Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/495 Esas – 2023/763
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/495
KARAR NO : 2023/763
HAKİM : ….
KATİP : ……
DAVACILAR : 1- … – ….. Güneştepe Mah. 1.Şht.Er Serdar Aşkın Sk. No:9C İç Kapı No:7 Osmangazi/ BURSA
2- … – ……. 29 Ekim Mah. Turan Dursun Cad. No:11 İç Kapı No:28 Nilüfer/ BURSA
3- … – … 29 Ekim Mah. 413. Sk. No:5A İç Kapı No:20 Nilüfer/ BURSA
4- … – … Narlı Mah. İskele Sok. No:47/H/1 Edremit/Balıkesir/ BALIKESİR
VEKİLİ : Av. …..- [16012-10773-….] UETS
DAVALI : 1- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – ….. [25979-45692-……] UETS
VEKİLİ : Av. …. – [16462-64650-……] UETS
DAVALI : 2- … – ……. Çayönü Mah. Çayönü 14. Sk. No:13 Mudanya/ BURSA
VEKİLİ : Av. …. – [16466-64883-…..] UETS
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2022
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11.12.2020 tarihinde davalılardan …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile 29 Ekim Mah. Ahmet Taner Kışlalı Bulvarı Nilüfer/Bursa istikametinde yaya geçidi bulunan alana geldiğinde yolun karşısına geçmekte olan …’ a çarptığını, kaza sonrasında …’ın yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını, …’ ın hastanede tedavisi devam etmekte iken 23.02.2021 tarihinde saat 21:00 sıralarında … vefat ettiğini,, yapılan ölü muayenesinde …’ ın kesin ölüm nedeninin araç dışı trafik kazası sonucunda meydana gelen kafa ve genel vücut travması olduğunun tespit edildiğini, kaza neticesinde başlatılan soruşturma sebebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/103383 sayılı soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporunda “Kazanın oluşumunda davalı …’ in gündüz vakti görüş mesafesinin açık olduğu meskun mahalde seyri esnasında dikkat etme yükümlülüğüne uyarak araçlara ve yayalara azami dikkat gösterip, yaya geçitlerine yaklaştığında hızını ayarlayıp, geçiş yapan yayalara ilk geçiş hakkını vermesi durumunda kazanın gerçekleşmeyeceği, ancak sürücü …’ in bunun aksine mevcut hızıyla dikkatsiz ve tedbirsiz olarak yaya geçidinde var olan yayalara rağmen yaya geçidine girip, kazaya sebebiyet verdiği” belirtildiğini ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazanın oluşumunda müteveffanın ise hiçbir kusurunun bulunmadığının belirtildiğini, Bursa 26.Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/201 E. sayılı dosyasında da kusur yönünden bilirkişi raporu alındığını, 22.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda davalı …’ in kazanın oluşumunda asli yönden tamamen kusurlu olduğu, müteveffa …’ ın ise kusursuz olduğunun belirtildiğini, meydana gelen kaza neticesinde müteveffanın ölümü sonucunda … kızını, diğer davacıların ise kız kardeşlerini kaybettiğini, … Özarsla’nın , doğumundan itibaren birlikte yaşadığı kızını kaybedince büyük bir üzüntü ve manevi çöküntüye uğradığını, diğer 3 davacının ise tek kız kardeşlerini kaybettiklerini, müteveffa …’ın hayatı boyunca hiç evlenmediğini ve ailesi ile birlikte yaşadığını, babasının ölümünün ardından da annesi ile birlikte yaşamaya devam ettiğini, hayatı boyunca da mütevazı yaşadığını, maaşının ve kira gelirinin büyük çoğunluğunu annesiyle yaşadığı evde annesine harcadığını, müteveffanın vefatı nedeniyle müvekkili …’ın müteveffanın emekli maaşından mahrum kaldığını, ayrıca müvekkilinin tüm bakımı ve ihtiyaçlarının müteveffa tarafından gerçekleştirildiğinden, müvekkili …’ın, müteveffanın maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldığını, kazaya karışan … plakalı araç … Sigorta A.Ş.’ den Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarına uyarınca sigortacı, sigortalısının 3.kişilere vermiş olduğu maddi ve bedeni zararlara karşı teminat limitleri dahilinde kalmak kaydıyla, müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduğunu, bu sebeple davalı sigorta şirketine taraflarınca başvurulmuşsa da tarafına herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödeme yapılmaması üzerine dava şartı arabuluculuk kapsamında arabuluculuk yoluna başvurulmuş ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenle davacıların yaşadıkları maddi ve manevi zararları tazmini için işbu davanın açılmasının hasıl olduğunu, davalı Qucik Sigorta A.Ş.’ den zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında maddi tazminat, kazaya ve ölüme sebebiyet veren diğer davalı …’ den ise maddi ve manevi tazminat talep ettiklerini, kısaca izah edilen nedenlerden dolayı; müvekkili … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. ve …’ den kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte; müteveffanın annesi … için 60.000 TL, kardeşleri …, … ve …’ in her biri için ayrı ayrı 20.000 TL olmak üzere toplam 120.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı …’ den alınarak davacılara verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların açmış olduğu işbu davanın hem usul hem de esas yönünden haksız ve yersiz bir dava olup reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davacıların talep etmiş oldukları tüm tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacıların tazminat taleplerine karşı açıkça zamamaşımı itirazında bulunduklarını, tüm bu nedenlerle işbu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava şartı olan sigorta şirketine başvuru zorunluluğunun davacı tarafça usule uygun şekilde yerine getirilmediğinden işbu davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettikleri, davacıların maddi tazminat olarak belirttikleri taleplerinde maddi tazminatın alt başlıkları olan zarar kalemlerinden hangisini veya hangilerini talep ettiklerini açıkça bildirmesi gerektiği, kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen kusuru kabul etmediklerini, kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olan kişi müteveffa … olduğunu, yaya …’ın KTK Yönetmeliğinin 138/b-3 maddesini açıkça ihlal etmiş olmasına rağmen, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/103383 sayılı soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporunda ve Bursa 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/201 E. Sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporlarında sigortalı araç sürücüsü …’in asli kusurlu olduğu, müteveffanın ise kusursuz olduğunun belirtilmiş olması da tamamen hatalı olduğu, yargılama aşamasında ATK’dan kusur raporu aldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, yine davacı taraf dava dilekçesinde müteveffanın kira gelirinin bulunduğunu, taşınmaza ilişkin tapu kaydı ve kira sözleşmesini de sunduklarını bildirdiği, ancak müteveffanın vefatından önce elde ettiği kira geliri vefatı sonrasında kesilmeyeceği, kira gelirinden mahrum kalmadıklarını, SGK’ya müzekkere yazılmasını ve dava konusu kazadan dolayı davacı tarafa rücue tabi peşin sermayeli bir ödeme yapılıp yapılmadığının, herhangi bir ödeme yapılmış ise miktarının ne kadar olduğunun, müteveffanın emekli maaşının … adına devam edip etmediğinin sorulmasını talep ettiklerini, ayrıca ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacı tarafa bu zamana kadar yapılmış bir ödeme varsa bu ödemenin ve bundan sonra davacı tarafa yapılacak olan aylık ödemesi veya tazminat ödemesi adı altında herhangi bir ödeme olursa bu ödemelerin tamamının kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı lehine tazminata hükmedilecek ise bu tazminattan düşülmesini talep ettiklerini, ayrıca, davacıların usule uygun olmayan eksik başvurusu ile müvekkil sigorta şirketi temerrüde düşmüş sayılamayacağından bu sebeplerle kabul anlamına gelmemekle birlikte işbu davada faiz işletilecek ise bu faiz dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği, tüm bu nedenlerle, dava şartı olan sigorta şirketine başvuru şartının usule uygun yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine, davanın usulden reddine karar verilmemesi halinde esasa ilişkin itirazlarımızın kabulü ile davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesi ile, 11.12.2020 tarihli trafik kazası sonucu vefat eden murisleri …’ın ölümünden doğan maddi ve manevi zararlardan kazada kusurlu olan davalı müvekkilinin sorumlu olduğu iddia edilerek davalı aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, davacı tarafın, maddi tazminat talebinden davalı müvekkili ve diğer davalı sigorta şirketini sorumlu tuttuğunu, manevi tazminat talebinden ise yalnızca davalı müvekkilinin sorumlu tuttuğunu, davalı müvekkile karşı yönetilen tazminat talepleri için TBK dayanak gösterildiğini, sigorta şirketine yöneltilen talepler için TTK dayan gösterildiğini, fakat davanın Ticaret Mahkemesinde açıldığını, her ne kadar sigorta poliçesi kapsamında talep edilen tazminatlar ile ilgili uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olsa da trafik kazaları sonucu oluşan zararları nedeniyle sürücü ve araç işletene karşı yöneltilen davalarda görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle görev itirazlarının bulunduğunu, görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın taleplerini kabul etmemekle birlikte taleplerin zamanaşımına uğradığını, davanın reddini talep ettiklerini, davacı tarafın meydana gelen kazada davalı müvekkilinin tam kusurlu olduğunu iddia ettiğini, bu iddialarını ceza yargılaması sırasında düzenlenen bilirkişi raporlarına dayandırdığını, hukuk mahkemelerinin ceza mahkemelerinin gerçekleştirdiği yargılama ile ve usulü işlemlerle bağlı olmadığını, davalı müvekkilinin kazanın oluşmasında kusurlu olmadığını, soruşturma dosyası kapsamında bulunan video görüntüleri ve kazaya ilişkin fotoğrafların incelenerek düzenlenecek bilirkişi raporları ile davalı müvekkilin kazanın oluşumunda kusurlu olmadığının ortaya çıkacağını, davalı müvekkilinin kusurlu olmadığı kaza sonucu oluşan maddi ve manevi zararların giderilmesinde sorumlu olmadığını, davacı tarafın maddi tazminat taleplerini ve hangi davacı lehine talep olunduğunu açıklamadığını, dilekçe içeriğinden maddi tazminat talebinin müteveffanın annesi adına talep edildiğinin, davacı …’ın müteveffanın maaşı ile geçindiği, vefat nedeniyle bu gelirden mahrum kaldığının iddia edildiği, davacı …’ın geçimini sağlamak için müteveffaya bağlı olduğu iddiaları kabul etmediklerini, yapılacak mali durum araştırması ve toplanacak diğer deliller ile iddiaların gerçeğe aykırı olduğunun görüleceğini, bu nedenle davacı tarafın maddi tazminat davasının reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın müteveffanın vefatı ile kardeşlerinin ve annesinin yaşadığı manevi zararlar nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunduğunu, davalı müvekkilin kazanın oluşmasında kusurlu olmaması nedeniyle oluşan manevi zararlardan sorumlu tutulamayacağını, tüm bunların yanında talep edilen manevi tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu, yasa gereği manevi tazminat miktarının; zarara uğrayanı zenginleştiremez ve tazminat yükümlüsünü fakirleştiremeyeceğini, Yasanın amacından sapmaması adına ve davalı müvekkilin kazanın oluşumdaki kusursuzluğu göz önüne alınarak manevi tazminat davasının reddine karar verilmesini, arz ve izah olunduğu üzere, ilk olarak görevsizlik itirazlarının kabulü ile dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, talepleri doğrultusunda haksız ve mesnedsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; Kaza tespit tutanağı, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/103383 soruşturma sayılı dosyası, Bursa 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/201 Esas sayılı dosyası, kazaya ilişkin video görüntüleri, poliçe ve hasar dosyası, SGK kayıtları, trafik tescil kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırması, tanık beyanı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; 11/12/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflarca dayanılan kanıt belgeler toplanmış, davacılar tarafından bildirilen tanığın dinlenmesine karar verilmiştir.
Davacılar tanığı … : “Ben kaza anını görmedim. Olay günü telefon geldi. Kazayı bu şekilde öğrendik. Halam … doğduğundan beri babaannem … Özaarslan ile birlikte yaşamaktaydı. Halam emekli öğretmendi. Tamamen kusursuz olduğu bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Ve bu başta babaannem … olmak üzere tüm ailemizi perişan eden bir durumdu. Babaannemin geçimini evin düzenini halam sağlamaktaydı. Halam bekardı. Babaannem büyük babamın maaşı ile geçiniyordu aynı zamanda halam kendisine bakıyordu. Bütün evin sorumluluğu halamdaydı. Maddi ve manevi olarak bütün aileyi etkiledi. Babannem … halam …’ın maaşından herhangi bir para alamamaktadır. Çünkü babaannem ölen eşinden maaş bağlandığı için halamın maaşını alamamaktadır. Bu durum babaannemi maddi olarak sıkıntıya sokmaktadır …” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacılar tanığı Hasan Fehmi Giray : “Ben kaza anını görmedim. Ben davacı … ve ölen …’ın karşı daire komşusuyum. … hanım komşumuz olur. Kendisi yaşlı ve kızının maddi ve manevi desteğiyle ve kızı ile birlikte yaşayan biridir. Kızı … vefat edince maddi ve manevi olarak zor duruma düştü. Kendisi yalnız kaldı. Mağduriyetine bizler sıkça şahit olduk. Ölen … Hanım emekli öğretmendi. Emekli maaşı ile annesine destek oluyordu. Ayrıca annesinin bakım ve hizmetinden de ölen … Hanım sorumluydu …” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacılar tanığı … : “Ben ölen … hanımın komşusuyum. Kaza anını görmedim. … çok yaşlı olan annesi … ile birlikte yaşıyordu. Yeni emekli olmuştur. Kendisi öğretmendi. Annesine o bakıyordu. Mütevazi bir hayat yaşıyorlardı. Evin geçiminden … Hanım sorumluydu. Annesi çok yaşlıydı belki emeklisi vardır bilmiyorum ama … Hanım’ın annesine maddi ve manevi olarak destek olduğunu biliyorum. … hanım 90 nın üzerinde yaşı olan çok yaşlı bir kişidir. Her ihtiyacını … hanım karşılıyordu. Şuan … hanım tek başına kaldı. Tabi ki çocukları gelip gidiyor ama yalnız yaşamak zorunda kaldı. Ayrıca bir anne olarak çok büyük acılar yaşadı. Halen de çok üzgün …” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Kaza tespit tutanağında: “Sürücü … idaresindeki … plakalı aracı ile Ahmet Taner Kışlalı Bulvarı üzeri Özlüce istikametinden İzmir yolu istikametine seyri sırasında Ardıç Park önüne geldiğinde kendisine göre yolun sağından soluna yaya geçidi üzerinde karşı yöne geçmek isteyen yaya … Aracın sağ ön kısmı ile yaya geçidinin en sağında çarpmış, çarpmadan dolayı yaya … yaya geçidinden yaklaşık 7 metre ileriye savrulması neticesi yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir Bu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … 2918 sayılı K.T.K ‘nın 74B de (Yaya geçitlerine yaklaşırken hızını azaltmamak, yaya Geçit üzerinde geçiş yapan yayalara ilk geçiş hakkını vermemek) kuralını ihlal ettiği kanaatine varılmıştır.’’ şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
Mahkememizce celp edilen Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/103383 soruşturma sayılı dosyasında alınan 28/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” … plakalı otomobil sürücüsü …’nin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 74 (Yayalara ilk geçiş hakkı verilmesi) (Başlığı ile BirlikteDeğişik:18/10/2018-7148/25 md.) “Sürücüler, görevli bir kişi veya ışıklı trafik işareti bulunmayan ancak trafik işareti veya levhalarıyla belirlenmiş kavşak giriş ve çıkışları ile yaya veya okul geçitlerine yaklaşırken yavaşlamak, varsa buralardan geçen veya geçmek üzere bulunan yayalara durarak ilk geçiş hakkını vermek zorundadırlar.” ve mahal şartlarına uyumsuz hızıyla denk gelen reaksiyon mesafesi göz önüne alındığında aynı kanunun Madde 52/1-A “Sürücüler Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorundadırlar.” ve dikkat yükümlülüğüne uymadığından Madde 47/1-D “Sürücüler Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere, Uymak zorundadırlar” maddelerini ihlal ettiği, yaya …’nın ise kazadan dolayı 2918 sayılı K.Y.T.K kapsamında olan Trafik kural ihlali tespit edilemediği,” yönünde rapor düzenlendiği, Mahkememizce celp edilen Bursa 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/201 Esas sayılı dosyasında alınan 22/11/2021 tarihli bilirkişi raporunun da aynı yönde rapor düzenlendiği görülmüştür.
Mahkememizce, dosyanın bilirkişiye tevdii ile; kusur durumlarının belirlenmesine yönelik rapor tanzimi için, dosya tüm ekleri ile birlikte konusunda uzman Trafik Güvenliği Uzmanı Bilirkişi …’a teslim edilmiştir.
04/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … plakalı araç sürücüsü … Kamera görüntülerinde görüleceği üzere karşı istikamete yayaların geçişlerinin görüldüğü , yayaya Trafik işaret levhaları ve yer işaretlemeleri ile belirlenmiş Yaya geçidi üzerinde aracının sağ ön köşe kısımları ile çarparak 7 metre mesafe savurduğu, kendisinin de yaklaşık 2 araç boyu mesafede durduğu göz önüne alındığında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda yer alan Yayalara ilk geçiş hakkı verilmesi başlıklı kanun madde 74-Sürücüler, görevli bir kişi veya ışıklı trafik işareti bulunmayan ancak trafik işareti veya levhalarıyla belirlenmiş kavşak giriş ve çıkışları ile yaya veya okul geçitlerine yaklaşırken yavaşlamak, varsa buralardan geçen veya geçmek üzere bulunan
yayalara durarak ilk geçiş hakkını vermek zorundadırlar, ana kuralı ve aynı kanunun ilgili Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak başlıklı kanun madde 52-…b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,… zorundadırlar ile Trafik işaret ve kurallarına uyma zorunluluğu başlıklı kanun madde 47-d) Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere,(dikkatsiz ve tedbirsiz davranmak) Uymak zorundadırlar. altı çizilerek belirtilen kurallarına riayet etmediğinden ötürü, kazanın oluşumunda Asli
Yönden ve %100 (yüzdeyüz) Oranında Kusurlu olduğu; Yaya … kurallara uygun şekilde Ahmet Taner Kışlalı bulvarı üzerinde karşı istikamete Yatay ve Düşey Trafik işaret levhaları ile belirlenmiş yaya geçidi üzerinde karşı istikamete geçişini yaptığı esnada çarpa gerçekleştiği ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa aykırı bir fiili görülmediğinden ötürü, kazanın oluşumunda Kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın bilirkişiye tevdii ile; davacının talep edebileceği, destekten yoksun kalma tazminatı tutarının belirlenmesine yönelik rapor tanzimi için dosya aktüerya uzmanı bilirkişi …’a teslim edilmiştir.
29/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Ölüm tarihine değin evlenmemiş, çocuk sahibi olmamış ve hayatını annesiyle birlikte geçirmeye adamış bir kişinin, yaklaşık 53,5 yaşından sonra varsayımsal olarak evleneceğini kabul etmenin hayatın olağan akışına uygun olmayacağı düşünüldüğü, Yüksek Yargı’nın konuya ilişkin Yerleşik İlke kararlarında; “evlenme şansının ve oranının özellikle yaş, mizaç, sosyal koşul, yerel ortam, aile bağları, sağlık, fiziki görünüş, iktisadi durum, evlenme isteği gibi faktörlere gözönünde tutularak hakim tarafından belirlenmesinin zorunlu olduğunun” belirtilmesi nedeniyle, hesaplamamız müteveffanın hem evlenme olasılığı bulunduğu hem de bulunmadığı varsayımıyla yapılmış olup takdir Yüce Mahkemenize ait olduğu, davacı anne …’ın destekten yoksun kalma zararının müteveffanın evlenme olasılığı dikkate alınması sonucunda; 70.016,25TL olacağı hesaplandığı, davacı anne …’ın destekten yoksun kalma zararının müteveffanın evlenme olasılığı dikkate alınmaması sonucunda; 73267,74TL olacağı hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyanın daha önceki Aktüerya bilirkişiye tevdi ile, davalı sigorta vekilinin itirazlarını değerlendirir ek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
16/04/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Sayın vekilin İlk itirazı, hesaplamamızda Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant formülünün uygulanmamasına ilişkin olduğu, Yüksek Yargı ilke kararlarında “Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90.maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; iş gücü kaybı tazminatı hesabında, yeni Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve 961,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir.” görüşü belirtildiği, somut olayda da; 11.12.2020 tarihinde kaza meydana gelmiş, kazalı 23.02.2021 tarihine değin komada kalmış ve hayatını kaybettiği, Mağdur … hastanede koma halinde yatmış olduğu süreç içerinde %100 malul duruma düşmüş, davacı … kızının desteğini 11.12.2020 tarihinde fiilen kaybettiği, bir an için ölüm tarihinin hesap tarihi olarak alınması halinde; 11.12.2020-23.02.2021 tarihleri arasındaki destekten yoksun kalma süre zararı semensiz kalacağı, Yüksek Yargı, kaza mağdurunun gerçek zararın hesaplanması gerektiğine işaret ettiği, gerçek zarar hesaplanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, destek görenlerin gelirden alacakları pay oranları, eşin evlenme olasılığı gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiğine işaret etmekte olduğu, herhangi bir yılın kaç gün olduğu belli iken, söz konusu yılın varsayımsal olarak 360 gün kabul edilmesi, her yıl için 5 gün (10 yıl için 50 gün) davacının zararının eksik tespit edilmesi sonucunu doğuracağı, destek veren 17.07.1967 doğumlu olup, kaza tarihi olan 11.12.2020 tarihinde 53 Yıl, 4 Ay, 24 Gün yaşında olduğu, kısaca evlenmeme iradesini yaklaşık 53,5 yıldır ortaya koyduğu, bu somut bulgudan hareketle, müteveffanın hiç evlenmeyeceği ve 1.01.2024 tarihinde varsayımsal olarak evleneceği varsayımlarıyla hesaplama yapıldığı, bilirkişi görüşümüz kök raporumuzda açıkça, müteveffanın evlenme iradesi bulunmadığı belirtilmek suretiyle, ancak Takdiri Yüce Mahkemeye bırakmak amacıyla terditli belirtildiği yönünde kök raporla aynı görüş ve kanaate varılmıştır.
Davacı vekili 09/05/2023 tarihli dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta A.Ş. İle müvekkili davacı … arasında maddi tazminat yönünden anlaşma sağlandığını, bu nedenle davadan maddi tazminat yönünden feragat ettiğini, … Sigorta A.Ş.ye yönelik yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığını, davanın manevi tazminat talepleri doğrultusunda davalı …’e karşı devam ettiğini, feragat beyanları doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 11.12.2020 tarihinde davalı sürücü … idaresindeki … plakalı aracı ile Ahmet Taner Kışlalı Bulvarı üzeri Özlüce istikametinden İzmir yolu istikametine seyri sırasında Ardıç Park önüne geldiğinde kendisine göre yolun sağından soluna yaya geçidi üzerinde karşı yöne geçmek isteyen yaya …’a çarpması sonucu meydana gelen kazada Mahkememizce benimsenen gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre de, davalı …’in asli yönden ve %100 (yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu, yaya …’ın kazanın oluşumunda kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.
Meydana gelen kaza nedeniyle yaralanarak hastaneye kaldırılan …’ın 23.02.2021 tarihinde kazadan dolayı yaralanmasına bağlı olarak vefat ettiği, annesi davacı …’ın maddi tazminat talebi destekten yoksun kalma alacağından oluşmakta olduğu, destekten yoksun kalma tazminatı, maddi tazminat türü olup, hukuka aykırı fiil sonucunda ölen kişinin destek verdiği kişilerin; ölen kişinin yokluğunda alacağı destekten mahrum kalması ve sonucunda hayat kalitelerinin düşmesi vs. sebeplerle, bu ölümden kusurlu olarak sorumlu olan kişiden alacakları tazminat olduğu, müteveffa ile destek olunanlar arasında hali hazırda destek sağlanmamışsa dahi destek olacakları muhtemel olarak kabul edileceği, varsayımsal destek, ölüm olayı gerçekleşmeseydi hayatın olağan akışı gereği, ileride kurulacak olan desteği ifade etmektedir.
Davacı vekili, yargılama aşamasında, davalı … Sigorta A.Ş. İle müvekkili davacı … arasında maddi tazminat yönünden anlaşma sağlandığını belirterek maddi tazminat talebine yönelik davadan feragat etmiş olup, 6100 sayılı HMK’nın 307. ve devamı maddeleri uyarınca feragat; davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup, mahkemenin ve karşı tarafın muvafakatına bağlı olmayan, kayıtsız ve şartsız hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilen, kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuran ve davaya son veren tek taraflı bir taraf işlem olması sebebiyle mahkememizce vaki feragat nedeni ile maddi tazminat talebine yönelik davanın reddine karar verilmiş, davanın ilk açılış tarihi itibari ile davacının haklı olduğu, davanın açılmasına davalıların sebebiyet verdiği, feragatin davalı sigorta şirketi tarafından tazminat bedelinin ödenmesi ve tazminat alacağına yargılama sırasında kavuşması nedeniyle yapılmış oluşu hususları ve davalı sigorta şirketinin ve davacının karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığına dair beyanları gözetilerek davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkememizce manevi tazminat istemine ilişkin yapılan değerlendirmede, TBK 56/2 maddesinde” ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin ve ya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” hükmü mevcuttur.
Dava konusu olayda davacıların murisinin gerçekleşen kazada ölümüne neden olan kaza nedeniyle kusuru bulunan davalıdan manevi tazminat talep etme hakları bulunduğu açıktır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine göre; hâkimin özel hâlleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O hâlde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut hâlde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkân nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, TMK’nın 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ve zarara yol açanın ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, ölüm ya da beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 02.10.2018 tarihli ve 2017/17-1098 E., 2018/1384 K.; 02.03.2021 tarihli ve 2020/17-41 E., 2021/182 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalının kusur durumu, paranın alım gücü ve tarafların ekonomik sosyal durumu dikkate alınarak davacıların uğranılan zarar nedeniyle, tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için davacı … için 60.000,00-TL; davacı … için 20.000,00-TL; davacı … için 20.000,00-TL ve davacı … için 20.000,00-TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL manevi tazminata takdir edilerek, manevi tazminat talebine yönelik davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat istemine yönelik davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Manevi tazminat istemine yönelik davanın KABULÜ ile, davacı … için 60.000,00-TL; davacı … için 20.000,00-TL; davacı … için 20.000,00-TL ve davacı … için 20.000,00-TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
3-Maddi tazminat yönünden; alınması gereken 269,80-TL harcın davacıdan tahsili hazineye İRAT KAYDINA,
4-Manevi tazminat yönünden; alınması gereken 8.197,20-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.066,38-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.130,82-TL harcın davalı …’den alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
5-Manevi tazminat talebi yönünden; davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 19.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacılara VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 2.158,58-TL harç, 1.750,00-TL bilirkişi ücreti, 311,75-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 4.220,33-TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacılara VERİLMESİNE,
7-İleride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalı …’den alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
8-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı sigorta vekilinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2023
Katip …..
e-imza
Hakim ……
e-imza