Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/982 E. 2022/921 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/982
KARAR NO : 2022/921

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16825-28777-08102] UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16600-06472-07779] UETS
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Tarım Hayvancılık Gayrimenkul İnş San. ve Tic. Ltd. Şti. 06.11.2019 tarihinde tescil edilerek tek ortaklı olarak dava dışı borçlu … tarafından kurulduğunu, 28.11.2019 tarihinde şirketin tek ortaklık durumu sona erdirilerek dava dışı …, şirkete ortak olduğunu, müvekkil şirketin iki ortaklı hale geldiğini ve alınan karar sonucu müvekkil şirketin iki müdürlü hale geldiğini, dava dışı … ile takip borçlusu … birlikte şirket müdürü olduğunu, müvekkil … Tarım Hayvancılık Gayrimenkul İnş San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin yüzde 70 payına sahip olan çoğunluk hissedar …’ olduğunu, yüzde 30 payına sahip olan takip borçlusu dava dışı … olduğunu, ortakların ve müdürlerin bir araya gelememesi sebebiyle ve … ile … arasında husumet olması sebebiyle Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/723 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını ve Genel Kurula Çağrı daveti yapıldığını, mahkeme aracılığı ile tarafların bir araya gelebildiğini, bu dosyanın davacı yanı şirketin ortaklarından … olduğunu, müvekkil şirketin hiçbir ticari ilişki olmadan borçlandırıldığını, zira icra dosyanın diğer borçlusu şirketin hem ortağı hem müdürü olan … olduğunu, icra dosyasına konu 3 ayrı senet bulunduğunu, her senedin düzenlenme tarihinin 15.11.2019 tarihi olduğunu, davalı şirketin kuruluş tarihi olan 06.11.2019 tarihinden hemen sonra düzenlenmiş olan senetler olduğunu, kaldı ki senedin alacaklısı şahıs olduğunu, takibe konu edilen senetlerin toplamı 1.500.000,00.-TL olduğunu, yeni kurulmuş bir şirketin davalı yana bu kadar kısa sürede 1.500.000,00.-TL borçlanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kaldı ki, şirketin diğer ortağı … ortak olmadan 13 gün önce bu senetlerin düzenlenmesi de iyi niyetli olunmadığının göstergesi olduğunu, kaldı ki şirketin üzerine kayıtlı birden fazla taşınmaz bulunduğunu, icra dosyasıyla da bu durumun sabit olduğunu, müvekkil şirketin, çok ciddi bir şekilde haciz tehditi altında olduğunu, icra takibinin her iki takip borçlusu yönünden de kesinleştiğini, dosyanın borçlusu …’ın icra dosyasından bilgi sahibi olmasına rağmen itiraz etmediğini, itiraz etmemesine ilişkin hiçbir haklı sebebi genel kurulda beyan edemediğini, söz konusu taşınmazların şu anda satış aşamasında olup her bir taşınmaz yönünden değer tespiti yapıldığını, taşınmazların satılması halinde müvekkil şirketin tasfiyesinin söz konusu olacağını, ayrıca müvekkilinin bilgisi dahi olmadan ortak olduğu şirketin borçlarından ötürü müvekkil şirkete ait taşınmazları kaybedecek ve maddi anlamda zarar göreceğini, müvekkil şirket hakkında başlatılmış olan aleyhe icra takibinde hiçbir yasal dayanak gerekçe olmadığını, takip talebi ve ödeme emrinin içeriğinde sadece senede ilişkin temel bilgiler yer almakta olduğunu, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki ya da ticari alışveriş de olmadığını, davalının bu hususların aksini ispata yarar yazılı belge davaya sunamayacağını, davalı alacaklı olduğunu iddia ediyorsa bunu somut ve inandırıcı ıslak imzalı yazılı delillerle ispat etmesi gerekmekte olduğunu, emsal nitelikte olan Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, dolayısıyla davalı haksız olarak müvekkil şirkete karşı icra takibi başlatıldığını, bu olaylar nedeniyle dava dışı … aleyhine tarafımızca Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulacağını, ayrıca sorumluluk yönünden de sorumluluk davası da açılacağını, dosya alacaklısı tarafından Bursa 5. İcra Müdürlüğü’nün 2020/4423 esas sayılı dosyasında esas takibe geçilerek müvekkili şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz şerhi işlenerek, söz konusu taşınmazların satışı yönünde alacaklı tarafından talepte bulunulduğunu, kaldı ki, birkaç taşınmaza yönelik kıymet takdir raporu dahi düzenlendiğini, tebliğ edilen kıymet takdir raporlarından birine yönelik taşınmaz değerinin çok düşük olması sebebiyle itiraz davası Bursa 6. İcra Hukuk Mahkemesinde açıldığını, 2021/592 esas numarası ile görülmekte olduğunu, dosyanın geldiği aşama nazara alındığında müvekkil şirkete ait 21 adet taşınmaz yönünden satış işlemlerine başlanılarak taşınmazlara kıymet takdir raporu düzenlendiğini, dosya üzerinde aksi durumda tedbir verilmemesi durumunda müvekkilin taşınmazları değerinin çok altında, yok yere satılarak müvekkili şirket mağdur edileceğini belirterek öncelikle ve ivedilikle teminatsız yahut teminat mukabili olarak tedbiren Bursa 5. İcra Müdürlüğü’nün 2020/4423 E. sayılı icra dosyası yönünden tedbir kararı verilmesine ve icra takibinin durdurulmasına, davanın kabulü ile keşidecisi … Tarım Hayv. Gayr. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve dava dışı diğer borçlu …, lehdarı … olan 15.11.2019 tanzim tarihli; 20.02.2020 vade tarihli 500.000,00-TL bedelli bono, 20.03.2020 vade tarihli 500.000,00-TL bedelli bono, 20.04.2020 vade tarihli 500.000,00-TL bedelli bonolara ilişkin müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespitine ve Bursa 5. İcra 2020/4423 E. sayılı icra takibinin iptaline, davalı taraf Bursa 5. İcra 2020/4423 E. sayılı dosyası ile yapmış olduğu icra takibinde müvekkilin borcu olmadığı halde haciz tehtidi altında müvekkili menfi tespit davası açmaya zorladığı ve haksız, kötüniyetli olduğu sabit olduğundan dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere aleyhine kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın keşidecisinin … Tarım Hayv. Gayr. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Ve dava dışı diğer borçlu …, lehdarı … olan 15.11.2019 tanzim tarihli; 20.02.2020 vade tarihli 500.000 TL bedelli bono, 20.03.2020 vade tarihli 500.000 TL bedelli bono, 20.04.2020 vade tarihli 500.000 TL bedelli bonolara ilişkin olarak borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası açtığını, davacı taraf dava dilekçelerinde şirketin iki müdürü olan … ve …’nın aralarında husumet olduğunu, bonoların gerçek bir ticari ilişkiye dayanmadığını, şirketin yüklü miktarda borç altına girmesinin hayatın olağan akılına aykırı olduğu nedenlerine dayandığını, davacının davasını dayandırdığı bu gerekçelere delil olarak hiç bir yazılı belge sunmamış olup bu iddiaların maddi gerçeği yansıtmadığını, ayrıca davacının gerekçelerinin hukuki olarak hiç bir geçerliliği olmayıp basiretli bir tacir gibi davranması gerekirken haksız ve kötü niyetli olarak bu davayı ikame ederek müvekkili davalı …’nın alacağına kavuşmasını engellemeye çalışmakta olduğunu, dava konusu bonoların tanzim tarihi 15.11.2019 tarihi olduğunu, bonoların tanzim tarihinde dava dışı borçlu … şirketi münferiden temsile yetkili tek müdür olduğunu, davacı şirketin keşidecisi olduğu bonoları şirket adına düzenleyerek müvekkilim lehtar …’ya teslim ettiğini, vadesi geldiğinde şirket tarafından ödeme yapılmaması sebebiyle davacı şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, yapılan takibe davacı şirket tarafından imzaya ve borca bir itiraz yapılmadığını, davacı şirketin senetlerdeki imzayı inkar etmediği gibi dava dilekçesinde de bonoların keşidecisinin davacı şirket olduğunu kabul ettiklerini, davacı tarafın, 28.11.2019 tarihinde … ‘nın şirkete ortak olması ile şirketin iki müdürlü hale geldiğini ve dava dışı … ile … ‘nın şirketi birlikte müştereken temsil etmeye yetkili iki müdür olduğunu belirttiğini, fakat dava konusu bonoların tanzim tarihi 15.11.2019 tarihi olup dava konusu bonolar şirket henüz iki müdürlü olmadan önce şirketi tek başına temsile yetkili olan … tarafından hukuka uygun olarak tanzim edildiğini, dava dışı borçlu … tek başına temsile yetkili olduğu tarihlerde müvekkili …’nın lehtarı olduğu bonoları usulüne uygun olarak tanzim ettiğini, davacı tarafın şirketin hiç bir ticari ilişkisi olmadan borçlandırıldığını iddia ettiğini, fakat bononun, bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olduğunu, bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmediğini ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu sağlayan tarafa ait olduğunu, dava konusu bonolar incelendiğinde davacı şirket senetlerde kayıtsız şartsız olarak yazılan rakamı ödeme taahhüdünde bulunduğunu, ayrıca dava konusu senetlerin usulüne uygun olarak düzenlenmiş kambiyo vasfı niteliğine haiz bonolar olduğunu ve TTK 583. maddesi ve devamında düzenlenen kambiyo senetlerinin başlıca özelliklerinden biri illetten mücerret oluşları olduğunu, senet metninden ayrıca ve açıkça anlaşılmadıkça, doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız olarak takip konusu edilebileceğini, bu nedenle salt bononun varlığı müvekkilimin alacaklı olduğunu ispata yeterlidir ve müvekkilimin bononun temelindeki ilişkiye dair delil sunma veya ilişkiyi ispat etme zorunluluğu olmadığını, TMK’nın 6. ve HMK’nın 191. maddesi uyarınca ispat yükünün davacı senet borçlusunda olduğu yolundaki genel kurala göre davacının senedin bedelsiz olduğunu ispatlaması gerektiği kabul edilmesi gerektiğini, davacı şirket dava konusu bonolarda kayıtsız şartsız ödeme taahhüdünde bulunduğunu, bono altındaki imza ve yazılar davacı yanca da inkar edilmediğini, davacı şirketin soyut borç ikrarını içeren senetlerin bedelsiz olduğu iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerekmekte olduğunu, davacı tarafın iddialarını ispata elverişli herhangi bir yazılı delil de sunamadığını, davacı taraf bonoların şirketin kuruluş tarihinden çok kısa süre sonra düzenlenmiş olduğunu ve yeni kurulmuş bir şirketin kısa sürede 1.500.000 TL borç altına girmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunduğunu, fakat ticari hayata yeni giriş yapan bir şirketin sermayesi ile şirketin kuruluşundan hemen sonra çeşitli borçlar altına girmesinin hayatın olağan akışına aykırı bir durum olmadığını, tam aksine ticari hayata atılan ve sektörde yer etmeye çalışan bir şirketten beklenen aksiyonlar olduğunu, maddi gerçeği kendi lehlerine yorumlayarak delil oluşturma çabasına giren davacı tarafın mesnetsiz iddiaları dikkate alınmayarak davanın reddi gerektiğini, davacı taraf şirket müdürlerinin aralarında husumet olduğunu ileri sürmesinin bu davayla alakasının taraflarınca anlaşılamadığını, davacı şirketin iç ilişkisinin illetten mücerret olan bonoya dayalı müvekkilimin alacağı ile ilişkisinin ne olduğu davacı tarafından açıklanması gerektiğini, kaldı ki senetlerin tanzim tarihi ortaklık öncesine dayanmakta olduğunu, ortaklık öncesinde aralarında husumet olan iki kişinin buna rağmen ortaklık kurmuş olması düşünülemeyeceğinden ortaklık kurulduktan sonra ortaya çıkan husumetin müvekkilimin alacağı ile ilgisi bulunmamakta olduğunu, davacı şirketin ortağı olan … diğer ortağın olan …’ın şirketin zararına hareket ettiğini düşünüyor ise bu durum şirketin ortaklar arası ilişkisiyle ilgili olup başka bir davanın konusunu oluşturmakta olduğunu, müvekkilinin alacağı tüm bu olaylarla ilgisi olmayan ve temel ilişkiden soyut bonolara dayanmakta olduğunu, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi davranarak borcunu ödemesi gerekir iken şirket içi sorunları nedeniyle müvekkilimi zarara uğratması hukuken kabul edilemez bir durumdur ki bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
GEREKÇE;
Dava, davacı yanın davalıya dava tarihi itibari ile Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2020/4423 esas sayılı icra takibinden dolayı borçlu bulunup bulunmadığı konularında olduğuna ilişkin menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce 15/11/2019 tarihi itibariyle davacı şirketi temsile yetkili kişileri gösterir şekilde ticaret sicil kayıtlarının celbine karar verilmiş, dava konusu keşidecisi … Tarım Hayv. Gayr. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve dava dışı diğer borçlu …, lehdarı … olan 15.11.2019 tanzim tarihli; 20.02.2020 vade tarihli 500.000,00-TL bedelli bono, 20.03.2020 vade tarihli 500.000,00-TL bedelli bono, 20.04.2020 vade tarihli 500.000,00-TL bedelli bonolar celp edilerek incelenmiş, Bursa C.Başsavcılığının 2022/14660 esas sayılı dosyasının da celbine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacı şirketin iç ilişkisinin illetten mücerret olan bonoya dayalı davalıdan alacağı ile ilişkisinin ne olduğunun davacı tarafça açıklanması gerekmekte olup senetlerin tanzim tarihinin ortaklık öncesine dayanmakta olduğu, ortaklık öncesinde aralarında husumet olan iki kişinin buna rağmen ortaklık kurmuş olması düşünülemeyeceğinden ortaklık kurulduktan sonra ortaya çıkan husumetin davalının alacağı ile ilgisi bulunmadığı, davacı şirketin ortağı olan …’nin diğer ortak olan …’ın şirketin zararına hareket ettiğini düşünüyor ise bu durum şirketin ortaklar arası ilişkisiyle ilgili olup başka bir davanın konusunu oluşturmakta olduğu, davacının alacağı tüm bu olaylarla ilgisi olmayan ve temel ilişkiden soyut bonolara dayanmakta olduğu, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi davranarak borcunu ödemesi gerekir iken şirket içi sorunları nedeniyle davalıyı zarara uğrattığı, şirket müdürlerinden …’nin ortak olmadan önceki şirket borçlarını bu şekilde mesnetsiz ve gerçeğe aykırı iddialar ile kabul etmeyerek basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı hareket etmekte olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 18/2 maddesi gereğince, tacir, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi gerekmekte olup … ortak olacağı şirketin ortaklık kurmadan önce de borçlarının olabileceğini bilebilecek durumda olduğu, hayatın olağan akışında basiretli bir tacirin ortak olacağı şirketin aktifini, pasifini, bilançolarını ve mali durumunu gösterir kayıtlarını incelemeden ortak olduğunun düşünülemeyeceği, ayrıca bonoların keşide tarihinin 2019 yılına ve vade tarihinin 2020 yılına ait olduğunu, davacı şirketin takip tarihinden çok sonra 2021 yılının 12. Ayında borçlu olmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açmasının açıkça kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğu, davalının alacağının soyut borç ikrarını içeren usulüne uygun olarak düzenlenmiş 3 adet bonodan kaynaklanmakta olduğu, bonoların bağımsız borç ikrarı içeren senetler olup TMK’nın 6. ve HMK’nın 191. maddesi uyarınca senedin bedelsiz olduğu ve borçlu olmadığı yönündeki iddiların ispat yükünün davacı senet borçlusunda olduğu yolundaki genel kurala göre davacının senetlerin bedelsiz olduğunu ispatlaması gerektiği, bu nedenle davacı tarafın iddialarını yazılı delil ispat etmesi gerektiği kanaati ile davanın reddine karar vermek gerekmiş, hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin de REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 80,70.-TL harcın peşin alınan 25.616,25.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 25.535,55.-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 168.000,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/09/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza