Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1156 E. 2023/185 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/1156 Esas
KARAR NO : 2023/185

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … (TC. …)
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … (TC. …) …
VEKİLİ : Av. … [16324-23988-64051] UETS

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/11/2022
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davalıya ait iş yerinde ‘8142.02-Diger Plastik Mamuller Imalat Isçileri’ Pozisyonunda çalışmış olduğunu, müvekkili işçi olarak çalıştığı bu dönemde davalı ile arasında işçi-işveren ilişkisi dışında herhangi bir ticari ilişki olmamasına rağmen, davalı müvekkile karşı borcun sebebi kısmında cari hesap sözleşmesine binaen yazmak suretiyle Bursa 15. İcra Dairesi – 2021/1806 E. Sayılı icra dosyasıyla takip başlattığını, müvekkili anılan icra dosyası içeriğinden de görüleceği üzere borçlu olmadığı bu parayı haciz tehdidi altında ödemek zorunda kaldığını, müvekkili davalıya karşı olan borcunu 07.07.2021 tarihinde 94.000,00TL olmak üzere ödediğini, müvekkile karşı başlatılan icra takibinde her ne kadar borcun sebebi cari hesap sözleşmesi şeklinde belirtilmişse de buna ilişkin dosya kapsamında herhangi bir dayanak bulunmadığını, müvekkili yukarıda bahsedildiği üzere davalının yanında işçi olarak çalışmış olup, cari hesap sözleşmesine dayalı herhangi bir ilişki kurmadığını, davalı ödeme emrinde görüldüğü üzere, 50.000,00 TL asıl alacak, 30.374,31 TL faiz istediğini, bilindiği üzere tarafların yapmış oldukları iş neticesinde faiz talebinde bulunulmaları için borçlularını temerrüde düşürmeleri gerekirken; davalı taraf hiçbir gerekçe belge vs. sunmaksızın müvekkilden fahiş faiz talebinde bulunmuş ve haksız bir şekilde tahsil etmiş olduğunu, müvekkili kendisinden haksız alınan meblağın iadesi amacıyla ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk çerçevesinde görüşmelere başlamış; ilgili görüşmeler sonuçsuz kaldığını, anılan bu nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; davanın kabulüne; davalıya ödenen 94.000,00 TL’nin denkleştirici adalet ilkesi göz önünde bulundurularak ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, davalının icra takibi başlatmasında kötü niyeti bulunduğundan %20 kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olup, davacı huzurda görülen davayı görevsiz mahkemede açtığını, müvekkili, davacıya geri ödemesi şartı ile elden 50.000,00-TL borç para verdiğini, davacı ile müvekkili arasında ticari ilişkiye dayanan bir ilişki mevcut olmadığını, bu hususu davacı dava dilekçesinin birinci maddesinde de beyan ve ikrar ettiğini, dolayısıyla bu husus yönünden taraflar arasında bir uyuşmazlık söz konusu olmadığını, huzurda görülen dava ticari dava uyuşmazlık mahiyetinde bir dava olmadığını, bu nedenle dosyada görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin ise davacı, müvekkilin eski çalışanı olup, akabinde davacı, müvekkilden borç para istemiş ve müvekkili 50.000,00-TL elden borç para vermiş olduğunu, paranın geri ödenmesi konusunda müvekkili sürekli oyaladığını. müvekkili ise borç olarak verdiği paranın tahsili amacıyla 01/03/2021 tarihinde Bursa 15. İcra Müdürlüğü 2021/1806 E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, takibe ilişkin ödeme emri 10/05/2021 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini ve davacı ödeme emrine bir itirazda bulunmadığı için dosya bu hali ile kesinleştiğini, davacının adresine menkul haczi için gidilmiş davacı bu haciz esansında takibe konu borcu olduğunu, borca karşı bir itirazı olmadığını ve borcu ödeyeceğini beyan ve kabul etmiş olduğunu, ardından davacı takibe konu borcuna karşılık 04.06.2021 düzenleme tarihli, 18/06/2021 vade tarihli ve 86.000,00 TL bedelli senet verdiğini, davacı takibe konu borcunu ödemediği için alınan bono tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra Bursa 15. İcra Müdürlüğü 2021/5874 E. Sayılı dosyası ile takibe vazedildiğini, anılan bu nedenlerle; öncelikle görevli mahkemesinde ikame edilmemiş bulunan iş bu dava hakkında görevsizlik kararı verilmesini, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELİNDİRME VE GEREKÇE;
Dava; davacı aleyhine Bursa 15. İcra Dairesi’nin 2021/1806 E. Sayılı dosyasından başlatılan takip nedeniyle ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme dayalı olarak iadesi istemine yönelik alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, Bursa 15. İcra Müdürlüğü’nün 2021/1806 Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davalı vekili tarafından 01/03/2021 tarihinde 50.000,00-Tl cari hesap alacağı gereği ödenmeyen borç yekünü açıklamasıyla, davacı aleyhine 50.000,00-TL asıl alacak, 30.374,31-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 80.374,31-TL miktar üzerinden takip başlatıldığı ve takibin kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce, ilgili vergi dairelerine müzekkere yazılarak, tarafların 2021 ve 2022 yıllarına ait BA/BS formlarının celbine karar verildiği, Uludağ Vergi Dairesi’nin 25/11/2022 tarihli yazı cevabı ile; mükellef …’un tarh dosyası ve Gib-İntranet kayıtlarının tetkikinden; Ödevlinin 26/07/2010 tarihinde Yıldırım Vergi Dairesinden nakil geldiği, Dairede “Motorlu Kara Taşıtları İçin Diğer Parça Ve Aksesuarların İmalatı (fren, Vites Kutusu, Jant, Süspansiyon Sistemleri, Amortisör, Radyatör, Egzoz, Debriyaj, Direksiyon Kutusu, Rot, Rotbaşı, Rotil Vb.) (traktör, İtfaiye Araçları, Vb. İçin Olanlar Dahil)” faaliyetindan kaydının bulunduğu ve 31/12/2019 tarihinde işini terk ettiği anlaşıldığından, 2021 ve 2022 yıllarına ait BA/BS formlarının ve aynı yıllara ilişkin yıllık gelir vergisi beyannameleri bulunmadığı yönünde bilgi verildiği görülmüştür.
Yıldırım Vergi Dairesi’nin 25/11/2022 tarihli yazı cevabı ile; Daire mükellefleri … ve …’un Gib İntranet kayıtlarının tetkiki neticesinde; …’in 03/06/2014-30/04/2016 tarihleri arasında, …’un ise 04/05/2005-26/07/2010 tarihleri arasında Daire mükellefiyet kaydı bulunduğundan istenilen belgelerin tespit edilemediği yönünde bilgi verilmiştir.
Mahkememizce, BTSO’ya müzekkere yazılarak, tarafların ticaret sicil kayıtlarının mahkememize gönderilmesi istenildiği, BTSO’nun 28/11/2022 tarihli yazı cevabı ile; …’un ortak olduğu, 79267 sicil no ile tescilli … Otomotiv Yedek Parça Makina Kalıp Tasarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin sicil dosyasında mevcut tescil evraklarının fotokopilerinin ekte gönderildiği, …’in ortak olduğu 94121 sicil no ile tescilli ….. Demir Çelik Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin sicil dosyasında mevcut tescil evraklarının fotokopilerinin yazı ekinde gönderildiğine ilişkin bilgi verildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Asliye Ticaret Mahkeme’lerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanu’nun 5. Maddesinin 1. Fıkrası “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” düzenlemesini getirmiştir. Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b,c,d,e,f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiştir.
Somut olayda, davacı taraf, taraflar arasında takibe konu borcun sebebi kısmında belirtildiği üzere cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davalı ile aralarında işçi ve işveren ilişkisi dışında herhangi bir ticari ilişki olmadığını ileri sürerek icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı paranın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesini istemiş, davalı taraf ise davacı tarafa geri ödemesi şartıyla elden borç para verdiğini, taraflar arasında ticari ilişki olmadığını belirterek görev itirazında bulunmuştur.
Davada öncelikle dava şartları hususunda değerlendirme yapmak gerekmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
Dosyaya celp edilen vergi dairesi ve ticaret odası kayıtlarından tarafların tacir olmadığı, her ne kadar gelen yazı cevabından tarafların şirket ortaklığı bulunsa da, taraf gerçek kişinin şirket ortaklığının tek başına tacir olduğunu göstermeye yeterli olmadığı, gelen yazı cevaplarına göre davacının herhangi bir ticari faaliyet nedeniyle şahsına ait mükellefiyet kaydı bulunmadığı,kişisel faaliyeti olarak tacir olduğuna veya ticaret sicile kayıtlı gerçek kişi tacir olduğuna dair dosyada bir belgeye rastlanmadığı, sermaye şirketi olan limited şirketi ortakları ve yöneticilerinin tek başına bu sıfatlarından dolayı tacir olarak kabul edilemeyecekleri, sonuç olarak taraflar tacir olmayıp, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi taraflar arasındaki ihtilafın Ticaret Mahkemeleri’nin görevini belirleyen TTK’nın 4. Maddesinde sayılan hususları kapsamadığı anlaşıldığından bu hususla ilgili yargılama yapma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır