Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/543 E. 2022/914 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/543
KARAR NO : 2022/914
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2022
KARAR TARİHİ : 16/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle; Müvekkili davacı, bilgisayar ve güvenlik sistemleri ürünlerinin satışını ve kurulumunu yapan sektöründe ve çevresinde saygın bir şirket olduğu , alanında göstermiş olduğu başarı sayesinde yurt içinde özel sektörle birlikte kamu kuruluşlarına da hizmet vermekte ayrıca yurt dışına da ürün satışı gerçekleştirdiği , davalı-borçlu, sektöründe tanınan müvekkili davacı ile irtibat kurarak müvekkili davacı’da 18 adet server bilgisayarı 29.232,00-USD bedel karşılığı satın almayı kabul ettiği, satışa konu ürünler C.F.R şeklinde teslim edilmek üzere Halkalı Gümrük Müdürlüğünden tıra yüklenerek Kapıkule Tır Gümrük Müdürlüğüne geldiği ve burada tır mühürlendiği, davalı-borçlu, müvekkili davacı’dan satın aldığı ürünleri eksiksiz ve kusursuz şekilde teslim almasına rağmen mezkur ürünlerin bedelini ödemediği , davalı-borçlu ile yapılan ve müvekkili davacı’nın iyi niyetine dayalı görüşmeler davalı-borçlu’nun kötü niyeti nedeniyle senelerce sürüncemede kaldığı, ticari satımdan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu 6. İcra Dairesi’nin 2021/… E. No.lu dosyasından icra takibi başlatıldığı, davalı-borçlu aleyhine İstanbul Anadolu 6. İcra Dairesi’nin 2021/… E. No.lu dosyasından ikame edilen icra takibi davalı-borçlu’nun hakkaniyete ve gerçeğe aykırı kötü niyetli itirazları neticesinde durdurulduğu, akabinde itirazın iptali için dava şartı olarak İstanbul Anadolu Arabuluculuk Bürosu’na başvurulduğu ancak 2022/1093 büro dosya ve 2022/11300 arabuluculuk numaralı dosya üzerinden gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmeleri de olumsuz sonuçlandığı, bu nedenlerle huzurdaki davanın kabulünü, davalı-borçlu’nun haksız ve hukuka aykırı itirazlarının iptalini, Anadolu 6. İcra Dairesi’nin 2021/… E. no.lu dosyasının icrasının devamını, davalı-borçlu’nun itirazlarının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle takibe konu asıl alacağın %40’ından az olmayacak şekilde icra inkar tazminatının davalı’dan alınarak davacı’ya verilmesini, davalı-borçlu’nun mal varlığını 3. Kişilerin mülkiyetine geçirerek mal kaçırmak sureti ile müvekkili davacı’nın alacağına kavuşmasını engellemesinin önlenmesi için davalı-borçlu adına tescilli motorlu taşıtlar ve gayrimenkuller hakkında yargılama süresince ve teminatsız olarak ihtiyati tedbir uygulanmasını, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalı’ya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı Vekili Dilekçesinde Özetle; Zaman aşımı itirazlarının söz konusu olduğunu, davada husumetin müvekkiline yöneltilmiş olmasının hatalı olduğunu, irsaliyeli fatura incelendiğinde faturanın ”Aa Bıznes Ltd” isimli şirkete yönelik düzenlendiğinin açık olduğunu, davacı dava dilekçesinde ilgili ticarete konu malın satışının müvekkilinin şahsına yapılmış olduğu izlenimini verme çabasının haksız, hukuktan uzak ve kötü niyetli olduğunu, davaya konu malın C.F.R şeklinde tesliminin yapıldığını, müvekkilinin malı teslim aldığının iddia edilmesi ve sanki müvekkilinin bu malı şahsi olarak aldığı izleniminin yaratılmasının kötü niyetli bir yaklaşım olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde alacağa dayanak olarak irsaliyeli faturayı göstermişse de ilgili faturanın muhatabı müvekkilinin olmadığı bir yana dursun faturanın ispat gücü bakımından da işbu davaya konu hususa gerekçe olamayacağının açık olduğunu, müvekkilinin ilgili malı teslim aldığına ilişkin irsaliyeli faturada imzası dahi mevcut olmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, haksız ve hukuksuz açılmış olan dava neticesinde kanun gereği müvekkilinin lehine icra inkar ve %40’tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davalıya ait Gelir İdaresi Başkanlığı Gemlik Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden celp edilen, 2016 yılı vergi beyannamelerine ilişkin bilgilerin incelenmesinde; gerek davanın ticari dava olup olmadığı gerekse de tarafların tacir olup olmadığı hususunun netleştirilmesinin gerektiği, bu hususta 2007/12362 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 1/a maddesinde “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, bu düzenleme gereği VUK 177 inci maddesindeki vergi beyannamesinin verildiği yılın yeniden değerleme oranına göre tahlil edilmesinin gerektiği, bu sebeple VUK 177/2 inci maddesinin esas alınacağı, davalının 2016 yılına ait beyan ettiği dönem içinde elde edilen hasılat miktarının 00,00 TL olduğu, alım satım miktarının da 1771/1 maddesi uyarınca 00,00 TL olduğu bu miktarın limitlerin çok altında kaldığı bu sebeple davalının tacir kabul edilmemesi gerektiği, davalının uyuşmazlık iddiasına konu LTD şirketin temsilcisi olduğu düşünülse bile, temsilcinin tacir sıfatının olamayacağı, tacir sıfatının şirkete ait olacağı kanaatine ulaşılmış olup, somut olayda davalı taraf tacir olmayıp, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi taraflar arasındaki ihtilafın Ticaret Mahkemeleri’nin görevini belirleyen TTK’nın 4. Maddesinde sayılan hususları kapsamadığı anlaşıldığından bu hususla ilgili yargılama yapma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
HMK 331/2.madde gereğince; yargılama gideri harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren “2 hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu”açık olmak üzere tarafların yüzüne karşı yapılan inceleme sonunda karar verildi. 16/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır