Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/10 E. 2022/1200 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/10
KARAR NO : 2022/1200

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … -TC Kimlik no- …

VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/01/2022
KARAR TARİHİ : 21/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; ne icra takip dosyasında takibi başlatan ve ciro sebebiyle alacaklı olarak görünen … isimli davalıya, ne de senet lehdarı olarak görünen … isimli davalıya şirketlerinin kesinlikle hiçbir borcu olmayıp adı geçen davalı /alacaklılar ile şirketleri arasında ne bonoların tanzim tarihinde, ne öncesinde veya sonrasında hiçbir ticari ilişkileri olmadığını, hiçbir alışveriş yapılmadığını, ödünç para alınmadığını, şirketin ve güya vergi dairesine kayıtlı tacir olarak görünen …”in her türlü resmi defter ve kayıtları ile bu durumun sabit olduğunu, ticari olarak bir mal alım veya satımı söz konusu olmadığı gibi ticari veya gayrı ticari bir nakit alımı da olmadığını, senet metni incelendiğinde borcun sebebi kısmının boş bırakıldığını, yani ne malen ve ne de nakden borcun sebebinin açıklanmadığını, şirketin adı geçen davalıyla hiçbir ticari ilişkisi olmayıp iddiasını ispat etmesi gerektiğini, şirketçe kendisinden hiçbir mal satın alınmadığını, borç para alınmadığını, kendisine mal satılmadığını, bu yönde şirketin ve karşı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep ettiklerini, icra takibine konu senet üzerindeki kaşelerde bulunan TC kimlik numaralarının kullanılmayan sahte numaralar olduğunu, bildirdikleri adreslerden bizzat yaptıkları adreslerde bu isimde kimsenin olmadığını ve tanınmadıklarının tespit edildiğini, İnegöl Vergi dairesinde yaptıkları araştırmada da kesinlikle bu TC kimlik numarası ve isimlerde mükellefiyet kaydının hiçbir zaman olmadığı bilgisine ulaşıldığını, senet üzerinde alacaklı görünen …’in senedi ciro yoluyla aldığı… (Kemal … Tekstil), hayatta gerçekten olan birisi olmadığını, aynı şekilde yine senet üzerinde…’in de seneti ciro yoluyla teslim aldığı şeklinde gözüken lehdar … ( … Tekstil) de hayatta gerçekten olan birisi olmadığını, yani alacaklı görünen … ile senet üzerinde senedi tanzim eden olarak gözüken … Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti arasındaki lehdar da, cironto da hayali, sahte kişiler olduğunu, bu şekilde hamil … ile seneti tanzim eden şirket arasındaki imzalar sahte olduğundan ciro silsilesi kopuk olduğunu, ciro silsilesi kopuk olan bu senet nedeniyle de şirketlerinin sorumluluğunun olmayacağının açık olduğunu, senetin hamili davalı …’in, mahkememize vereceği cevap dilekçesinde senedin kendi eline ne şekilde geçtiği hususunda beyanda bulunamayacağını, şirketin böyle kimseler ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığını, tamamen ihtilaflı olan kardeşi ve ortağı … tarafından düzenlenen bir kurgunun sonucu oluşturulmuş bir borç olduğunu, şirketin yukarıda bildirilen adreste tekstil işi ile iştigal eden bir aile şirketi olup ortaklarının tamamının kardeşler olduğunu, şirketin uzun zamandır içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar sebebiyle esasen kardeş oları şirket ortakları arasında bir takım ihtilaflar yaşandığını ancak yaşanan bu ihtilaflar nedeniyle şirketin ortağı ve kardeşi olan …’in ne yazık ki diğer ortakları ve kardeşleri olan kendilerine karşı hasmane bir tutum içerisine girdiğini, 2018 yılının nisan ayına kadar şirketlerinin aynı zamanda imza yetkilisi olan …’in bu hasmane tutumu nedeniyle elindeki imza yetkisini kullanarak bir çok defalar şirketi ve kendilerini sıkıntıya düşürecek tasarruflarda bulununca 2018 yılının nisan ayında genel kurul kararı ile kendisinin tüm imza yetkilerinin kaldırıldığını, … isimli ortağın ve aynı zamanda kardeşi olan bu kişinin bu senetten önce birkaç defa benzeri şekilde şirketlerini borçlu hale getirmek istediğini, bundan önce; imza yetkisi olmamasına rağmen yaptırdığı şirket kaşesini de kullanarak bir başka şirketin borçlu olduğu senetlere şirketin kaşesini ilave etmek ve imzalamak suretiyle şirketi borçlu hale getirip şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, her ne şekil ve sebeple olursa olsun netice olarak bu kişiden bir mal alım-satımı olmadığı gibi şirket olarak ödünç dahi almış olmadıklarını, şirketin rızası hilafına kaşesi kullanılarak düzenlenen bu senetler ile şirketin borçlandırılmaya çalışıldığını, yapılanın alenen suç olduğunu, tüm bu nedenlerden ötürü de işbu davanın açılma zarureti hasıl olduğunu belirterek öncelikle icra takibinin tedbiren durdurulması yöntünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulüne ve davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini ve tüm yargılama giderlerinin de davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının senedin iyiniyetli ve yetkili son hamili olduğunu, … Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti. senedin keşidecisi, … Tekstil- … lehtarı, Kemal …- … Tekstil ciranta ve müvekkil … hamili olduğunu, başlatılan takipte müvekkilinin iyi niyetli olup keşideci, lehtar ve ciranta arasındaki ilişkiyi bilebilecek durumda olmadığını, müvekkilin takip ve dava konusu senette 4. kişi olması karşılığında dava dilekçesinde öne sürülen hususların kendilerini bağlamadığını, … Tekstil ve … arasındaki ilişkinin neye dayandığı, borcun sebebi gibi hususlar tarafımızca bilinemeyecek ve bilinmesi mümkün olmayan detaylar olduğunu, davacının dilekçesinde taraflarına yönelik bir beyanı bulunmadığını, iyiniyetlerinin sabit olduğu görüldüğünde her ne kadar yargılamanın tarafı olarak gösterilmiş olsak dahi öne sürülen hususların davalıyı bağlamadığını, senedin tanzimine vesile olan ilişkiden bağımsız olarak hamil sıfatıyla takibe geçildiğini, davacı şirketin müvekkiline herhangi bir isnatta bulunamadığını, borçlu olmadığının ispatının davacı üzerinde olduğunu, imzaların istiklali ilkesi gereğince herkes kendi imzasından sorumlu olduğunu, öyle ki, diğer imzaların geçerli olup olmamasının senedin keşidecisini etkilemeyeceğini, keşideci her halde senet borcundan sorumlu olacağını, senet metninde görülen şahısların kim olduğunun imzalarının gerçekliği yalnızca imza sahibini bağlamakta olduğunu, davacı yanın ispat yükünü kendilerine yüklemeye çalışmasının, senet metnindeki diğer şahısların varlığını reddetmesinin müvekkil şahsında bir anlamı bulunmadığını, borçlunun borcun ödenmek suretiyle olmadığını ispatla mükellef olduğunu, aksi iddiaların iyiniyetli müvekkilini bağlamayacağını, senedin iktisabında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, davacı yanın da herhangi bir kötüniyet isnadında bulunamadığını, dilekçede belirtilen delillerin de taraflarına kusur atfına yarayacak deliller olmadığını, davacı şirketin ortaklık yapısından kaynaklanan, yönetimsel faaliyetlerinden doğan husumetlerin taraflarınca bilinmediğini, senedin tanzim tarihinde …, …, … ve … davacı şirketin yetkilileri ve kurucuları olduğunu, başlatılan takibe davacı-borçlu tarafından herhangi bir imza itirazında da bulunulmamış olup, taraflarınca Bursa 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde İİK.277 ve devamı maddeleri uyarınca Tasarrufun İptali Davası ikame edilmesinden sonra açılan menfi tespit davasının açıkça kötü niyetli olduğunu, öyle ki, borçlu şirket alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla şirket adına kayıtlı olan taşınmazlarını şirket yetkililerinin kızı üzerine devrederek mal kaçırmak amacı taşıdıkları gibi, halihazırda iş bu davayı ikame ederek tasarrufun İptali davasını sürüncemede bırakmak amacı taşımakta olduğunu, takibe ilişkin ödeme emrinin davacıya 01/10/2021 tarihinde tebliğ olmuş, aradan üç ay geçtikten sonra eldeki davanın ikame edilmiştir. Takibe hiç bir suretle itiraz etmeyen, işbu davayı açmak için üç ay bekleyen ve aleyhinde tasarrufun iptali davası ikame edilmesi üzerinde menfi tespit davası açan davacının iyi niyetli ve haklı olması beklenemeyeceğini, davacının varlığını iddia ettiği diğer takiplerde ve mahkeme kararlarında müvekkilinin taraf olmadığını, taraf olmaması sebebiyle bu takipleri ve ilamları bilebilecek durumda olması beklenemeyeceğini, davacı şirket bünyesinde çatışmalar olduğunu, … isimli şahsın şirketi borçlandırmaya çalıştığını iddia etmiş ise de Ticaret Sicilinde … hala ortak olduğunu, ortaklığı devam eden kişinin ortağı olduğu şirketi borçlandırmak için muhtelif işlemlerde bulunması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafça … isimli ortağın ortaklığının sona erdilmesi için bir dava açılıp açılmadığı bilgisi de verilmediğini, senedin tanzim tarihinden sonra yapılan toplantıda da … ile birlikte diğer iki kardeşin daha müdürlüğü alınmış tek müdür ve yetkili olarak … belirlendiğini, kardeşler arasındaki ilişkinin taraflarınca bilinemeyeceğini, ortağın ortaklığı borçlandırma işlemleri yapmasının hayatın olağan akışında beklenemeyeceği açık olduğunu, …’in ya da diğer ortakların iddia edilen borçlandırıcı yahut zarar verme eğilimindeki işlemlerde bulunduğu beyanatı karşısında şirketin ortaklık ilişkilerinde değişim yapmak için bir dava ikame edilmediğinin de görülmekte olduğunu, basiretli tacir olmanın hatta ve hatta ticari işletmenin temel unsuru olan gelir sağlamayı hedef tutma unsuruna halel geldiği iddiasında bulunan davacının bu hususu engellemek ya da değiştirmek için herhangi bir çaba göstermemesi safsata düzeyini geçmediğini, bununla birlikte, davacı tarafça dava dilekçesinde, … hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, hala daha iş bu soruşturma dosyasının derdest olduğu belirtilmek suretiyle mahkemeniz yanıltılmaya çalışılmakta olduğunu, öyle ki, mahkememizce savcılıktan celp edilen 2020/51134 Sor. dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın mahkememize gönderildiğini, öyle ki, davacı taraf soruştumanın halen derdest olduğunu belirtmesine rağmen dosyaya gelen soruşturma evrakları içerisinde KYOK kararının davacı tarafça 21/12/2021 tarihinde elden tebliğ belgesi de yer almakta olduğunu, o halde, davacının iş bu davayı ikame ettiği tarihte soruşturma doyyasının neticesini bilmesine rağmen, mahkemenizi yanıltmak amacıyla ortada bir suç varmış gibi izlenim yaratmak çabası içerisinde olduğunu, savcılık tarafından verilen Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karar, davacının iddia ettiği usulsüz işlemlerin gerçekleşmediğini davacının iddia ettiği şekilde suç oluşturacak bir sahtecilik yapılmadığı açıkça ortada olduğunu, davacının bahsettiği 2018 yılından 2022 yılına kadar da iddia ettiği entrikalı duruma yönelik bir reflekste bulunmaması da bir tacirden beklenemeyeceğini, mahkememizce de nazara alınacağı gibi sırf alacaklarından ve alacaklılarından kaçma maksadıyla ikame edilen eldeki davada davacının öne sürdüğü hususlardan herhangi birinin hukuken bir anlamı bulunmadığını, yine davacı tarafça iddia edilen ve delillerinde bildirilen mahkemenizce celp edilmiş olan 3. İcra Hukuk Mahkemesi 2020/229-226-228-227-230-231-232 Esas Sayılı dosyası içerisinde yer alan evraklardan, davaların tarafları ve konusunun başka olduğu, huzurda ki dava ile hiç bir bağlantısı olmadığı gibi müvekkille uzaktan yakından bağ içermeyen dosyalar olduğunun görülmekte olduğunu, senet metninde borcun sebebine ilişkin bir kayıt yazılmamasının senedin geçerliliğini etkilememekte olduğunu, senedi düzenleyen ve lehtar arasındaki ilişkiye vakıf olunması iyiniyetli dördüncü kişi olan davalı müvekkilden beklenemeyeceğini, bununla birlikte, senet metninde yapılan değişikliğin alacağımızı etkilemesi hakkaniyete aykırı olacağını, davacının keşide ettiği bonoya istinaden icra takibine girişilmesi ve takip hukukundan kaynaklanan cebri icra işlemlerinin uygulanması alacaklı müvekkilin kanuni hakkı olduğunu, sadece davacının aile içi ve şirket içi iddialarına dayanarak takip haklarının ve cebri icranın engellenmesinin hukuka aykırı olacağını, kaldı ki davacının iddia ettiği hususlara ilişkin dava ile bağdaştırılabilir tek bir delil sunmadığı gibi, savcılık dosyası dahi Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verdiğini, takip dayanağı bonodan kaynaklanan müteselsil sorumluluğun varlığında …’ten tahsilat yapılabileceği bilgisinin taraflarına verilmesinin hukuken bir karşılığı bulunmamakla birlikte şirket ve şirket ortağı kardeşler arasındaki ilişki iyiniyetli müvekkili bağlamadığını, öyle ki, taraflarına borçlu … adına kayıtlı malvarlıklarına haciz tatbik edilmiş olup, borçlunun malvarlığı üzerinde fazlasıyla haciz takyidatı yer almakta ve borcu karşılayacak malvarlığına ulaşılamadığını, davacının suç işlendiğine ilişkin isnatlarının sübut bulacağı yerin de mahkememiz olmayıp ceza yargılamasının konusu olduğunu belirterek ortağı ve kardeşi hakkında yanlış yargı yerinde suç isnadında bulunan davacının, dava dilekçesinde iddia ettiği hususların hiç birini iyiniyetli hamil olan müvekkile karşı ileri sürmesi mümkün olmadığından, davacının borcun ödendiğine ilişkin hiç bir belge sunmaması, dolayısıyla müvekkil açısından alacağın devam ettiği kabul edildiğinden, borcu inkar eden davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğundan ve bununla birlikte davacının iddialerını ispatlar hiç bir delil sunmamış olması nedeniyle davanın reddini, müvekkilinin alacağına kavuşmasını açıkça engellenmesi ve iş bu davanın davacı aleyhinde tarafımızca ikame edilen tasarrufun iptali davası nedeniyle açıldığından kötüniyetli davacı aleyhinde alacağın %20’si oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava; davacı şirketin Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2021/5840 Esas sayılı icra dosyasına konu bonodan dolayı davalılara borçlu olup olmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce kendilerine adreslerinde ulaşılamadığı anlaşılan davalılar … ve… ile davanın bu davadan tefriki ile ayrı bir esasa kayıtlanmasına, kaydedildiği esas üzerinden davalıların dosya içerisinde mevcut bilgi ve belgeler üzerinden vergi numaraları, var ise ticaret sicil numaraları, vergi dairesi ve esnaf odası kayıtları araştırılarak tebligat yapılması konusundaki taraf teşkili eksikliğinin bilahare giderilmesine, davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtlarının 22/01/2018 tarihi itibari ile yetkililerini gösterir şekilde imza sirküleri ile birlikte ve şirket yetkilisi …’in yetkili olduğu tarihleri gösterir kayıtlar ve imza sirkülerinin, 25/04/2018 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ve ekleri ile birlikte celbi için ticaret sicil müdürlüğüne yazı yazılmasına, …’in adresi ile ilgili bilgilerin de Ticaret sicil Müdürlüğünden celbine, davacı şirket önceki yetkilisi olduğu anlaşılan … ve diğer yetkililerin beyanlarına başvurulmak üzere adresleri tespit edildikten sonra bilahare davetiye ile celplerine, Bursa 1. ATM’nin 2021/236 Esas sayılı dosyasının incelenmek üzere celbine, Bursa CBS’nin 2022/25014 Soruşturma sayılı dosyasının incelenmek üzere celbine karar verilmiş, akabinde BTSO’ya yazılan müzekkereye cevap verildiği, davacı şirket yetkilileri …, …, … ve …’e usulüne uygun olarak tebligatların yapıldığı, Bursa CBS’ye yazılan müzekkereye cevap verildiği, 2022/25014 Soruşturma sayılı dosyanın UYAP sistem üzerinden gönderildiği, Bursa 1. ATM’ye yazılan müzekkereye cevap verildiği, 2021/236 Esas sayılı dosyanın UYAP sistem üzerinden gönderildiği ve mahkememizce dosya arasına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalılar … ve… hakkında daha önce tefrik kararı verilmesi nedeni ile açılan Bursa 3.ATM’nin 2022/459 Esas sayılı dosyasında davalılar adına ilanen tebligat işlemlerinin tamamlanması nedeni ile yeniden bu dosya ile birleştirilmesine karar verildiği, birleştirilen dosyanın dosyamız içerisine alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede davalının senedin iyiniyetli ve yetkili son hamili olduğu, … Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin senedin keşidecisi, … Tekstil- … lehtarı, Kemal … -… Tekstil ciranta ve davalı …’in hamili olduğu, başlatılan takipte davalının iyi niyetli olup keşideci, lehtar ve ciranta arasındaki ilişkiyi bilebilecek durumda olmadığı, takip ve dava konusu senette 4. kişi olması karşılığında dava dilekçesinde öne sürülen hususların davalıyı bağlamayacağı, davacının dava dilekçesinde davalıya herhangi bir isnatta bulunamadığı anlaşılmış, borçlu olmadığının ispat yükünün ise davacı üzerinde olduğu, imzaların istiklali ilkesi gereğince herkesin kendi imzasından sorumlu olduğu, öyle ki, diğer imzaların geçerli olup olmamasının senedin keşidecisini etkilemeyeceği, keşidecinin her halde senet borcundan sorumlu olduğu, senet metninde görülen şahısların kim olduğu, imzalarının gerçekliği yalnızca imza sahibini bağlamakta olup, Ticaret Sicil Gazetesinde de görüldüğü üzere senedin tanzim tarihinde …, …, … ve …’in davacı şirketin yetkilileri ve kurucuları olduğu, başlatılan takibe davacı-borçlu tarafından herhangi bir imza itirazında da bulunulmadığı, takibe ilişkin ödeme emrinin davacıya 01/10/2021 tarihinde tebliğ olduğu, aradan üç ay geçtikten sonra eldeki davanın ikame edildiği, … hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, ayrıca davacı yan tarafından senedin tahsil tarihi ve tanzim tarihi arasında 2,5-3 yıl bulunduğu ve bu sürenin tahsil açısından ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu iddia etmiş olsada, senedin tanzim tarihi ve ödeme günü arasında bir senelik bir zaman dilimi olduğu, keşidecinin tekstil alanında faaliyet gösterdiği de göz önünde bulundurulduğu takdirde, ticari hayatın olağan akışında bir yıl ve daha uzun vadeli bono düzenlenmesinin normal olduğu, ortağı ve kardeşi hakkında yanlış yargı yerinde suç isnadında bulunan davacının, dava dilekçesinde iddia ettiği hususların hiç birini iyiniyetli hamil olan davalı tarafa karşı ileri sürmesi mümkün olmadığından, davacının borcun ödendiğine ilişkin hiç bir belge sunmaması, dolayısıyla davalı açısından alacağın devam ettiği kabul edildiğinden, borcu inkar eden davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğundan ve bununla birlikte davacının iddialarını ispatlar hiç bir delil sunmamış olması nedeniyle ve özellikle davacı şirket adına bonoyu keşide eden …’in senet üzerindeki imzanın ve parafın dosya içerisine celbedilen şirkete ait ticaret sicil kayıtlarına göre 25/04/2018 tarihine kadar şirketi münferiden temsile yetkili müdür olarak görevinin devam ettiği, senedin tanzim edildiği 22/04/2018 tarihi itibariyle şirketi temsile yetkili müdür olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, açılan menfi tespit davası ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmediğinden yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin de REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 80,70.-TL harcın peşin alınan 5.123,25.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.042,55.-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 45.000,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile Davalı … vekilinin yüzünde, diğer davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza