Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/926 E. 2022/563 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/926 Esas – 2022/563
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
(Görevsizlik)
ESAS NO : 2021/926 Esas
KARAR NO : 2022/563

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … (TC.
VEKİLİ : Av. UETS
DAVALI : SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – UETS
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/11/2021
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine İnegöl İcra Müdürlüğü’nün 2021/E. sayılı dosyası ile başlatılan takibe, davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, 20.05.2019 tarihinde davalı ile müvekkile ait ekte belgeleri sunulan çatı işinin yapılması üzerine anlaşmış olduğunu, müvekkili sözleşme gereği anlaşılan işleri yapmış lakin hakkedişinin dava değeri olan kısmı tarafına ödenmediğini, ilaveten, takip konusu meblağ davalı tarafça gayet iyi bir şekilde bilinmekte olup, aynı zamanda likit bir alacak olduğunu, sözleşmenin altında bulunan imza incelendiğinde imzanın davalı şirket yetkilisi …ın imzası olduğunun ortaya çıkacağını, davalı şirketin üzerine herhangi bir menkul-gayrimenkul bilinen varlık bulunmadığını, lakin şirket anonim şirketi olup ve şirket sahibi şirket borçlarından müteselsilen sorumlu olacağını, şirketin üzerine menkul- gayrimenkul varlık olmadığından anlaşılacağı üzere şirket sahibinin mal kaçırma davranışının aşikar olduğunu, şirket sahibi ticaret sicilinde …. ….. görüldüğünü, şirketin anonim şirket olması ve şirket sahibinin şahsi mal varlığı ile sorumlu olması sebebiyle …. ….nın üzerine kayıtlı menkul-gayrimenkul varlıklar ile banka hesaplarına ve posta çeki hesaplarına tedbir koyulmasını talep ettiğini, anılan bu sebeplerle; davanın ve tedbir talebinin kabulü ile; davalının icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, yargılama, harç ve vekaleti ücretin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı tarafa usulüne uygun yapılan tebligata rağmen yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
GEREKÇE;
Dava; İnegöl İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra takibine itirazın iptali davası olup, yasal süresi içerisinde açılmıştır.
Mahkememizce İnegöl İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra takip dosyasının uyap sistemi üzerinden celp ve incelenmesinde; davacı vekili tarafından, 13/06/2021 tarihinde davalı şirket aleyhine sözleşmeden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla, 53.000,00-TL asıl alacak, 5.018,30-TL işlemiş faiz olmak üzere 58.018,30-TL miktar üzerinden takip başlatıldığı, davalı şirket vekilinin 21/06/2021 tarihli itiraz dilekçesi ile takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’na müzekkere yazılarak, davacı …’a ait kayıtların celbi istenildiği, gelen yazı cevabında; … isimli şahıs firması kaydına rastlanılmadığı, … inşaat İzolasyon Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne 75 Paya karşılık 7.500,00-TL’si …’a ait olmak üzere ortaklık kaydı bulunduğu yönünde bilgi verildiği görülmüştür.
Mahkememizce, İnegöl Vergi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacıya ait 2019,2020 ve 2021 yılı Gelir Vergisi Beyannamesinin celbi istenildiği, 10/03/2022 tarihli yazı cevabı ile; …’ın mükellefiyet kaydı olmadığından (Potansiyel Mükellef (Gelir Getirici Kazanç Olmaksızın Bazı İş Ve İşlemlerde Kullanılan Potansiyel Vergi Kimlik Numarasına Haiz Mükellef) Gelir Vergisi beyannameleri bulunmadığı yönünde bilgi verildiği görülmüştür.
Mahkememizce; Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odasına müzekkere yazılarak davacıya ait kayıtların celbi istenildiği, 09/03/2022 tarihli yazı cevabı ile; davacı …’a ait bir kaydın bulunmadığı yönünde bilgi verildiği anlaşılmıştır.
HMK’nın 114/1-c maddesine göre “mahkemenin görevli olması” dava şartıdır. Aynı Kanun’un 115/1 maddesine göre mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Aynı maddenin 2 nolu bendine göre ise mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Diğer taraftan Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesi uyarınca iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar sayılmış, 5. maddesinde de ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı belirtilmiştir. 4. madde hükmüne göre bir davanın ticari dava sayılması için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması (mutlak ticari dava) gerekir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Somut olayda, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince, davacının Bloklarda bulunan çatı imalat işçiliklerinin yapılması işini üstlendiği, davaya konu uyuşmazlığında iş bu sözleşme kapsamında, işçilik bedelinin davalıdan tahsiline ilişkin takibe itirazın iptali davası olduğu, he ne kadar davalı taraf tacir ise de, dosyaya celp edilen vergi dairesi ve ticaret odası kayıtlarından davacı tarafın tacir olmadığı, her ne kadar gelen yazı cevabından davacının şirket ortaklığı bulunsa da, davacı gerçek kişinin şirket ortaklığının tek başına tacir olduğunu göstermeye yeterli olmadığı, gelen yazı cevaplarına göre davacının herhangi bir ticari faaliyet nedeniyle şahsına ait mükellefiyet kaydı bulunmadığı,kişisel faaliyeti olarak tacir olduğuna veya ticaret sicile kayıtlı gerçek kişi tacir olduğuna dair dosyada bir belgeye rastlanmadığı, sermaye şirketi olan limited şirketi ortakları ve yöneticilerinin tek başına bu sıfatlarından dolayı tacir olarak kabul edilemeyecekleri, sonuç olarak davacı taraf tacir olmayıp, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi taraflar arasındaki ihtilafın Ticaret Mahkemeleri’nin görevini belirleyen TTK’nın 4. Maddesinde sayılan hususları kapsamadığı anlaşıldığından bu hususla ilgili yargılama yapma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/04/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır