Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/33 E. 2023/467 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/33
KARAR NO : 2023/467

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16256-52640-21633] UETS

DAVALI : … – … Dumlupınar Mah. Bilgi(500) Sk. No:10 İç Kapı No:14 Nilüfer/ BURSA
VEKİLİ : Av. … – [16256-52587-22450] UETS

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2022
KARAR TARİHİ : 03/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının tamamı elle yazılmış 12,11.2020 keşide tarihli ve 200.000-Amerikan Doları meblağlı adi yazısı senede dayanarak müvekkili aleyhine Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu 20.01.2021 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalının Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/10079 Soruşturma sayılı dosyasına vermiş olduğu ifadesinde, adi senet üzerindeki yazıların tamamının kendisinin eli ürünü olduğunu ve kendisinin bu şekilde hazırladığı adi yazılı belgeyi davacının imzaladığını beyan ettiğini, müvekkilimin davalıya herhangi bir borcu yoktur ve takip dayanağı adi yazılı senet altındaki keşideci imzasının da müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin eli ürünü olmayıp takip dayanağı adi yazılı senedin sahte olduğunu, kaldı ki; müvekkilinin davalıya herhangi bir sebeple herhangi bir borcu olmadığı gibi, diğer yandan davalının şirketi olan Bursa … şirketinin, davacı müvekkilin ortağı ve sahibi olduğu … Ofis ve Kırtasiye Şirketine borcu olduğunu, ve hatta, davalının sahibi olduğu şirketin, müvekkilinin sahibi olduğu şirketten kırtasiye malzemesi satın aldığını ve davalıya ait Bursa … Şirketi’nin çekini verdiğini ve ancak bu çekin karşılıksız çıktığını, bu borcun hâlâ ödenmediğini, Bursa 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/49 E sayılı dosyasında mübrez Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından düzenlenmiş 01.10.2021 tarihli Uzman Bilimsel Görüşü ve yine Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/10079 sayılı soruşturma dosyasında almış olduğu 05.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda, senet altındaki keşideci imzasının müvekkilim …’e ait olmadığı tespit ve rapor edildiğini, bu tespitler üzerine, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, davalı … hakkında Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/421 E. Sayılı dosyasında “kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik” suçları sebebiyle kamu davası açıldığını, Bursa 7.Ağır Ceza Mahkemesi 2021/421 E. Sayılı dosyanın ilk duruşmasinın 23/02/2021 tarihinde yapılacağını, müvekkilinin 30 yılı aşkın süredir kırtasiye sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, eğer borcu olsa zaten satışını yaptığı ve her an işyerinde bulunan boş matbu senetleri kullanacağını, davacının davalının hazırlamış olduğu adi azılı senede imza atması hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve bu nedenle Bursa 8.İcra dairesi 2021/… Esas sayılı takip dosyası ile takibe konulan senedin ve takibin iptaline; Bursa 8. İcra Dairesi 2021/… E. sayılı dosyasında mübrez 850.000.-TL ‘lik teminat mektubuna tutarına ilave teminat miktarı karşılığında, bu talebimiz kabul görmediğinde ise mahkemenizce takdir edilecek teminat karşılığında icra veznesine giren ve girecek paranın davalıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının kötü niyetli olması sebebiyle asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere üzere davalı aleyhine kötüniyet tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflarınca Bursa 8.İcra Müdürlüğünün 2021/… E. sayılı dosyasında borçlu hakkında girişilen kambiyo senetlerine özgü icra takibi neticesinde, borçlu tarafından imzaya itiraz edildiğini, Bursa 10.İcra Hukuk Mahkemesince yürütülen 2021/49 Esas sayılı imzaya itiraz davasında, anılan mahkeme 17/01/2022 tarihli kararı ile “davacının imzaya itirazının ve senedin kambiyo vasfına haiz olmadığına ilişkin itirazlarının ayrı ayrı reddi ile faiz hususunda takibin düzeltilen haliyle devamına ve asıl alacağın %20’sine denk gelecek tazminatın ödenmesine” dair karar verildiğini, her ne kadar davacı tarafça, müvekkiline borcu olmadığı ve senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı iddia olunmuş ise de, bu husus Bursa 10.İcra Hukuk Mahkemesi 2021/49 Esas sayılı dosyası ile araştırılmış, bu kapsamda davacı tarafından İcra Hukuk Mahkemesi’ne sunulan 01/10/2021 tarihli harici mütalaa, Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından düzenlendiğini, dikkat çeken husus ise davacı tarafından sunulan harici mütalaanın kaynaklar başlığı 3 nolu maddesinde Jale Bafra isimli Adli Tıp Uzmanının kitabına atıf yapılmış, taraflarınca ismi anılan Y.Dç.Dr.Jale Bafra’dan bilimsel mütalaa talep edilmiş, uyuşmazlığın çözümünde uzman olan ve İstanbul Adli Yargı Adalet Komisyonu Bilirkişi Listesinde kayıtlı 11650 sicil nolu yeminli bilirkişi olan Yar.Doç.Dr.Jale Bafra tarafından tanzim edilen 30/11/2021 tarihli mütalaada “borçlu imzasının, …’in imza örnekleri ile göstermiş olduğu kuvvetli benzerlikler nedeniyle …’in eli ürünü olduğu sonucuna varılmıştır” şeklinde görüş bildirildiğini, davacı tarafça haricen sunulan uzman mütalaasında “belge aslındaki imzanın kolaylıkla taklit edilebileceği” görüşü bildirilmiş ise de imzanın aidiyetine dair kesin bir görüş bildirilmediği, buna karşın tarafımızca sunulan mütalaada bilirkişi açık şekilde imza aidiyetine dair görüşünü bildirdiği, davacının suç duyurusunun borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu, nitekim Bursa 7.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/421 Esas sayılı dosyasında sanık olarak yargılanan müvekkil bakımından isnat edilen suçun oluşmadığı ve atılı suçtan beraat edileceği yapılacak yargılama ile ortaya çıkacağını, anılan ceza dosyasının 23/02/2022 tarihli ilk oturumunda imza ve yazı örnekleri geldiğinde dosyanın ATK’ya gönderilip gönderilmeyeceğinin değerlendirilmesine karar verilmiş olup, duruşma 09/06/2022 gününe bırakıldığı, borcun doğumu ve takip konusu senedin tanzimi hususu; taraflar 1987 yılında bağımsız olarak kendi adlarına olmak üzere İstanbul Tahtakale’de bulunan kırtasiye toptancılığı işinde şahıs şirketi kurduklarını, 1990 yılında ise … Kırtasiye ve Büro Malzemeleri Limited Şirketi üzerinden ortak olarak şirketleştiklerini, bu şekilde eşit hisselerde olan ortaklık 2004 yılına kadar aynen devam ettiğini ve 2004 yılında şirketin Bursa’da şubesi açıldığını, 2006 yılında ise tarafların üçüncü ortak olarak … isimli kişi dahil olmak üzere üç kişinin ortaklığından oluşan Bursa … Kırtasiye ve Büro Malzemeleri Limited Şirketi isimli şirketi kurduklarını, 2009 yılına kadar bu şekilde devam ettiklerini, 2009 yılında tarafların ortak kararı ile ortaklığın bitirilmesi kararı alındığını, bu anlaşmaya göre ise İstanbul’da faaliyet gösteren şirketin tüm hak ve yetkileri …’de, Bursa’da faaliyet gösteren şirketin tüm hak ve yetkileri ise …’de kalacağını, ortaklığın bitirildiği 2009 yılında tüm borçlar birlikte ödenmek suretiyle devirler gerçekleştirildiğini, şirket devirleri akabinde davalı taraf, … kırtasiye isimli şirketin isim değişikliğine giderek şirketin ismini … Ofis ve Kırtasiye Şirketi olarak değiştirildiğini, tarafların ortaklıklarının resmi kayıtlar ile sabit olmasının yanı sıra, davalının ceza dosyasındaki beyanı açıkça “sanık ile 23 yıl birlikte ortaklık yaptım. 2008 veya 2009 yılında firmayı kapatarak ortaklığı bitirdik” şeklinde olduğunu, İstanbul’daki şirketin iş potansiyeli ve cirosu dolayısı ile tarafların ortak mutabakatı ile değeri 300.000 dolar olarak belirlendiğini, Bursa’daki şirket için ise 100.000 dolar belirlenerek aradaki fark olan 200.000 doların …’e ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, tarafların uzun yıllar süren ticari ve ailevi ilişkileri dolayısıyla ödemenin yapılması noktasında müvekkil tarafça uzunca bir süre beklenildiğini, ancak 2021 yılında müvekkilin alacağını tahsil etmek istemesi üzerine … tarafından borcun ödeneceğine garanti olması bakımında senet tanzim edilmesi teklif edildiğini, davaya konu senedin bu şekilde tanzim edildiğini belirterek mahkememizin 14/01/2022 tarihli tensip tutanağı 19 nolu kararı ile verilen icra takibinin durdurulmasına ilişkin tedbirin kaldırılmasına, ihtiyati tedbirin kaldırılması talebimizin reddi halinde, takibin dolar kuru üzerinden başlatıldığı ve Bursa 10.İcra Hukuk Mahkemesi’nce belirlenen 850.000-TL.tutarındaki teminatın dosya borcunun %50’sine tekabül ettiği ancak halihazırda dosya borcunun %50’sinin belirlenen teminatın iki katından fazla olduğu gözetilerek eksik teminatın tamamlanmasına dair ek karar verilmesine, davanın reddi ile takibin devamına, davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekil ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava; icra takibine konu edilen bonodan dolayı davacının dava tarihi itibari ile borçlu olduğu ve olmadığı tutarların belirlenmesine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce dosyamız içerisine daha önce celbedilen Bursa 10. İcra Hukuk Mahkemesi dosyasına ait duruşma tutanakları, dilekçeler, bilirkişi raporu, hukuki mütalaa ve gerekçeli karar örneği ile yine dosyamız içerisine celbedilen Bursa CBS’nin 2021/10079 soruşturma sayılı dosyası içerisinden aldırılan bilirkişi raporunun dosyamız içerisine yazdırılarak alınmasına, Bursa 7. Ağır ceza mahkemesinin 2021/421 Esas sayılı dosyası son celse ara kararı uyarınca ATK raporunun aldırılıp aldırılmayacağı yönünde verilecek karar ve bu karara göre raporun tamamlanma sürecinin beklenmesine, davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması ve teminatın tamamlatılması yönündeki itirazların dosya kapsamına, ihtiyati tedbirin dayanak yapıldığı HMK’nun 209/1. Maddesi uygulaması hükümlerine göre yerinde görülmediğinden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/421 Esas sayılı dosyasından dosyanın Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine imza ve yazı örneklerinin incelenmesi bakımından gönderileceği taraf vekillerince bildirilmiş olmakla rapor sürecinin tamamlanmasının beklenmesine, rapor aldırıldığında taraf vekillerince mahkememize ibrazına ya da mahkememizce celbine, dava konusu senet ile ilgili resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasına ilişkin olması nedeni ile Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/421 Esas sayılı dosyasının bu dosya için bekletici mesele yapılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Bursa 10. İcra Hukuk Mahkemesini 2021/49 Esas sayılı dosyasına ilişkin gerekçeli karar Bursa BAM 6.HD’nin 2022/667 Esas 2022/2760 Karar sayılı kararı ve kesinleşme şerhinin celbi için yazı yazılmasına, Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/421 Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesine, davalı vekilinin daha önce mahkememizce konulan icra takibinin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararının kaldırılması konusundaki talepleri yönünden her ne kadar Bursa 7. Ağır ceza Mahkemesinin 2021/421 Esas sayılı dosyasına sunulan İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin 08/11/2022 tarihli raporu esas gösterilmiş ise de dosya içerisine ibraz edilen bilgi ve belgeler içeriğinden daha önce Bursa CBS’nin 2021/10079 Soruşturma sayılı dosyasından aldırılan bilirkişi inceleme raporu ile Bursa 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/49 Esas sayılı dosyasına sunulan 9DEÜ Sağlık Uygulama ve araştırma merkezinin 01/10/2021 tarihli uzman mütalaasının farklı görüşler içermesi karşısında ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik taleplerinin reddine, Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı icra takibinin Bursa 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/49 Esas sayılı dosyasından verilen kararı kaldıran Bursa BAM 6. HD’nin 2022/667 Esas 2022/2760 Karar sayılı kararı ile iptal edilip bilahare de kararın kesinleştiği anlaşılmakla icra takibi tamamen iptal edilmiş sayılacağından davanın icra takibi öncesi açılan menfi tespit davası olarak kabul edilmekle davacı vekilinin önceki ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak ve dahi teminatın İİK’nun 72/2.Maddesi uyarınca yeniden değerlendirilerek senedin icra takibine konu edilmemesi yönünden yeniden ihtiyati tedbir kararı oluşturulması yönündeki taleplerinin kabulü ile; Mahkememiz 14/01/2022 tarihli HMK’nun 209/1.maddesi uyarınca 850.000,00 TL teminat karşılığı verilen Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyasına konu 200.000 USD bedelli bonoya dayalı icra takibinin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, davacı vekilinin yeniden ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile İİK’nun 72/2.Maddesi uyarınca dava değerinin 1.505.165,00 TL karşılığı harç değeri üzerinden %15’i tutarında hesap edilen 225.774,75 TL nakdi teminatın ya da aynı tutarda kesin, süresiz, muteber bir banka teminat mektubunun mahkememize ibraz edilmesi halinde davaya konu olan 14/12/2020 vade tarihli 12/11/2020 tanzim tarihli, 200.000 USD bedelli bononun icra takibine konu edilmemesi yönünden ihtiyati tedbir kararı oluşturulmasına, 850.000,00 TL bedelli teminat mektubunun talebi halinde davacı yana iadesine, grafolojik inceleme konusunda taraf vekillerinin beyanları alındıktan sonra bir daha ki celse karar oluşturulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı vekilinin duruşmada alınan beyanında; Bursa 7.Ağır Ceza Mahkemesi dosyasına sunulan ATK raporu her ne kadar imzanın müvekkile ait olduğu yönünde görüş bildirmiş ise de bu rapor gerekçeden yoksun olduğunu, uzman bilimsel görüş olarak da delilleri arasında dayandıkları ve dosyaya kazandırdıkları 9 Eylül Üniversitesi Sağlık Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi öğretim görevlisi Prof. Dr. Erdem Özkara’nın mahkememiz nezdinde dinlenmek üzere davet edilmesini talep etmekte olduğunu, ayrıca müvekkilinin esas ile ilgili olarak yani ortaklık ilişkisinin sonlandırılması aşamasındaki anlaşmaları gereği böyle bir borcu olmadığı halde böyle bir senet düzenlemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı nedeni ile ve borca itirazda bulunduklarını, netice itibari ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğini, mahkemece gerekli görülür ise yeni rapor alınması ve dosyaya kazandırılması da bu aşamada uygun olacağını, aynı oturumda davalı vekilinin imza aidiyetine ilişkin tek delil ceza dosyası içerisinde aldırılan ATK raporu olmadığını, ayrıca Bursa 10. İcra Hukuk Mahkemesince de imza incelemesi yapıldığını, taraflarınca harici mütalaa da sunulduğunu, davacının tek dayanağı haricen almış olduğu mütalaa olduğunu, zaten mütalaanın 3 numaralı bendinde Jale Bafra ismine atıfta bulunulmuş olup o da kendilerinin rapor aldırdıkları kişi olduğunu, davanın taleplerinin borcun geciktirilmesine yönelik olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davanın icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olarak kabul edilmekle dava açıldığı tarihten sonra başlatılan icra takibi nedeni ile harcın ve teminatın artırılması gerektiği konusundaki davalı itirazlarının reddine, dosya kapsamına kazandırılan ATK bilirkişi raporu ve diğer raporlar kapsamında davanın yeterince aydınlandığı anlaşılmakla davacı vekilinin yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve rapor aldırılması konusundaki taleplerinin de reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda; dosya kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin raporunda da belirtildiği üzere inceleme konusu belgede “…” isim yazısı ve adına atılı imza bir kalem ile yazılmış ve atılmış, diğer yazıların farklı fiziki evsafta ikinci bir kalem ile yazılmış olduğu, mürekkeplerde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından, söz konusu belgede yazıların ve imzanın oluşturulma zamanları, hangilerinin önce hangilerinin sonra oluşturulmuş olduğu hakkında bir tespite gidilemediği, İnceleme konusu belgede …’e atfen atılı imza ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’in eli ürünü olduğu, inceleme konusu belgedeki yazılar ile …’in mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığı, davalı …’in Bursa 7.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/421 Esas sayılı dosyasının 23/02/2022 tarihli oturumunda alınan beyanında açıkça “senedin üzerindeki yazılar bana aittir, ancak senetteki imza şikayetçiye aittir.” şeklinde beyanda bulunduğu, bu bakımdan bahse konu Adli Tıp Raporunda imzanın borçlu/davacıya aidiyeti ile yazıların borçlu/davacıya ait olmadığı hususu teyit edilmiş olduğu, davacı tarafça haricen sunulan uzman mütalaasında “belge aslındaki imzanın kolaylıkla taklit edilebileceği” görüşü bildirildiği halde imzanın aidiyetine dair kesin bir görüş bildirilmediği, buna karşın davalı tarafça sunulan Y.Doç.Dr.Jale Bafra tarafından tanzim edilen mütalaada bilirkişinin açık şekilde imza aidiyetine dair görüşünü bildirdiği, ayrıca Bursa 10.İcra Hukuk Mahkemesi 2021/49 Esas sayılı dosyasından Mahkemesince aldırılmış olan bilirkişi raporunda da gerek imzaya itiraz dosyasında alınan bilirkişi raporu gerekse de haricen alınan bilimsel mütalaanın aynı doğrultuda olduğu, raporların bu şekilde birbirini doğruladığı gibi davacının davalı tarafa borçlu bulunmadığına dair iddialarını ispat edemediği, senedin aksini senetle ispatlar mahiyette yazılı ve kesin deliller de sunulmadığı anlaşılmakla davacının davalıya senet nedeniyle borçlu bulunmadığına dair davasının reddine karar vermek gerekmiş, davacının söz konusu bonoda keşideci davalının ise lehdar olduğu anlaşılmakla davacının söz konusu senet nedeniyle borçlu bulunmadığı yönündeki itirazının kötüniyetle yapıldığı anlaşılmakla talep gereği ve yasal koşullar oluşmakla davalı lehine takip konusu alacağın % 20’si tutarında hesap edilen 301.033,00 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya erilmesine karar vermek gerekmiş hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
Yasal koşulları oluşmakla alacağın %20’si tutarında hesap edilen 301.033,00 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 179,90.-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 25.704,46.-TL peşin mahsubu ile bakiye 25.524,56.-TL harcın talep talinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 168.413,20.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/05/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza