Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1134 E. 2023/669 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1134 Esas – 2023/669
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/1134
KARAR NO : 2023/669

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : …..
KATİP : ……

DAVACILAR : 1- … -TC Kimlik no- …..
2- … GIDA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – ….. [25999-72330-….] UETS
VEKİLİ : Av. ….. – [16892-98971-…..] UETS

DAVALILAR : 1- … -TC Kimlik no- …… Üçevler Mah. Aladag Sok. No:4/1 Nilüfer/ BURSA
2- … – ….. Üçevler Mah. Aladag Sok. No:4/1 Nilüfer/ BURSA
3- … SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ GIDA HAYVANCILIK TARIM İNŞAAT SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …. [25949-07243-…] UETS
VEKİLİ : Av. …….. – [15620-26874-….] UETS

DAVA : Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 16/01/2022
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/07/2023
Öncesinde Bursa 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/17 esas 2022/371 sayılı gerekçeli kararı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti şirketine ait Demirci Mahallesi Koruk Sok No 4 Nilüfer/Bursa adresinde bulunan Bursa İli Nilüfer İlçesi Demirci Mah. H21C09B3B Pafta, 3990 Ada, 8 Parselde kayıtlı arsa niteliğindeki taşınmazı … ile …’ın ortak olduğu … Süt ve Süt Ürünleri Gıda Hayvancılık Tarım İnş. San. Tic. Ltd. Şti’ne inançlı işlem ile ipotek verildiğini, davalı lehine verilen limit ipoteği kullanılarak verilen ipotek teminatı kullanılarak Halkbank Bursa Uludağ Şubesinden kredi kullanıldığını ve mal varlıklarından sebepsiz zenginleştiklerini, bu nedenle her üç davalının da zenginleşmeyi ödeme yükümlülüğü altında olduklarını, haksız ve sebepsiz zenginleşmeye ilişkin olarak fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla ağır kayıp ve zararların ve davalıların haksız zenginleşmeleri incelenerek tüm yönleri ile tespit edilerek zararlandırma ve zenginleşme tarihi itibariyle bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde yazılı alacak kalemleri zamanaşımına uğradığını, davacı ile müvekkilllerinin tacir olduğunu, davacının inançlı işlem ile kullanıldığını iddia ettiği ipotek ticari ipotek olduğunu ve görevli mahkemenin de Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davalılardan … ve …’ın davada taraf sıfatının bulunmadığını, taraflar arasında inanç sözleşmesinin olmadığını, inançlı işlem olarak veya bahsedildiği gibi teminat amaçlı olarak taşınmazın edinildiğine dair müvekkili tarafından davacı tarafa verilmiş bir sözleşme, beyan yahut bir imzanın söz konusu olmadığını, bu nedenle açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanabilmesi için bir tarafın mal varlığında zenginleşme, diğer tarafında mal varlığında azalma, illiyet bağı ve zenginleşmenin farklı bir sebep olmamasına ilişkin dört kriterin bir arada bulunmasının gerektiği sonuç olarak inançlı işleme ilişkin herhangi bir yazılı delil sunulmadığını, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme koşullarının oluşmadığını hal böyle olunca usul ve esas yönünden kanuna aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava; davacı şirkete ait Demirci Mahallesi Koruk Sok No 4 Nilüfer/Bursa adresinde bulunan Bursa İli Nilüfer İlçesi Demirci Mah. H21C09B3B Pafta, 3990 Ada, 8 Parselde kayıtlı arsa niteliliğindeki taşınmazın davalılar … ile …’ın ortağı olduğu, davalı … Süt ve Süt Ürünleri Gıda Hayvancılık Tarım İnş. San. Tic. Ltd. Şti’ne inançlı işlem ile ipotek verildiği ve söz konusu ipotek gereğince davalıların Halk Bank’tan kredi kullanarak sebepsiz zenginleştiği iddiasına yönelik fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 500,00TL belirsiz alacak davası istemine ilişkindir.
Bursa 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/17 esas 2022/371 sayılı gerekçeli kararı ile Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olduğundan davanın her aşamasında taraflar ileri sürmese bile Mahkemece re’sen gözetileceğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacıya ait taşınmazın ipotek gösterilmesi suretiyle davalılarca çekilen kredinin davacının mal varlığından gerçekleştiği bu nedenle davanın sebepsiz zenginleşmeye ilişkin alacağa yönelik olduğu ve her iki tarafında tacir olduğu anlaşıldığından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. ve 5. maddeleri uyarınca Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden dava dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1., 20., 114/c ve 115. maddeleri uyarınca görev yönünden reddi ile Mahkemelerinin görevsizliğine karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davaya konu genel limit ipoteği ve genel limit ipoteği gereğince Halk Bankası ile yapılan kredi sözleşmeleri gereğince davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, dosyada davacı tarafın adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiş olup , dava değeri itibari ile dosyanın heyete tevdine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı vekiline, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı belirtilerek dava değerini açıklar dilekçesini sunması ve ilk olarak sunduğu dava dilekçesindeki 500,00 TL’lik kısmın kısmi dava olarak kabulünü talep ediyor ise buna ilişkin açıklayıcı beyanda bulunması konusunda 2 haftalık kesin süre verilmesine, davalı vekilinin diğer usuli itirazları ve davanın esasına ilişkin diğer hususların daha sonra karara bağlanmasına karar verilmiştir. Davacı vekilince kendisine verilen süre içerisinde davanın belirsiz dava olarak açıldığı bu nedenle dava değerinin şimdilik 500,00 TL olarak gösterildiği, davanın mahkemece belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı şeklinde nitelendirmede bulunulması halinde ise kısmi alacak davası olarak devam edileceği şeklinde beyanda bulunulmuş, davacı vekilinin talebi nedeniyle davaya kısmi dava olarak devam olunmuş, davacılar vekilinin adli yardım talebi ile ilgili olarak ise adli yardım talebinin daha önce mahkemece itiraz üzerine kabul edilmiş olması ve kesinleşmesi karşısında adli yardım talebinin kabulü kararına dokunulmamış bu bnedenle davanın dava dilekçesinde tanımlanan niteliği ve içeriği itibariyle belirsiz alacak davaı olarak açılmayacağı sonucuna varılmış ise de harç tamamlanması konusunda davacı yana kesin süre verilmemiş, davacı yanın açık talep ve beyanı karşısında davaya 500,00 TL üzerinden kısmi dava olarak devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin dava dilekçesinde açıklanan maddi vakıalar ve talep sonucu gözetildiğinde işbu ipotek dahilinde davalı tarafa kullandırılan kredinin hüküm altına alınmasının talep edilmediği, davacının ayni kefaleti ile davalılar tarafından kullanılan krediden sağladıkları yarar ile davacıların davalıya verdiği ayni kefaletten mahrum kalması ile düştüğü zararın hesaplanması ve ona göre zararı oranında tazminat talebi olduğu dolayısıyla talep miktarının belirli olmadığının açık olduğu, 06/01/2022 tarihli dava dilekçesi incelendiğinde davacıların tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmek üzere yapılacak inceleme sonucunda teminattan mahrum olduğundan oluşan zararın ve davalıların zenginleşmelerinin tam ve kesin olarak netleştirilmesini ve tahsil edilerek taraflarına ödenmesine karar verilmesi, dava dilekçesi gerekçe ve talep sonucu irdelendiğinde aslında davanın iki türlü talebi içerdiği birincisinin davalılara verilen ayni teminat nedeniyle mahrum kalınan aktiflerin ödenmesi ikincisi ise davaların ayni kefaleti ile davalıların zenginleşme miktarının özel ve teknik konuda uzman bilirkişi heyeti tarafından hesaplanarak taraflarına ödenmesi talebi olduğu davaya belirsiz alacak davası olarak devamını, dava konusu edilen 500,00-TL harca esas değerin fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve ihtirazı kayıtlı bir biçimde baki kalmak kaydı ile kısmi dava olarak değerlendirilmesini, davanın esasına girilerek bilirkişi raporu aldırılmasını talep etmiş ise de davacı tarafından açılan davanın 500,00.-TL belirsiz alacak davası olarak açıldığı, yapılan yargılama ve inceleme sonucunda ise üçüncü kişi lehine kendi taşınmazının ipotek yani ayni kefalet olarak verilmesi halinde kendi aralarında yani iç ilişkideki anlaşma ne olursa olsun salt bu kredinin verilen ayni kefalet nedeniyle kullandırılması ve bundan davalı tarafın menfaatdar olmasının davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği anlamına gelmeyeceği, kanunen, hukuken ya da ahlak kuralları çerçevesinde zorunlu olmadığı halde rızaen hukuki işlem tesis etmek suretiyle yani iradi olarak gerçekleştirilen ipotek tesis işlemi nedeniyle davalının bu işlemden yararlanarak kredi kullanması sebebiyle sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemeyeceği, yapılan ipotek sözleşmesinin zaten doğal olarak kredi kullandırılması sonucunu doğuracağı hukuka,kişilik haklarına aykırı ve davacı lehine tazmin edilmesini gerektirir bir menfaatin de söz konusu olmadığından davacının iddia ettiği sebepsiz zenginleşme koşulları oluşmadığından yerinde görülmeyen davanın esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90.-TL peşin harcın davacı taraftan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı vekilinin Adli Yardım Talebinin kabul edilmesi sebebiyle suç üstü ödeneğinden karşılanan, posta gideri 76,50.-TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı vekilinin Adli Yardım Talebinin kabul edilmesi sebebiyle suç üstü ödeneğinden karşılanan, 6325 Sayılı Kanun 18/A-11-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili ile davalılar vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/07/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye ..
e-imza
Katip ..
e-imza