Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/411 E. 2022/1038 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
(Görevsizlik)
ESAS NO : 2022/411 Esas
KARAR NO : 2022/1038
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [15759-57086-27488] UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2022
KARAR TARİHİ : 14/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; 04/02/2022 tarihinde müvekkili davacı …’nin 16 ALK 375 plakalı 2016 model Otokar Atlas marka aracı kendiliğinden şanzıman arızası yaptığını, şanzıman arızası sebebiyle aracını otokar servisine bıraktığını, 12 gün sonra bilgi almak istediğinde servisten; aracın arızalı parçasının kendi stoklarında bulunmadığını, aracın üretildiği fabrikadan bu parçanın istendiğini ancak parçanın otokar fabrikasında da bulunmadığının bildirildiğini, aracın makul süreyi aşar şekilde işlem görmeden serviste beklemesiyle 21,600 ,00 TL maddi zarara uğradığını, müvekkilinin, aracı 08/10/2021 tarihinden itibaren … Kargo Yurtiçi ve Yurtdışı Taşımacılık A.Ş.’ye kiraladığını ve bu şirketle aralarında araç kiralama sözleşmesi bulunduğunu, sürecin uzamasından dolayı … şirketi tarafından sözleşmenin 16/02/2022 tarihinde sonlandırıldığını, tekrardan sözleşme yaptıkları tarih arasında yaklaşık 15 günlük fark bulunduğunu, kiralama sözleşmesi dolayısıyla kaybettiği 15 günlük elde edeceği kazançlardan mahrum kaldığını, üretici firmanın aracın makul kullanım ömrü boyunca yedek parça bulundurma zorunluluğu olduğunu, müvekkilinin 2016 model otokar atlas marka aracı henüz makul kullanım ömrü içerisinde bulunduğunu, üretici firmanın bu yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilinin uğradığı zararlardan sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla; talep ve davamın kabulü ile 21.600 TL kazanç kaybının olay gününden itibaren yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline, masrafların davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresi Küçükyalı Maltepe/İstanbul olduğunu, müvekkili şirket, davacının sahibi olduğu ticari aracın üreticisi firması olduğunu, HMK 6.maddesine göre davanın, davalının ikamet adresinde açılması gerektiğini, genel yetki kuralı gereği yetkili mahkeme İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olması gerektiğini, dava konusu araç 2016 model bir araç olduğunu, davacı taraf her ne kadar aracının 12 gün serviste hiçbir işlem yapılmadan durduğu iddiasında ise de, aracın bir kamyonet olması arızalı parçanın büyük bir parça olması ve sökümünün özel aparat gerektirmesi ve ayrıca parçanın sökülmesi sonrası arızanın şanzıman içindeki herhangi bir parçadan mı yoksa şanzımanın bütününden mi kaynaklı olduğunun anlaşılması da süre gerektiren işlemler olduğunu, aracın servise teslimi sonrası bu işlemler yapılmış ve akabinde arıza tespiti ile parça tedarikine geçildiğini, davacının hiçbir işlem yapılmadan 12 gün boyunca serviste beklediği iddiasının kabul edilemeyeceğini, aracın 6 yıllık bir araç olması sebebiyle garanti kapsamı dışında olduğunu, davacı parçanın teminini beklemeden kendi inisyatifi ile hareket ettiğini, kendi temin ettiği 2.el tabir edilen bir şanzımanın araca takılmasını istediğini, “Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği” gereği bulundurması gereken yedek parçaları bulundurmakta ve yönetmelikteki sürelerde temin ettiğini, sözkonusu parça yurtdışından temini gereken parçalardan olup Covid-19 kapsamında işlemlerin vakit aldığını, Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği gereği ticari araçlarda parça temini süreye bağlı olmadığını, davacının parçanın tedarikine ilişkin iddialarının mesnetsiz olduğunu, kazanç kaybı talebinde bulunmakla öncelikle kazancını resmi kayıtlar ile ticari defterleri ve vergi kayıtları ile ispatlaması gerektiğini, davacının 3.şahıs şirket arasında yapılmış olan sözleşmenin müvekkili şirket açısından bir bağlayıcılığı olmadığını belirterek müvekkili şirkete yüklenecek herhangi bir kusur olmadığını haksız açılan davanın reddine, masraf ve ücreti vekaletinde karşı tarafa tahmile karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:

Davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, davalının gerçek kişi olduğu görülmekle davanın nispi ticari dava olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Mahkememizce Bursa Yıldırım Vergi Dairesine müzekkere yazılarak; davacı …’nin VUK 177 madde kapsamında tarafların tacir olup olmadığının tespiti açısından 2021 yıllına ilişkin yıllık bazda vergi beyannamesinin celbi istendiği, Bursa Yıldırım Vergi Dairesinden tarafından verilen cevapta davacı …’nin 2021 yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinin gönderildiği, dönem içinde elde edilen hasılatın 2021 yılında 108.458,43 TL olduğunun 22/04/2022 tarihli yazı ile bildirildiği görülmüştür. 2007/12362 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 1/a maddesinde “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” şeklindeki düzenlemeye gereği VUK 177 inci maddesindeki vergi beyannamesinin verildiği yılın yeniden değerleme oranına göre tahlil edilmesinin gerekmektedir. Uyuşmazlık konusu yıl 2021 olmakla VUK 177’nin 2021 yılı yeniden değerlenmiş miktarlarının ” 1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı 7.200.000.000 (300.000 TL) lirayı veya satışlarının tutarı 8.640.000.000 (420.000 TL) lirayı aşanlar;2. Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 3.600.000.000 (150.000 TL) lirayı aşanlar;3. 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 7.200.000.000 (300.000 TL) lirayı aşanlar;” şeklinde belirlendiği, VUK 177 inci maddesinin 1 ve 3 üncü fıkralarının yarısının alınacağı, ancak 2.fıkranın tamamının alınacağı gözetildiğinde davacının vergi beyannamesi incelendiğinde dönem içinde elde edilen hasılatın 108.458,43 TL olduğunun bildirildiği görülmekle davacının tacir sınırının altında bulunduğu anlaşılmıştır. Mevcut davada davanın mutlak ticari dava olmadığı, davacının vergi beyannamesi limitlerine göre tacir olmadığı, bir davanın nispi ticari dava olabilmesi için her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması ve her iki tarafın tacir olmasının gerektiği davalı tacir olsa da davacının tacir olmadığı, aracın ticari ya da hususi olmasının davayı ticari dava yapmayacağı, aracın ticari kaydının bulunmasının ancak aracın gelir elde etme amacıyla kullanıldığını göstereceği, davacının aracını üçüncü kişiye kiraya verdiğini beyan ettiği de gözetildiğinde davacının mevcut araçtan gelir elde ettiği bu bağlamda davalının tüketici olmadığı görülmekle bu hususla ilgili yargılama yapma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR:yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
3-Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
4-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Barsa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.14/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır