Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/842 E. 2021/975 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/842 Esas – 2021/975
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/842 Esas
KARAR NO : 2021/975
HAKİM : ….
KATİP : ….
DAVACI : … – ….
VEKİLİ : Av. …..UETS
DAVALI : …BANKASI ANONİM ŞİRKETİ -….] UETS
VEKİLİ : Av. …. UETS
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2021
KARAR TARİHİ : 03/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 23/10/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili 09.04.2015 tarihinde …Bankası A.Ş. Ertuğrulgazi şubesinde asıl borçlusu … olan genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesini kefil olarak imza ettiğini, asıl borçlu …’nın davalı bankaya borcunu ödememesi üzerine …’nın kredi sözleşmesinin teminatı olarak davalı bankaya ipotek vermiş olduğunu…Bursa adresindeki taşınmazın paraya çevrilip satılması için davalı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla asıl borçlu … hakkında Bursa 11.İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, kredi sözleşmesinde kefil olarak imzası bulunan müvekkili hakkında da davalı banka tarafından Bursa 9.İcra Müdürlüğü’nün 2020-… esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, takip konusu alacakların sebebinin, davalı bankanın asıl borçlu …’ ya vermiş olduğu teminat mektuplarından kaynaklı olması ve kefalet tarihinde borcun belirli olmaması nedeniyle kefalet sözleşmesinin bu yönüyle geçersiz olduğunu, müvekilinin müteselsil değil adi kefil olduğunu, kredi sözleşmesindeki bir kısım el yazıları kısmının müvekkiline ait olmadığı gibi gerekçelerle takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, müvekkili 2021 yılı Ağustos ayının sonuna doğru davalı banka şubesiyle yapmış olduğu görüşmede, asıl borçlu …’nın eşi tarafından ipoteğin fekki talebiyle dava açıldığını öğrendiğini, yapmış oldukları araştırmada açılan davanın yargılamasının Bursa 6.Aile Mahkemesinin 2020-… esas sayılı dosyasında görüldüğünün, Bursa 6.Aile Mahkemesinin 2020-… esas sayılı dosyasına dosyanın davalısı … Bankası yanında feri müdahil olarak katılabilmek talebiyle 25.08.2021 tarihinde müdahele talebinde bulunulduğunu, Bursa 6.Aile Mahkemesi tarafından feri müdahele taleplerinin kabul edildiğini ve bu davada, … Bankası yanında feri müdahil olarak takip edilmekte olduğunu, Bursa 6.Aile Mahkemesinin bu dosyasında mahkemece …nın yazı ve imza örnekleri alındığını ve dosya yazı ve imza incelemesi için Adli Belge İnceleme Uzmanı bilirkişiye verildiğini, bilirkişi tarafından verilen 27.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda, kredi sözleşmesindeki yazı ve imzaların …nın eli ürünü olmadığının belirtildiği, müvekkili kredinin asıl borçlusu …, …’nın eşi ve gerçek adının Mevlüde olduğu anlaşılan; kredi sözleşmesinde … yazdığını, …’nın eşi … ve kredi veren davalı bankanın Ertuğrulgazi Şubesi Müdürü ya da kredi verilmesi aşamasında görevli banka çalışanları tarafından dolandırıldığını, zira bu kişilerin iş birliği içerisinde hareket ederek, …nın TMK 194/1 maddesi gereğince ipotek için alınması gereken rızasına yönelik imzayı sahte isim olan “Fikriye” ismiyle attığı ya da Bursa 6.Aile Mahkemesinde açtığı davada ileri sürdüğü ve bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere imzanın ona ait olmadığını, imzanın kendisine ait olmaması halinde müvekkilinin asıl borçlu … ve davalı Banka tarafından dolandırılmış olduğunu, davalı banka tarafından ipotek kağıt üzerinde alınmış gibi görünse de banka görevlileri, asıl borçlu … ve asıl borçlunun eşi … tarafından kasten yasal eksiklikler bırakılmak suretiyle alınan kredi nedeniyle müvekkilinin davalı bankaya karşı tek başına borçlu kalmasının sağlanmak istendiğinin çok açık olduğunu, zira asıl borçlu … adına kayıtlı hiçbir mal varlığının olmadığını ve kendisinin pekçok icra dosyası olduğundan, davalı bankanın …’ dan borcu tahsil etmesinin imkansız olduğunu, … ile müvekkilinin samimiyetinin olmadığını, bahse konu ipotek olmasaydı müvekkilinin …’ya kefil olması için manevi bir neden de bulunmadığını, Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020-… esas sayılı dosyasında davalı banka tarafından müvekkiline açılmış olan itirazın iptali davası devam etmekte olduğunu, davalarının ile bu dava arasında HMK 166/4 maddesi anlamında bağlantı olduğundan öncelikle davanın HMK 166/1 maddesi gereğince Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, Bursa 6.Aile Mahkemesinin 2020… esas sayılı dosyasından verilecek olan kararla ve Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021… sayılı soruşturma dosyası ile irtibatlı olduğunu, Bursa 6.Aile Mahkemesinin 2020-… esas sayılı dosyasının ve Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021… sayılı soruşturma dosyasının ve sonrasında açılacak muhtemel ceza davasının davaları açısından HMK 165/1. Maddesi gereğince bekletici mesele yapılmasını, müvekkilinin kefil olarak yer aldığı ve asıl borçlu …’nın … Bankası A.Ş Ertuğrulgazi Şubesiyle imzaladığını, 09.04.2015 tarihli genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinin, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Yanılma” halini düzenleyen 30. ve 31. “Aldatma” halini düzenleyen 36. Maddeleri uyarınca, müvekkil açısından geçersizliğinin tespiti ve iptaliyle, bahse konu sözleşme nedeniyle müvekkil hakkında başlatılmış olan Bursa 9.İcra Müdürlüğünün 2020-… E.sayılı dosyası nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, müvekkili hakkında başlatılmış olan haksız icra takibi nedeniyle İİK 72/5. Maddesi uyarınca takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere hükmedilecek tazminatın davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin, 29/11/2021 tarihli davaya cevap dilekçesini özetle; Dava dışı asıl borçlu … ile müvekkili Banka Ertuğrul/ Bursa şubesi arasında 30.12.2016 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi ve 09.04.2015 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşmeye istinaden dava dışı asıl borçlu …’ya ticari kredili mevduat ve gayrinakdi teminat mektubu kredisi kullandırıldığını, Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinde yer alan davacı … müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla 09.04.2015 tarihinde sözleşmeyi imzalamış olduğunu ve kefalet limiti gereğince borçtan sorumlu olduğunu, ilgili krediden doğan borcun ödenmemesi sebebiyle davacı adına müvekkili banka tarafından Bursa 20. Noterliği 08.10.2019 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarname keşide edildiğini, keşide edilen ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine davacı aleyhine Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davacı vekilinin, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/… esas sayılı davanın cevap dilekçesinde ileri sürmüş olduğu genel kredi sözleşmesinde, müvekkilinin müteselsil kefil olduğuna yönelik el yazılı beyanın kendisine ait olmadığı gerekçesiyle kefaletin adi kefalet olduğu iddiası gerçeği yansıtmamakta olduğunu, borçlu ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı olduğunu, ödeme emrine itiraz ederken belirtmediği sebepleri yeni bir dava açıp ileri süremeyeceğini, Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi incelendiğinde “Kefalet Beyanı” başlıklı kısımda boşlukların davalının kendi el yazısı ile doldurulduğunun anlaşılacağını, bu husus taraflarınca açılan itirazın iptali davasında alınan bilirkişi raporunda da el yazılarının davacı …’e ait olduğunun tespit edildiğini, Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… sayılı icra dosyasında itiraz dilekçesinde borca itiraz eden borçlu daha sonra başka bir dava açarak imzaya itiraz edemeyeceğini, borçlu imzaya itirazını ayrıca ve açıkça belirtmesi gerektiğini aksi halde takibe dayanak sözleşmedeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiş sayılacağını, davacı … borca itiraz dilekçesinde sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığına ilişkin herhangi bir iddiada bulunmadığını, tam tersine davacı taraf 06.03.2020 tarihli borca itiraz dilekçesinde”…fakat banka ile … arasında yapılan ve benim imza attığım kredi sözleşmesi bunun istisnalarından biri değildir…” şeklinde beyanda bulunarak sözleşmede imzasının olduğunu kabul ettiğini, ayrıca davacı vekili, Kefalet türü-“müteselsil” ifadesi, Kefalet Tutarı : “200.000 ” rakamı, “Yalnız ikiyüzbin Türk Lirası” ve “09.04.2015” ifadelerinin müvekkili tarafından yazılmadığını iddia etmekte ama kim tarafından ve nasıl doldurulduğunu söylemediğini, müvekkilinin, sözleşmelerin hazırlanması ve müşteriler tarafından imzalanması aşamalarında gerekli talimatlara dikkat ettiğini, bu durumun ispatı da davacı tarafa ait olduğunu, Banka çalışanı veya görevli memurun bu durumu ayırt etmesi hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu, davacı taraf dava konusu borca dayanak oluşturan teminat mektuplarının Genel Kredi Sözleşmesinin imzalanmasından sonraki tarihlerde düzenlenmesi sebebiyle mektuplardan sorumlu olmadığını iddia ettiğini, takibe konu teminat mektupları 09/04/2015 tarihli müteselsil kefil/borçlu …’in de imzasının bulunduğu Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi kapsamında verildiğini, düzenlenme tarihlerinin Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi’den sonra olması Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi kapsamında verilmediğini göstermeyeceğini, 09.4.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde davacı/kefil …’in imzasının bulunduğu sayfanın “Kefalet Beyanı” başlıklı kısımda “…’nın …Bankası A.Ş. den kullandığı/kullanacağı kredilerden doğmuş ve/veya doğacak borçlarına, mevcut ve gelecekteki diğer kefillerden bağımsız olarak aşağıdaki tutar ile sınırlı olmak üzere anılan borçlu ile beraber müteselsil kefil olduğumu kabul, beyan ve taahhüt ederim” yazdığını, işbu beyanı okuyan ve imzalayan kişi davalı olduğunu, düzenlenen teminat mektuplarının tutarları kefalet tutarı olan 200.000,00 TL’yi aşmamakta olduğunu, açıklanan nedenle davalı tarafın bu itirazlarına katılmanın mümkün olmadığını, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 02/12/2021 tarihli davadan feragat dilekçesi ile; Davalı taraf ile anlaşmış olmaları nedeniyle mahkememizce görülmekte olan davadan feragat ettiklerini, 02.12.2021 harici anlaşmaları gereğince tarafların birbirinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsiline yönelik hüküm kurulmamasını talep ettikleri ve bu nedenle davadan feragat ettiğini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 03/12/2021 tarihli davadan feragat dilekçesi ile; Davacı taraf ile haricen anlaşmış olmaları nedeniyle mahkememizce görülmekte olan davada davacı tarafından feragat dilekçesi verileceğini, davacı tarafından feragat dilekçesi verilmesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsiline yönelik hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
GEREKÇE;
6100 sayılı HMK’nın 307. ve devamı maddeleri uyarınca feragat; davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup, mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan, kayıtsız ve şartsız hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilen, kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuran ve davaya son veren tek taraflı bir taraf işlemi olduğundan mahkememizce vaki feragat nedeni ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiş.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 59,30-TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00.-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalının vekalet ücreti talep etmediğine ilişkin beyanı doğrultusunda davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra ve talep halinde, 6100 sayılı HMK’nın 333. Maddesi uyarınca yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır