Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/650 E. 2022/104 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/650 Esas – 2022/104
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/650
KARAR NO : 2022/104
HAKİM …..
KATİP :…..
DAVACI : … İNŞAAT TURİZM TARIM SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – ….
VEKİLİ : Av. ….UETS
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ – … UETS
VEKİLİ : Av. ….] UETS
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/09/2021
KARAR TARİHİ : 31/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :11/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında “Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması” imzalandığını, iş bu davanın ikame edildiği tarih itibarıyla davacı’nın üreterek dağıtım sistemine verdiği her kWh elektrik enerjisine karşılık 22,7527 kuruş sistem kullanım/dağıtım bedeli alınmakta olduğunu, dağıtım hizmeti alan elektrik üreticileri arasında sistem kullanım/dağıtım bedelleri bakımından “üretici” ve “lisanssız üretici” şeklinde bir ayrım yapılmakta olduğunu, bu bağlamda davacıdan 22,7527 kuruş sistem kullanım/dağıtım bedeli alınırken buna karşın aynı hizmeti alan diğer üreticilerden sadece 2,7220 kuruş alınmakta olduğunu, 2016 yılı sonuna kadar üreticiler arasında herhangi bir ayrım yapılmadığını, buna göre; lisanslı-lisanssız ayrımı yapılmaksızın tüm üreticilerden aynı bedel alınmış olup bu bedel (1 Ekim – 31 Aralık 2016 dönemi için) 0,7596 kuruş olduğunu, ancak 1 Ocak 2017 itibarıyla üreticiler arasında ayrıma gidilerek lisanssız üreticilerden daha fazla sistem kullanım/dağıtım bedeli alınmaya başlandığını, buna göre tamamen aynı hizmeti alan ve aralarında herhangi bir ayrım yapılmasına hukuken (6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 9, 14 ve 17 nci maddeleri) imkan olmadığı halde davacıdan ürettiği her bir kWh elektrik enerjisi başına neredeyse 10 kat oranında artırım yapılmak suretiyle sistem kullanım/dağıtım bedeli alınmakta olduğunu, bu durumun açıkça hukuka aykırı olduğunu, bu yöntemle davacıdan haksız yere fazladan tahsil edilen tutarın 400.000,00 TL’nin üzerinde olduğunu, uyuşmazlık konusu bedelin, herhangi bir şekilde taraflarca müzakeresine açılmaksızın davalının tarifelerine göre, aynı konumdaki üreticilerden farklı miktar ve oranlarda alınmasına imkan olmadığını, böylesine bir farklılaşma yapılmasının ancak Anayasa’nın 73 üncü maddesindeki esas ve ilkeleri karşılayan bir kanun hükmüyle yapılabileceğini, (Örneğin, %2’lik TRT payında olduğu gibi), dolayısıyla uyuşmazlık konusu sistem kullanım/dağıtım bedelinin tekel niteliğinde yürütülen bir faaliyete binaen genel işlem koşulları dahilinde taraflarca müzakere edilmeksizin davacıdan fazla ve fahiş surette tahsilinin TMK 2, TBK 25 ve TTK 55/f’de açıkça tarif edilen, dürüstlük kurallarıyla bağdaşdığı kabul edilemeyeceğini, diğer taraftan tarifelerde farklılaşma yapılmasına imkan tanıyan hukuki bir dayanak olduğu kabul edilse dahi davacı, dağıtım sistemi üzerinde herhangi bir şekilde ek maliyet oluşturmadığından uyuşmazlık konusu sistem kullanım/dağıtım bedelinin fahiş oranda artırılması dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, kaldı ki davacının “davalı şirketin katlanmak zorunda olmadığı” bir ek maliyet oluşturması söz konusu olsa bile oluşan ek maliyet somut ve objektif bir şekilde ortaya konulmadan afaki şekilde sistem kullanım/dağıtım bedelinde artış yapılmasının her halükarda dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bu itibarla, davalının verdiği hizmetin tekel niteliğinde olması karşısında TBK 20 ve 25 maddeleri de nazara alındığında sözleşme özgürlüğünde bulunması gerekli güç dengesinin bir taraf (davacı) aleyhine bozulduğundan anılan Kanun hükümleri gereği, uyuşmazlık konusu sözleşmeye müdahale edilerek sözleşme adaletinin sağlanması gerektiğinin açık olduğunu, uyuşmazlık konusu sözleşmede, “sistem kullanım/dağıtım bedeli”nin tahsili sözleşmeyle hüküm altına alınmış olsa bile, böylesine fazla ve fahiş bir bedelin üretici ayrımı yapılarak davacıdan fazla miktarda tahsili açıkça hukuka aykırı olduğunu, bunun sonucu olarak uyuşmazlık konusu sözleşmenin 4/A/1 maddesine göre davacıdan alınan sistem kullanım/dağıtım bedelinin, davalı şirketin onaylı “Üreticiler İçin Veriş Yönünde Tek Terimli Dağıtım Tarifesi”nde “Üretici” için belirlenen bedel üzerinden alınması gerektiğinden bugüne kadar yersiz yere fazladan alınan sistem kullanım/dağıtım bedellerinin davacıya ferileriyle birlikte iadesi gerektiğini belirterek yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve yargılama sırasında ortaya çıkacak gerçek alacak tutarına taleplerini artırmak üzere davacıdan işbu dava tarihine kadar fazladan tahsil edilen sistem kullanım/dağıtım bedelleri yanında bunlara işletilen KDV’lerle birlikte oluşan toplam tutar için şimdilik 1.000,00- TL alacağın davalıdan tahsiline ve davacı’ya verilmesine, alacağa konu bedellere, her bir faturada fazla ödenen tutarlara ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek bankalarca mevduata uygulanan azami faiz veya herhalükarda en yüksek ticari faiz / değişen oranda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, davacı tarafından zamanaşımı süresini kesecek şekilde dava dilekçesinde harca esas değer olarak gösterilen 1.000,00 TL ile belirsiz alacak davası ikame etmiş olmasının kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu, davaya konu bedeller EPDK kurul kararları dikkate tahsil edilmiş olup müvekkil şirketin davaya konu bedeller bakımından herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirketin, tüm işlemleri ilgili mevzuat hükümlerini dikkate alarak hukuka uygun olarak yapıldığını, davacıdan tahsil edilen bedellere ilişkin tarifenin EPDK tarafından belirlenmekte olup müvekkil şirketin insiyatifinde olmadığını, davacı ile yapılan Sistem Kullanım Anlaşması’da EPK Kurulu tarafından Resmi Gazatede yayınlanan müvekkil şirketin uygulamakla zorunlu olduğu bir anlaşma olduğunu, Lisanslı Üretici ile Lisanssız Üreticinin eşit taraf olmadığını, bu nedenle müvekkil şirketin bu bedeller bakımından herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, EPDK tarafından yapılan tarife belirleme, güncelleştirme ve onaylama işlemlerinin idare hukukunun temel ilkelerinden olan “temel işlemin iptali üzerine sonuç işlem resen iptal edilmiş sayılmaz” prensibi uyarınca bu güncelleştirme ve onaylamalar “uygulanması zorunlu tarife niteliğinde olmakla” her biri için idari yargıda dava konusu edilerek iptalinin sağlanmadığı sürece yürürlükte kalıp uygulanacağının kesin olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davalı vekilinin birleştirme talebi bulunduğundan; mahkememizin 2021/…esas sayılı dava dosyası incelenmiş, davanın lisanssız olarak işletilen davacıya ait 00011102750 AYVALIK GES güneş enerjisi (elektrik üretim) santralinin genel elektrik sistemine bağlantısı sonucu davalı ile aralarındaki sözleşmeye ve EPDK yönetmelik ve kararlarına istinaden davalı tarafından dağıtım bedeli olarak lisanslı üreticilerden fazla olarak haksız şekilde ödeme yapıldığı iddiası ile belirsiz alacak davası olarak 1.000,00 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine yönelik olduğu, uyuşmazlığın davalının bu oranda dağıtım bedeli tahsil etmesinin EPDK karar ve yönetmeliklerine uygun olup olmadığı, bu bedelin belirlenmesinde EPDK’nın tarifesinde belirlediği bedelin mi esas alınacağı yoksa sisteme bağlantı ek maliyet getirmiyor ise bunun davalı tarafından mı tespit edileceği, yine davacıya ait lisanssız santrallerin davalıya ek maliyet oluşturup oluşturmadığına ilişkin olduğu anlaşılmış, davalı vekilinin de 31/01/2022 tarihli oturumda alınan beyanında değerlendirmenin ve raporlandırmanın bir arada yapılmasının uygun olacağını bildirdiğinden anılan her iki dosyayı bir arada değerlendirmenin ve bilirkişi rapor aldırmanın davanın içeriğine ve niteliğine daha uygun olacağı ve taraf vekillerinin de birleştirme talepleri bulunduğu anlaşıldığından aralarında bağlantı bulunan mahkememizde derdest 2021/… esas sayılı dosyası ile eldeki 2021/…. esas sayılı dosyalarının HMK’nun 166/1 maddesi uyarınca birleştirilmesine, dava dosyamız esasının kapatılarak yargılamanın Mahkememizin 2021/….esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Aralarında bağlantı bulunan işbu dava dosyası ile mahkememiz 2021/…Esasında kayıtlı davanın HMK’nun 166/1 Maddesi uyarınca BİRLEŞTİRİLEREK yargılamanın 2021/641 Esas sayılı dava dosyası üzerinden YÜRÜTÜLMESİNE,
Bu dosyanın esasının bu şekilde KAPATILMASINA,
Dair, davalı vekilinin yüzünde, davacı vekilinin yokluğunda esas hakkın hüküm ile birlikte İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/01/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza