Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/570 E. 2022/820 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/570
KARAR NO : 2022/820

HAKİM : …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2021
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu şirket hakkında Bursa 15.İcra Müdürlüğü 2021/….. esas sayılı dosyasıyla müvekkilinin tahsil e
demediği toplamda 16.145,80.-TL bedelli iade fatura alacaklarına ilişkin örnek no:7 ilamsız icra
takibine başlandığını, takibe konu olan alacak kalemleri 26/12/2020 tarih ve KAA2020000005769
fatura numaralı, 26/12/2020 tarih ve KAA2020000005768 fatura numaralı, 20/02/2021 tarih ve
AA2021000001066 fatura numaralı davalı borçlu şirket tarafından itiraz edilmediği ve kesinleşmiş
ilan iadeye dayalı e-fatura alacaklarına ilişkin olup, mevcut faturalara itiraz edilmemesi sebebiyle
cari alacak mevcut olduğunu, 26.12.2020 tarihli fatura bedeli olan 6.287,36TL’nin 4.514,23TL’si ile 6.12.2020 tarihli 2.470.-TL bedelli fatura ve 20.02.2021 tarih 9.161,20TL bedelli iade faturaların takibe
konu tutarlar olup toplamının 16.145,80 TL’ olduğunu, davalı borçlu şirkete kesilen iade faturaların yeni e-fatura sistemi üzerinden dijital olarak kesildiğini ve karşı tarafa tebliğ
edildiğini, davalı borçlu şirket tarafından yasal süresi içerisinde iade faturalarına ilişkin itiraz
etmemesi sebebiyle iade faturaları kesinleştiği ve bu olaydan kaynaklı olarak cari alacak
oluştuğunu, mevcut alacağın tahsil edilememesi sebebiyle Bursa 15.İcra
Müdürlüğü’nün 2021/5097 esas sayılı dosyasıyla örnek 7 ile fatura alacağından kaynakla şirkete karşı
ilamsız icra takibine başlandığını, davalı borçlu Bursa 15.İcra Müdürlüğü’nün 2021/5097 esas sayılı
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firmanın müvekkilinin uzun yıllar bayisi olup aralarında yer alan bayilik ilişkisi kapsamında ticari
çalışma gerçekleştiğini, müvekkil ile davacı arasında cironun %2 si kota oranında bayinin iade
yapabileceğini ,%2 lik kotayı aşan iadelerin bayiye faturalanacağına ilişkin iade sözleşmesi
imzalandığını, bayinin kotayı aşar oranda yaptığı iadelerden ötürü sözleşmeye göre kendisine fatura
düzenlendiğini, bu defa bayi müvekkilin iade sözleşmesine göre düzenlediği faturaları haksız olarak
müvekkile iade ederek ,kendi iade faturalarına dayanarak icra takibi başlatıldığını, huzurda ki ihtilaf
iade sözleşmesinden kaynaklı olduğu, davacı basiretli tacir olup imza ettiği sözleşme ile bağlı
olduğunu, müvekkilin cironun %2 si olan kota üzerinde bir iadeyi kabul etmesi için hiç bir
sözleşmesel yada yasal sebep bulunmadığını, kabul edilen %2 iadelerin sebebi yalnızca bayilik
sözleşmesi olduğu, huzurda açılan davada taraflar arasındaki ticari ilişkinin türü ve sözleşme
açıklanmaksızın sanki alım satım faturasından ötürü ticari ihtilaf varmış gibi somut ve gerçek
duruma aykırı iddialar ile dava ikame edildiğini, müvekkilin, davacının iade faturalarını iade etmesi değil, iade miktarı dönemler halinde cironun %2 lik kotasını aştığında davacı bayiye kotayı aşan
kısım için fatura düzenlemesi sözleşme gereği olduğunu, yine bayilik sözleşmesinin sona erdiği tarihte %2’yi aşan iadelerin bayiye fatura edileceği de sözleşmede açıkça belirtildiği, huzurda ise
sanki müvekkilin bayilik çalışması sebebi ile kendisine iade gelen faturaları, iade etmeyerek – kabul etmiş sayılmış gibi sözleşmeye ve somut gerçeklere aykırı gerçek dışı bir yorum ile dava ikame
edildiğini, davacı bayi olduğu için müvekkil ürünlerini iskontolu / vadeli satın almış , müvekkilinden
satış desteği aldığını, bayiliğin bir çok avantajından faydalandığı, hiç bir ayıp vb durum olmadığı halde
aldığı ürünleri kota kapsamında iade edebildiğini, bu kere bayilik çalışmasının sona ermesi sebebi
ile ticareten gerçekte alacağı olmadığını çok iyi bilen davacı, kötü niyetle kotayı aşan faturalarının
kabul edilmiş sayıldığını iddia ederek sözleşmeye açıkça aykırı iddialar ile icra takibi başlattığını,
müvekkilin davacı ile olan ticari çalışması sebebi ile davacıya olan bayilik cari hesap bakiye borcu
ticari çalışmanın bittiği süreçte yalnızca 858-TL olduğunu, bayinin haksız icra takibi sonrası iş bu
kısma ilişkin icra masrafları ve vekalet ücreti ile toplam icra dosyası kapak hesabı bedel olan
1.590,00 -TL davacıya ödendiğini, ödeme makbuzu icra dosyasına sunulduğunu, müvekkilin davacı
yana başkaca hiç bir borcu bulunmadığını, dava konusu ihtilaf taraflar arasındaki iade
sözleşmesinden kaynaklı olduğunu, yetki itirazlarımızın kabulü ile davanın yetki yönünden
reddine, aksi halde davanın reddine ,yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde
bırakılmasına, kötü niyetli davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına
hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davacı tarafça taraflar arasındaki iade sözleşmesi gereği iadenin kota sınırları içerisinde olup olmadığı, taraflarca karşılıklı olarak kesilen faturaların ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı, netice itibari ile icra takip tarihi itibari ile tarafların alacaklılık ve borçluluk durumlarının neden ibaret olacağına ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce davacı defterleri üzerinden yapılacak bilirkişi incelemesi yönünden; dava dosyası, ibraz edilen deliller ve taraflara ait ticari defter ve dayanağı kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak (Davacı ve davalı tarafça kesilen iade faturalarının bayilik ve iade sözleşmesi kapsamında yerinde olup olmadığı konularında) icra takip tarihi itibariyle davacının var ise alacaklı olduğu miktar ve faizinin belirlenmesinin istenmesine karar verilmiş, davalı defterleri üzerinden yapılacak bilirkişi incelemesi yönünden; İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dava dosyasının bir örneğinin gönderilmesine, davalı yana ait ticari ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı kayıtlar üzerinden incelemenin bir SMMM bilirkişi aracılığı ile yapılmasının istenmesine karar verilmiş, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/113 talimat sayılı dosyasından alınan 31/01/2022 tarihli raporunda;
dosya kapsamında yer alan bilgi ve tespitler ışığında; davacı şirketin takibe konu yaptığı
26/12/2020 tarih ve KAA2020000005769 fatura numaralı 6.287,36TL’Lik , 26/12/2020 tarih ve
KAA2020000005768 fatura numaralı 2.470,37TL’lk , 20/02/2021 tarih ve KAA2021000001066
fatura numaralı 9.161,20TL’lik olmak üzere 3 adet E-faturanın davalı şirket defter kayıtlarında mevcut
olduğu, söz konusu 17.919.-TL’lik faturalar toplamının 16.145,80TL’lik kısmı için alacak talep
edildiği, davalı şirket bu tutara karşılık davacı şirket adına 15.06.2021 tarih MBY2021000009849
nolu 15.287,40TL’lik fatura düzenlediği, kalan 858,40TL’ik kısmını ise 18.06.2021 tarihinde ödeyerek
cari hesap bakiyesinin kapatıldığı, buna göre davalı şirketin borcunun bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı defterlerinin incelenmesi konusunda SMMM Erdal Arslan’dan alınan 18/02/2022 tarihli raporunda;
davacının 2020 ve 2021 yılları defterlerinin tasdiklerinin T.T.K’nun 69. ile 213.
sayılı V.U.K.’nun 220. ve 222.inci maddelerinde öngörülmüş olan esaslara
uygun olarak yaptırılmış olduğu, kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen
Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına
uygun olarak tutulduğu, tutulması zorunlu defterlerin birbirlerini
doğruladığı, 2021 yılı kapanış tasdiki yasal süresinin inceleme yapıldığı
tarihte henüz dolmadığından yaptırılmamış olmasının olağan olduğu, 2020 yılı
kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu,
159 00 M021 nolu hesaba göre takip tarihi (07.06.2021) itibarıyla
davacının davalıdan 16.145,74 TL alacaklı göründüğü,
tarafların beyanına göre aradaki çekişmenin taraflar arasındaki iade
sözleşmesine göre iade kotasının % 2 olup olmadığı, davacının iade
faturalarının tutarının %2’den fazla olup olmadığı yönünde olduğu, bu
aşamada davacının iadeden kaynaklanan alacağının 16.145,80 TL olduğunu
beyan ettiği, düzenlemiş olduğu iade faturalarının neye göre hesaplandığı
hususunda bir bilgi sunmadığı, davalı ise takip dosyasına yapmış olduğu
itirazında talep edilebilecek iade tutarının 858,40 TL olduğunu beyan ettiği,
ancak davalının da bu hususta herhangi bir hesaplama tablosu sunmadığının
görüldüğü, tarafların iddialarına dayanak hesaplama tablosu sunması halinde
gerekli hesaplamaların yapılabileceğini bildirdiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacı şirketin takibe konu yaptığı
26/12/2020 tarih ve KAA2020000005769 fatura numaralı 6.287,36TL’Lik , 26/12/2020 tarih ve
KAA2020000005768 fatura numaralı 2.470,37TL’lk , 20/02/2021 tarih ve KAA2021000001066
fatura numaralı 9.161,20TL’lik olmak üzere 3 adet E-faturanın davalı şirket defter kayıtlarında mevcut
olduğu, söz konusu 17.919.-TL’lik faturalar toplamının 16.145,80TL’lik kısmı için alacak talep
edildiği, davalı şirket bu tutara karşılık davacı şirket adına 15.06.2021 tarih MBY2021000009849
nolu 15.287,40TL’lik fatura düzenlediği, kalan 858,40TL’ik kısmını ise 18.06.2021 tarihinde ödeyerek
cari hesap bakiyesinin kapatıldığı, buna göre davalı şirketin borcunun bulunmadığı, buna karşılık
tarafların beyanına göre aradaki çekişmenin taraflar arasındaki iade
sözleşmesine göre iade kotasının % 2 olup olmadığı, davacının iade
faturalarının tutarının %2’den fazla olup olmadığı yönünde olduğu, bu
aşamada davacının iadeden kaynaklanan alacağının 16.145,80 TL olduğunu
beyan ettiği, düzenlemiş olduğu iade faturalarının neye göre hesaplandığı
hususunda bir bilgi sunmadığı, davalı ise takip dosyasına yapmış olduğu
itirazında talep edilebilecek iade tutarının 858,40 TL olduğunu beyan ettiği,
ancak davalının da bu hususta herhangi bir hesaplama tablosu sunmadığı bilirkişi tarafından rapor edilmiş olup davacı yanın % 2’lik kotayı aşan oranda fatura kesmesinin taraflar arasındaki anlaşmaya uygun bulunmadığı, davalı yanın davacı tarafça anlaşma dışı fazla oranda kesilen faturaya ilişkin işlemi kabul etmemesi ve faturayı iade etmesinin haklı bulunduğu, davacı yanın %2’lik kotayı aşan orana ilişkin olarak kesmiş olduğu faturaya dayalı icra takibinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
İcra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğu taktir edilmekle yasal koşulları oluşan kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile takip konusu alacağın %20’si tutarın hesap edilen 2.911,16 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 167,85.-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 87,15.-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana İADESİNE,

3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00.-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza