Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/102 E. 2022/1171 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/102
KARAR NO : 2022/1171

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

MAHKEMEMİZE AİT 2022/102 ESAS SAYILI ASIL DAVA

DAVACI : … -TC Kimlik no- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin), Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/11/2022

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZE AİT 2022/371 ESAS SAYILI DAVA
DAVACI : … – TC Kimlik no-…
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin), Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2022
KARAR TARİHİ : 28/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin), Tazminat (Şirket
Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkil davacı … … Hayvancılık Tarım Gıda İthalat İhracat Tic. Ve San. Ltd. Şirketinin %50 payına sahip olduğunu, davalı … de anılan şirketin diğer %50’lik payına sahip olup aynı zamanda şirket müdürü olarak şirketi yönettiğini, davalı, şirket müdürü olarak şirket genel kurulunu yapma yükümlülüğü altında olmasına rağmen şirketin 2017, 2018, 2019, 2020 yıllarına ilişkin genel kurul toplantılarını yapmadığını, müvekkilinin hissedarı olduğu şirkette genel kurulun yapılması için gerek sözlü olarak, gerekse noter aracılığı ile talepte bulunmuş ise de davalı, bu talepleri dikkate almadığını, müvekkilinin en son 22.12.2020 tarihinde Bursa 21. Noterliği aracılığıyla davalıya gönderdiği ihtarnameyle, gündemi de belirleyerek, genel kurul yapılması talebinde bulunduğunu, fakat davalının bu talebin gereğini yerine getirmediğini, bunun üzerine, müvekkilinin 28/06/2021 tarihinde Bursa 2.Ticaret Mahkemesinin 2021/524 E. sayılı dosyasında, genel kurul yapılması için şirkete genel kurul kayyımı atanması talebiyle dava açtığını, anılan davada, mahkeme 07/09/2021 tarihli ve 2021/657 karar sayılı kararıyla genel kurul yapılmak üzere şirkete genel kurul kayyımı atandığını, mayyım yönetiminde 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin genel kurul toplantıları yapıldığını, davalı, şirket müdürü olarak görev yaptığı 2017, 2018, 2019, 2020, yıllarında şirketin hak, alacak veya borçlarıyla ilgili ve faaliyet raporlarını usulüne uygun bir biçimde müvekkiline iletmediğini, müvekkilinin Bursa 21. Noterliği aracılığı ile şirketin bahse konu yıllara ilişkin faaliyet raporlarını ve finansal tablolarını istemiş, davalı mesul müdür TTK 625/f gereği devredilemez yetkilerinden olan; şirket finansal tablolarının, yıllık faaliyet raporunun ve gerekli olduğu takdirde topluluk finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi görevini yerine getirmediğini, bu duruma ilişkin belgeler ancak dava açılarak Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/524 E. Sayılı dosyası ile Kayyum aracılığı ile bu belgelere ulaşıldığını, borçlarından sorumlu olmasına rağmen (tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren hallerde müvekkilinin şahsi malvarlığıyla da sorumlu olacaktır) şirketin faaliyetlerinin hukuka uygun olup olmadığı, şirketin borç veya alacaklarının ne kadar olduğu konusunda hiçbir bilgi alamadığını, davalı, şirketin parasını şahsi menfaatleri doğrultusunda usule aykırı olarak para çıkışı yaparak harcadığını, bu kapsamda, davalının kendisine 1.200,000,00 TL ödeme yaparken müvekkiline sadece 595.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalının anılan ödemeleri herhangi bir karara dayanmaksızın yaptığı gibi ödemelerle ilgili herhangi bir açıklama veya sebep de göstermediğini, Vergi Usul Kanununa aykırı şekilde yapılan bu ödemeler, şirket tüzel kişiliğini ve müvekkilimizi vergi hukuku açısından tehlikeli bir duruma sokmuş ve olası bir vergi incelemesinde yüksek meblağlı cezaların kesilmesine açık hale getirdiğini, yapılan incelemelerde davalı şirket müdürünün çok sayıda şahsi harcamasını şirket hesabından yaptığı tespit edildiğini, bu kapsamda örneğin … isimli bir meditasyon hocasına 24.650,00 TL ödeme yaptığının tespit edildiğini, yine davalının şirket müdürünün şirket envanterinde 2 adet telefon olmasına rağmen 2 adet de APPLE MARKA LÜKS telefon satın aldığını, şirket envanterinde şu anda 4 adet telefon görülmekte olduğunu, davalı şirket müdürü, tatil ve gezi ödemelerini de şirket hesabından yaptığını, şirket işleri ile alakası olmayan oyuncak, kozmetik, ilaç, kıyafet ürünleri ödemesi yaptığının tespit edildiğini, davalı müdürü benzer şekilde, günlük kişisel ihtiyaçlarını ve hatta kahvaltılık ve yemek ödemelerini bile şirket hesabından yaptığını, davalı en basit baharat alımlarını bile şirket hesabından yaptığını, davalı şirket müdürünün bu şekilde şirket hesabından kendi kişisel ihtiyaçları için 121.446,00.-TL harcadığı tespit edildiğini, davalı şirket müdürünün genel kurul kararıyla yapılabilecek çok sayıda işlemi böyle bir karar almaksızın yaparak yasaya aykırı hareket ettiğini, şirketin 2017 yılı olağan genel kurulunda davalının eşi …’e maaş ödeneceğine ilişkin hiçbir karar olmadığını, anılan kişinin şirketin faaliyet alanı konusunda herhangi bir uzmanlığı olmamasına rağmen davalı, şirket müdürlüğü yetkisini kötüye kullanarak eşini şirkette kayıt dışı olarak çalışıyor gösterip kendisine her ay 15.000,00 TL gibi fahiş miktarda ödeme yaptığını, davalının, eşine bu şekilde haksız kazanç sağlaması hukuka aykırı olduğu gibi, kayıt dışı olarak çalışan eşinin iş kazası yapması veya 3. kişileri zararlandırıcı fiillerde bulunması halinde müvekkili şirket ortağı olarak ceza ve tazminat ödeme yükümlülüğü altına girmenin yanı sıra kayıt dışı işçi çalıştırma nedeniyle çok yüksek miktarlarda SGK prim ve cezası ödeme yükümlülüğü altına da girmiş olacağını, davalı, şirket harcama bilgilerine müvekkilimizin erişememesinin de etkisiyle olsa gerek, şirketin parasını lüks kişisel harcamaları için kullandığını, bu kapsamda davalı, şirket adına AUDİ marka lüks bir araç alarak kendisi kullandığını, ayrıca Ford Courier marka başka bir araç daha alarak eşinin kullanımına verdiğini, şirkete kayyım atandıktan sonra hazırlanan değerlendirme raporu ve muavin defter dökümlerine bakıldığında davalının geçmişe dönük olarak yaptığı bazı usulsüz harcamaları usule uygun göstermek için şirketin mali kayıtları üzerinde oynamalar yaparak mali iz bıraktığı kanaatine varıldığını, şirket hesapları teknik bilirkişiler tarafından incelendiğinde söz konusu mali iz net olarak anlaşılacağını, müvekkilinin anılan şirket adına kayıtlı olarak aldığı 542 330 85 27 numaralı hattı çok uzun zamandır kullanmaktayken, müvekkilinin davalı aleyhine 28/06/2021 tarihinde Bursa 2. Ticaret Mahkemesinin 2021/524 E. sayılı dosyasında görülmekte olan genel kurul kayyımı atanması davasını açmasından sonra davalı şahsi husumetle hareket ederek söz konusu hattı 03/08/2021 tarihinde müvekkilinin bilgisi dışında kapatıldığını, müvekkilinin kızı … Kütüklüler’in 06/08/2021 tarihinde yapılacak düğünü için düğün davetiyesi bastırdığını ve davetiyeye, misafirlerin irtibat kurmaları için, şikayete konu olan 542 330 85 27 numaralı kendi hattını yazdığını, davalı, bu durumdan haberdar olmasına rağmen, müvekkiline beslediği husumet nedeniyle, müvekkilinin haberleşmeye en çok ihtiyacının olduğu bir dönemde ve düğünden 3 gün önce söz konusu hattı kapattırarak müvekkilinin haberleşmesine engel olduğunu, davalı şirket müdürünün 5 yıl süreyle şirket genel kurulunu yapmadığını ve müvekkilinin bu yöndeki çağrılarını cevapsız bıraktığını, şirketi müvekkilinin denetiminden kaçırarak, eşini kayıt dışı şekilde şirkette istihdam ediliyor göstererek aylık 15.000,00 TL gibi yüksek ücretler ödediğini, şirket adına lüks araç ve telefonlar satın alarak kendisinin kullandığını, şirket hesabından meditasyon hocasına 24.650,00 TL ödemiş, yemek ve kahvaltı gibi şahsi harcamalarını dahi şirket hesabından yaptığını, hukuken geçerli herhangi bir karara dayanmaksızın ve gerekçe göstermeksizin VUK’a aykırı şekilde, kendisine 1.200,000,00 TL ödeme yaparken müvekkiline sadece 595.000,00 TL ödeme yaptığını ve bu şekilde müvekkilini ve şirketi yüksek meblağlı vergi cezalarına açık hale getirdiğini, geçmişe dönük olarak yaptığı bazı usulsüz harcamaları usule uygun göstermek için şirketin mali kayıtları üzerinde oynamalar yaparak mali iz bıraktığını, şahsi husumetle hareket müvekkilinin yıllardır kullandığı şirket hattını kızının düğününden 3 gün önce kapatarak müvekkilini zor durumda bıraktığını, açıklanan somut verilerin davalı şirket müdürünün şirketi yönetmekte acze düştüğünü ve dahası şirketi usul ve hukuka aykırı şekilde şahsi çıkarları doğrultusunda yöneterek mevcut ve potansiyel zararlara neden olduğunu göstermekte olduğunu, davalı müdürün görevden azline ilişkin koşulların fazlasıyla mevcut olduğunun açık olduğu, öncelikle mevcut şirket müdürü ile devam edilmesi durumunda şirketin daha büyük zarara uğrayacağı yine müvekkil davacının hisselerinin zarara uğrayacağı ileride telafisi güç ve imkansız zararların meydana gelmesi muhtemel olduğundan tedbiren şirkete temsil kayyımı atanması gerekmekte olduğunu belirterek şirketin ve müvekkilinin daha fazla zarar görmemesi için tensiple birlikte, şirkete geçici olarak temsil kayyımı atanmasına, davalının şirket müdürlüğünden azli ile yerine şirket paylarının %50’sine sahip olan müvekkili Zuhal Osanmaz Ünür’ün müdür olarak atanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Müvekkili …’ün, Uludağ Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olup, yaklaşık 10 yıl … Çelik Makine A.Ş. de pazarlama departmanında finansman sorumlusu olarak çalıştığını, davacı tarafın ise lise mezunu olup ev hanımı olduğunu, 2013 yılına kadar da herhangi bir iş tecrübesi olmadığını, tarafların babasından kalan miras üzerine müvekkilinin bir şirket kurmak istediğini, davacı …’ın da o tarihe kadar hiçbir tecrübesi ve iş deneyimi olmadığından müvekkili ile birlikte iş hayatına girmek istediğini bildirdiğini, 19/09/2013 tarihinde dava dışı … Hayvancılık Tarım Gıda İthalat İhracat Tic.ve San.Ltd.Şti.yi kurarak, ablası olan davacıyı da iş bu şirkete %50 hissedar ettiğini, müvekkili …, şirketin kuruluşundan bugüne değin, şirket müdürü olarak şirketi yönettiğini, gecesini gündüzüne katarak şirketi büyüterek, davacı tarafın hiçbir emeği ve hizmeti olmaksızın, 100.000 TL sermaye ile kurulan şirketi 8 yıl içinde yaklaşık 100 kat büyüterek 10.000.000 TL değerinde bir şirket haline getirdiğini, davacı taraf dava dilekçesinde, müvekkil …’ün şirket müdürü olarak şirket Genel Kurulunu yapma yükümlülüğü altında olmasına rağmen 2017-2018-2019 ve 2020 yılları genel kurullarını yapmadığını ileri sürdüğünü, öncelikle, davacı tarafça dava dilekçesinde kasten 2017 yılı ile 2020 yılları arasındaki şirket genel kurullarının yapılmadığının ileri sürüldüğünü, davacı tarafın iş bu iddiasının kötü niyetli olduğunu, 2019 ve 2020 yılları yani son 2 yıl pandemi nedeniyle resmi kurumlar tarafından yayınlanan tebliğler gereği şirket Genel Kurulları yasaklandığından şirket genel kurulları yapılamadığını, müvekkilinin şirket işlerini, gelir giderleri, şirketin finansal durumu hakkında paylaşım yapmak için ablası olan davacı … ve davacının kızı … Kütüklüler’in de bulunduğu bir Whatsapp Grubu kurduğunu, bu whatsapp grubundan düzenli olarak şirketin işleyişi, harcamaları, gelir-gider durumu ve diğer konularda sürekli paylaşım yaptığını ve kardeşini bilgilendirdiğini, hatta müvekkili davacı … konuyu tam idrak edemez diye davacının kızı olan Üniversite mezunu … Kütüklüler’i de whatsapp grubuna özellikle dahil ettiğini, davacı taraf şirketin işleyişi ile ilgili olarak gerek whatsapp yoluyla gerek ise yüz yüze düzenli olarak bilgilendirildiğinden, kendi bilgi ve onayı ile, hatta müvekkil tarafından çağrılmasına rağmen şirket merkezine dahi gelmek istememesi nedeniyle 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin Genel Kurullar yapılamadığını, kaldı ki, şirketin 2013, 2014,2015 ve 2016 yıllarına ait Genel Kurulları da, davacı tarafın bilgi ve onayı ile 2017 yılında yapıldığını, zira, davacı tarafın, şirketin hiçbir iş ve işlemi ile ilgilenmediği gibi, şirket Genel Kurullarına katılmak dahi istememekte, müvekkiline ise toplu olarak yapacaklarını ve sorun olmayacağını belirterek genel kurulları ertelemekte olduğunu, yani 2017-2020 yıllarına ait şirket genel Kurullarının yapılmama nedeni, davacının genel kurulların yapılmasını istememesi, bu Genel Kurul yapılmasını gereksiz bir iş yükü olarak görmesi, müvekkilinin kardeşi olan davacıya güvenmesi ve pandemi olduğunu, 2021 yılına ait Şirket Genel Kurulu ise, yasal süresi içerisinde 10/03/2022 tarihinde şirket genel merkezinde yapılacak olup, bu hususta gerekli ilanlar ve tebligatlar da yapıldığını, davacı tarafın müvekkilinin tamamen tek başına emek vererek bugünlere getirdiği şirkete hiçbir konuda emek ve mesai harcamadığını, davacı tarafın müvekkilinin ablası olmasına ve müvekkilinin gerek ekonomik ve gerek ise de ailevi konularda ablasının sürekli yanında olmasına rağmen, son zamanlarda belirgin bir şekilde müvekkiline karşı, anlaşılamayan bir husumet beslemeye ve sosyal çevresinde haksız ithamlar ile müvekkili zan altında bırakmaya başladığını, müvekkili şirket durumu ve faaliyetleriyle ilgili bilgi vermek amacıyla davacıyı sözlü ve yazılı olarak defalarca şirket merkezine davet etmesine rağmen, davacı bu davetlere icabet etmediğini ve cevap dahi vermediğini, şirketin büyümesine katkı sağlayacak olan yatırımlar (Yenilenebilir Güneş Enerjisi Sistemleri) ile şirketin verimliliğini ve karlılığını arttıracak iş faaliyetlerine ilişkin kararlar, davacı ortağın şahsi husumeti sebebiyle şirket merkezine gelmemesi ve kendisiyle iletişim kurulamaması nedeniyle bir türlü hayata geçirilemediğini, 1 Aralık 2020 tarihinde, müvekkilinin hem yukarıdaki durumları konuşabilmek hem de davacının müvekkile duyduğu şahsi husumeti sebebiyle sürdürülemeyen ortaklık durumunu görüşmek ve yine iletişim kopukluğunu gidermek üzere bir kez daha davacıyı telefonla arayarak şirket merkezine davet ettiğini, müvekkilinin davacıyı şirket merkezine çağırması üzerine, davacı taraf şirket merkezine gelmeyeceğini belirtmiş, müvekkilinin pandemi dolayısıyla cafelerin kapalı olduğu bu dönemde, davacı ve şimdiki eşi … ile Otobanda, İstanbul-Bursa istikametinde bulunan Starbucks cafede 01/12/2020 tarihinde yüz yüze görüştüklerini, bu görüşmede, davacı yan ve eşi …’ın müvekkilinden şirket mizanını istediğini, müvekkilinin ise 08/12/2020 tarihinde … 30 EYLÜL 2020 DETAYLI MİZAN CETVELİ pdf olarak davacıya whatsapp grubundan ilettiğini, müvekkilinin talep etmeleri durumunda şirketin değerini belirlemek amacıyla şirket değerlemesini yapılabileceğini kendilerine teklif ettiğini, …’ın ise buna şimdilik gerek olmadığını bu aşamada mizanın yeterli olacağını belirttiğini, davacı yanın görüşme ve mizanın kendisine gönderilmesinden sonra müvekkiline bir daha dönüş yapmadığını, bunun yerine haksız ve ağır ithamların yer aldığı Bursa 21.Noterliği’nin 04/12/2020 tarih ve 42291 yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek müvekkiline gönderdiğini, bu ihtarname ile davacı tarafın, müvekkilime duyduğu ve anlam verilemeyen husumeti daha da açıkça ortaya çıktığını, Bursa 16.Noterliği’nin 16/12/2020 tarihli 41666 yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile müvekkil … tarafından İş bu haksız ve ağır ithamlar ile dolu ihtarnameye, cevap verildiğini, müvekkili tarafından davacı tarafa cevabi ihtarname gönderilmesi sonrası davacı ortak …’ın, iş insanı olan şimdiki eşi …’ın şirketi satın almak istediğini belirterek, bunun için şirketle ilgili belgeleri müvekkilinden tekrar istediğini, davacı tarafından istenen belgelerin (şirket güncel mizanı, bilanço bilgileri, kurumlar vergisi beyannameleri ve banka dekontları), 29/03/2021 tarihinde şirketin o dönem ki avukatı Av.Bülent Gül aracılığıyla davacı … ve vekili Av….’a mail yoluyla teslim edildiğini, yine 2021 yılı Nisan ayında, müvekkilinin Av.Bülent Gül, davacı …’ın eşi … ve vekili Av.Birkan Özgür Yaşar bir araya gelerek şirketin davacıya satışı konusunda toplantı yaptıklarını, dolayısıyla 2021 yılı Mart – Haziran ayları arası müvekkilinin davacı kardeşi ile şirketin satışına dair görüşmeler yaptığını, sonuç olarak davacı tarafın tüm bu süreçte kötü niyetli bir şekilde müvekkilini oyalayarak 2021 yılı Haziran ayında Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/524 E. Sayılı dosyasıyla, gerçeğe aykırı itham ve iddialar ile Genel Kurul kayyımı atanması talebiyle dava açtığını, davacı tarafça dava dilekçesine kasıtlı olarak şirketin eski adresinin yazılması nedeniyle, dava dilekçesi müvekkilimizin eline ulaşmamış, bu yönüyle müvekkilimizin savunma hakkı sınırlanmış ve davacının gerçeğe aykırı itham ve iftira mahiyetindeki iddiaları üzerine, müvekkilimin de cevaplarını ve delillerini dosyaya sunamaması nedeniyle mahkemece şirkete Genel Kurul kayyumu atanmasına karar verildiğini, iş bu davadan 06.09.2021 tarihinde şirket adına alınan Uyap e- imza’dan sonra haberdar olunduğunu, mahkeme kararına karşı istinaf yoluna da başvurulduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkilinin 2017,2018,2019 ve 2020 yıllarında şirketin hak, alacak ve borçlarını ve faaliyet raporlarını usulüne uygun bir biçimde kendisine iletmediğini iddia ettiğini, davacı tarafın bu iddiası tamamen gerçek dışı olduğunu, davacı … lise mezunu olup, şirket ve mali işlerde deneyimi olmadığı için, şirket müdürü müvekkil … tarafından davacının üniversite mezunu olan kızı … Kütüklüler de tüm işlemler ile ilgili bilgilendirilmekte olduğunu, davalı müvekkilinin şirket müdürü olarak, kardeşi olan davacı …’a ve kızı … Kütüklüler’e düzenli olarak şirketin gelir giderlerini bildirdiğini, hesaplarını ilettiğini, her defasında davacı ve kızı … Kütüklüler’in müvekkiline emek ve özverisi için teşekkür ettiğini, ayrıca davalı tarafın bireysel araç kredisi için 2020 yılı Haziran ayında Vakıfbank Yıldırım Şubesi’ne kredi başvurusu yaptığını, bu nedenle banka personelinin müvekkilden şirketin detaylı mizan ve beyannamelerini istediğini, istenen tüm belgelerin müvekkili tarafından banka personeline iletildiğini, dolayısıyla davacı tarafın şirketin faaliyet raporlarının kendisine verilmediği iddiası geçeğe birebir aykırı olup kötü niyetli olduğunu, kaldı ki, davayı ve ileri sürülen iddiaları kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafın şirketin finansal tabloların denetimini isteme hakkı bulunmasına rağmen bu hakkı hiç kullanmamış, genel ifadeler ile müvekkilini suçladığını, Kanundan veya esas sözleşmeden doğan yükümlülüğün ihlal edilmesi, bu ihlalin kusurlu bir hareketle gerçekleşmesi ve bu nedenle şirketin zarar görmesi gerekmekte olduğunu, diğer bir deyişle, limited şirket müdürünün sorumlu tutulabilmesi için yalnızca zararın varlığının yeterli olmadığını, bunun yanı sıra, zararın müdürün kusurlu hareketi neticesinde meydana gelmiş olmasının aranacağını, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, limited şirket ortağının, müdürün azlini ve ya yetkilerinin kısıtlanmasını istemesi halinde haklı sebebin varlığını ispatlaması gerektiğini, haklı sebebi ispatlama külfetinin de davacıya ait olduğunu, yine yargıtay kararlarına göre, şirket defter ve kayıtları usulüne uygun tutuldu ise, davacının bu konuda özel denetçi atanmasını talep etme hakkı var iken bu hakkını kullanmaması, TTK 630. Maddede öngörülen şirket müdürünün özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal ettiği veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybettiği yolunda haklı nedenlerin varlığı ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili davacı …’ın … Hayvancılık Tarım Gıda İthalat İhracat Tic. Ve San. Ltd. Şirketinin %50 payına sahip olduğunu, davalı …’ün de anılan şirketin diğer %50’lik payına sahip olup aynı zamanda şirket müdürü olarak şirketi yönettiğini, davalının şirket müdürü olarak şirket genel kurulunu yapma yükümlülüğü altında olmasına rağmen şirketin 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin genel kurul toplantılarını yapmadığını, müvekkilinin hissedarı olduğu şirkette genel kurulun yapılması için gerek sözlü olarak, gerekse noter aracılığı ile talepte bulunmuş ise de davalının bu talepleri dikkate almadığını, müvekkilinin en son 22.12.2020 tarihinde Bursa 21. Noterliği aracılığıyla davalıya gönderdiği ihtarnameyle gündemi de belirleyerek, genel kurul yapılması talebinde bulunduğunu, fakat davalının bu talebin gereğini yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkilinin 28/06/2021 tarihinde Bursa 2.Ticaret Mahkemesinin 2021/524 esas sayılı dosyasında, genel kurul yapılması için şirkete GENEL KURUL KAYYIMI atanması talebiyle dava açtığını, anılan davada, mahkemenin 07/09/2021 tarihli ve 2021/657 karar sayılı kararıyla genel kurul yapılmak üzere şirkete genel kurul kayyımı atandığını, kayyım yönetiminde 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin genel kurul toplantıları yapıldığını, davalının şirket müdürü olarak görev yaptığı 2017, 2018, 2019, 2020, yıllarında şirketin hak, alacak veya borçlarıyla ilgili ve faaliyet raporlarını usulüne uygun bir biçimde müvekkiline iletmediğini, müvekkilinin Bursa 21. Noterliği aracılığı ile şirketin bahse konu yıllara ilişkin faaliyet raporlarını ve finansal tablolarını istediğini, davalı mesul müdür TTK 625/f gereği devredilemez yetkilerinden olan; şirket finansal tablolarının, yıllık faaliyet raporunun ve gerekli olduğu takdirde topluluk finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi görevini yerine getirmediğini, bu duruma ilişkin belgelere ancak dava açılarak Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/524 esas sayılı dosyası ile kayyum aracılığı ile ulaşılabildiğini, müvekkilinin şirketin borçlarından sorumlu olmasına rağmen şirketin faaliyetlerinin hukuka uygun olup olmadığını, şirketin borç veya alacaklarının ne kadar olduğu konusunda hiçbir bilgi alamadığını, davalının şirketin parasını şahsi menfaatleri doğrultusunda usule aykırı olarak para çıkışı yaparak harcadığını, davalının, kendisine 1.200,000,00.-TL ödeme yaparken müvekkiline sadece 595.000,00.-TL ödeme yapıldığını, davalının anılan ödemeleri herhangi bir karara dayanmaksızın yaptığı gibi ödemelerle ilgili herhangi bir açıklama veya sebep de göstermediğini, Vergi Usul Kanununa aykırı şekilde yapılan bu ödemelerin, şirket tüzel kişiliğini ve müvekkilini vergi hukuku açısından tehlikeli bir duruma soktuğunu ve olası bir vergi incelemesinde yüksek meblağlı cezaların kesilmesine açık hale getirdiğini, yapılan incelemelerde davalı şirket müdürünün çok sayıda şahsi harcamasını şirket hesabından yaptığının tespit edildiğini, şirkete genel kurul kayyımı atandıktan sonra hazırlanan değerlendirme raporu ve muavin defter dökümlerine bakıldığında davalının geçmişe dönük olarak yaptığı bazı usulsüz harcamaları usule uygun göstermek için şirketin mali kayıtları üzerinde oynamalar yaparak MALİ İZ bıraktığı kanaatine varıldığını, davalı şirket müdürünün azli için açtıkları davanın Bursa 3. Ticaret Mahkemesinin 2022/102 Esas sayılı dosyasıyla görülmekte olduğunu belirterek davalı şirket müdürünün şirketi uğrattığı zararın tespitine ve bu zararın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile … Hayvancılık Tarım Gıda İthalat İhracat Tic. Ve San. Ltd. Şirketi’ne ödenmesine, gerçek zarar miktarı yargılama aşamasında yapılacak bilirkişi incelemeleri ve tespitler sırasında tam olarak belli olacağından belirsiz alacak davası olarak açılan bu davanın sonradan artırılmak üzere dava değerinin şimdilik 1.000,00 TL olduğunun dikkate alınmasına, şirketin banka hesapları ile cari hesap ve kayıtlarına erişim imkanı bulunmadığından gerçek zarar miktarının ortaya çıkarılabilmesi için denetim kayyımı atanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların ortağı olduğu şirketin iştigal konusu ve faaliyeti canlı tavuk yetiştirmekte olduğunu, şirket tarafından … A.Ş. den alınan civcivlerin (şu an itibariyle 3 kümes bulunup 90.000 adet dolaylarında canlı hayvan) şirket kümeslerinde özenle büyütülüp tavuk haline getirildikten sonra …’a verilmekte olduğunu, şirketin bu faaliyetinde her türlü hijyenik ve sağlıklı ortam oluşturulmakta, bio güvenlik kuralları çerçevesinde özenle yetiştirilen tavuklar kg/TL birim fiyatı üzerinden satış bedeli karşılığında …’a satılmakta olduğunu, bu işlemlerin teknik işlemler olup, müvekkili ve Danışman eşi … tarafından gerçekleştirilmekte olduğunu, canlı üretim safhasında, yaşanan problemlerde, kararların hızlıca verilmesi ve tedbirlerin derhal alınması gerekmekte olduğunu, bu nedenle şirkete kayyım atanmasının gecikmelere, sıkıntılara, sonucunda hayvan ölümlerine, performansın düşmesine, …’la yapılmış olan sözleşmedeki kriterlerin yerine getirilmemesine, bu durum da ciddi ceza ve zararlarla karşılaşılmasına ve neticede şirketin iflasına neden olabileceğini, ayrıca, ülkenin bulunduğu durum itibari ile şirkete kayyım atanması halinde toplumda ve ticari hayatta negatif algı oluşturarak şirketin ticari itibarını da zedeleyeceğini, şirket müdürü … ve danışmanı …’ün yönetim, denetim ve gözetiminin, koruma ,çaba ve faaliyetlerinin aksayacağı bir durumda bunca tavuğun telef olması an meselesi olup, bu da şirketin büyük miktarda ve telafisi imkansız maddi zarara uğramasına sebebiyet vereceğini, şirketin tüm vergi ve borç yükümlülüklerini zamanında yerine getirmekte olduğunu, bankalar nezdinde kredibilitesi oldukça yüksek olduğunu, son yıllarda dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik zorluklara rağmen cirosu her yıl yükselmekte olduğunu, şirket ticari faaliyetlerini düzgün bir şekilde yerine getirmekte ve tedarikçiler nezdinde saygınlığı ve ticari itibarı oldukça yüksek olduğunu, denetim kayyımı atanması durumunda Şirketin yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliği kayyımın onayına bağlı kalacağını, şirketin yönetim organının yetkileri devam etmekle beraber yöneticinin şirket yönetimine dair tasarrufları ve üçüncü kişilerle şirketi temsilen yaptıkları işlemlerin geçerli olması için kayyımın onayı gerekeceğini, şirketi kuran, 100 kat büyüten ve bu günkü haline getiren şirket ortağı ve şirket müdürü …’ün yetkilerinin kısıtlanarak ve şirketin karar alamaz hale getirilerek şirkete kayyım atanması halinde şirketin işleyişi sekteye uğrayacağını, dolayısıyla şirket kümeslerinde bir defada 90.000 adet tavuğun yetiştirilmekte olması, bunların civciv olarak alınarak, yetiştirilmiş tavuk olarak …’a satılması, bu işlemlerin hassas ve teknik işler olması, bu işlerin bütün güç ve çabası ile bu günlere kadar getirmiş olan şirket müdürü … tarafından yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda, şirkete kayyım atanması halinde şirket işleyemez hale gelecek, mevcut tavuklar ve ciddi emeklerle bugüne kadar getirilen ve ülke ekonomisine değer katan bir yatırım ziyan edileceğini, bu hususta işletmenin faaliyetlerinde kayyımdan izin alınması için bir süreç gerektireceğinden canlı hayvan işinde öngörülemeyen telafisi imkansız ve geri dönülmez zararlara da neden olacağını, ayrıca kayyum atanması halinde … tarafından civciv teslimatı da yapılmayacak, şirket tek müşterisi olan … A.Ş. yi de kaybedeceğini, tarafların ortağı bulunduğu … Hayvancılık Tarım Gıda İthalat İhracat Tic.ve San.Ltd.Şti.’nin 2023 yılı sonuna kadar ödenmesi gereken yaklaşık 800.000 TL kredi borcu bulunmakta olduğunu, şirketin bakıcı maaşları, sgk primleri, vergi, işçi ücretleri, elektrik v.b. gibi sabit toplam masrafı aylık 50.000 TL dolaylarında olduğunu, şirketin işletilememesi halinde, gerek şirketin kredi borçları gerek ise de bu sabit olağan giderler karşılanamayacağını ve şirketin içinden çıkılamaz bir dar boğaza gireceğini belirterek davanın reddi gerektiğini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 26/10/2022 tarihli dilekçesi ile mahkememize ait 2022/102 esas sayılı ve birleşen 2022/371 esas sayılı dosyalarından feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili de 25/10/2022 tarihli dilekçesi ile davacı tarafın feragat talebini kabul ettiklerini, davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Dava açıldıktan sonra davadan feragat edilebilir. Davadan feragat, iki taraftan birinin (davacının) talep sonucundan vazgeçmesidir.
Davadan feragat kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğurur.
Davacının davasından (tamamen) feragat etmesi üzerine, mahkeme, davanın feragat nedeniyle reddine kararını verir.
Açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak, asıl ve birleşen davaların feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre:
A- Mahkememize ait 2022/102 esas sayılı asıl davada,
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.-TL maktu harç peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Taraflarca karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıran tarafa İADESİNE,
B-Birleşen Mahkememizin 2022/371 esas sayılı davada;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.-TL maktu harç peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Taraflarca karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 33.md.uyarınca yatıranlarına İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza