Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/637 E. 2022/570 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/637
KARAR NO : 2022/570

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … -TC Kimlik no- …
…- … -TC Kimlik no- …
VEKİLİ : Av. … UETS

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – UETS

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 07/09/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacıların babası (muris) …davalı şirketteki tüm hisselerini kızı …’ın telkin, etki ve yönlendirmesi ile mal kaçırmak maksadıyla muvazaalı olarak Bursa 12. Noterliği’nin 07.03.2003 tarih ve … nolu “Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” ile kızı …’a devrettiğini, hisse devir sözleşmesine dayalı olarak hisselerin … adına ticaret sicilde tescil edildiğini, muris …06.09.2011 tarihinde vefat ettiğini, davacıların muvazaalı şekilde kaçırılan ve devredilen şirket hisselerinin miras hisseleri oranında kendi adlarına tescili için 02.01.2012 tarihinde … ile … Otomotiv Makina ve Yan San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine dava açtıklarını, Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/… E.,2016/221 K. sayılı kararı ile açılan davanın kabul edildiğini, davalı şirket ve o davanın diğer davalısı …, kararı temyiz ettiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince temyiz itirazlarının reddedildiğini ve kararın onandığını, bunun üzerine, karar düzeltme yoluna başvurulduğunu, karar düzeltme taleplerinin de reddedildiğini, ilamın 18/06/2020 tarihinde kesinleştiğini, davacıların şirkete, şirket yetkilisine, yönetim kurulu ve şirket ortaklarına gönderdikleri Bursa 10. Noterliği’nin 10.12.2020 tarih ve … nolu ihtarname ile “şirket hissedarlığından doğan bilgi alma ve bilgi isteme yasal hakları gereğince, ihtarnamelerinde gösterdikleri hususlarda şirketle ilgili bilgi verilmesini” istediklerini, davalı şirket Bursa 17. Noterliğinin 25.01.2021 tarih ve 04002 nolu cevabi ihtarnamesinde “en kısa zamanda genel kurul toplantı kararı alınacağını, Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/… E., 2016/221 K. sayılı ilamına uygun olarak devir işlemleri yapılacağını, genel kurul toplantısı yapılacağı zaman çağrı ve gündemin gönderileceğini, ihtarnameye konu bilgilerin TTK.’nun izin verdiği ölçüde genel kurulda bildirileceğini” beyan ettiğini, UYAP üzerinden Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/… E.,2016/221 K. sayılı dosyasına baktığımızda, Mahkemenin 09.09.2020 tarihli yazısı üzerine, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından Mahkemeye gönderilen cevabi yazıda davacı müvekkiller adına şirket hisselerinin re’sen tescil edildiği cevabı görüldüğünü, davalı şirketin Bursa 17. Noterliğinin 25.01.2021 tarih ve 04002 nolu cevabi ihtarnamesinden davacı müvekkillere ait şirket hisselerinin Ticaret Sicil Müdürlüğünce re’sen tescil edildiğinin davalı şirket tarafından bilinmediği düşünülerek iyiniyetle Bursa 10.Noterliği’nin 08.03.2021 tarih ve … nolu ihtarnamesi ile “davacı müvekkillerin şirket hisselerinin re’sen tescil edildiğini bu nedenle davalı şirketin bilgi vermesi için tescili beklemesinc gerek kalmadığını, hisse tescili için genel kurulda ayrıca karar almaya da gerek kalmadığı ifade edilerek bilgi vermesini” istendiğini, ancak, davacılara hissedarı oldukları şirketle ilgili bilgi verilmediğini, davacıların şirketin kayıt, belge ve hesaplarını inceleme talepleri de yerine getirilmediğini, bilgi alma ve inceleme hakları ihlal edilen davacılar mecburen dava açmak zorunda kaldığını ve Bursa …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/253 E., 2021/…K. sayılı kararı ile ” bir bilirkişi marifeti ile 1 ay içerisinde davalı şirket yetkililerinin gözetimi altında inceleme için izin verilmesine” karar verdiğini, davacıların, davalı şirkete gönderdikleri Bursa 3. Noterliği’nin 10.05.2021 tarih ve ,,, nolu ihtarnamesi ile “Mahkeme kararına uygun şekilde bilirkişi ile şirket adresine gelineceğini, şirket yetkililerinin hazır olması, Mahkeme kararında geçen tüm kayıt ve belgelerin hazır edilmesi ve incelemeye sunulması” istediklerini, şirket adresinde şirketin sunduğu kayıt ve belgeleri uzman bilirkişi görmüş raporunu 03.09.2021 tarihinde teslim ettiğini, şirket kayıt ve belgeleri tam sunulmadığından davacıların, şirket hakkında halen tam olarak bilgi sahibi olmadığını, davalı şirket tarafından bilirkişiye sunulan belgelerle sınırlı olarak yapılan yapılan bilirkişi incelemesi sonrasındaki bilirkişi raporu ile şirketin durumu, ana sözleşmeye, kanuna aykırılıklar, muvazaalı ve usulsüzlükler öğrenilebildiğini, Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, 18/06/2020 tarihinde kesinleşen 2012/… E., 2016/221 K. sayılı ilamında “Muris …in davalı …’a Bursa 12.Noterliğinin 07/03/2003 – tarih ve 02996 yevmiye nolu işlemle devrettiği … Otomotiv-Makina ve Yan San. Ve Tic. Ltd. Şti hisselerinin iptaline” karar verildiğini, böylece 07/03/2003 tarihli hisse devir işleminin iptal edilip yok sayıldığını, bu muvazaalı hisse devir tarihi olan 07/03/2003 tarihinden sonraki tarihli davacıların haklarına zarar veren, muvazaalı, ana sözleşmeye, kanuna aykırı ve usulsüz işlemler ve genel kurul kararlarının butlanla batıl olduğuna ilişkin davacılar tarafından ayrıca dava açılacağını, davacıların bilgi alma, inceleme ve denetleme hakları hiç kullandırılmadan davalı şirketin 31.05.2021 tarihinde Genel Kurul Toplantısı yapıldığını ve TTK. md, 447 uyarınca yoklukla malul olduklarına karar verilmesini talep ettiklerini belirterek tüm hakları saklı kalmak kaydıyla; TTK. md. 449 gereği dava konusu kararların yürütülmesinin geri bırakılmasını, 31.05.2021 tarihli …-3-5-6 nolu Olağan Genel Kurul kararlarının TTK. md, 447 gereğince butlanla batıl ve malul olduklarına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraflara ait 31.05.2021 tarihli olağan genel kurul kararları ile ilgili iptal taleplerinde; genel kurul tutanağı incelendiğinde tutanağın ….maddesinde “… 2020 yılının finansal tabloları okunup müzakeresi neticesinde faaliyet raporu ve yapılan işlemler.. … oy çokluğu ile kabul edilmiştir…” dendiği dikkate alındığında davacı tarafların finansal tabloları, faaliyet raporu ve bilançoyu inceleme imkanını bulduklarını, davacıların inceleme ve denetleme haklarının hiçbir şekilde sınırlandırılmadığını, iptali istenen maddelerde bu hakların sınırlandırılmasına ilişkin herhangi bir beyanın bulunmadığı sabit olmasına göre davacı tarafların TTK 447.maddesine dayanarak göndemin ikinci maddesini iptal talebinde bulunamaycaklarının görülmekte olduğunu, iptal talebine konu Genel Kurul kararının 3.maddesinde ise “…2020 yılı faaliyetlerinin zararla kapandığı anlaşılmış olup gerekli iktisadi kararların uygulanmasına …” karar verildiği ve bilançonun da şirketin zararda olduğunu gösterdiği sabit olduğuna göre; davacıların bu maddenin iptaline ilişkin taleplerinin herhangi bir hukuki dayanağı olamayacağının açık olduğunu, iptal talebine konu Genel Kurul kararının 5.maddesinde “…Şirketin idamesi için gerekli olan ve ihtiyaç duyulan kredilerin çekilmesi hususunda (yetkinin) şirketin genel müdürü tarafından kullanılmasına … ” karar verildiği sabit olup, iktisadi yönden zararda bulunan şirketin kredi ihtiyacının karşılanmasını öngören bu kararın iptalinin herhangi bir hukuki gerekçesinin olamayacağının açık olduğunu, iptal talebine konu Genel Kurul kararının 6.maddesinde “…Şirketin varlığının devam etmesi için mali konularda gerekli görüş alışverişinde bulunulmuş olup ilgili hususlarda genel müdür tarafında gerekli kararların alınması ile işlemlerin yapılmasına …” karar verildiği sabit olup, şirket müdürünün iktisadi yönden zararda bulunan şirketle ilgili gerekli karaları alarak ilgili işlemleri yapmasının hukuka aykırı hiçbir yanının olamaması sebebiyle iptaline ilişkin taleplerinin hiçbir hukuki gerekçesi olamayacağının açık olduğunu, davacı tarafın iptalini istediği genel kurul kararlarının ağırlıklı hissedar çoğunluğunun kabulüne dayandıkları ve mevcut halleri ile davacı tarafların iddia ettikleri bilgilenmelerini takiben aynen alınabilecekleri dikkate alındığında davacıların işbu davayı açarak iptal taleplerinde bulunmalarında hukuki yararları olmaması sebebiyle dahi davanın reddini talep etmeleri gerektiğini, dava dilekçesinin dördüncü maddesinde davacı tarafların müvekkil şirket ve ortakları ile ihtilaflı olduğu ve onlara dava açacağı (belirtilen dava Bursa ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/717 E .sayılı dosyasında ikame edilmiş olup iş bu davayı da kötü niyetle ve husumet amacı ile açtığının görülmekte olduğunu, iptali istenen genel kurul kararları ile ilgili 31.05.2021 tarihli genel kurul gündemi çerçevesinde davacıların inceleme ve denetleme haklarının kullandırılmaması veya sınırlandırılmasına ilişkin herhangi bir kararın gösterilememesi sebebiyle iptal taleplerinin reddi gerektiğinin açık olduğunu, dava dilekçesinin 4/a maddesindeki iddianın hiçbir somut gerekçesinin gösterilemediğini, genel kurul tutanağının ….maddesinde davacıların finansal tabloları, faaliyet raporunu ve dolayısıyla bilançoyu inceleyebildikleri sabit olduğu gibi 3.maddede şirketin 2020 yılı faaliyetini zararla kapattığı davacı taraflarca öğrenildiğini, faaliyet raporu okunup müzakere edilerek oylamaya sunulduğu sabit olduğuna göre müzakere edilmediğine ilişkin iddianın da dayanaksız olduğunu, dava dilekçesinin 4/b maddesinde yasadaki ifadeler sanki dava konusu olayda varmış gibi sıralanmış olup, “pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarının kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandırıp hatta yok edildiği” ne ilişkin iddianın hiçbir somut herhangi bir delilin de ortaya konulamadığını, dava dilekçesinin 4/c maddesinde (genel kurula ilişkin) “…,3,5,6 nolu belirsiz kararlar şirket temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı kararlardır. ” denmesine rağmen bu kararların şirketin temel yapısını nasıl bozduğu, sermayenin korunmasını nasıl zedelediği gösterilemediğine göre dayanaksız bulunan iddianın reddi gerektiğinin açık olduğunu, dava dilekçesinin 4/ç maddesinde davacıların şirket ortakları ve müvekkil şirketle olan ihtilaflarının dile getirilmiş olması sebebiyle dava konusu kararlarla ilgili olmayan bu iddiaların reddi gerektiği açık olduğunu, dava dilekçesinin 4/d maddesinde davacı taraflar hangi konuda ve hangi hukuki sebeple bilirkişi incelemesi istediklerini beyan etmeksizin talep etmekte olduklarını, usul gereği bu talebin reddi gerektiğini, davacı iddiaları çerçevesinde bilirkişi incelemesi gerektiren herhangi bir olgu gösterilmiş olmadığını, ilgili maddede atıf yapılan 03.09.2021 tarihli Bilirkişi S.M.M.M. (KGK-Bağımsız Denetçi) ….’a ait rapor davacıların iddiası aksine davacıların şirket hakkında gerekli bilgileri edindiğini göstermekte olup, bu raporun hiçbir şekilde davacıların iptal taleplerine gerekçe olamayacağı ise apaçık olduğunu, davacı taraflara ait dava konusu kararlarının yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin talebin husumet dayanması ve şirketin iktisadi faaliyetlerini önleyecek olması sebebiyle hukuken redleri gerektiği sabit olduğunu belirterek davacılara ait haksız ve mesnetsiz tüm iptal taleplerinin reddine, masraf ve vekalet ücretlerinin davacı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, 31.05.2021 tarihli Genel kurul kararının mutlak butlan ile batıl olup olmadığı, iptali gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Anonim ve limited ortaklıklarda, genel kurul kararlarına karşı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 446. maddesinde belirtilen kişiler iptal davası açabilirler. Böylelikle alınan genel kurul kararları, TTK 445 ve devamı maddelerinde belirtilen diğer şartların da gerçekleşmesi durumunda mahkemece iptal edilebilir. Ancak iptal davasının TTK 445’de belirtildiği gibi, karar tarihinden itibaren üç ay içerisinde açılması gerekir. TTK 445 her ne kadar anonim ortaklıklara ilişkin bir düzenleme niteliğindeyse de, sadece anonim ortaklıklarda değil, aynı zamanda limited ortaklıklarda da geçerli bir düzenlemedir. Çünkü TTK 622 anonim ortaklık genel kurul kararlarının iptali bakımından getirilen kuralların kıyasen limited ortaklıklarda da uygulanacağını belirtmektedir.
Burada dava açma süresi bakımından, kanun koyucu üç aylık kısa bir süre belirlemiştir. İptal davası açılması bakımından böyle kısa bir süre kabul edilmesinin nedeni, alınan genel kurul kararları bakımından bir an önce hukuki durumun kesinleşmesinin istenmesidir. Şayet bu süre içerisinde iptal davası açılmazsa, genel kurul kararı kanuna, ortaklık ana sözleşmesine veya objektif iyi niyet kuralına aykırı olsa bile yine de geçerliliğini sürdürür ve daha sonra açılacak bir iptal davasına konu olamaz. Çünkü TTK 445’de iptal davası açılması bakımından getirilen süre, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunlu olan ve dava hakkını ortadan kaldıran hak düşürücü nitelikte bir süredir.
TTK 445/I ile öngörülen üç aylık süre, genel kurul kararının alındığı andan itibaren işlemeye başlayacaktır. Üç aylık sürenin hesabının nasıl yapılacağına ilişkin bir düzenleme TTK’da yer almamaktadır. Bu nedenle üç aylık sürenin hesabında genel hüküm niteliğindeki Türk Borçlar Kanunu’nun 92. maddesinin I. fıkrasının 3. bendi uygulanır. Buna göre, kararın alındığı gün ayın kaçıncı günüyse, son ayın (yani üçüncü ayın) bunu karşılayan gününde süre dolmuş olur. Bu çerçevede ilk olarak TTK 192/I’deki düzenleme önemlidir. Bu kural yapısal değişikliklerde iptal davasını özel olarak düzenlemekte, ticaret ortaklıklarının birleşme, bölünme ve tür değiştirme sürecinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Bu hükme göre, TTK 134 ila 190. maddelerinin ihlali halinde, birleşme, bölünme ve tür değiştirme kararına olumlu oy vermemiş ve bunu tutanağa geçirtmiş olan birleşmeye, bölünmeye veya tür değiştirmeye katılan ortaklıkların ortakları, bu kararın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlanmasından itibaren iki ay içerisinde iptal davası açabilirler. İlanın gerekmediği hallerde süre tescil tarihinden itibaren başlar.
Anonim ve limited ortaklıklarda genel kurul kararlarına karşı (diğer şartların da gerçekleşmesi koşuluyla) kararın alındığı tarihten itibaren üç ay içerisinde iptal davası açılabilir, buradaki üç aylık süre hak düşürücüdür ve mutlaka davacılar tarafından bu süreye uyulması gerekir.Davacı vekili tarafından açılan iş bu dava ile mutlak butlanla batıl- geçersiz olduğu iddia edilen davalı şirket Genel Kurulunun 31.05.2021 tarihli olup davacı yanın dava dilekçesinde mutlak butlanla geçersizlik sebebi olarak ileri sürdüğü hususların TTK.nun 447. Maddesinde sözü edilen pay sahibinin genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikte haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran Anonim Şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan durumlara ilişkin olmayıp davacıların murislerinden devren gelen paylarının davalı şirket tarafından geçerli şekilde tanınıp pay defterine kayıt edildikleri ve ve bu paydaşlık durumuna istinaden davalı şirket Genel Kuruluna çağırıldıkları ve toplantıya bu şekilde katılım sağladıkları anlaşılmakla davacı yanın Genel Kurula bu yönde bir itirazının bulunmadığı ( Genel Kurulun 1. No.lu maddesinin iptali yönünden bir davalarının bulunmadığı), diğer Genel Kurul maddelerine yönelik itirazın ise TTK.nun 447. Maddesinde yazılı Mutlak butlanla geçersizlik sebebi sayılmayıp ancak iptal sebebi olarak değerelendirilebileceği, iptal davası açmak için de davacılar vekili tarafından Genel Kurul toplantısına katılıp olumsuz oy kullanıp iptali istenen madde aleyhine de muhalefet şerhi verilip bu şerhin tutanağa geçirildiği anlaşılmış olmakla bu yöndeki dava şartları yerine getirilmiş olmakla birlikte davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı anlaşılmakla TTK.nun 445 maddesi hükmü gereğince ise somut olayda 31.05.2021 tarihinde Genel Kurul Toplantısı yapıldığı ve eldeki dosyada davanın açılış tarihinin ise 07/09/2021 tarihi olduğu dikkate alındığında davanın süresi içerisinde açılmadığı anlaşıldığından açıklanan gerekçe ve dosyada toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın hak düşürücü süre yönünden REDDİNE,
…-Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken 80,70.-TL maktu harçtan peşin yatırılan 59,30.-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren … haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza