Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/535 E. 2023/49 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/535 Esas – 2023/49
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/535 Esas
KARAR NO : 2023/49

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA İHBAR OLUNAN : 1-
VEKİLİ : Av.
DAVA İHBAR OLUNAN : 2-
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 23/08/2021
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/01/2023

İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2022 tarih 2021/559 Esas 2022/142 Karar sayılı yetkisizlik kararı sonucu, mahkememize tevzi edilen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin Antalya bölgesinde turizm faaliyetleri yürüten … Org. Hav. Tur. Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin (VN:9430583290) sahibi ve yöneticisi olduğunu, davalının medya sektöründe iletişimci ve program yapımcısı olarak faaliyet gösterdiğini, davalı tarafından 2019 yılında özetle; ”..Her türlü müzik veya video yapım ile ilgili prodüksiyon, müzik, kaset, cd, vcd, dvd, ve dijital her çeşit kayıt materyal yapımcılığı, yönetmenliği, aranjörlüğü, menajerliği, klip çekimi, konserleri yapmak, düzenlemek, reklam prodüksiyonu ve organizasyonu” olarak faaliyet alanı tanımlanan “… ENTERTAİNMENT” unvanlı bir Medya şirketinin ortak olarak kurulması için müvekkiline öneride bulunduğunu, davalının önerisinin müvekkili tarafından kabul edilmesi ile taraflar arasında akdedilen ortaklık vaadi sözleşmesinin yazılı ve görsel medyada paylaşılarak aleniyet kazandığını, söz konusu sözleşme kapsamında; tarafların medya şirketi ortaklığı gerçekleştirmek ve sermaye koymak, şirketin kuruluş çalışmalarını yürütmek, ticari çevresini oluşturmak, taahhütlerini yerine getirmel konularında anlaştıklarını, müvekkilinin yöneticisi olduğu şirket adına ve davalının da müteselsil kefil olarak yer aldığı Şişli bölgesinde bir ofis kiralanarak, davalının kullanımına tahsis edildiğini ve “REGALİA ENTERTAİNMENT” unvanlı bir ticari şirketin ortak olarak kurulması için çalışmalar başlatıldığını, şirket tarafından davalıya 2019-2020 yılları arasında defaatle toplam 244.015,84 TL nakdi ödemede bulunulduğunu, öte yandan müvekkilinin kardeşi Yusuf … tarafından aynı amaca yönelik olarak, müvekkili adına kendi şahsi hesabından davalının hesaplarına toplam 122.085,00 TL nakdi ödemede bulunulduğunu, davalının kötüniyetli davranışları ile sözleşmenin ifasının imkânsızlaştığını ve sözleşmeden dönülmesinin zorunlu hale geldiğini, bu nedenle ödenen miktarların iadesi gerektiğini, ortaklık vaadi sözleşmesinde kararlaştırlan “… ENTERTAİNMENT” unvanlı ticari şirketin esas sözleşmesinin tarafların avukatları ve muhasebecilerinin katılımı ile Eylül 2020’de imza ve kuruluş aşamasına getirildiğini, davalının bu kapsamda, noter huzurunda şirket esas sözleşmesini imzalamaya davet edildiğini ancak Covid-19 pandemisi tedbirlerini bahane ederek müvekkilini oyaladığını, Antalya’ya gelişini devamlı ertelediğini, şirketin kuruluşunun sonuçsuz kaldığını, davalının bu dönem içinde şahsi hesabına gönderilen nakit, kiralanan ofis imkanları ve her türlü sermayeyi kullanarak taraflar arasında kurulması hususunda anlaşılan ticari şirketin faaliyet konuları ile aynı alanda faaliyet gösteren “MUSIWARS BİLGİ TEKNOLOJİLERİ ELEKTRONİK İLETİŞİM VE MEDYA HİZMETLERİ LİMİTED ŞİRKETİ” ticaret unvanına haiz bir medya şirketini kendi adına kurduğunu, şirketin kuruluşunun 20.10.2020 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği ve İstanbul’da ticari faaliyetlerine devam ettiğinin haricen öğrenildiğini, davalı tarafından gönderilen Beşiktaş 23. Noterliği’nin 21.05.2021 tarih ve 1243 yevmiye sayılı cevap ihtarnamesinde ortaklık vaadi sözleşmesinin kabul ve ikrar edilmekte olduğunu, davalının, taraflar arasında kurulan sözleşme şartlarını yerine getirmeden önce, taraflar arasında anlaşılan şirket kuruluş sözleşmesi ile aynı konuda ve kendi adına “MUSIWARS” isimli bir şirket kurarak, sözleşmenin ifasını kötü niyetli bu eylemi ile imkânsız ya da diğer bir deyişle sözleşmenin devamını müvekkili adına katlanılamaz hale getirdiğini, sözleşme kapsamında ödenen miktarların alacağın devri sözleşmesi ile müvekkiline devredildiğini ve sözleşmeden dönülmesine ilişkin ihtar ile birlikte davalıdan elde ettiği haksız iktisapların müvekkiline ödenmesinin talep edildiğini, davalının sözleşme kapsamında tarafına verilen her türlü nakit ve sermayeyi iade etmesi gerektiğini, sözleşme uyarınca davalının şahsi hesabına … Org. Hav. Tur. Taş. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından gönderilen toplam 244.015,84 TL asıl alacak ve 21.961.00 TL yasal faiz alacağı, Yusuf … tarafından gönderilen toplam 122.085,00 TL asıl alacak, 10.987,65 TL yasal faiz alacağının, alacağın devri sözleşmeleri kapsamında müvekkiline temlik edildiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın, haksız iktisap tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsiline, müvekkilinin yasal ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu talep, davacı tarafından ortaklıktan çıkma veya ortaklıktan çıkartılma şeklinde belirtmişse de, taraflar arasında bir ortaklık ilişkisi bulunmadığını, nitekim davacı tarafın da sıklıkla “ortaklık kurma vaadi” ifadesini belirterek bunu ikrar etmekte olduğunu, hal böyle iken davanın hem usulen hem de esasen reddedilmesi gerektiğini, müvekkili davalının tebligatı şirketinin adresi olan “Gayrettepe Mh, Yıldız Posta Cd. Yildiz Residence D:No:24/15, 34349 Beşiktaş/İstanbul” adresinden aldığını ancak huzurdaki davanın, müvekkilinin şahsına karşı açılmış bir dava olduğunu, müvekkilinin ikametgahının “Yüzüncüyıl Mah. 519. Sk. No: 11/9 Nilüfer / Bursa” olduğunu, davada yetkili mahkemelerin Bursa Mahkemeleri olduğunu, karşı tarafın belirttiğinin aksine, müvekkilinin kendilerini bulup, ‘yatırımcım olun’ şeklinde iş önerisi talebi olmadığı gibi karşı tarafın müvekkili ile iş görüşmesi yapmak istediği için müvekkilini hızlıca Antalya’ya götürdüğünü, taraflar arasında davacının teklifi üzerine işçi – işveren ilişkisi kurulduğunu, davacının şirketi üzerinden müvekkiline “iş avansı”, “borç” şeklinde ödemelerin, İstanbul’da şirket adına kiralanan işletmenin giderleri için ödendiğini, davacı tarafın müvekkiline karşı sözlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkilinin kendi markası olan … ENTERTAINMENT üzerinden davacı tarafa ortaklık teklif ettiğini, ancak davacı tarafın belirttiğinin aksine bu ortaklık sözleşmesini imzalamaktan imtina eden müvekkili değil davacı tarafın kendisi olduğunu, taraflar arasında ortaklık sözleşmesi ve ortaklık vaadi sözleşmesi kurulamadığını, davacı tarafından müvekkiline “işin sonundan pay alma” teklif edildiğini ancak davacının bundan cayarak tamamen müvekkilini zarara sokan eylemlerde bulunduğunu beyanla davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında bulunduğu iddia edilen ortaklık vaadi sözleşmesine konu şirketin kuruluş masrafları için ödendiği iddia edilen bedellerin alacağın temliki kapsamında davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkeme’lerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanu’nun 5. Maddesinin 1. Fıkrası “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” düzenlemesini getirmiştir. Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b,c,d,e,f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiştir.
Davada öncelikle dava şartları hususunda değerlendirme yapmak gerekmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
Davacı taraf, davalı ile medya alanında faaliyet göstermek üzere limited şirket kurma konusunda aralarında bir ortaklık vaadi sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme kapsamında sahibi olduğu şirket ve kardeşi tarafından, kurulacak şirketin kuruluş masrafları için davalıya para gönderildiğini, davalının söz konusu ortaklık vaadi sözleşmesini ihlal ettiğini, bu nedenle şirketin kurulamadığını ve davalının kendisine gönderilen bedelleri iade etmesi gerektiğini, kardeşi ve şirketi tarafından alacağın kendisine temlik edildiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 10.000 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı taraf ise, davacı ile aralarında ortaklık veya ortaklık vaadi sözleşmesinin bulunmadığını, taraflar arasında davacının teklifi üzerine işçi – işveren ilişkisi kurulduğu, davacı tarafın istemi davalı tarafa “iş avansı” şeklinde göndermiş olduğu ve davacı’nın muvafakatiyle davacı’nın şirketi için harcanan miktarların tazmin edilmesi yönünde olduğu, hal böyle iken görevli mahkemelerin “iş avansı” olarak gönderilen ödemeler için İş Mahkemeleri veya davacı tarafın başka haksız tazmin talepleri varsa Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olacağını belirterek davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları ile sunulan delillerinin incelenmesi ile; somut olayda, taraflar arasında yazılı bir ortaklık vaadi sözleşmesinin bulunmadığı, davalı tarafın böyle bir sözleşmenin varlığını kabul etmediği, Mahkememizce celp edilen ticaret sicil ve vergi kayıtlarından taraflar tacir olmayıp, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi, taraflar arasındaki ihtilafın Ticaret Mahkemeleri’nin görevini belirleyen TTK’nın 4. Maddesinde sayılan hususları kapsamadığı, davalıya ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre Bursa Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliği nedeniyle, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2023
Katip 221345
¸e-imzalıdır

Hakim 150129
¸e-imzalıdır