Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/388 E. 2022/402 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2022/388
KARAR NO : 2022/402
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI MÜTEVEFFA : – … – …

VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2022
KARAR TARİHİ : 05/04/2022
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nun, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi, 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemine ilişkin talep üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairelerinin kesin kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlıklarının giderilerek 5235 sayılı Kanun m.35/1-(3) bendi uyarınca, kesin olarak yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiğinden dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketetin salça imalatı yapmakta olduğunu, davalının Suriye’de gıda ticareti ile uğraştığını, davalının Suriye’de salça satmak istediğini ve müvekkili şirketten bu amaçla salça satın almak istediğini, müvekkili şirkete bildirdiğini, bunun üzerine anlaşma sağlandığını, yapılan anlaşmaya uygun olarak taraflar arasında cari ilişki başladığını, bu cari hesap ilişkisi içinde müvekkili şirket tarafından çeşitli tarihlerde davalıya salça teslim edildiğini, müvekkili şirket tarafından davalıya teslim edilen salçalara ait faturaların, sevk irsaliyeleri ve kantar fişleri dilekçemiz ekinde sunulduğunu, davalıya teslim edilen bu salçaların toplam değerinin 130.074,30 USD olduğunu, davalı tarafından müvekkili şirkete çeşitli tarihlerde toplam 67.434,57 USD ödeme yapıldığını, davalının 09/04/2014 tarihinde yaptığı son ödemeden sonra 09/04/2014 tarihi itibarıyla 62.639,73 USD bakiye borcu kaldığını, müvekkili şirketçe bu tarihe kadar davalıya bir çok kez şifahi olarak ulaşılarak bu borcunu ödemesinin istendiğini, ancak davalı tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/Esas Sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, ancak dava öncesinde arabulucuya başvurma koşulu nedeniyle davanın usul yönünden reddedildiğini, mahkemece karar verilmeden önce taraflarınca arabuluculuk başvurusunun yapıldığını 2021/ sayılı arabuluculuk dosyası ile telekonferans yöntemiyle yapılan toplantıda anlaşma sağlanamadığını, bu şekilde arabuluculuk anlaşamama tutanağının tanzim edildiğini ve her iki taraf vekilince elektronik imza ile tutanağın imzalandığını beyanla, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 Amerikan Dolarının 09/04/2014 tarihinden itibaren devlet bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduatına uygulanan en yüksek faiz oranında işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Dava taraflar arasındaki Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
DOSYANIN KRONOLOJİK SEYRİ:
Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) “…Davacı tarafından Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) yönelik açılan davanın ticaret mahkemesinin görev alanına giren davalardan olduğu, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı gereğince dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemesinin Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu…” gerekçesiyle dosyanın Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği,
Mahkememizde dosyanın görülmeye devam ettiği sırada,
Yine mahkememize ait başkaca bir dosyada “07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararının yürürlük tarihi olan 01.09.2021 tarihinden sonra açılacak ticari davaların Bursa Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, öncesindeki davaların ise mahallerinde görülmeye devam etmesi gerektiği, aksi kabulün tabii yargıç ilkesine aykırı olarak geniş yorumlanması sonucu geçmişe etkili (makable şamil) uygulanması ve dosyanın mahkemelerine devredilmesinin hatalı olduğu, Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin 4. fıkrasının da gözden kaçırılmaması gerektiği, eski tarihli dosyalarla ilgili söz konusu yerlerde bağımsız asliye ticaret mahkemesi bulunmadığından Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının, 01.09.2021 yürürlük tarihinin olduğu” gerekçesiyle dosyada görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla dosyanın, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderildiği,”
Bursa Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; “ davanın açıldığı tarihte ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla davada görevli olduğu, bu görevinin, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Bursa ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ilişkin kararı nedeniyle sona erdiği, bu durumda, davanın açıldığı tarihte görevli olan ve sonradan görevi sona eren mahkemece verilen kararın esasen devir kararı olduğu, kararda aktarma, devretme, görevsizlik gibi farklı isimlendirmenin sonucu değiştirmeyeceği, bu nedenlerle, Hakimler Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı, Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi yargi çevresinin Bursa ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ilişkin kararı uyarınca, Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği, bu mahkemece verilen” görevsizlik kararının yerinde olmadığı” gerekçeleriyle Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 17/11/2021 tarih 2021/1939 esas 2021/1732 K. sayılı kararı ile Bursa Bölge Mahkemesi’nin yukarıda zikredilen kararı arasındaki görüş farklılığının giderilmesi amacıyla mahkememizce içtihadı birleştirme yolunun işletildiği, bunun üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin kesin nitelikle kararları arasındaki uyuşmazlığı gideren Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 21/02/2022 tarihli 2022/1073 esas 2022/2686 karar sayılı kararı ile “Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest doşyaların görülmeye devam edilmesi gerektiği şeklinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairelerinin kesin kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlıklarının bu şekilde giderilerek 5235 sayılı Kanun m.35/1-(3) bendi uyarınca Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı öncesinde bakmaya devam ettiği davaların görülmeye devam edilmesine” karar verilmiştir.
GEREKÇE:
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin mezkur kararı ile yargı yerinin 01.09.2021 tarihinden önce açılan davalar için mahal mahkemeleri olarak belirlendiği, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı anlaşılmakla, dosyanın mahal mahkesine tekrar iadesine karar vermek gerekmiştir.
Yine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin diğer kararlarında yargı yeri belirlenmesinin ön şartı olarak iki farklı mahkeme tarafından verilmesi gereken bir görevsizlik ya da yetkisizlik kararı olması gerektiği kabul edilmiştir. Bu husus HMK 21. Maddede de tahdidi (numerus clausus) olarak sayılmıştır. Bunun dışındaki durumlarda yargı yerinin belirlenmesi usulünün işletilmesi mümkün değildir.
Dolayısıyla Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin içtihatları birleştirme kararının Bursa 4. Hukuk Dairesi’ni bağlayacağı ve dosyaların bu süreçte yaşamış olduğu gecikmeler dikkate alındığında, usul ekonomisi gözetilerek, dosyanın, yargı yerinin belirlenmesi amacıyla Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine gerek olmaksızın mahal mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş, bu sebeple aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Dosyanın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/1073 Esas 2022/2686 Karar sayılı kararı dikkate alınarak mahal mahkemesine geri gönderilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına, mahal mahkemesi olan Karacabey 1. Asliye Hukuk ( Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) Mahkemesine gönderilmesine,
HMK’nun 23/2. Maddesi gereğince dosyanın görevli ve yetkili Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE karar verildi. 05/04/2022

İş bu kararın gerekçesi 05/04/2022 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı