Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/235 E. 2022/195 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/235 Esas – 2022/195
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/235 Esas
KARAR NO : 2022/195

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : …ANONİM ŞİRKETİ ….
VEKİLİ : Av…UETS
DAVALILAR : 1- … (TC…
2-… TURİZM SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ …. UETS
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/02/2022
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigorta edilen 16 … 387 plaka sayılı araç, 27.08.2020 tarihinde mezkur aracın onarımı için bırakılan servis, davalı … Otomotiv Nakliye Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti. çalışanı servis elemanı diğer davalı …’un araç ile test sürüşü yaptığı esnada sebebiyet verdiği trafik kazası neticesi ağır şekilde hasarlanmış olduğunu, mezkur kazadan sonra tanzim edilen kaza tespit tutanağı ile sabit olduğu üzere ; mezkur kazanın meydana gelmesinde 16 … 387 plaka sayılı araç sürücüsü … tamamen kusurlu olduğunu, işbu husus mezkur kazadan hemen sonra tanzim edilen Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve diğer deliller ile de sabit olduğunu, mezkur kaza nedeniyle sigortalı araç üzerinde yapılan ekspertiz incelemesi akabinde sigortalı araç pert total kabul edilerek aracın rayiç değeri olan 130.000,00-TL’den sigortalı aracın sovtaj bedeli olan 92.638,00-TL’nin tenzili ile 37.362,00-TL hasar bedeli 21.09.2020 tarihinde sigortalıya ödenmiş olduğunu, neticeten iş bu mezkur kaza sebebiyle müvekkili şirketin bakiye 37.362,00-TL zararı bulunmakta olup, sigortalıya ödeneni hasar tazminatının rücuen tahsili hususunda davalıya başvurulmuşsa da bu başvurunun sonuçsuz kaldığını, davalıların takip ve dava konusu borcu ödememesi sebebiyle davalı aleyhine Bursa 19.İcra Müdürlüğü 2021/…E. sayılı dosyası ile alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmış ise de davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, müvekkili tarafça her ne kadar arabuluculuk bürosuna başvuru yapılmış ise de anlaşma sağlanamadığını, anılan bu sebeplerle; dava ve takip miktarı ile sınırlı olmak üzere davalının TC Kimlik numarası üzerinden yapılacak araştırma ile başkaca araçların ve gayrimenkullerin kaydına 3.şahıslara devrinin önlenmesi için ihtiyati haciz vasfında – icrai satışa da engel olacak şekilde ihtiyati tedbir konulmasına; UYAP ortamında işlem yapılmasına, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkin takibe itirazın iptali davasıdır.
HMK’nın 114/1-c maddesine göre “mahkemenin görevli olması” dava şartıdır. Aynı Kanun’un 115/1 maddesine göre mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Aynı maddenin 2 nolu bendine göre ise mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Diğer taraftan Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesi uyarınca iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar sayılmış, 5. maddesinde de ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı belirtilmiştir. 4. madde hükmüne göre bir davanın ticari dava sayılması için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması (mutlak ticari dava) gerekir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınması gerekir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Somut olayda, davacının sigortalısı dava dışı … tacir olmadığı gibi sigortalı aracın da ticari amaçla kullanılan bir araç olmadığı poliçede kayıtlı olup, ayrıca davanın sigorta sözleşmesinden değil, dava dışı tüketici … tarafından onarım için davalı servis şirketine bırakılan aracın davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı, davaya Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Hükümlerinin de uygulanması gerektiği, bu nedenle davaya bakmakla görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmakla mahkememizce dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli BURSA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2- İhtiyati tedbir talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
3-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi 24/02/2022
Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır