Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1232 E. 2023/294 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1232 Esas – 2023/294
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :2022/1232 Esas
KARAR NO :2023/294

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :… – …….
VEKİLİ :Av. ……… UETS
DAVALI :… TEKSTİL SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …… UETS
VEKİLİ :Av. ….. UETS
DAVA :İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :08/11/2022
KARAR TARİHİ :21/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :14/04/2023
Bursa 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/426 Esas ve 2022/358 Karar sayılı dosyasında görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilen İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle;Bursa 12.İcra Müdürlügü 2022/…. sayılı icra dosyasında, alacaklı yan tarafından takibe konu edilen 16/06/2022 tarihli, PYT2022000000149 numaralı kur farkı faturasının, Bursa 10.Noterliğinin 22/06/2022 tarih ve 022796 sayılı ihtarı ile itiraz edilerek alacaklı yana iade edildiğini, alacaklı yanın, borçlu müvekkilinin hiffetsizliğinden faydalanarak, ödeme yapmak zorunda kaldıkları işbu icra takibini başlattıklarını, müvekkilinin ticari hayatının zarara uğramaması için dosyadaki hacizlerin fekki gerektiğinden kesinleşen takibe karşı istirdat davası açma haklarını saklı tutarak dosya borcunun ödendiğini, müvekkilinin borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı paranın iadesi için işbu huzurdaki istirdat davasının ikamesinin zaruri olduğunu beyan ederek müvekkilinin davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, Bursa 12.İcra Müdürlüğü’nün 2022/…. sayılı dosyasına konu takibin bu şekilde iptaline, müvekkilinin borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı 128.515,02TL’nin ödeme tarihi olan 23/09/2022 tarihinden itibaren yasal faizi ile istirdadına, icra takibi yapmakta kötüniyetli olan ve hacizler koyduran davalı-alacaklının %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı Vekili Dilekçesinde Özetle;davacı taraf, konusu bir miktar para alacağı olan bu davayı açmadan önce, dava ön şartı olan arabulucuya başvurma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bilanço esasına göre defter tutması, davacının 1. sınıf tacir olduğunu gösterdiğini, dava konusu ticari alım satım ile ilgili olarak kesilen faturalardan, sözleşmenin yabancı para birimi(usd) ile kurulduğu açıkça anlaşıldığını, davalı şirket tarafından davacı taraf ile davalı şirket arasında gerçekleşen ticari ilişki ile ilgili olarak davalıya teslim edilen mal karşılığında 21/05/2021 tarihli, PYT2021000000039 numaralı ve yine 21/05/2021 tarihli, PYT2021000000040 numaralı 2 adet fatura kesildiğini, birim fiyatı 1,30 USD olarak belirtildiğini, tutar kısmında ise PYT2021000000039 numaralı faturada 13.108,55 USD, PYT2021000000040 numaralı faturada ise 4.183,40 USD ibareleri yer aldığını, faturaların mal hizmet toplam tutarı, toplam iskonta, hesaplanan gerçek usulde katma değer vergisi, vergiler dahil toplam tutar kısımları da usd olarak belirtildiğini, ödenecek tutar kısmı PYT2021000000039 numaralı faturada 14.157,23 USD, PYT2021000000040 numaralı faturada 4.518,07 USD olarak yazıldığını, taraflar arasında mal satım sözleşmesi kurulurken mal birim fiyatı ve tutar yabancı para birimi (dolar) üzerinden kararlaştırıldığını, faturalarda bu durum belirtildiğini ve faturalar davacı tarafça itiraza konu edilmeden kabul edildiğini, ayrıca, satıma konu bu tür mallar (polyester,elyaf), ticari hayatta genellikle dolar bazında işlem gördüğünü, davalı şirkete teslim edilen çeklerin toplam tutarının 200.000,00 TL olması, çeklerin tahsil edileceği tarihte dolar kurunda artış olacağının öngörüldüğünün ve sözleşme kurulurken mal birim fiyatının ve toplam tutarın USD olarak belirlendiğinin açık kanıtı olduğunu, dava dilekçesinde, davacı tarafından verilen çeklerin toplam tutarının 200.000,00 TL olduğu buna karşılık, davalı alacaklı tarafından kesilen faturaların toplam tutarının ise 156.573,72 TL olduğunu açıkladığını, çeklerin ödeme tarihleri 26/03/2022, 15/04/2022, 15/05/2022 ve 15/06/2022 olduğundan ve aşağı yukarı mal satımının gerçekleştiği tarihten ( 21/05/2021) 1 yıl sonra tahsil edilebileceğinden ve bu durumda da dolar kurunda mutlak bir artış olacağı öngörüldüğünden, 50.000,00 TL bedelli 4 adet çekle ödeme yapıldığını, dolar kurunda çok hızlı bir yükseliş olmasaydı muhtemelen davacı taraf, söz konusu alım satımın TL üzerinden yapıldığı iddiasında bulunmayacağını, çeklerin tahsil edildiği tarihte ( ticari alım- satım işleminin gerçekleştiği tarihten yaklaşık 1 yıl sonra) oluşan kur farkı nedeniyle, davalı şirket 16/06/2022 tarih ve PYT2022000000149 numaralı kur farkı faturasını keserek davacı tarafa gönderdiğini, ancak fatura, davacı tarafça iade edildiğini, davalı şirket, kur farkı nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı olarak yaptığı icra takibinde haklı olduğunu, davalı şirket, oluşan kur farkı nedeniyle düzenlediği fatura ile ilgili ödemenin yapılmaması ve ihtaren geri yollanması üzerine söz konusu icra takibini başlatıldığını, davacı tarafın itiraz etmemesi ile takip kesinleştiğini alacağın tahsil edildiğini, Bursa 12. İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı dosyasında mevcut ödeme emrinde borç ile ilgili olarak 21/05/2021 tarihli ,PYT2021000000039 numaralı 14.157,23 USD tutarlı ve 21/05/2021 tarihli, PYT2021000000040 numaralı 4.518,07 USD tutarlı 2(iki) adet fatura karşılığında mal satıldığını, 26/03/2022 keşide tarihli çekle 50.000,00 TL ( 3.371,54 USD), 15/04/2022 keşide tarihli çekle 50.000,00 TL ( 3.415,30 USD), 15/05/2022 keşide tarihli çekle 50.000,00 TL ( 3.134,79 USD), 15/06/2022 keşide tarihli çekle 50.000,00 TL ( 2.893,51 USD) olmak üzere toplam 12.815,14 USD tahsil edildiğini kalan borcun 18.675,30 USD – 12.815,14 USD = 5.860,16 USD olduğunu, 5.860,16 USD ‘nin 16/06/2022 tarihindeki TÜRK LİRASI karşılığı 101.263,56 TL’dir. ( Dolar kuru 17,28 TL) (16/06/2022 tarihli, PYT 2022000000149 Numaralı Kur Farkı nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı) ödeme emri belgesinde de açıklandığı üzere borç, yabancı para (dolar) üzerinden anlaşmaya varılan ticari alışveriş nedeniyle oluşan kur farkından kaynaklandığını, davacı taraf, sözleşmenin kurulması aşamasında dolar ile yapılan mal satımını kabul ettiğini, oluşabilecek kur farkını öngörerek bu işlemi gerçekleştirdiğini, davalı şirket bu alanda tanınmış saygınlığı olan ve güçlü firmalarla çalışan bir şirket olduğunu, davalı şirketin ödeme kabiliyetlerini kaybettirmeye matuf muvazaalı işlemler yapması ve mal kaçırma ihtimali söz konusu olamayacağını, şirket bilançosu incelendiğinde, bu miktar parayı ödeyememesi gibi bir durumunun olmadığı açıkça görüleceğini, davalı şirketin icra takibinde haklı olduğunu ve huzurdaki davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açıldığını ıspatlamaya elverişli olduğundan İhtiyati Haciz talebinin reddi gerektiğini, davalı şirket, tamamen yasal çerçevede hakkını arayarak icra takibi başlattığını ve alacağını tahsil ettiğini, hukuki yollardan hakkını arayan ve alacağını tahsil edebilmek için haciz koyduran davalının kötü niyetli olduğundan bahisle tazminat talebinde bulunulması, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, ticaretle uğraşan ve kayıtlara göre 1. sınıf tacir olan bir kişinin hiffetsizliğini kabul etmek mümkün olmadığını, belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın ve ihtiyati haciz talebinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Bilindiği üzere 06/12/2018 tarihli ve 01.01.2019 tarihinde yürürlük tarihli 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi ” İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Alacak, Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan dava olup dava tarihinin 08/11/2022 olduğu, dava tarihinden önce arabuluculuğa başvurmadığı anlaşılmakla çözümlenmesi gereken sorun arabulculuk dava şartının sonra tamamlanabilir dava şartı olup olmadığına ilişkindir.
Davanın alacak davası olduğu ticari nitelikteki alacak davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğu (Yargıtay 23.HD’sinin 2020/1943-4052 EK sayılı ilamı benzer mahiyettedir), arabuluculuğun dava tarihinde yerine getirilmesi dava şartı olup, sonradan tamamlanabilir ve giderilebilir şartlardan değildir.(Yargıtay 22.HD’sinin 2019/6709-16629 EK sayılı kararı , Bursa BAM 5. HD 2020/1353 Esas ve 2020/1450 Karar sayılı benzer mahiyettedir.) Dolayısıyla dava dilekçesi kapsamında arabulucuya başvurulmadığı sabit olduğundan eldeki alacak davasının arabulucuya başvuru dava şartı noksanlığı sebebiyle HMK’ nın 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,80 TL harcın, peşin yatırılan 2.194,72-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.014,82-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/03/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır