bedeli ödenecek olduğunu, ödemenin %50’si iş onayı ile geri kalanı ise numune onayı verildiğinde yapılacağını, işin termin tarihi 25 iş günü olarak belirlenmiş ve sözleşmeye göre termin tarihi itibariyle şartlara uymayan taraf günlük 150,00-TL cezai işleme maruz kalacak olduğunu, müvekkili sözleşmenin imzalandığı 30.10.2017 tarihinde sözleşme bedelinin %50’si olan 5.000,00-TL bedeli banka aracılığıyla davalı şirket hesabına gönderdiğini, daha sonra 30.11.2017 tarihinde 3.000,00-TL akabinde 28.12.2017 tarihinde ise geriye kalan 2.000,00TL sözleşme bedelini davalı şirkete ödemiş olduğunu ve sözleşmede kendisi üzerine düşen bütün yükümlülükleri yerine getirmiş bulunduğunu, ancak davalı şirketçe sözleşme konusu kalıplar teslim edilmediğini, sözleşmeye göre işin teslim tarihi 25.11.2017 tarihi olduğu, bu günden sonra tarafların yükümlülüklerini yerine getirmedikleri her gün için 150,00-TL cezai işlem uygulanacağı kararlaştırılmış olduğundan, bu tarihten dava tarihine kadar işleyecek işleyecek cezai şart bedelinin bilirkişi marifetiyle hesaplanması gerektiğini, müvekkili 13.12.2018 tarihinde davalı firmaya kalıpların teslimi ile igili bir mail atmış ve kalıplar teslim edilmeyecek ise bedellerini talep etmiş olduğunu, ancak davalı tarafça bir açıklama yapılmadığını, müvekkili tarafça her ne kadar arabuluculuk yoluna başvuru yapılmış ise de anlaşma sağlanamadığını, anılan bu sebeplerle; haklı davanın kabulü ile; müvekkili …’ ın davalıya ödemiş olduğu ve davalıdan alacaklı olduğu toplam 10.000-TL sözleşme bedelinin, ödeme günlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000TL sini talep ettiği taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılmış cezai şart için uzman bilirkişi marifetiyle yapılacak olan belirleme sonrası sayın Mahkemece tespit edilecek cezai şart bedelinin de davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalıya yüklenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı şirketin 25/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf sözleşmeden kaynaklanan cezai şarta ilişkin talebini alacağı esas bakımından kabul etmemekle birlikte belirsiz alacak olarak talep ettiği ceza şart belirlenebilir bir alacak olduğunu, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacı taraf ile, 30.10.2017 tarihinde davaya konu sözleşme akdedildiğini, 30.10.2017 tarihli sözleşme gereği kalıplar bedelleri karşılığında tarafınca üretileceği, kalıpların mülkiyeti davacı …’a ait olup bu kalıplar kullanılarak davalı bünyesindeki plastik enjeksiyon makinelerinde ilgili elli beşlik ve seksen beşlik plastik kapaklar imal edileceğini, imal edilen bu ürünler de davacı …’a teslim edileceği ve onun tarafından satışının gerçekleştirileceğini, ancak sözleşmede kalıpların teslimine ilişkin bir hüküm bulunmadığını bu kalıplar söz konusu iş gereği, …’a teslim edilmeyecek ve davalı şirket zilyetliğinde kalacağını, kapakların üretimi için kalıpların davalı şirket bünyesinde kullanıma hazır olarak bulunması gerekmekte olduğunu, sözleşmeye uygun olarak davalı şirket kalıpları üretmeye başladığını, kalıp bedeli olarak kararlaştırılan 10.000 TL tutarının yüzde ellisini sözleşmeye uygun olarak işe başlarken alındığını, kalıplar sözleşmedeki süresi içerinde kullanma hazır hale getirilmiş ve davalı şirket bünyesindeki enjeksiyon makinelerine bağlanarak ilgili kapaklardan numune olacak kadar az miktarda üretim yapıldığını, numuneler …’a teslim edilmiş olup malı satacağı kişiden numune onayı alınca, davalı şirkete kalıp bedelinin kalan ödemesini gerçekleştirdiğini, bu haliyle tüm işlemin sözleşmeye uygun yapıldığını, davacının, davalı şirketi ziyareti sırasında yaşanan saygısızlık nedeniyle artık kendisi ile çalışmayacaklarını yüzüne karşın iletildiğini, bu nedenle kalıplarını bir an önce alıp götürmesi yönünde kendisine bildirimde bulunulduğunu, zira ticari iş ilişkisinin son bulmasından dolayı, kalıpların malik tarafından teslim alınması gerektiğini, ancak davacının kalıpları almaya yanaşmadığını, aksine, mail vasıtası ile 3 nolu ekte yer alan metni göndererek kalıpların tamamlanmadığını, yaşanan husumet sebebi ile tamamlanmasını istemediğini ve bedellerini istediğini davalı şirkete bildirdiğini, davacı tarafın tüm taleplerinin reddinc, HİMK 329. Maddesi uyarınca; hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan davacının beşbin Türk Lirası tutarında disiplin para cezası ödemeye mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesine karar verilmesine talep etmiştir.
29/01/2020 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; davacı tarafın defterlerinin olmadığından, dosyaya sunulan belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde; taraflar aralarında ticari bir ilişkinin olduğu, sözleşmedeki cezai şart hususunda takdirin mahkemeye ait olduğunu, davacının davalıya Sözleşmede belirtilen 10.000,00-TL’yi ödemiş olduğu, buna karşılık davalının dava konusu kalıpları davacıya teslim etmediği, davalıya gönderilen e-mailde davacının “davalı firmaya en son ziyaretinde sürtüşme yaşandığını, mevcut halin konuşularak çözülemeyeceği bir duruma geldiğini, bu nedenle dava konusu kalıplar ile ilgili bedellerin, rayiç bedelleri ile hukuk kuralları nispetinde talep edileceğini” beyan ettiğinin görüldüğünü, davaya konu kalıplarla ilgili davalı tarafından davacıya fatura kesilmediği, davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 10.000,00-TL ve 1.678,94-TL yasal faiz olmak üzere toplam 11.678,94-TL davalıya gönderilen ödemeler karşılığı alacaklı olduğu, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin 101.550,00-TL olarak hesaplandığı, bu hususta Hukuki değerlendirme ve nihai kararın mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
06/04/2020 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda Özetle; davalı vekilinin dilekçeleri ve dava dosyası okunup yeniden değerlendirilmesi sonucu;13.12.2018 tarihli davacı tarafından gönderilen mailin 5,6 ve 7. Paragrafında; davalı firmaya en son ziyaretinde sürtüşme yaşandığını; “Bu hadisenin üzerine onayı tarafımızdan verilmemiş kalıpların tamamlanıp, teslim edileceğini ve parça basımının kendilerinin üstlenemeyeceğini ve başka bir yerde bastırmamız gerektiğini ifade eden sözler sarfetmiştir. Ticari etik kurallarına uymayan bu davranış, hem mevcut olan karşılıklı güveni ortadan kaldırmış, hem de ileride kalıp ile ilgili yaşanması muhtemel problemlerin giderilemeyeceği kanaatini firmamızda oluşturmuştur. Tüm bunların neticesinde mevcut hal, bizim nazarımızda konuşularak çözülemeyecek bir duruma gelmiş bulunmaktadır. Bu sebepten firmamız 85 mm’lik ve 55 mm’lik 2 adet Konvektör yan kapak kalıpları ile ilgili bedellerin, bugünkü rayiç bedelleri göz önünde bulundurularak, hukuk kuralları nispetinde talep edecektir” şeklinde mail yazıldığı, davaya konu kalıplarla ilgili davalı tarafından davacıya fatura kesilmediği, davacı tarafından davalı tarafa 10.000,00 – TL havalenin gönderildiği, bu havalelere ilişkin hesaplanan, yasal faizin 1.678,94 TL olduğu, bu ödemeler karşılığı davacının alacaklı olup olmadığı hususundaki hukuki değerlendirmenin mahkemeye ait olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin 101.550,00 TL olarak hesaplandığı, yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile cezai şart bedeli talebinin 100.550,00-TL arttırarak 101.550,00-TL olarak ıslah ettiğini, müvekkilinin davalı tarafa ödemiş olduğu 10.000,00-TL sözleşme bedelinin, ödeme günlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce 2019/232 esas sayılı dosyasında 12/11/2021 tarihinde davanın kabulü kararı verildiği, davacı vekilince 02/12/2021 tarihinde istinaf edildiği ve Bursa BAM 7. Hukuk Dairesinin 2021/3425 dosya numarası, 2022/847 kararı ile istinaf talebinin kabulüne karar verildiği ve 2019/232 esas sayılı dosyasının kararının görev hususu araştırılmadan karar verildiği belirtilerek kaldırılarak mahkememiz 2022/581 esasına kaydedildiği görülmüştür.
Tüm Dosya Kapsamı Değerlendirildiğinde; Asliye Ticaret Mahkeme’lerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanu’nun 5. Maddesinin 1. Fıkrası “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” düzenlemesini getirmiştir. Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b,c,d,e,f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiştir.
Davada öncelikle dava şartları hususunda değerlendirme yapmak gerekmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
Bursa BAM 7.Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararı uyarınca davacının bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılmış, uyuşmazlık konusu yıllarda davacının vergi kaydını bulunmadığı bildirilmiş, davacı vekili kaldırma kararı sonrasında mahkememiz duruşmada davacının dava konusu ürünü Bulgaristan’da bulunan A1 AUTOMOTİVE (OOD) LTD.ŞTİ için aldığını beyan etmiştir. Her ne kadar davacı uyuşmazlığa konu ürünü davacının Bulgaristan’da bulunan LTD şirketi için aldığını beyan etmişse de davayı belirtilen şirket adına açmadığı, şirketin yöneticisi ya da ortağının ayrıca tacir olmadığı takdirde sırf şirketin tacir olduğundan bahsedilerek şirket temsilcisi ya da ortağının da tacir olarak değerlendirilemeyeceği göz önüne alındığında davanın her ikisinin birlikte olmadığı, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi taraflar arasındaki ihtilafın Ticaret Mahkemeleri’nin görevini belirleyen TTK’nın 4. Maddesinde sayılan hususları kapsamadığı anlaşıldığından bu hususla ilgili yargılama yapma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
3-Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
4-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair; davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Barsa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır