Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1116 E. 2022/1148 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/1116 Esas
KARAR NO : 2022/1148

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16123-21079-07586] UETS
DAVALI : … – … …

DAVA : Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ : 02/11/2022
KARAR TARİHİ : 07/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirket; ……………. tarafından, 25/06/2013 yılında … Çelik Makina İnşaat Pazarlama San. Ve Tic. Ltd. Şti. unvanı ile kurulmuş olduklarını, 25/06/2013 tarih ve 8349 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile müvekkil şirketin ana sözleşmesi belirlenmiş olup; işbu sözleşmenin “Şirketin İdaresi” başlıklı ve 8 numaralı maddesi ile şirket kurucularından Şevket Etyemez 5 yıl süre ile şirket müdürü olarak seçildiğini, müvekkili firma; her türlü çelik yapı, inşaat, makina işleri ve teçhizatların alım satım, ithalat ve ihracatı ve bunların toptan ve perakende olarak pazarlanması konularında Türkiye çapında yetkili olduğunu, davalı şirketin kurucusu Şevket Etyemez, müvekkili şirketin hali hazırda ortağı olduğu ve müdürlüğünü yaptığı 10/10/2016 yılında, haksız rekabete sebep olacak ticaret unvanı benzerliğinde “… Makina Çelik Yapılar İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti”yi kurmuş; 03/03/2021 yılında ise söz konusu şirketi kızı Kübra Etyemez’e devretmiş olduğunu, ekte sunulan 10/10/2016 Tarih, 9172 Sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde açıkça görüleceği üzere; davalı şirketin ticaret unvanında olduğu gibi çalışma alanları , müvekkil şirketin çalışma alanları ile iltibas yaratacak düzeyde benzerlik taşıdığını, her türlü makina, çelik yapı ve inşaat işlerinin yapıldığı iki şirketin ana sözleşmesi ile de tescil edildiği gözükmekle birlikte davalı şirket müvekkili şirketin Türkiye çapındaki marka değeri haline gelmiş tanınırlığı ve güvenirliğinden yararlanarak yeni çalışma alanlarında da günümüzde faaliyet göstermeye devam ettiğini, ticaret unvanının yarattığı benzerliğin yanı sıra, çalışma alanlarının eş derecede benzerliği de büyük ölçüde iltibasa neden olduğunu, davalı şirketin, müvekkili şirketin 25/06/2013 tarihinde tescil edilerek kurulduğu adres olan “Erdoğan Köyü Yenişehir Yolu Üzeri Kestel/BURSA” konumunda tescil edilerek kurulmuş olmasının bile başı başına usulsüzce hareket edildiğine kanıt niteliğinde olduğunu, davalı şirkete karşı haricen yapılan araştırmalar neticesinde edinilen adrese gidildiğinde, ekte sunulan fotoğraf ve video da açıkça görüleceği üzere davalı firma müvekkili şirkete ait ticaret unvanını aktif olarak kullanmaya devam ettiğini, yukarıda açıkça izah edilen sebeplerle, davalı şirketin kullandığı “… ÇELİK MAKİNA” ibaresinin müvekkili şirketin tescilli ticaret ünvanına aynen benzediğinden bu durumun haksız rekabet nedeniyle müvekkili şirketin ticaret ünvanına tecavüz oluşturduğunu, bu sebeple TTK Madde 56/c uyarınca müvekkili şirkete karşı haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasına,müvekkil şirket aleyhine tespit edilen tescili ünvanının kullanıldığı ürün, reklam ve malzemelerinin toplatılmasına ihtiyati tedbir talebiyle karar verilmesi talep ettiklerini, anılan tüm bu sebeplerle; davalının, müvekkili şirketin ticaret unvanına tecavüzü sonucu olarak ortaya çıkan maddi durumun ortadan kaldırılmasına karşı olan dava hakkının saklı kalmak kaydı ile, öncelikle ihtiyati tedbir talebinin ve davanın kabulü ile, TTK Mad.52 doğrultusunda, davalı … Makina Çelik Yapılar İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde kullanması sebebiyle, işbu ticaret unvanının hak sahibi olan müvekkil şirket … Çelik Makina İnşaat Pazarlama San. Ve Tic. Ltd. Şti. olduğunun tespitine, davalı … Makina Çelik Yapılar İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin işbu ticaret unvanını kullanmasının yasaklanmasına, haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmesi sebebiyşe kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesine veya silinmesine, TTK Madde 56/c uyarınca müvekkili şirkete karşı haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasına,müvekkil şirket aleyhine tespit edilen tescili ünvanının kullanıldığı ürün, reklam ve malzemelerinin toplatılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE;
Marka ve ticaret ünvanı sınai mülkiyet haklarına ilişkin kavramlardır. Mevzuatımızda marka 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK ile, ticaret ünvanı ise TTK ile düzenlenmiştir. Markanın temel işlevi, farklı firmalara ait mal veya hizmetin ayırt edilmesini sağlamaktır. Ticaret ünvanının ise, tacirin tanıtılması ve ayırt edilmesi işlevi bulunduğu söylenebilir. Marka ve ticaret ünvanı arasında bir üstünlük ya da öncelik hakkı bulunmamaktadır. Eşit konumda olan marka ve ünvan arasında, birinin diğerine tercih edilmesini haklı gösterecek bir neden bulunmamaktadır. Dolayısıyla burada üzerinde durulması gereken konu, ünvanın “markasal” kullanımı söz konusu olduğunda KHK kapsamında bir korumadan söz edilip edilemeyeceğidir. KHK madde 8 ve 9 hükümleri incelendiğinde “kullanma” kavramının markasal bir kullanıma işaret ettiği anlaşılmaktadır. Kısacası ünvansal bir kullanım, markasal bir işlev görmediği sürece KHK kapsamında bir koruma söz konusu olmaz. Ancak ünvan olarak kullanımın, markasal etkileri de bulunmakta ise KHK hükümleri uygulama alanı kazanabilecektir. Somut olayda, ticaret ünvanının aynı zamanda markasal kullanımına davacı tarafça dikkat çekildiği gözetildiğinde dava konusu uyuşmazlıkta, 556 Sayılı KHK hükümlerinin uygulanması gerekli olduğundan uyuşmazlığın fikri ve sinai haklar hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olup, Bursa ilinde müstakil Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi bulunmaması nedeniyle görevli mahkemenin Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla davaya bakma görevinin Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu ve dava şartlarından olan görev hususunun yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usûlden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme BURSA 3. ASLİYE HUKUK (FİKRİ SINAİ HAKLAR MAHKEMESİ SIFATI İLE) MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın Görevli BURSA 3. ASLİYE HUKUK (FİKRİ SINAİ HAKLAR MAHKEMESİ SIFATI İLE) MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-İhtiyati tedbir talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
3-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememiz iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.07/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır