Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/822 E. 2022/211 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/822 Esas – 2022/211
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/822 (Görevsizlik)
KARAR NO : 2022/211
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2021
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle; Müvekkili, doğrudan satış sektöründe faaliyet gösteren … iç ve Dış Tic. A.Ş’de Ağustos 2018 tarihi itibariyle lisanını aldığını, sahadaki lider grupları ve firma içindeki saha koordinatörlerini tanıması sebebiyle işin yapılabilirliğine kanaat getirildiğini, müvekkilinin işe başladıktan sonra Eylül 2018 tarihi itibariyle giriş ücretlerinin arttırıldığına işe başlangıcından hemen sonraki ay şahit olduğunu ve bu artışların sebebi firma tarafından döviz artışları bahane gösterilerek zamlandığı bilgisi sahaya verildiğini, müvekkili ve müvekkili gibi onlarca iş ortağı bu durumu kabullendiğini çünkü güvene dayalı bir ticaret modelinin içinde olduklarını bildiklerini, her ay oluşturulan promosyonlar ve ciro oluşturmak için yapılan cezbedici promosyonları bayiler iyi bulduğunu ancak bir hata olduğunu ve firmanın matematiği iyi yapamadığını, müvekkili ve sahada ki diğer iş ortakları cirolara yakın gelirler elde ettiklerini, yıl sonuna kadar yeni kazanç modeli ile beraber müvekkil iyi cirolar ve kazançlar elde ettiğini, bu kazançta 2019 yılının başında bir düşüş yaşamaya başlandığını ve bunun sebebi de yine firmanın politikası sebebiyle olduğunu, müvekkili Network Marketing mantığı ile Network marketing sözleşmesi kapsamında OGA18548510544 ID numarası ile 2018 ağustos ayından itibaren davalı şirket adına çalışmalara başladığını, Aralık 2018’e kadar bireysel bayi adı altında çalışmaya devam ettiğini, Ocak 2019 ile 30 Haziran 2021 tarihleri arasında da kurumsal bayi olarak hizmetlerine devam ettiğini, Mayıs 2019 ile Haziran 2021 tarihleri arasında sistemsel sıkıntıler nedeniyle ödemeler yapılmamaya başlandığını, sistemde sıkıntının olması sebebiyle müvekkilinin hak kazandığı puanlar da tam olarak hesaplanmadığını, daha sonra ise yazılımın değiştiği bahanesi ile hak kazandığı puanlar da sistemden silindiğini, müvekkili çalıştığı süreç boyunca üzerine düşen her tür sorumluluğu yerine getirdiğini ve davalı şirketin kar payını arttırması ile ticari itibarını güçlendirmesi konusunda büyük çabalar sarf ettiğini, şirketin her ay sonunda yapmış olduğu “Top-41″e her ay girerek üstün başarılar elde ettiğini ve çeşitli ödüllere layık görüldüğünü, bunun karşılığında hakediş ve diğer alacaklarının alamadığını, haklı davalarının kabulü ile müvekkiline ödenmeyen şimdilik 100-TL hisse devir işlemlerinden organizasyona yapılan yatırım tutarından elde edilecek hak ediş tutarı, şimdilik 100-TL Mayıs, 100-TL Haziran ve 100-TL Temmuz ayı hak ediş alacakları, şimdilik 100-TL silinen Binary alacak toplamı, şimdilik 100-TL hesaplanmayan organizasyon satış giderleri ile şimdilik 100-TL kanunen hak kazandığı denkleştirme alacağı ve diğer her tür haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 700-TL tutarındaki alacağa işleyecek faiz ile birlikte tahsil edilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı Vekili Dilekçesinde Özetle; Dava görevli mahkemede açılmadığını, belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacı taraf dava dilekçesi ile pek çok alacak kaleminden bahsetmiş ancak bu alacaklarının hiç birisini somutlaştırmadığı gibi bu alacak kalemlerinin ne olduğu dilekçesinden de anlaşılamadığını, davacı bir sistemden bahsetmişse de buna ilişkin bir sözleşme sunamadığı gibi bir açıklamada getirmediğini, müvekkilinin davacıya fatura karşılığında ürün satışı yapmakta davalı da bunların tüketicilere satmakta olduğunu, bu haliyle davacının bahsetmiş olduğu alacak kalemlerine ilişkin herhangi bir sözleşme taraflar arasında mevcut olmadığını, bu nedenle davacının talep etmiş olduğu alacak kalemlerinin kabulü mümkün olmayıp bunlara ilişkin ispat yükünün davacıda olduğunu, davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
GEREKÇE;
Davacıya ait Gelir İdaresi Başkanlığı Sakarya Arifiye Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden celp edilen, 2020-2021 yılı vergi beyannamelerine ilişkin bilgilerin incelenmesinde; gerek davanın ticari dava olup olmadığı gerekse de tarafların tacir olup olmadığı hususunun netleştirilmesinin gerektiği, davalının tacir olup olmadığına ilişkin tereddüt bulunmamakla birlikte davacının tacir olup olmadığının değerlendirilmesinin gerektiği, bu hususta 2007/12362 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 1/a maddesinde “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, bu düzenleme gereği VUK 177 inci maddesindeki vergi beyannamesinin verildiği yıllın yeniden değerleme oranına göre tahlil edilmesinin gerektiği, davacının 2020 yılına ait beyan ettiği alım miktarının 0,00-TL, yıllık hasılat miktarının 136.333,02-TL olduğu, bu değerin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177/2 maddesinin hasılat miktarına ilişkin 2020 değerleme oranının 140.000,00-TL’nin tamamından az olduğu, bu sebeple davalının tacir kabul edilmemesi gerektiği,
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Asliye Ticaret Mahkeme’lerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanu’nun 5. Maddesinin 1. Fıkrası “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” düzenlemesini getirmiştir. Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b,c,d,e,f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiştir.
Davada öncelikle dava şartları hususunda değerlendirme yapmak gerekmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davalı taraf tacir olmayıp, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi taraflar arasındaki ihtilafın Ticaret Mahkemeleri’nin görevini belirleyen TTK’nın 4. Maddesinde sayılan hususları kapsamadığı anlaşıldığından bu hususla ilgili yargılama yapma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

KARAR; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
HMK 331/2.madde gereğince; yargılama gideri harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren “2 hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu”açık olmak üzere tarafların yüzüne karşı yapılan inceleme sonunda karar verildi. 01/03/2022

Katip 256525
¸e-imzalıdır

Hakim 153211
¸e-imzalıdır