Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1293 E. 2023/67 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1293 Esas – 2023/67
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR

ESAS NO :2022/1293 Esas
KARAR NO :2023/67

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :… MOBİLYA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ-……
VEKİLİ :Av. …………..UETS
DAVALI :……. PREFABRİK YAPI MALZEMELERİ, İNŞAAT,
MADENCİLİK, GIDA, TURİZM SANAYİ VE TİCARET ANONİM
ŞİRKETİ – ………. UETS
VEKİLİ :Av. …….. UETS
DAVA :Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :20/12/2022
KARAR TARİHİ :25/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :25/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacı ile davalı yüklenici yapı prefabrik montajı (kaba inşaat) konusunda davalı ile anlaşıldığını, taraflar, anlaşma konusu iş kapsamında 30.06.2022 tarihine kadar 4.750.000,00 TL bedel ile davacıya ait İnegöl Sanayi Bölgesindeki taşınmaza; fabrika binası inşaatı, inşaatın imalı, nakli, ve yerine montaj işlemlerinin yapılması için 30/12/2021 tanzim tarihli eser sözleşmesi yaptıklarını, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Eser Sözleşmesine ilişkin hükümlerinin düzenlendiği 470’inci maddesinde eser sözleşmesi tanımlandığını, Madde metninde; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Doktrinde de ifade edildiği üzere, “Eser sözleşmesinde yüklenici bir eser meydana getirerek, bunun iş sahibine teslim etme borcu altına girer. Bu bağlamda eser, yüklenicinin sözleşme ile meydana getirmeyi taahhüt ettiği ve riskini üzerine aldığı edimdir” Prefabrik yapı, zemin hazırlığı, yapım parçaları ve malzemesi ile birlikte montajı da kapsayacak şekilde (anahtar teslim olarak) taahhüt edildiği taktirde bu işlem satış akdi değil eser sözleşmesi kapsamına gireceğini, davacı ve davalı tarafın anlaşması kapsamında davalı, dava konusu binaya ait betonarme prefabrik çerçeveye ait taşıyıcıların fabrikalarında imali, müvekkile ait taşınmaza nakli ve montajının yapılacağı hususunda müvekkil ile anlaşmıştır. Bununla beraber davalı, dava istemine konu binaya ait temel projelerinin, prefabrik çerçevelerinin statik ve betonarme hesaplarını içeren standart ruhsat projelerinin kendileri tarafından alınacağı hususunda davacı ile anlaşma sağladığını, davalı iş bedelinin tamamını davalı firmaya ödediğini, davacı ile davalı arasından şifahen gerçekleşen görüşmeler kapsamında davalı, anlaşma konusu işi 2022 Mayıs ayı içerisinde bitireceğini taahhüt ettiğini, fakat sözleşmeye her ihtimale karşı 30.06.2022 tarihi teslim tarihi olarak yazıldığını, söz konusu iş belirlenen sürede teslim edilmediğini, davacı firma, davalı firma yetkilisi Çetin DAĞLI ile telefonda whatsaap üzerinden görüşülmüş kendi üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini belirttiğini karşı firma yetkilisi ise üretimin henüz devam ettiği beyanında bulunduğunu, davacı firma davalı firmaya 29/08/2022 tarihinde ihtar içeren bir mail attığını, içeriğinde davacı işin derhal bitirilip teslim edilmesini ve zararın tazmini talep ettiğini, karşı yanın bu maile cevap vermediğini, ihtar ve süresinin gecikmesi ile birlikte temerrüte düştüğünü, sözleşmede üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen sözleşmede belirtilen prefabrik bina yapım montaj işinin 30 haziran 2022 tarihinde teslim edilmesi gerekirken davalı sözleşmenin 13. Maddesine aykırı olarak hiçbir mücbir sebep oladığı halde 15.10.2022 tarihinde taşınmazı bir çok eksik ve ayıbı ile birlikte iskelet halinde teslim ettiğini, ayıplı işlere yönelik ayrıca tespit yapılarak bilirkişi raporu alınmış ve ayıptan doğan zararlar ayrıca davalı firmadan icra takibi ile talep olunduğunu, geç teslimden kaynaklı davacının malzeme işçilik ve kira zararları tazmin edilmediğini, sözleşmede kaba inşaat yapılıp teslim edilecek ve müvekkil inşaatın kalan tüm işlerini (ince işler) kendisi tamamlayarak binayı aktif kullanılabilir hale getireceğini, ancak binanın yüklenici davalı yanca yapılması gereken kabası teslim tarihinde davacı firmaya teslim edilmediği için kalan işlerin tamamlanması için davacının kullanacağı malzeme de ve işçilikte fahiş artışlar olmuş ve davacı geç teslim kaynaklı olarak malzeme ve işçilik nedeniyle ciddi zarara uğradığını, dava konusu işin tesliminin ardından taşınmazdaki sair iş ve eksiklikleri tamamlamaya çalışan davacının geç teslimden doğan bir çok zararı bulunmadığını, ülkemizin içinde bulunduğu şartlardan dolayı yüksek seyreden enflasyon ve bunun yansıması olan mal ve malzeme fiyatlarındaki artış davacı büyük bir zarara soktuğunu, anlaşma konusu işin davalı tarafından taahhüt edildiği gibi 30.06.2022 tarihinde değil de 15.10.2022 tarihinde teslim edilmesinden kaynaklı davacı 6.021.018,00 TL’yi aşan ve malzeme fiyatları farkı ile işçilik ücretleri farkında oluşan bir zarara uğradığını, işin geç teslimi nedeniyle binanın tamamlanamamasından kaynaklanan kira ve gelir zararları da mevcut olduğunu, söz konusu binada onlarca ofisin, düğün salonunun, showroom ve dükkanların kira zararları hesaplandığında ciddi bir kira ve gelir zararının doğduğunu, geç teslimden kaynaklı zararların dışında da yapıda bir çok ayıp ve eksiklik söz konusu olduğunu, konuyla alakalı Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/941 D.İş 2022/942 K. Nolu dosya ile tespit yaptırıldığını konuyla alakalı İnegöl İcra Dairesinde 2022/10066 E. Numarasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ayıplı teslim edilen işe yönelik ayrıca talep edilen ayıp zararları dışında geç teslim kaynaklı kira ve gelir zararları ile işçilik ve malzeme zararlarımızda mevcut olduğunu, belirterek davanın kabulü ile geç teslimden kaynaklanan malzeme fiyat farkı, işçilik fiyat farkı, kira ve gelir kaybı zararları ve mevsim geçişinden kaynaklı uzayacak olan inşaat işlemlerinin davacının uğrayacağı tüm zararlar olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL Kira ve gelir zararı, 1.500 TL. Malzeme fiyat farkı zararı, 1.500 TL İşçilik fiyat farkı zararı, 1.000 TL Mevsim geçişinden kaynaklı uzayacak olan inşaat işlemlerinin davacı uğratacağı zararlar (işin ortalama bitme süresinin hesaplanarak bitime kadar doğacak zararın) olmak üzere fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla toplam 5.000 TL maddi zararın, temerrüt tarihinden itibaren ( mail ihtar tarihi ) temerrüt faizi ile birlikte davalı yanca tazminine ve davalıdan tahsiline,
yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça, davalı firma aleyhine Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/941 D.İş sayılı dosyasından delil tespiti talebinde bulunulduğunu, hazırlanan bilirkişi raporuna istinaden de davalı firma aleyhine İnegöl İcra Müdürlüğünün 2022/… sayılı dosyadan ilamsız icra yolu ile icra takibine geçildiğini, davalının bu icra dosyasına itiraz ettiğini, bunun üzerine davacı taraf arabuluculuk kurumuna başvuruda bulunduğunu, davalı firma ile davacı taraf arasında gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmeleri sonucunda uzlaşma sağlanamadığını davacı taraf, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1418E sayılı dosyasından itirazın iptali davası açtığını, davacı taraf mahkememizde görülmekte olan yukarıda numarası yazılı dosya ile davalı firmaya bir başka dava daha açtığını, açılan bu dava İnegöl İcra Müdürlüğü 2022/… sayılı icra dosyasındaki taleplerden farklı talepler içeren bir alacak davası olduğunu, davalı firmaya bu dava ile ilgili olarak arabuluculuk tebligatı yapılmadığını, dava arabuluculuk süreci gerçekleşmeden açıldığını, her ne kadar sayın mahkemece hazırlanan ve dava dilekçesi ekinde davalıya tebliğ edilen 26.12.2022 tarihli Tensip Zaptı’nın 2. Paragrafında “…Arabuluculuk yoluna başvurulmuş olup, Arabuluculuk Dava Şartının Yerine Getirildiğine’…” şeklinde bir ifade yer almakta ise de, bahsi geçen arabuluculuk tutanakları tebliğ edilmediğinden, tensip zaptında neden böyle bir ifade kullanıldığı konusunda bir yorum yapma imkanına sahip olmadıklarını, bu dosya ile ilgili değil Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1418E sayılı dosyadan görülmekte olan uyuşmazlıkla ilgili arabuluculuk tutanaklarına ilişkin olduğunu, davaya konu uyuşmazlıkla ilgili zorunlu arabuluculuk şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddi gerekeceğini, davalı firma aleyhine açılmış ve Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1418E sayılı dosyasından görülmekte olan bir de ‘İtirazın İptali Davası’ olduğunu, bu dava İnegöl İcra Müdürlüğünün 2022/… sayılı icra takibine yapılan itirazla ilgili olarak açıldığını, bahsi geçen alacağın dayanağının Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/941 D.İş sayılı dosyasından hazırlanan tespit raporu olduğunu, tespit raporu incelendiğinde iki ayrı kalemde alacak tespitinde bulunulduğunu, alacak kalemlerinin “…Eksik ve ayıplı imalatların giderilmesi için 48.000,00 TL ve 30.06.2022 tarihi ve 15.10.2022 tarihleri arasındaki fiyat farkı olarak da 572.783,80 TL…” olarak belirlendiğini, İnegöl İcra Müdürlüğü 2022/… sayılı dosyasından talep edilen alacağın 572.783,80 TL + 48.000,00 = 621.855,29 TL olduğunu, dava dilekçesinde de ‘Malzeme Fiyat Farkı’, ‘İşçilik Fiyat Farkı’, ‘Kira Gelir ve Zarar Kaybı’ ile ‘Mevsim Geçişinden Kaynaklanan Zarar’ adı altında dört ayrı kalemde alacak talebinde bulunulduğunu, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1418E sayılı dosyasından görülen itirazın iptali davasından yapılan yargılamanın içeriğinde, ‘İfadaki gecikme nedeniyle 30.06.2022 tarihi ile 15.10.2022 tarihi arasındaki fiyat farkından kaynaklanan tazminat talebi’ ile sayın mahkemenizde görülmekte olan davada talep ettiği alacak kalemlerinden üçü olan ‘Malzeme Fiyat Farkı’, ‘Mevsim Geçişinden Kaynaklanan Zarar’ ve ‘İşçilik Fiyat Farkı’ ndan kaynaklanan tazminat talepleri aynı içerikte olduğunu, üç taleple ilgili ‘derdestlik’ itirazlarının bulunduğunu, davacının, ‘Malzeme Fiyat Farkı’, ‘İşçilik Fiyat Farkı’, ‘Kira Gelir ve Zarar Kaybı’ ile ‘Mevsim Geçişinden Kaynaklanan Zarar’ adı altında dört ayrı kalem olarak talep ettiği alacakların tümünün kaynağı, davalının edimini geç ifa etmiş olduğu iddiasına dayandığını, davacı tarafın talebinin kabulü için edimin gerçekten geç ifa edilmiş olması, geç ifa edilen edimin davalının firma kusurundan kaynaklanmış olması ve bu geciken ifa dolayısıyla bir zararın oluşması gerekmekte, yani ‘işin geç teslim edildiği, geç teslimin davalının kusuruyla oluştuğu ve geç teslimden dolayı zarara uğranmış olduğu hususları, bunları iddia eden davacı tarafça ayı ayrı kanıtlanması gerektiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin imzalanması ile birlikte davalı firma, davacı tarafın vermiş olduğu mimari projeye uygun olarak statik projeyi oluşturularak davacı firmanın onayına sunulduğunu, davacı taraf mimari projede değişiklik yaptığını, mimari projede yapılan bu değişiklik nedeniyle statik proje ve çelik çatı projesinin de revize edilmesi gerektiğini, davacı tarafın mimari projede yaptığı değişiklikler (iki kez) nedeniyle, statik proje ve çelik çatı projesini yeniden hazırlatmak durumunda kalan davalı firma, yalnızca statik proje değişikliğini değil sözleşmede çelik çatı projesini çizdirme yükümlülüğü davacı firmada olmasına rağmen çelik çatı projesi değişikliğini de kendisi yaptırdığını, projenin yeniden hazırlanması ile ilgili bedeli de kendisi ödediğini, proje bedeli davacı taraftan talep dahi edilmediğini, her iki projenin revize edilerek yeniden hazırlanması işlemlerinin tamamlanması ancak 2022 Martının sonlarına doğru mümkün olabildiğini, sözleşmeye konu yapının inşaat ruhsatının çıkarılması da doğal olarak ancak Nisan ayında mümkün olduğunu, davalı firmanın sözleşmeye konu yapıya ilişkin malzeme üretimine başlaması da, davacı tarafın prefabrik yapının inşa edileceği zemini hazırlaması da (Temel bağlantı soketleri ve prefabrik imalatın montajı için gerekli diğer işlemler) ancak bu tarihten sonra mümkün olabildiğini, davacı tarafın sözleşmeye konu yer teslimini yapması ise ancak Temmuz ayı sonlarını bulduğunu, taraflarca yapılan mail yazışmalarından yaşanan gecikmenin, mimari projedeki değişikliklere uygun olarak statik ve çelik çatı projelerinin yeniden hazırlanmak durumunda kalınması sebebiyle olduğunu, gerek projeleri düzenleyen Efe Proje yetkilisi Çetin Koç, gerekse de fiilen projenin yürütülmesinden sorumlu …’nun tanıklığı ile ifanın gecikmesindeki sorumlusunun davalı firma değil bizzat davacı olduğu ortaya çıkacağını, davacı firmanın mimari projesini hazırlayan ‘… Mimarlık’ ile … arasında ve … ile müvekkil firmanın çalıştığı ‘Ege Proje ‘ isimli mimarlık firması arasında yapılan mail yazışmalarından, davacı tarafın proje değişikliği talebinde bulunduğu ve gecikmenin bundan kaynaklandığını, taraflar arasında yapılan mail yazışmalarından, teslim edilmesi gereken mimari ve çatı projelerinin geç tesliminin, davacı tarafın projenin değiştirilmesine yönelik taleplerinden kaynaklandığını, davacı tarafın davalı edimine yönelik ifada gecikme iddiasının doğruluğu ancak davacının yer teslimini süresi içerisinde yerine getirdiğini ispatlaması ile mümkün olabileceğini, davacının, davalı firmanın gecikmiş ifası nedeniyle oluşan zararının tazminine yönelik talepte bulunduğu davada, yer tesliminin süresi içerisinde yapıldığına dair herhangi bir belge sunmak bir yana, bu konuda beyanda dahi bulunmaması iddiasında samimi olmadığını gösterdiğini, davacı taraf 19/10/2022 tarihinde projeyi yeniden revize etmiş ve davalı firmaya sözleşme harici imalat kapsamında 112 m2 ek döşeme yaptırdığını, davacı tarafça, sözleşme harici yaptırılan bu imalatların ödeneceği hususunda söz verilmiş olmasına rağmen, bu imalatların karşılığı olan nakliye ve montaj dahil 35.000 TL tutarındaki para halen davalı firmaya ödenmediğini, davalı firma, davacı tarafça söz verilen 35.000,00 TL nın ödenmesini beklerken, davacının geç teslim ve eksik/ayıplı ifa gibi gerçek dışı iddialarına muhatap kalmasının ne hukuken ne de ahlaken bir izahı olmadığını, belirterek dava dilekçesindeki eksiklerin tamamlanmasına, yapılacak yargılama soncunda da davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Bilindiği üzere 06/12/2018 tarihli ve 01.01.2019 tarihinde yürürlük tarihli 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi ” İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Alacak, Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan dava olup dava tarihinin 20/12/2022 olduğu, dava tarihinden önce arabuluculuğa başvurmadığı anlaşılmakla çözümlenmesi gereken sorun arabulculuk dava şartının sonra tamamlanabilir dava şartı olup olmadığına ilişkidir.
Davanın alacak davası olduğu ticari nitelikteki alacak davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğu (Yargıtay 23.HD’sinin 2020/1943-4052 EK sayılı ilamı benzer mahiyettedir), arabuluculuğun dava tarihinde yerine getirilmesi dava şartı olup, sonradan tamamlanabilir ve giderilebilir şartlardan değildir.(Yargıtay 22.HD’sinin 2019/6709-16629 EK sayılı kararı , Bursa BAM 5. HD 2020/1353 Esas ve 2020/1450 Karar sayılı benzer mahiyettedir.) Dolayısıyla dava dilekçesi kapsamında arabulucuya başvurulmadığı sabit olduğundan eldeki alacak davasının arabulucuya başvuru dava şartı noksanlığı sebebiyle HMK’ nın 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın ara buluculuk dava şartı arabuluculuk yokluğundan usulden reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kararın niteliği gereği davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.000,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıran ilgililere iadesine,
Miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.25/01/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır