Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/418 E. 2022/969 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2022/418
KARAR NO : 2022/969
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … TEDARİK ÇÖZÜMLERİ VE SATINALMA HİZMETLERİ İNŞAAT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ ESKİŞEHİR ŞUBESİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2022
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
Mahkememizde açılan davanın açık muhakemesi sonunda ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin telefon aksesuarları ve ekipmanları satışı alanında faaliyet gösterdiğini. Müvekkili ile arasında Müşteri Taşıt Tanıma Sözleşmesi imzalandığını. Bu sözleşmeye istinaden müvekkilinin mal ve hizmet bedellerinin veya vade farklarının ödenmesi için tahsilat yapılmasına ilişkin olarak yetki belgesi düzenlendiğini. Müvekkili ile borçlu şirketin sözleşmeyi fesih ettiğini. Bu konuda karşılıklı mutabakat yapıldığını. Ancak müvekkilinin rızası ve muvafakati alınmadan davalı tarafından kendi hesaplarına 9.052,26 TL para çektiklerini. Paranın ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını ve davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu. Bu nedenle davanın kabulü ile takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı ile müvekkili arasında her iki tarafın rızasına dayanan tam iki taraflı karma nitelikte bir sözleşme imzalandığını. müvekkili ile davacı şirket arasında imzalanan Taşıt Tanıma Sözleşmesi gereğince davacı şirketin araçlarına “akıllı halka” diye tabir edilen ekipman takıldığını ve bu araçların otomatik yakıt alınmasının sağlandığını. Davacının müvekkili ile imzalanan sözleşmenin gereklerini yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşmenin fesih edileceğinin mail yolu ile davacıya bildirildiğini, bunun üzerine müvekkilinin sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih ettiğini. Fesih bedeli olarak 9.052,56 TL tutarlı fatura düzenlendiğini ve bu tutarın tahsil edildiğini. Bu nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:Derdest davanın taraflar arasındaki taşıt tanıma ve yakıt alımına yönelik karma sözleşmenin davalı tarafından feshi sonucunda davalının davacıdan fazladan yapmış olduğu iddiası ile, yapılan tahsilatın iadesine yönelik Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2021/3741 Esas sayılı takip dosyasında başlatılan 9.052,00.-TL tutarlı takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında yakıt alımına ilişkin karma nitelikte bir sözleşme akdedilmiştir. Sözleşmede öngörülen şekli ile davacının akaryakıt alımlarına ilişkin bedelleri DBS isimli özel bir bankacılık sistemi aracılığı ile davalı tarafından tahsil edilmektedir. Yine sözleşmenin 3.10 maddesi uyarınca davacının bir ay hiç akaryakıt almaması yahut akaryakıt alımının yarıya düşmesi halinde tek taraflı olarak davalıya fesih imkanı tanınmıştır. Nitekim davalı yakıt alımlarının normal alımın %50 altına düştüğü gerekçesi ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmiş ve yine sözleşmede öngörülen araç başına 500 dolara kadar cezai şart hükmüne istinaden 9.052,00 TL tutarlı ce
zai şart faturası keserek bu faturayı DBS sisteminden tahsil etmiştir.
Dava bu bedelin iadesine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 20. Maddesi “Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir.” şeklinde genel işlem koşullarını tanımlamıştır.
TTK 18. Madde tacirlere basiretli olma yükümlülüğü yüklemiş ise de, genel işlem koşullarının tacirler yönünden uygulanması hakkaniyete daha uygun düşmektedir. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 28.02.2017 Tarih, 2016/2835 Esas ve 2017/1582 Karar sayılı kararında da “….Öte yandan taraflar tacir olup 6102 sayılı TTK’nun 18/2 maddesi uyarınca her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Her ne kadar 6098 sayılı TBK’nun 20 ila 25. maddeleri arasında düzenlenmiş olan genel işlem koşullarına ilişkin hükümler tacirler yönünden de uygulanabilirse de TTK’nun 18/2 maddesi hükmü karşısında tacirler bakımından genel işlem koşullarının uygulanıp değerlendirilmesinde her somut olayın özelliğine göre daha dikkatli davranılması gerekmektedir. Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince dosyaya sunulan ve davalı tarafın kaşe ve imzasını taşıyan sözleşmede 2018 tarihi, sözleşmenin sona erdiği tarih olarak belirtilmiştir. O halde mahkemece öncelikle bu sözleşme içeriği gözetildiğinde feshin haklı olup olmadığının tartışılıp sonucuna göre genel işlem koşulları yönünden de tarafların sıfatı gözetilerek değerlendirme yapılıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” şeklinde açıkça belirtildiği üzere genel işlem koşullarının tacirler yönünden de uygulanabilir olduğu Yargıtay tarafından kabul edilen bir olgudur.
Taraflar arasındaki sözleşme ve feshe konu hüküm incelendiğinde matbu olarak davalı tarafından davalıya sunulduğu, tartışılıp kabul edildiğine dair dosyada bilgi veya belge bulunmadığı, bir taraf aleyhine yoğun nitelikte koşullar içerdiği görülmüştür. Dolayısıyla bu feshe ve cezai şarta yönelik hükümlerin genel işlem koşulu niteliğinde olduğu kabul edilmiştir.
Yine Türk Borçlar Kanunu 23. Madde “Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır.” şeklinde olup, sözleşmenin feshine yönelik 3.10 maddesinde yer alan yakıt alımlarının %50’den aşağı düşmesi halinde davalı tarafından tek taraflı feshedilebileceğine yönelik hüküm bu madde kapsamında açık ve anlaşılır olmayıp, hangi tarihe göre ve hangi miktara göre %50’nin altına düşmesi halinde sözleşmenin feshedilebileceği açık olmadığı için bu durumun gerçekleşip gerçekleşmediği tamamen davalı tarafın insiyatifine bırakılmıştır. Dolayısıyla bu hüküm davalı aleyhine ve davacı lehine yorumlandığında, davalının tek taraflı feshi haklı görülmemiş, dolayısıyla yine genel işlem koşulu niteliğinde olan cezai şartın tahsil edilmesi de bu kapsamda hukuka ve hakkaniyete uygun bulunmamıştır.
Bu sözleşme hükümleri genel işlem koşulu olarak mahkememizce kabul edilmeseydi dahi; TTK 18/3. Madde uyarınca, usulüne uygun yapılmış bir fesih bildirimi olmadığından, dosyada bu bildirimin TTK 18/3 e uygun olarak yapıldığına dair bilgi veya belge bulunmadığından cezai şartın tahsili yine uygun görülmeyecek ve iadesine hükmedilebilecekti.
Dolayısıyla tahsil edilen bedelin iadesinin talep edilmesi hukuka uygun olup, davalının tahsil ettiği bedeli iade etmesi gerektiğinde, davanın aşağıdaki şekli ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE,
Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2021/3741 Esas sayılı takibe yapılan itirazın İPTALİNE,
Takibin 9.052,00-TL ana para üzerinden devamına,
Davaya takip konusu alacak likit olduğundan 9.052,00-TL’nin %20’si oranında 1.810,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 618,34.-TL harçtan peşin alınan 110,59.-TL harcın mahsubu ile bakiye 507,75.-TL harç ve 1.320,00-TL arabuluculuk masrafı toplamı olan 1.827,75.-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu hususta harç tahsil tezkeresi düzenlenmesine,
3-Davacı vekili lehine takdir edilen karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 9.052,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 110,59.-TL harç ve 26,50.-TL yargılama masrafı toplamı olan 137,09.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, usulen anlatıldı. 29/09/2022

İş bu kararın gerekçesi 28/10/2022 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı