Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/618 E. 2023/277 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/618 Esas – 2023/277
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2021/618
KARAR NO : 2023/277
HAKİM :
KATİP :

DAVACI : ….. İPLİK VE MENSUCAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ -…..
VEKİLİ : Av. …….. UETS
DAVALI : ….. NUR TEKSTİL SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – ……….. Şair Nigar Sok. No:99 Şişli/İSTANBUL
VEKİLİ : Av. …….. UETS
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2021
KARAR TARİHİ :16/03/2023
Mahkememizde açılan itirazın iptali davanın açık muhakemesi sonunda ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında kumaş satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirket ile gerçekleştirilen ticari ilişkide kesilen faturaların tamamının dolar faturası olduğunu, bu faturaların davalı şirket tarafından itiraz edilmeksizin kabul edildiğini ve taraflar arasında muhtelif tarihlerde mutabakat formu tanzim edildiğini, müvekkili şirket tarafından muhtelif zamanlarda kesilen ve kabul edilen kur farkı faturaları da davalı şirket ile müvekkili şirketin dolar cinsi üzerinden ticaretlerini sürdürdüklerinin ispatı niteliğinde olduğunu. Davalı tarafın itirazlarının kötü niyetli olduğunu. Müvekkili şirket tarafından ticari ilişki süresince tanzim edilen tüm faturaların davalı şirkete gönderildiğini, davalı yanca ilgili faturalara TTK 8.maddede öngörülen yasal süre içerisinde itiraz edilmediğini. Davalı şirket tarafından müvekkili şirkete muhtelif tarihlerde kısmi ödemelerin yapıldığını. Son olarak davalıya Bursa 10. Noterliği aracılığı ile ihtarname gönderilerek, cari hesaptan kaynaklanan 6.308,94-USD’lik borcun ödenmesinin talep edildiğini ve davalı tarafından bu ihtarnameye istinaden 12.04.2021 tarihinde 6.912,02-TL’lik ödeme yapıldığını. Yapılan ödemeye rağmen müvekkilin cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağı devam ettiğini. Davalı şirkete var olan bakiye dolar borcunu ödemesi hususunda Bursa 10.Noterliği’nin 07.04.2021 tarih ve 13021 yevmiye no’lu ihtarnamesi gönderilerek bakiye 6.308,94-USD’lik borcu ödemesi için süre verildiğini ve verilen süre içerisinde davalının borcunu ödemeyerek temerrüde düştüğünü. Bu nedenle davanın kabulü ile itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra dosyası incelendiğinde takip dayanağı belgeler olarak, cari hesaba ilişkin olduğu ileri sürülen adi yazılı imzasız bir evrak sunulmuş olup alacağın kaynağı olduğu iddia edilen faturalar dosyada yer almadığını. Söz konusu alacağa dair olduğu iddia olunan faturaların takip talebine eklenmediğini, kendilerine de tebliğ edilmediğini, davacının dolar faturası düzenleyemeyeceğini, düzenlese bile geçersiz olmakla faturada yer alan TL cinsi üzerinden karşılığı olan miktarın geçerli olduğunu, TL cinsinden düzenlenen faturaların karşılığı da hep TL olarak ödendiğini. Davacının taraflar arasındaki mutabakata göre 10.343,90 $ bakiye borç olduğunu ileri sürmüşse de bu hususun da doğru olmadığını. Davacının dolar cinsi üzerinden talep hakkı bulunmadığını. Bugüne kadar borç ve alacak kalemlerinin hepsinin TL para cinsi üzerinden hesap edildiğini. Müvekkilinin davacıya karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılarak karar verilmesi talep edilmektedir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki satım sözlemesine istinaden ödenmediği iddia olunan fatura bedeli kaynaklı Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı takip dosyasında başlatılan 2.372,41 USD tutarlı takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkememizce dosya davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi amacı ile SMMM bilirkişisine tevdi edilerek rapor tanzim etmesi istenmiş, bilirkişinin 15/07/2022 tarihli raporunda;” 1- Davacı şirketin 2017-2018-2019-2020-2021 yılları ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin kanunun belirlemiş olduğu yasal süreler içerisinde yaptırılmış olduğu,
2- Davacı ile davalı arasında mal alım satımına dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğu,
3- Davacı şirket ticari defterlerinde davacının TL Bakiyesi olarak davalıdan 20.386,92.-TL alacaklı olarak gözüktüğü,
4- Davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş bulunan faturalar incelendiğinde faturalar üzerinde hem (USD) değerleri, hem de (TL)değerleri yazılı olduğu, faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu her iki tarafın Ba-Bs bildirimlerinin aynı olmasından anlaşılmaktadır.
5- Davalı şirket tarafından dosya kapsamında faturaların muhteviyatına yapılmış yazılı bir itirazın bulunmadığı;
6- Davacı tarafından yapılan icra takibinde talebin USD cinsinden yapılmış olması nedeniyle
davacı faturaları ile davalı ödemelerinin USD cinsinden karşılıkları alındığında davacının davalıdan alacaklı olmadığı aksine davalının 11.440,95.-USD fazla ödeme yaptığı hesaplanmıştır,” şeklinde görüş bildirdiği görülmüştür.
Dosyada davalı tarafından ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi amacı ile İstanbul Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır. Bilirkişinin 31/10/2022 tarihli raporunda özetle; “Davacı şirketin 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu,
Davalının sahibi lehine delil niteliği bulunan 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait ticari defterlerine göre; davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten 0,00 TL alacak olmadığı görüldü.
Taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş bir borç ihtarnamesinin mevcut olmadığı, temerrüdün takip tarihi itibarıyla oluştuğu, bu sebeple işlemiş faiz talebinin sayın mahkemenin takdirinde olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığını” bildirmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna karşı itirazları doğrultusunda dosya SMMM bilirkişisi Engin DİNÇELİ’ne tevdi edilerek ek rapor düzenlenmesi istenilmiştir. Bilirkişinin 06/02/2023 tarihli raporunda özetle;
“1-Davacı şirketin 2017-2018-2019-2020-2021 yılları ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin kanunun belirlemiş olduğu yasal süreler nde yaptırılmış olduğu,
2-Davalı şirketin 2017-2018-2019-2020-2021 yılları ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin kanunun belirlemiş olduğu yasal süreler içerisinde yaptırılmış olduğu,
3-Davacı ile davalı arasında mal alım satımına dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğu,
4-Davacı şirket ticari defterlerinde davacının TL Bakiyesi olarak davalıdan 20.386,92.-TL alacaklı olarak gözüktüğü,
5-Davalı şirket ticari defterlerinde davacının TL Bakiyesi olarak davalıdan 0,00.-TL alacaklı olarak gözüktüğü,
6-Davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş bulunan faturalar incelendiğinde faturalar üzerinde hem (USD) değerleri, hem de (TL)değerlerinin yazılı olduğu, faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu her iki tarafın Ba-Bs bildirimlerinin aynı olmasından anlaşılmaktadır,
7-Davalı şirket tarafından dosya kapsamında faturaların muhteviyatına yapılmış yazılı bir itirazın bulunmadığı,
Davacı vekilinin Bilirkişi raporunda Exel tablosunda gösterdikleri kısımda 3 nolu satırda alacaklı oldukları halde sağ tarafta bedel yerine değer kelimesi yazılarak borçlu konuma geldiklerini belirtmiş olmalarına rağmen tarafımdan hazırlanan KÖK raporda Davacı tarafından aralıklı dönemlerde Kur farklarının fatura edildiği yukarıda yapılan hesaplamada bu kur farkı tutarları hesaplamaya dahil edilmemiştir. İbaresi kullanılmış bu husus davacı vekilinin dikkatinden kamış olduğu,
8-Davacı tarafından yapılan icra takibinde talebin USD cinsinden yapılmış olması nedeniyle davacı faturaları ile davalı ödemelerinin USD cinsinden karşılıkları alındığında davacının davalıdan alacaklı olmadığı aksine davalının 11.440,95.-USD fazla ödeme yaptığı hesaplanmıştır,
9-Sayın Mahkemece davacı alacağının talep tutarı kadar olduğu kanaatine varılması durumunda davacının talep edebileceği faiz miktarının takip talebinde yer alan 6,82.-USD kadar olabileceğini,” bildirmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın taraflar arasındaki satım sözleşmesinde kur farkı bedelinin ödenmediği iddiası ile başlatılan takibe itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali davası olduğu, davacının ilgili sözleşme konusu kur farkından dolayı herhangi bir alacağının bulunmadığı bu durumun bilirkişi raporları ile ispatlandığı, davacının bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinde kur farkı faturalarının neden hesaplamaya dahil edilmediği hususunun ağırlıklı olarak vurgulandığı fakat bilirkişi tarafından TL olarak ödenen bedellerin ödeme günündeki döviz karşılığına göre hesaplama yapıldığınını görüldüğü, dolayısıyla kur farkı faturalarının bu hesaba dahil edilmesinin mümkün olmadığı çünkü zaten davalı tarafından kur farkı oluşmasına sebebiyet verilmediği gibi 11.440,95 USD fazla ödeme yapıldığı hususunun tespit edildiği, kur farkının doğması için ödeme vadeden sonra Türk Lirası ile yapılan ifa nedeniyle alacaklının ödeme günündeki kur ile vade tarihindeki kurlar arasında alacaklı aleyhine bir durum oluşması gerekmektedir. Yani alacaklının ödeme günündeki kur karşılığından borç miktarı kadar dövizi alamayacak nisbette kısmen tatmin edilmiş olması gerekir. Fakat somut olayda davalı tarafından yapılan ödemelerin ödeme günündeki döviz karşılığı hesaplandığında davacının ödeme gününde, faturalarında döviz olarak gösterdiği miktardan fazla döviz alabilecek şekilde paraya kavuştuğu anlaşılmış olup, kur farkı alacağının bulunmadığı alınan bilirkişi raporları ile sabit hale gelmiştir.
Davalı bu hesaba dahil edilmeyen kur farkı faturalarından bir kısmına itiraz etmeksizin ödeme yaptığı gözetildiğinde, davacı tarafından açılacak bir istirdat davasında bu faturaların hesaba katılması gerektiği kuşkusuz ise de davamız bakımından, kur farkı faturalarının hesaba dahil edilmemesi yukarıda izah edilen sebeple işin mantığına uygundur.
Davacının takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından ve alacak bulunmadığı yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde anlaşıldığından kötü haksız takip tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
Kötü niyet ispatlanamadığından haksız takip tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 179,90-TL harç ile 1.320,00.-TL tutarındaki arabuluculuk masrafı toplamı olan 1.499,90-TL’nin peşin alınan 240,89-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.259,01-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, bu hususta harç tahsil tezkeresi düzenlenmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avanslarının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/03/2023

İş bu kararın gerekçesi 31/03/2023 tarihinde yazılmıştır.

Katip .
✍e-imzalı

Hakim .
✍e-imzalı