Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1304 E. 2022/1329 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1304 Esas – 2022/1329
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/1304 Esas
KARAR NO : 2022/1329

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1-
2-
DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/12/2022
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; T.C. Ziraat Bankası AŞ. müşterilerinden müteveffa “…’nın 04.12.2020 tarihinde bankanın Atabulvarı/Bursa Şubesinden vade tarihi 30.11.2021 olan 100.288,99 TL tutarlı Tarımsal Kredi almış olduğunu, müteveffa … bankadan aldığı tarımsal krediye bağlı olarak 96927944 poliçe numaralı 115.332,34 TL tazminat bedelli hayat sigortası yaptırdığını, krediyi alan ve anılan krediyi sigorta ettiren …, 29.11.2021 tarihinde kalp rahatsızlığına bağlı olarak vefat ettiğini, müteveffanın eşi … ve çocukları … ve … küll-i halef mirasçılar olarak hayatta oldukları, kredi vadesi müteveffanın ölüm tarihinin hemen ertesi gün olduğu için müvekkiller tarafından herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamak adına kredi borcu vade tarihinde ödendiğini, ödeme sonrasında müteveffanın mirasçıları tarafından ölüm belgesi bankaya bildirilmiş ve davalı sigorta şirketinin yukarıda anılan hayat sigortası gereğinde ödenen kredi bedelini tazmin etmesinin talep edildiğini, ancak sigorta şirketi tarafından müvekkillere ödeme yapılmamış ve müvekkillerinin talebinin reddedildiğini, davacılar tarafından ayrıca hayat sigortası tazminatının ödenmesi talebini içeren Bursa 23. Noterliği’nin 19.10.2022 Tarihli 31011 yevmiye numaralı ihtarnamesi davalı sigorta şirketine gönderilmiş ve e-tebligat ile tebliğ edilmiş olup, iş bu ihtarnamenin tebliğini takip eden 7(yedi) gün içerisinde davalılar tarafından müvekkillere ödeme yapılmamış olup davalının temerrüde düşmüş olduğunu, kredi başvurusu sırasında hayat sigortası poliçesi için, sigorta ettirene bir takım sağlık soruları sorulmuş ve sigorta ettiren, banka görevlisi tarafından yönlendirilerek, sağlık sorularının tümüne “hayır” cevabı yazdırılmış olduğunu, buna rağmen, sigorta ettiren tarafından kalp rahatsızlığı sözlü olarak beyan edilmiş, ancak banka görevlisi tarafından sigorta ettirene ve kredi başvurusu sırasında yanında olan oğlu davacı …’na sağlık sorununun olduğunun yazılması halinde hayat sigortası yapılmayacağı ve hayat sigortasının yapılmamasının kredi talebinin reddine neden olacağının bildirildiğini, müteveffanın sözlü beyanı da banka görevlisi tarafından yazıya geçirilmemiş, müteveffa da kredinin onaylanmaması baskısı altında hayat sigortasını yaptırabilmek için beyanını yazılı olarak ifade edememiş olduğunu, bu nedenle sigorta ettiren müteveffanın iradesi dışında kalp rahatsızlığı sorusunun karşılığına da “hayır” cevabı yazdırıldığını, bahsedilen nedenlerle; hayat sigortalılığı kapsamında müteveffa …’nın kanuni mirasçıları olan müvekkillerine sigorta tazminatının ödenmesini talep etmek için işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olduğu, anılan bu nedenlerle; davanın kabulüne, yürürlükteki mevzuat hükümleri uyarınca, müvekkiler tarafından bankaya ödemesi yapılan fazlaya ve faize ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL (Bin Türk Lirası)’nin 96927944 poliçe numaralı hayat sigortası kapsamında ödeme tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte müvekkillere ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE;
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesi, tüketici işleminin kapsamını esaslı biçimde değiştirmiş; aynı Kanunun 83/2. maddesinde ise “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını” engellemeyeceği belirtilmiştir.
6502 sayılı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Bu hüküm mülga 4077 sayılı Kanunun 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. 6502 sayılı Kanunun tüketici işlemleri ve tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıkların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi ile 83/2. maddesinin açık hükmü karşısında, sigortalısı tüketici tanımına uygun olmak kaydıyla, sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davalar da tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında akdi bir ilişki olup, davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup uyuşmazlık, kredi sözleşmesinden değil, bir tarafı tüketici olan davacıların murisi ile yapılan hayat sigorta sözleşmesidir. Muris ile davalı banka arasında yapılan Tarımsal Kredi Sözleşmesi ise, hayat sigortası sözleşmesinden ayrı bir sözleşmedir. Murisin Tarımsal Kredi Sözleşmesinde tüketici sıfatına haiz olup olmaması, ayrı bir sözleşme olan hayat sigortası sözleşmesindeki vasfına etkili değildir. Hayat sigorta sözleşmelerinin, niteliği gereği sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. 6502 sayılı TKHK’nın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, muris tüketici konumunda olup davacılar da miras ilişkisine dayanarak dava açtıklarından ve davalı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesi de bir tüketici işlemi olmasından dolayı, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa bakma görevi, 6502 sayılı TKHK m. 3, 73/1 ve 83/2 hükümleri uyarınca tüketici mahkemesine ait bulunmakta olduğu, ( benzer nitelikte Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 2022/1780 E.2022/2255 K. Sayılı kararı) anlaşılmakla Mahkememizce davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli BURSA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun YOLU açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 29/12/2022

Katip 221345
¸e-imzalıdır

Hakim 150129
¸e-imzalıdır