Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/2 E. 2022/442 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/2 Esas – 2022/442
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/2
KARAR NO : 2022/442
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
VEKİLİ : Av. UETS
DAVALI : 1- … TURİZM SERVİS TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI : 2-… TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. UETS
DAVALI : 3- BAŞKANLIĞI –
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI : 4- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 5- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 6-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 7-… –
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2020
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; “10.07.2017 güııü saat 00:23’te İstanbul- Bursa otoyolunda 05-06 yolu 11 km’ye geldiğinde yolun sağında banket üzerinde …idaresindeki 34 … 5236 plakalı otobüs ile bu otobüsün hemen arkasında Hakan Taşpınar idaresindeki 34 … 5187 plakalı otobüsler, öğrencilerin rahatsızlanması nedeniyle duraklama yaptığını, duraklamanın ardından her iki otobüsten çok sayıda öğrenci ve öğretmen aşağıya indiğini, öğrenciler ve öğretmenler otobüsün sağında bankette ve su yolunda dinlendiklerini, otobüslerin bu duraklamalarından 9 dakika sonra saat 00.32’de sürücü… sevk ve idaresindeki 16… 86 plakalı kamyoneti ile Yalova ili istikametinden gelip Bursa ili istikametinde seyir ederken duraklama yapan otobüslerden 34 … 5187 plakalı otobüsün sağ arka köşe kısımlarına çarptıktan sonra banket ve su kanalında bulunan otobüslerden inmiş yolculara çarparak su kanalı içinde ilerleyerek 34 … 5187 plakalı otobüsün ancak 7.5metre ilerisinde durabildiğini, kaza sonucunda üç araçlı iki ölümlü ve çok sayıda yaralamalı maddi hasarlı bir trafik kazası meydana geldiğini, kazadan sonra müvekkili n ağır şekilde yaralandığını, kazadan sonra Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinde çok uzun bir süre yatarak tedavi gördüğünü ailesinin de bu süreçte Bursa’da Elif’in yanında kaldığını 45 günlük tedavi sonrasında hem maddi hem manevi olarak tükendikleri için yaşadıkları Bursa’dan taburcu olmuş yer olan Diyarbakır’a dönerek evden tedavi görmüş ara ara Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kontrollere gittiğini, bu kazadan sonra davacı Elif’in temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiğini annesinin bu süreçte yardımcı olduğunu, Bursa ATK’dan 27/02/2018 tarihli rapor alındığını, Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinde 2017Esas sayılı dosyada çocuklara çarpan araç sürücüsü sonuç ceza olarak 10 yıl hapis cezasına, diğer iki sanık olan otobüs şoförleri de sonuç ceza olarak her biri 5 yıl hapis cezasına çarptırıldıklarını, kazada ağır yaralanan başka müvekkili olan Nurcan Kalkan için Orhangazi 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam eden 2018/ Esas sayılı dosyanın mevcut olduğunu dosyada alınan bilirkişi rapornuda…%50, diğer iki davalı Hakan Taşpınar %25, Kaan Selvi’nin %25 oranında kusurlu kabul edildiğini, bu iki kişinin … , davalı otobüs şoförleri davalı … Turizm personeli olup, … Turizm Şirketi zarardan diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalı Türkiye Diyanet Vakfı ile davalı … Turizm şirketi arasında yapılan taşıma sözleşmesi olduğunu. Türkiye Diyanet Vakfı zarardan diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalı Türkiye Diyanet Vakfı ile davalı Diyanet İşleri Başkanlığı etkinliğin düzenlenmesinde birlikte hareket ettiklerini, şöyle ki; gezinin organizasyonu davalı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapıldığını, organizasyon ile ilgili tüm yazışmalar Başkanlık tarafından yapıldığını, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı da zarardan diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, kazadan sonra davacı özel gereksinimi olduğunu engelli hale geldiğini kaza tarihinde 16 JDM 86 plakalı araç yönünden Karayolları Motorlu Araçlar Zorunluluğu Mali Sorumluluk Sigortaları A.3 maddesine göre sigorta kapsamında olan … … Sigorta A.Ş.’den tedavi giderleri ve sakatlık teminatından sakatlık tazminatını talep ettiklerini, 345187 plakalı araç yönünden sigorta şirketi olan… Türk Sigorta A.Ş’den tedavi giderleri ve sakatlık teminatından sakatlık tazminatını talep ettiklerini, 34 5236 plakalı araç yönünden … Sigorta A.Ş.’den tedavi giderleri ve sakatlık teminatından sakatlık tazminatını talep ettiklerini, müvekkilinin kusur yönünden hiçbir kusurunun olmadığını, davacı Elif’in kazadan sonra psikolojik olarak da çöküntü yaşadığını, başarılı bir öğrenci olduğunu hemşire olmak istediğini ancak kaza nedeniyle tedaviler gördüğü için okulundan ve derslerinden geride kaldığını, iyi bir lise kazanamadığını, uzun süre psikiyatri tedavisi aldığını, içine kapanık depresif bir yaşam sürdüğünü, uzun süre koltuk değnekleri ile yürümesi daha sonraki süreçte yürürken aksaması çevresinde hep eksik hissetmesine neden olduğunu, arkadaşlarının topal lakabı takması Elif’i çevresinden uzaklaştırdığını ve içine kapanık hale geldiğini, genç kız olan Elif’in belkide bu kaza nedeni ile ileride aşık olup evlenme hayallerine sekte vurabileceğini, Elif’in anne ve babasının kızlarının Bursa’da tedavi gördüğü 45 günlük tedavi sürecinde yanında olduklarını ailenin perişan hale geldiğini hem madden hem manevi olarak zorluk çektiklerini, Elif’in annesinin desteği ile temel ihtiyaçlarını karşıladığını, Elif’in babası müvekkili Ahmet’in aylık 1600-1700TL geliri olduğunu, Elif’in annesinin ev hanımı olduğunu, kirada oturduklarını, müvekkilinin emekli aylığının çoğu zaman yetmediğini ve Elif’in tedavi masrafları yüzünden de ekonomik zorluk yaşadıklarını, adli yardım talebinde bulunduklarını tüm açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; Elif’in fazlaya ilişkin talep arttırım ve tüm dava hakları saklı kalmak ve alanıcak hesap raporu sonucunda artırılmak kaydıyla şimdilik toplamda 1.500TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketlerininden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte alınmasını, müvekkili Elif için şimdilik 100.000,00TL anne Güli Ayaydın için 50.000,00TL, baba Ahmet Ayaydın için 50.000,00TL manevi tazminatın diğer davalılar Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı, … Turizm Servis Tic. Ltd. Şti, ve…’dan kazanın meydana geldiği tarih olan 10/07/2017 tarihinden itibaren işlenecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesini, avans faizinin işlemeye başlayacağı tarih olarak sigorta şirketlerine mail ile iletişime geçtikleri tarihlerin dikkate alınarak hesaplanmasını, 16 86 plakalı araca, davalı … Turizm Şirketinin kaza ile ilgili Orhangazi 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2018E. sayılı başka bir dosyada göstermiş oldukları 34 LCR 605 plaka sayılı ve 34 299 plaka sayılı araçlara tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraflar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı Diyanet İşleri Başkanlığı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; öncelikle Mahkemenizin görevsiz olması sebebiyle davanın Diyanet İşleri Başkanlığı yönünden ayrılarak görevsizlik kararı verilmesini ve dosyanın Bursa İdare Mahkemesine gönderilmesini, davanın zamanaşımı sebebiyle reddine, kabul edilmemesi halinde husumet yönünden davanın reddine, mümkün olmaması halinde davanın esastan reddine karar verilmesini, 659 sayılı KHK uyarınca İdaremiz lehine vekâlet ücreti takdir edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Turizm Servis Ticaret Ltd.Şirketi vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı yanın talepleri zamanaşımına uğramış olup zamanaşımı itirazımızı belirtir, davanın bu nedenle reddini talep ettiklerini, davacının 10.07.2017 tarihinde meydana gelen kazada 34 … 5187 ve 34 … 5236 plakalı araç sürücülerinin tali kusurlu, sürücü…’un asli kusurlu olduğundan yola çıkarak davacıların uğramış olduğu manevi zararların tazmini talebinde bulunduğunu, davacının her ne kadar bu talebine dayanak olarak ceza dosyasını ve birtakım bilirkişi raporlarını dayanak olarak göstermişse de dava dilekçesi dışında herhangi bir ek belge bilginin taraflarına tebliğ edilmediğini ve ek listesinden de bu dayanak raporların dosyaya sunulmadığını, anılan ceza dava dosyasına müvekkilin bir dahli de olmadığından müvekkile izafe edilen kusura itiraz ettiklerini, davacı yanın kusura ilişkin dayanak gösterdiği bilirkişi raporundan haberdar olmadıklarını belirtmekle birlikte müvekkil şoförlerine yüklenen söz konusu kusuru kabul etmenin imkansız olduğunu, dava konusu trafik kazasında kusur bakımından belirtmek gerekir ki; servis araçlarındaki öğrencilerin bir kısmında rahatsızlık baş göstermesi üzerine başlarındaki öğretmenlerinin de talimatları ile araçlar emniyet şeridinde duraklama yapmış, üstelik öğrenciler emniyet şeridinin de dışına alınarak tamamen yoldan uzaklaştırılmıştır. Ancak kazaya karışan diğer araç çok şiddetli bir hızla emniyet şeridini ve bariyerleri de aşarak yolun dışına çıktığını, dava konusu çarpışma anının yolda yaşanmadığını, bu bağlamda dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek dosyadaki tüm beyan ve belgeler incelenmek üzere gerek işbu davanın tarafı olan gerekse de olmayan öğretmen, şoför ve diğer kimselerin kusur oranlarının tespitini talep etiklerini, ayrıca belirtmek gerekir ki; her ne kadar davacı tarafından somut kazaya ilişkin olarak Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/ E. sayılı dosyası nezdindeki Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 01.10.2018 tarihli raporu ekte yer aldığını, işbu rapora göre müvekkil araç sürücülerinin kusursuz olduğu tespit edildiğini, anılan nedenle davanın müvekkil bakımından reddini talep ettiklerini, konu hakkındaki ceza dava dosyası olan Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/496 E. sayılı kararı henüz kesinleşmemiş olup öncelikle bu yargılamanın sonucunun bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davacı yanın manevi tazminat talebinin fahiş olduğu, müvekkilinin sektöründe tanınmış ve saygın bir şirket olup davacının ihtiyati tedbir talebinin haksız olduğunu, bu nedenlerle; işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Anadolu Sigorta Anonim Şirketi vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, davaya konu 10/07/2017 tarihli kazaya karışan 34 … 5236 plakalı araç müvekkili şirkete 29/03/2017-2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 202242417 numarası ile müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, poliçede teminat limiti kişi başına 330.000TL olduğunu, müvekkili sigortacı şirket, üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketinin sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. ve 85. maddelerine göre trafik sigortaları, işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapılabileceğini, Sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa, işletene düşen bir sorumluluğu da olmayacağını, Sigorta şirketi sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olacağını, Sigortalının kusursuz olması halinde sigorta şirketine de kusur atfedilemeyeceği için tazminat istemlerinin reddi gerektiğini, konu kazaya ilişkin olarak ceza dosyasında alınmış bilirkişi raporunda da belirlenmiş olduğu üzere sigortalı araç sürücüsü kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, dosyaya sunulan Malatya İnönü Üniversitesinden alınan maluliyet raporuna itiraz ettiklerini, maddi tazminat istemine esas alınacak maluliyet raporu 20.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren çocuklar için engellilik değerlendirmesi hakkındaki yönetmeliği’ne uygun alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik, geçici bakıcı ve tedavi gideri tazminatı poliçe kapsamında olmadığını, davaya konu aracın sigortalı araç tarafından hasara uğratıldığı hususu hiçbir şüpheye yer verilmeyecek şekilde ortaya konulması gerektiğini, bu husus da, varsa ceza soruşturması neticesinde dava açılıp açılmadığı, açıldı ise davanın nasıl sonuçlandığına bakılarak tespit edilebileceğini beyanla; Sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde atfı kabil kusuru bulunmadığından haksız davanın reddini, dosyaya sunulan maluliyet raporuna itirazlarımızın kabulünü, Maluliyet oranı tespiti için davacıların Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümü’ne sevkini, dolaylı giderler poliçe teminatı kapsamında olmadığından söz konusu taleplerin reddine karar verilmesini, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi ve bakıcı giderleri taleplerinin reddini, kusurun ve maluliyet oranının tespiti halinde, alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, müvekkil şirket temerrüde düşmediğinden, dava tarihinden itibaren taraflar açısından yasal faiz uygulanmasını, kaza tespit tutanağı ve alkol raporunun tebliğini, ceza dosyasının celbini, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; olay günü üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirmesi ve somut bir kusurunun olmamasına rağmen iş bu üzücü kazanın meydana geldiğini, yaşanan kazanın sonuçlarının bu derece vahim olmasının sebebinin otobüs şoförlerinin ve otobüsteki diğer yetkililerinin kusurlu davranışları olduğunu, öncelikle işbu davanın, …Sigorta AŞ. ve … Sigorta A.Ş. ‘ye ihbarına, cevap dilekçemde açıkladığım hususların kusur oranına ilişkin alınacak rapor sırasında dikkate alınmasına, kazanın meydana gelmesinde bir kusurumun bulunmaması sebebiyle davanın şahsım açısından reddine, Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise tazminatın, kazanın meydana gelmesinde diğer şoförlerin, otobüs içindeki yetkililerin ve zarar gören kişilerin kusurları, kaza sonucu şahsınım ve ailemin de yaralanmış olması, oğlumun halen tedavisinin sürmesi ve bulunduğum ekonomik sıkıntı nedeniyle tazminat ödeme gücümün bulunmadığı hususları dikkate alınmak suretiyle takdirine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türkiye Diyanet Vakfı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, davanın müvekkil yönünden haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın iki yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, bu nedenle zamaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, kazanın meydana gelmesinde müvekkili Türkiye Diyanet Vakfı’nın kusurunun bulunmadığını, müvekkil Türkiye Diyanet Vakfı’nın trafik kazasında yaralanan davacı …’a karşı sorumlu olması mümkün olmadığını, bu nedenlerle müvekkili Türkiye Diyanet Vakfı yönünden haksız ve yasal dayanaktan yoksun açılan davanın, öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine ve esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

Davalı … Sigorta vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan 34 … 5236 plaka sayılı aracın müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, müvekkili şirket tarafından düzenlenen poliçe bir meblağ sigortası olduğunu, sorumluluk sigortası olmadığını. malüllük oranı sağlık işlemleri tüzüğüne göre belirlenemeyeceğini, mağdurun tedavisi bitip, sürekli sakatlığa uğradığı sabit olduğu takdirde belirlenen oranın teminat limitine oranlanması ile ödeneceğini, bu ödeme de, sürekli iş göremezlik sakatlık oranına göre yapılamayacağını, zira ödenecek bedelin neye göre belirleneceği Karayolları Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’nın A.3.2 maddesinde belirlendiğini, ödenecek bedel buradaki sakatlık kalemlerindeki oranlara uygulanması sonucunda belirleneceğini, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası kapsamında; Sigortalılar veya hak sahipleri poliçede öngörülen teminat sınırları içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceğini tazminata yol açan olay, sigortalı veya hak sahibi tarafından öğrenildiği tarihten itibaren otuz iş günü içinde, olay yurt dışında meydana gelmişse altmış iş günü içinde, sigorta ettiren tarafından ise en kısa sürede sigortacıya bildirileceğini, hak sahipleri rizikonun gerçekleştiğini öğrendikleri tarihten itibaren, belirtilen bu süreler içinde durumu sigortacıya bildirmeye mecbur olduğunu, bildirimlerde kazanın yerinin, tarihinin ve sebeplerinin bildirilmesi ve ayrıca yapılan tedaviye ilişkin ilgili sağlık kurumundan alınan bir rapor ile ödenmesi gereken tazminatın tespiti ile ilgili olarak sigortacının isteyeceği diğer gerekli belgelerin sigortacıya gönderilmesi zorunlu olacağını beyanla davanın reddini yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Mahkememiz dosyasının Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/12/2021 tarihli 2020/… esas, 2021/ karar sayılı gönderme kararı ile mahkememiz esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiş ve yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak karar verilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’n yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararında ve karara dayanak yasal düzenleme ile halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
Anayasa’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlıklı 37’nci maddesinde; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi mahkemelerin görevinin ancak yasa ile belirlenebileceğini ve göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu açıkça ifade edilmiştir.
Dava konusu yargı yeri uyuşmazlıkla ilgili benzer davalarda verilen Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairelerinin kesin kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlıklarının giderilmesine yönelik Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/1073 Esas ve 2022/2686 Karar sayılı Kararda vurgulandığı üzere ” yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığından, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararı yerinde değildir. ” Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı uyarınca görülmekte olan davaların devredilmesine dair verilen kararın yerinde olmadığı vurgulanmıştır.
Her ne kadar Mahkememizin işbu dava dosyası Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı uyarınca devredilerek mahkememize gönderilmiş ise de Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/1073 esas 2022/2686 karar sayılı ilamında ” yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığı” hususunun belirtildiği dikkate alınarak dosyanın Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) gönderilmesine, mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına, Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) vermiş olduğu gönderme kararıyla Mahkememizin işbu dava dosyasında verilen gönderme kararı arasında uyuşmazlık çıktığı anlaşıldığından dosyanın merci tayini için Bursa BAM 4. HD’ye usul ekonomisi dikkate alınarak re’sen Gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Her ne kadar mahkememizin işbu dava dosyası Orhangazi Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gönderme kararıyla mahkememize gönderilmişse de Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 2022/1073 Esas 2022/2686 Karar sayılı ilamı dikkate alınarak dosyanın Orhangazi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) GÖNDERİLMESİNE, mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
2-Orhangazi Asliye Hukuk Mahkemesi’nin(Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) vermiş olduğu gönderme kararıyla Mahkememizin işbu dava dosyasında verilen gönderme kararı arasında uyuşmazlık çıktığı anlaşıldığından dosyanın merci tayini için Bursa BAM 4. HD’ye usul ekonomisi dikkate alınarak re’sen gönderilmesine,
Dair, duruşmada bulunan tarafların yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır