Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/435 E. 2022/939 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
(Görevsizlik )
ESAS NO : 2022/435 Esas
KARAR NO : 2022/939

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … (TC. …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : …(TC. …) …
VEKİLİ : Av. … – [16342-43659-54093] UETS
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2022
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında 08.11.2018 tarihli Tarımsal Üretim satış ve kira devir sözleşmesi imzalandığını, sözleşmesinin konusu madde 4 de belirtilen üretim alanlarında üretici İbrahim Ünal tarafından yetiştirilecek deveci armudu- Santamaria armudu ve şeftali türünden ürünlerini madde 5′ de belirtilen tarihlerde davacı müvekkile teslimi hususu olduğunu, anlaşma uyarınca bir kısım ürün teslim edilmiş, teslim edilmeyen kısımlar yönünden, müvekkili taahhütlerini yerine zamanında getirmeyen davalıyı sözlü olarak bir kaç kez uyarılmış ve bu konuda aracı kişilerin ricası üzerine, ürünlerin teslim edileceği umuduyla bir süre beklediğini, davalının ürün teslim alanlarındaki örneğin ; Kestel Barakfakih 1757 parsel ve Narlıdere 667-870 -797-798 parsel, Serme 349 -469 parsel şeftalilerin yine Kestel Serme 729 -733 parseller ile Barakfakih 1759 parseldeki Santamaria armudu ürünlerin toplandığını ve teslim edilmediğini anlaması üzere davalı hakkında, 50 ton santamaia armudu X 2.500 TL=125,000,00 TL. 40 ton deveci armudu X2500 TL =100,000,00 -TL ve 35 ton seftali X 2,500 TL =87,500,00 TL toplam 312.500,00-TL. olarak Bursa 8 .İcra Md. 2020/ 3884 E. sayılı dosyasıyla eksik ifanın bedeli ile anlaşmanın 5.5 maddesi gereği kararlaştırılan 200.000,00 TL. cezai şart hakkında icra takibi yapılmış ve yapılan takibe davalının itirazı üzerine 28.07.2020 tarihinde takibin durdurulduğunu, davalı taraf en son bu tarih itibariyle kesin temerrüde düştüğünü, anılan bu sebeplerle; fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla; şimdilik 10,000,00 TL teslim edilmeyen ürün bedeli alacağı ile sözleşmenin 5.5 maddesi gereğince 100.000,00 -TL cezai şart alacağının, 28.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek, ticari faiz oranıyla tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmeye konu armutların %60’ı buzhaneye, %40’nı ise buzhaneye girmeden, şeftaliler sulu meyve olduğu için buzhaneye koymadan dalından toplayıp iç piyasaya satmış olduğunu, bunun dışında müvekkiller sözleşme dışı parsellerden de yaş meyve vermiş olduklarını, sözleşmenin Madde 6.2’de geçtiği üzere: ‘’ alıcının belirlediği teslim yerinde yapılan kantar fişi ve analiz geçerli olacaktır.’’ demek suretiyle eldeki kantar fişi hem davacı hem de davalının imzasını taşıyarak, borcun tamamen ödendiğinin ispatı olduğunu, davacının iddiasının aksine satılan meyvelerin toplamları üzerinden artan meyve bedellerini, sözleşme gereği ödemesi gereken ilaç paraları hiç ödememiş ve işçi paralarını müvekkile eksik ödediğini, müvekkili zararı 500.000-TL olduğunu, davacı yanın müvekkile yaklaşık 500.000-TL borcu bulunduğunu, davacı taraf evvelden itirazın kaldırılması davası açarak ispat koşullarını daraltmış, müvekkili davalının zarar miktarı alacağı ispatı hususunda tanık ve sair delillerin mevcudiyeti itibariyle genel mahkemelerde açılacak dava hakkını saklı tutarak itiraz etmiş olduklarını, davacı yanın alacak talebi zamanaşımına uğramış olup, cezai şartı isteme hakkı da yukarıda belirtilen üzerine olmadığı gibi kendisi müvekkile borçlu durumunda olduğunu, bu nedenle haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; taraflar arasında imzalanan 08/11/2018 tarihli Tarımsal Üretim Satış/Kira Devir Sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
HMK’nın 114/1-c maddesine göre “mahkemenin görevli olması” dava şartıdır. Aynı Kanun’un 115/1 maddesine göre mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Aynı maddenin 2 nolu bendine göre ise mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Diğer taraftan Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesi uyarınca iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar sayılmış, 5. maddesinde de ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı belirtilmiştir. 4. madde hükmüne göre bir davanın ticari dava sayılması için her iki tarafın ta6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar sayılmış, 5. maddesinde de ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı belirtilmiştir. 4. madde hükmüne göre bir davanın ticari dava sayılması için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması (mutlak ticari dava) gerekir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Dosyaya celp edilen Bursa Ticaret ve Sanayi Odası kayıtlarından davalının gerçek kişi ticari işletme kaydına rastlanılmadığından Mahkememizce gerek davanın ticari dava olup olmadığı gerekse de tarafların tacir olup olmadığı hususunun netleştirilmesinin gerektiği, 2007/12362 sayılı Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayicinin Ayırımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı 1/a maddesinde “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, bu düzenleme gereği VUK 177 inci maddesindeki vergi beyannamesinin verildiği yılın yeniden değerleme oranına göre tahlil edilmesinin gerektiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları ile ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bünyesindeki odalara kaydedilmeleri kararlaştırıldığı, 213 Sayılı vuk 177. maddesi parasal hadlerin, 2018 yılında; VUK 177/1’e göre yıllık alış 190.000; VUK 177/1’e göre yıllık satış 260.000; VUK 177/2’e göre yıllık gayrisafi iş hasılatı 100.000; VUK 177/3’e göre yıllık iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı (1 ve 2 birlikte yapılması halinde) 190.000 olduğu, 2019 yılında; VUK 177/1’e göre yıllık alış 230.000; VUK 177/1’e göre yıllık satış 320.000; VUK 177/2’e göre yıllık gayrisafi iş hasılatı 120.000; VUK 177/3’e göre yıllık iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı (1 ve 2 birlikte yapılması halinde) 230.000 olduğu, 2020 yılında; VUK 177/1’e göre yıllık alış 280.000; VUK 177/1’e göre yıllık satış 390.000; VUK 177/2’e göre yıllık gayrisafi iş hasılatı 140.000; VUK 177/3’e göre yıllık iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı (1 ve 2 birlikte yapılması halinde) 280.000 olduğu, 2021 yılında; VUK 177/1’e göre yıllık alış 300.000; VUK 177/1’e göre yıllık satış 420.000; VUK 177/2’e göre yıllık gayrisafi iş hasılatı 150.000; VUK 177/3’e göre yıllık iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı (1 ve 2 birlikte yapılması halinde) 300.000 olduğu, celp edilen Gökdere Vergi Dairesi Müdürlüğü kayıtlarından davalının 2018,2019,2020,2021 ve 2022 yıllarına ait gelir vergisi beyannamelerinin olmadığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dosyaya celp edilen Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ve vergi dairesi kayıtlarından davalı taraf tacir olmayıp, taraflar arasında, davalı tarafından yetiştirilecek ürünlerin davacıya teslim edilmediği iddiasından kaynaklı ürün bedeli ve cezai şart istemine ilişkin uyuşmazlık bulunduğu, sonuç olarak, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi taraflar arasındaki ihtilafın Ticaret Mahkemeleri’nin görevini belirleyen TTK’nın 4. Maddesinde sayılan hususları kapsamadığı anlaşıldığından bu hususla ilgili yargılama yapma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır