Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/122 E. 2023/521 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/122 Esas – 2023/521
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR

ESAS NO :2022/122 Esas
KARAR NO :2023/521

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :… MARMARA TARIMSAL ÜRÜNLERİ
DEĞERLENDİRME ANONİM ŞİRKETİ İZNİK ŞUBESİ – …
VEKİLLERİ :Av. ……. – [16223-22376-…….] UETS
Av………. – Gülbahçe Mah. Ulubatlı Hasan Bulvarı Dr.Sadık Ahmet Cad. No:17-19 Evke Trade Towers Kat:12 D:53 Osmangazi/ BURSA
DAVALI :… GIDA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – 0544006343500015 Akçalar Zafer Mh. Gölyolu Cd. No:46 16250 Nilüfer/ BURSA
VEKİLLERİ :Av. ….. – Kordonboyu Mah. Çiçeksuyu Sok. Horizon A Blok No 1/50 Kartal/ İSTANBUL
Av……. – [16566-65939-…….] UETS
Av. ……. – Kordonboyu Mah. Çıçeksuyu Sok. 1 Dumankaya Horızon A Blok D:50 Kartal, İstanbul Kartal/ İSTANBUL
Av. ……. – Kısıklı Mah. Kısıklı Çeşme Sk N.2/4 Üsküdar/ İSTANBUL
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :01/02/2022
KARAR TARİHİ :24/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :24/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket, merkezi Bursa olan, 1972 yılından beri donmuş gıda ve tarım sektöründe faaliyet gösteren, alanında tanınan ve bilinen bir şirket olduğunu, ekte sunduğumuz satış sözleşmesi, faturalar ve yargılama sırasında incelenecek olan ticari defter ve kayıtlarda da görüleceği üzere, davacı şirket ile borçlu/davalı … Gıda Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi arasında mevcut bir ticari ilişki olduğunu, davacı şirket ile davalı taraf arasında 04/10/2021 tarih 1.474.000,00+ %8 KDV=1.591.920,00-TL tutarlı satış sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşme gereği davacı şirket 200 ton dondurulmuş kalibresiz bezelyeyi en geç 20/10/2021 tarihine kadar teslim etmeyi, davalı taraf ise 1.591.920,00-TL bedeli en geç 22/11/2021 tarihine kadar ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davacı şirket sözleşmeye konu 200 ton dondurulmuş kalibresiz bezelyeyi 06/10/2021-14/10/2021 tarihleri arasında tam ve eksiksiz şekilde davalıya teslim etmiş ve sözleşmeden doğan taahhüdünü yerine getirmediğini, davacı şirket tarafından yapılan ürün teslimatlarına ilişkin irsaliye ve faturaları delilleri sunduklarını, davalı taraf, 700.444,80-TL bedeli 05/11/2021 tarihinde ve kalan 891.475,20-TL bedeli ise 12/11/2021 tarihinde toplamda 1.591,920-TL bedeli banka aracılığıyla davacı şirket banka hesabına ödediğini, ancak davalı taraf her ne kadar sözleşme bedelini ödemiş ise de söz konusu borç davalı tarafından gereği gibi ifa edilmediğini, davalı taraf sözleşme gereği ödeme yükümlülüğünü vade tarihi olan 22/11/2021 tarihinden 28 gün sonra yerine getirdiğini, sözleşmede ”2. … A.Ş. Firması zamanında yapılmayan ödemeler için aylık %4 (dört) vade farkı ödemeyi peşinen kabul etmiştir.” söz konusu madde gereği davalı tarafın 22/11/2021 vade tarihinden sonra yaptığı geç ödeme sebebiyle davacı şirket tarafından davalı şirket adına 15/11/2021 tarih MAR2021000000996 fatura nolu 40.516,45(KDV DAHİL)-TL tutarlı vade farkı faturası düzenlendiğini, faturanın davalı/borçlu şirkete tebliğ edildiğini, davalı/borçlu tarafından hiçbir itirazda bulunulmadığını, davalı/borçlunun süresi içerisinde yaptığı bir itirazı olmamasına rağmen işbu davaya konu faturayı ödemediğini, vade farkı sözleşmede kararlaştırılmış olan bedelin vadesinde ödenmemesi durumunda söz konusu bedel üzerine oransal olarak eklenecek olan miktar olduğunu, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu Kararı 2001/1 E. 2003/1 K. Sayılı kararında da kabul edildiği üzere; ”Taraflar arasında mevcut yazılı sözleşmede vade farkı ödeneceği hususu kararlaştırılmış ise,bu kayıt sözleşmenin bir unsuru olarak kabul edildiğinden gönderilen vade farkı faturası sadece bir ihbar vazifesi ifa ettiğinden vade farkı alacağının doğumu yönünden faturaya itiraz edilmemesinin hukuksal bir sonuç doğurmayacağına ve vade farkının istenmesinin mümkün bulunmasına…” karar verildiğini, davacı şirket ile borçlu/davalı arasındaki ticari ilişki sabit olup söz konusu sözleşme ile tarafların kabul ve taahhüt ettiği üzere vade farkından doğan işbu bu davaya konu alacak gerçek olduğunu, davalı/borçlu, borcunu ödemediği gibi borca ve fer’ilerine itiraz ettiğini, haksız ve kötü niyetli olduğunu, takibe karşı itirazın iptali davası açabilmek için, 01.01.2019 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6102 numaralı TTK’na eklenen 5/A maddesi gereğince “MADDE 5/A- (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını davacı ile davalı arasında anlaşmaya varılamadığını, belirterek davalı/borçlunun Bursa 16. İcra Müdürlüğü’ nün 2021/11182 E. sayılı icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa ödeme tarihinden itibaren ticari kanuni faizi işletilmesine, davalı/borçlu kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket, tanınmış “SuperFresh” markası ile meyve-sebze, su ürünleri, pizza çeşitleri ve dondurulmuş ürünleri ile Türkiye’de ve dünyanın 25 ülkesinde faaliyetlerini sürdürdüğünü, davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari bir ilişki mevcut olup davacı tarafından açılan işbu dava haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı şirket ile davacı arasında 04/10/2021 tarihli 200 ton dondurulmuş bezelye satın alınması hususunda sözleşme akdedildiğini, sözleşmeye göre taraflar “200 ton dondurulmuş kalibresiz bezelye” satın alınması ve bunun karşılığında davacı şirkete KDV dahil 1.591.920,00 TL ödenmesi hususunda anlaştıklarını, davalı şirket tarafından davacı şirkete yapılan ödemeler süresi içerisinde yapıldığını, sayın mahkemece davacı tarafından davalı şirkete kesilen faturaların vade tarihleri sırası ile 05.11.2021, 06.11.2021, 07.11.2021, 10.11.2021, 11.11.2021, 12.11.2021, 13.11.2021 tarihli faturalarda bulunan işbu vade tarihlerine karşılık davalı şirket 05/11/2021 tarihinde 700.444,80 TL ve 12/11/2021 tarihinde 891.475,20 TL davacı şirketin banka hesabına ödeme yaptığını, davacı tarafın iddia ettiğinin aksine davalı şirket ödemelerini vade tarihlerine riayet ederek yaptığını, davacı şirket tarafından kesilen faturalarda “Vadesinde ödenmeyen fatura bedellerine aylık %4 vade farkı uygulanacaktır.” şeklindeki klozdan da anlaşılacağı üzere davacının kesmiş olduğu faturalara göre her bir fatura için yeni bir vade tarihi oluşmuş olup faturaların vade tarihlerine göre davalı şirket ödemelerini süresi içerisinde yaptığını, davacı tarafından vade tarihlerinin değiştirilmiş olması davacı tarafı da bağladığını, davacı, basiretli bir tacir gibi davranmayarak faturaları taraflar arasında yapılan sözleşmeye uygun bir şekilde düzenlemediğini, faturaları, taraflar arasında imzalanan büyük meblağlı bu sözleşmeye uygun olarak kesmeyerek davacının kötü niyetle hareket ettiğini gösterdiğini, hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı taraf iddia ettiği gecikme gün sayısını dahi yanlış hesaplandığını, davacının iddia ettiği haliyle davalı şirket tarafından son ifa tarihi olan 12 Kasım 2021 tarihi ile ifa tarihi olan 22 Ekim 2021 tarihi arasında 28 değil 21 gün bulunduğu anlaşıldığını, açıklanan nedenlerle davacının belirlediği gün sayısına göre yapılmış hesaplama bu yönden de hatalı olduğunu, davacı tarafından tanzim edilen 15/11/2021 tarih ve mar2021000000996 fatura nolu vade farkı faturasına davalı şirketçe 22/11/2021 tarihinde itiraz edildiğini, davacı şirketin dava dilekçesindeki iddialarının aksine davacı şirketçe 22/11/2021 tarihli Üsküdar 17. Noterliği 48017 yevmiye no’lu ihtarname ile söz konusu faturaya 8 günlük süresi içerisinde itiraz edildiğini, sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerektiğini, ispat külfeti davacıya düştüğünü, iddia olunan gecikme tazminatını davacı tarafın yanlış hesapladığını, davalı şirkete dava dilekçesi 21/03/2022 tarihinde tebliğ edilmediğini, tebligatın zarfı incelendiğinde yalnızca tensip zaptının tebliğ edildiğini, dava dilekçesinin tebliğ edilmediğini, davaya cevap verme süresinin 16/04/2022’ye kadar uzadığını, mahkemece yapılan usulsüz tebligat ile müvekkil şirket davadan geç haberdar olduğunu, belirterek davanın reddine, davacı hakkında dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı Vekilinin 08/05/2023 Tarihli Feragat Dilekçesinde Özetle; davaya konu icra dosyası ile ilgili olarak anlaşmaya vardıklarını, anlaşma neticesinde borç ödendiğini, davanın konusuz kaldığını, davalı taraftan yargılama ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını, sulh sözleşmesi uyarınca karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini talep ettiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Tarafların sulh oldukları, sulh sebebiyle karar verilmesine yer olmadığı talebinde bulunduğu görülmekle talep doğrultusunda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davan hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin yatırılan 490,81TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 310,91-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4- Sulh sözleşmesi uyarınca davalıya vekalet ücreti ödenmesine yer olmadığına,
5-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra ve talep halinde, 6100 sayılı HMK’nın 333. Maddesi uyarınca yatıran tarafa İADESİNE,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi.24/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır