Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/563 E. 2021/934 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/563 Esas
KARAR NO : 2021/934

HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …… UETS
DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. … … UETS
DAVALI : 2- … – ……UETS
VEKİLİ : Av. … -…. UETS
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2021
KARAR TARİHİ : 22/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekilinin 05/08/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma davalı… Oto Servis Ve Tic. A.Ş firmasından … şase numaralı16 … 78 plaka numaralı Range Rover Sport Model aracı satın almış olduğunu, müvekkili aracı 2017 Haziran tarihinde trafiğe çıkmış olup, tüm bakımları yetkili servis olan davalı … Akaryakıt Turizm San. Ve Tic. A.Ş. Firmasında yapılmış olduğunu, müvekkili firma yetkilisi tarafından araç yaklaşık iki sene süreyle sorunsuz olarak kullanmasına rağmen, araç henüz 73.000 km de iken 26 Ekim 2020 tarihinde motordan ses gelmeye ve performans düşüklüğü başladığını, davaya konu araç üst segment bir araç olup, araçta oluşan en ufak bir hatada örneğin sileceğin suyunun bitmesi, benzin azalması, motordaki yağın azalması vb. gibi tüm durumlarda araçta uyarı simgesi yanmakta olduğunu, ancak motordan ses gelmesine ve performans düşüklüğüne rağmen herhangi bir uyarı lambası yanmadığını, 27 Ekim 2020 tarihinde motordan tekrar aynı ses gelmesi nedeniyle müvekkili yetkili servis olan ve daha önce de aracın tüm bakım ve onarımlarını yaptırdığı diğer davalı … firmasını arayarak durumu anlattığını, 28 Ekim 2020 tarihinde müvekkil firma yetkilisi yolda seyir halindeyken motordan kaba ve yüksek ses gelmiş, araç bu ses ile çalışmış ve performans düşüklüğü yaşanmış olduğunu, akabinde aracın ön panelinde “düşük performans” uyarı lambası yandığını, bunun üzerine müvekkil firma yetkilisi davalı … firmasıyla iletişime geçerek aracı servise bırakmış ve tüm süreçte firma çalışanı… bey ile iletişim kurmuş olduğunu, araçta kontroller yapıldıktan sonra aracın motorunda yağ azaldığı ve filtrede çapak olduğu, bu nedenle motorun bir parçasının değişmesi gerektiğini ancak aracın motorunun tamamının alüminyumdan yapılması nedeniyle motor parçasının değiştirilemediğinden tüm motorun değişmesi gerektiği bilgisi verilmiş olduğunu, ancak davaya konu araç müvekkil firma yetkilisinin iş ve ev arasında kullandığı bir araç olup, tüm motorun değişimine sebep olabilecek bir sorunun oluşması tamamen araçtaki ayıptan dolayı olduğunu, müvekkili firma yetkilisi araçtaki sorunun ücretsiz onarımı için ısrar etmesine ve aracın serviste kalacağı sürede yani 2 aylık sürede yerine ikame araç verilmesi gerektiğini ısrarla dile getirmesine rağmen, davalı … firması müvekkili talebini kabul etmemiş ve onarım ile değişimin ücret karşılığı yapılabileceğini söyleyerek müvekkili taleplerini reddettiğini, 24.12.2020 tarihinde saat 16:00’da aracın hazır olduğu, tüm kontrollerin yapıldığı, bir sorun kalmadığı bilgisi verildiğini, bunun üzerine araç teslim alınmış ve ücreti bankadan transfer edildiğini, ancak aracın kullanılmaya başlanılmasıyla aynı sorunların devam ettiğini bu nedenle araç tekrar servise verilip teslim alındığını, müvekkili firma satın almış olduğu aracın yaşı henüz çok yeniyken ve az km yapmışken motor değişimi yapılmış, birçok kez servis kaydı açılmış ve tüm bu işlemler araçtaki gizli ayıptan kaynaklanmasına rağmen bedelleri müvekkil firmadan tahsil edilmiş olduğunu, buna rağmen araç halen daha beklenen performansta çalışmadığını, araçtaki motor değişimi nedeniyle araçta değer kaybı oluştuğunu, motor değişimi için ekte faturası ve dekontu yer aldığı üzere 67.269,74 TL ödenmiş ve 2 aylık onarım sürecinde müvekkil firma kendi aracından daha düşük segmentte bir araç kiraladığını, müvekkili firma yaşanılan süreç nedeniyle uğranılan zararın temini için davalılara sözlü olarak birçok defa başvurmasına rağmen karşılık alamadığını, arabuluculuk yoluna başvuru yapılmış ise de anlaşamama ile sonuçlandığını, anılan bu nedenlerden dolayı, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; müvekkili ödemek zorunda kaldığı 67.269,74 TL tamir bedeli ve aracın motorunun değişmiş olmasından kaynaklanan 2. El satış bedelindeki kayıp göz önünde bulundurularak hesaplanacak, belirsiz alacak niteliğinde olmakla beraber şimdilik 1.000 TL ayıp oranında, bu orana dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, satış bedelinden indirim yapılmasına, müvekkili makul olmayan tamirat süresinde araç kiralamak zorunda kalması sebebiyle ödemek zorunda kaldığı bedellerin şimdilik 1.000 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine ve davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı … vekili 05/09/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; ayıplı olduğu iddiasıyla seçimlik hakların kullanılma talebi ürünün; satıcı, üretici ve/veya ithalatçısına yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili, yetkili servis olarak dava konusu aracın motor değişimini yaptığını, 16 … 78 plakalı aracın satıcısı, üreticisi veya ithalatçısı olmadığını, dolayısıyla; davanın pasif husumet nedeniyle reddi gerektiğini, 6098 sayılı TBK madde 231’de; bir ürünün ayıplı olduğu iddiasıyla başvurulabilmesi için 2 yıllık zamanaşımı süresi belirlenmiş olduğunu, ilgili araç 19/06/2017 tarihinde satın alınmış olup, müvekkili tarafa ayıp olduğu iddiasıyla 28/01/2021 tarihinde başvuru yapıldığını, 2 yıl olarak öngörülen başvuru süresi dolduğundan dolayı davanın reddi gerektiğini, 6102 sayılı TTK M.23/c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu ihbar etmelidir. Açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.” denmektedir. Ayrıca, TBK m.223/II uyarınca da ayıp hemen satıcıya bildirilmesi gerektiğini, kanun öngördüğü ayıp ve ihbar sürelerine uyulmadığı için davanın reddi gerektiğini, her marka ve model araçta olduğu gibi müvekkili motor değişimini yaptığı aracın kullanılan parçalarınında da bir kullanım ömrü olduğunu, dava konusu olayın sebebi; söz konusu parçanın ömrünü tamamlaması olup olduğu iddia edilen ayıp sebebiyle olmadığını, anılan bu sebeplerle; davanın usul yönünden reddine, haksız ve yersiz davanın esas yönünden reddine, davacı tarafça bildirilecek olan delillere karşı delil bildirme hakkı saklı tutalarak, yargılama gideri ve vekil ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; davalı … vekilinin 06/09/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davanın yetkisiz Bursa Mahkemelerine açıldığını, HMK’nın ilgili maddeleri gereğince davalının ikametgahı adresine açılması gerektiğini, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, dosyanın Yetkili Bakırköy Mahkemeleri’ne gönderilmesi gerektiğini, dava konusu ihtilaf ticari satım ilişkisinden kaynaklanmakta olup; 2 yıllık garanti süresi geçmiş olduğunu, bu itibarla TBK’nun 231. maddesi gereğince davacı tarafın talepleri zamanaşımına uğramış olup, davanın esasa girilmeden reddi gerektiğini, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla; zamanaşımı ve yasal garanti süresinin sona ermesi nedeniyle müvekkil şirketin ayıba karşı sorumluluğu bulunmadığını, davacı taraf, yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüğüne uygun davranmamış olup; bu nedenle de dava hakkı ortadan kalkmış olduğunu, davaya konu aracın üretimden kaynaklı ayıplı olduğu iddiaları gerçeği yansıtmamakla birlikte davacı, aracın motor arızasına bağlı olarak ayıplı olduğuna ilişkin somut bir delil sunulmamış, varsayımlar iddialara yer verilmiş olduğunu ,bu nedenle -ayıp iddialarını kabul etmemekle birlikte- davacı tarafın mevzuata uygun olarak ayıp ve ihbar yükümlülüğüne uymaması sebebiyle dava hakkı ortadan kalktığını, TTK.m.23 hükmü gereğince, ticari satımlarda, malın inceletilmesinin ve ayıp bildiriminin, malın teslim tarihinden itibaren belirli bir süre içinde yapılması öngörülmüş ve öngörülen gözden geçirme ve bildirim yükümlülüklerine aykırılık durumunda malın olduğu gibi kabul edilmiş sayılacağı açıkça benimsenmiş olduğunu, öte yandan TTK.m.18/3 hükmü gereğince de, ticari satımlarda, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe ve sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbar ve ihtarların, noter aracılığıyla veya taahhütlü mektupla veya telgrafla veyahut güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta(KEP Hesabı) sistemi ile yapılması şartı olduğunu, somut olayda bu şartlara uyulmadığını, davaya konu araçta davacı iddialarının aksine üretimden kaynaklanan ve hukuken “ayıp” olarak nitelenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, dava konusu araçta herhangi bir üretim hatası veya ayıp mevcut olmadığını, her ne kadar davacı taraf araçtaki motor değişimi nedeniyle meydana gelen değer kaybının tazminini talep etmişse de yetkili servis bünyesinde orijinal parçalar kullanılarak üretici standartlarında yapılan onarımlar değer kaybı oluşturmadığını, ayrıca belirtmek gerekir ki, davacı taraf her ne kadar motor değişimi sonrası dava konusu aracın arızalandığı ve yetkili servise götürüldüğünü iddia etse de somut olayda böyle bir durum söz konusu olmadığını, dava konusu araç için gerekli programların yapılması ile araçta daha önce yapılan motor değişimi arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığını, son derece teknolojileri barındıran bir araçta gerekli programların kontrol ve güncellemelerinin yapılmasının bir arıza hali olarak nitelendirilemeyeceği de izahtan vareste olduğunu, bu sebeple herhangi bir değer kaybının yaşanması mümkün olmadığını, bunun yanında değişen parçalar sebebiyle aracın kullanım ömrü dahi uzadığını, ayrıca davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin taleplerin nereden kaynaklandığının kalem kalem açıklaması gerektiğini, bu nedenle hukuka uygun bir illiyet bağı da mevcut olmadığını, arıca talep edilen tazminat bedeli talebi de haksız ve hukuka aykırı olup, itirazları saklı kalmak kaydı ile miktar da fahiş olup bu yönde karar verilmesi durumunda davacı sebepsiz olarak zenginleşecek olduğunu, nitekim talep etmiş olduğu miktarı neye dayanarak talep ettiği anlaşılamadığını, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte yetkili serviste yapılan kontroller sonrasında dava konusu aracın motorunun değişmesi gerektiği tespit edilmiş ve davacıya bildirilmiş olduğunu, ancak davacı tarafından onarım işlemine geç onay verilmiş, bu sürede araç yetkili serviste bekletilmiş olduğunu, bu nedenle aracın kullanımını engelleyen husus davacının geç onay vermesinden kaynaklandığını, arıca davacının tüzel kişi tacir olduğu dikkate alındığında “ikame araç bedelinin tazmini” talebinin de reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı dava konusu aracın garanti süresi sona erdikten yaklaşık 3-3,5 yıl sonra davacının iddiasına göre dava konusu edilen arıza meydana geldiğini, bu kapsamda Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği kapsamında garanti süresi sona eren araç için Müvekkil’in davacıya araç tahsis etme, onarım süresince kiralanan araç bedelini ödeme gibi bir yükümlülüğü olmadığından ve de davacının tüzel kişi tacir olduğu dikkate alındığında dava konusu araç dışında da davacı şirketin adına veya ortakları adına tescilli araçlarının olabileceği ve bunları da kullanabileceği dikkate alındığında davacının araç kiralama bedellerinin tazmini isteminin de reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, dava konusu araçta yapılan kontrolde sorunun giderilmesi için dava tarihi itibariyle 4-4,5 yıldır kullanılan aracın motor değişimi araçta bir değer kaybı meydana getirmeyecek olup basit bir onarım ile araçta meydana gelen arıza kalıcı olarak giderilmiş olduğunu, bu süre zarfında aracın kullanılmamasından doğan zarar müvekkil şirkete yükletilemeyecek olup davacıya aracı azami tamir süresi içerisinde teslim edildiğini, anılan bu sebeplerle; davacının iddialarının reddi ile, davanın yetki yönünden reddine, zamanaşımı süresini geçirmiş olması sebebiyle davanın reddine, davacının ttk.m.23’de düzenlenmiş gözden geçirme ve ayıp bildirimi yükümlülüğüne uymamış olması nedeniyle davanın esasa girişilmezden evvel reddine, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine, davacının haksız ve hukuka aykırı tazminat taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 19/11/2021 tarihli davadan feragat talepli dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalıların anlaşmış olduklarını, bu nedenle iş bu davadan ferat ettiklerini, davalılardan vekalet ücreti ve dava masrafları taleplerinin olmadığını, feragat doğrultusunda işlem yapılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekilinin 22/11/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin feragat talebine muvafakatlerinin olduğunu, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini, herhangi bir yargılama gideri ve yasal vekalet ücreti talebi bulunmadığını ve dosyanın duruma günü beklemeksizin öne alınarak dosya üzerinden karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 25/11/2021 tarihli feragate ilişkin beyan dilekçesinde özetle; davacı vekilinin feragat talebine muvafakatlerinin olduğunu, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini, herhangi bir yargılama gideri ve yasal vekalet ücreti talebi bulunmadığını ve dosyanın duruma günü beklemeksizin öne alınarak dosya üzerinden karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE;
6100 sayılı HMK’nın 307. ve devamı maddeleri uyarınca feragat; davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup, mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan, kayıtsız ve şartsız hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilen, kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuran ve davaya son veren tek taraflı bir taraf işlemidir.
Bu nedenlerle; mahkememizce vaki feragat nedeni ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Taraf vekillerinin beyanları doğrultusunda, davalılar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra ve talep halinde, 6100 sayılı HMK’nın 333. Maddesi uyarınca yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır