Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/55 E. 2021/399 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/55 Esas
KARAR NO : 2021/399

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …(TC. …)
VEKİLİ : Av. … …. UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : 2004 S. K. m. 33/A gereğince Alacağın Zamanaşımına Uğramadığının Tespiti
DAVA TARİHİ : 26/01/2021
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili 26/01/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; dava dışı (Temlik eden) … ile davalı … arasında ticari ilişki bulunduğundan, davalı, keşidecisi olduğu çeki …’a verdiğini, davalının çek bedelini ödememesi üzerine davalı aleyhine BURSA 6 İcra Müdürlüğü’nün 2004… Esas sayılı dosyasında 22/05/2004 keşide tarihli 40.238.000.000 TL (Bugün ki para birimi ile 40.238,00 TL- Kırk bin iki yüz otuz sekiz Türk lirası) bedelli çeke istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, dava dışı(Temlik Eden) … söz konusu dosya alacağını 25/09/2006 tarihli temlikname ile icra dosyasındaki alacağın tamamını müvekkile …’a temlik ettiğini, yapılan temlik işlemi sonrasında icra dosyasına yeni dosya numarası verilmiş olup, 2006/…Esas olarak dosya numarası değiştiğini, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılacak takiplerde ödeme emri hazırlanmış ve davalıya tekrar tebliğe çıkarıldığını, sonrasında takip kesinleşerek borcun tahsiline yönelik talep ve işlemlerin gerçekleştirildiğini, icra dosyası bazı nedenlerden dolayı 2011 yılında düşmekle beraber 2012 yılında yenileme talep edilerek yenileme işlemi gerçekleştiğini ve icra dosya numarası 2012/… olarak yenilenmiş olduğunu, davalı tarafça, icra takibi devam ederken dosyada işlem yapılmadığından icra mahkemesine başvurarak Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesi 2013/… E, 2013/…K. sayılı ilam ile icranın geri bırakılması kararı alınmış olduğunu, söz konusu İcra Mahkemesi Kararı Yargıtay 12. H. D’nin 2013…E, 2013/…K sayılı ilamı ile onandığını, Yargıtay ‘ın vermiş olduğu karar dosyaya sunulup kesinleştirme yapılmadığı için icra dosyasındaki işlemler devam etmiş bulunmakta olduğunu, son süreçte davalı-borçlunun annesinden miras kalma taşınmaz ile ilgili açılan İzalei Şuyu davası sonrasında davalı-borçlu vekili Yargıtay’ın onama kararını dosyaya sunarak takibin durdurulması ve iptalini talep ettiğini, Yargıtayın vermiş olduğu onama kararının kesinleşme şerhi 20/01/2021 tarihinde müvekkili tarafa tebliğ edildiğini,
2004 sayılı Kanun m. 33/A gereğince ; “Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabileceği, aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil edeceği, her ne kadar çeke dayalı takipte icranın geri bırakılmasına karar verilmişse de alacak zaman aşımına uğramamış olduğunu, davalı takibin açılmasından sonra çekin üzerindeki imzaya itiraz etmemiş sonrasında borçlu olmadığına dair menfi tespit davası açmamış olması da göz önüne alındığında davalının borca itiraz etmediği gerçeği anlaşılacağı, çekteki imzaya itiraz edilmemiş olması nedeni ile alacağın ikrar edilmis olduğunu görüldüğünü, davalının borcunun devam ettiğini, herhangi bir ödeme söz konusu olmadığını, davalı ile dava dışı … arasında ticari alışveriş bulunduğunu, alacağın zaman aşımı süresi 10 yıl olduğu için alacak İcra takibine konu temel ilişkiye göre zaman aşımına uğramadığını, müvekkilinin davalıdan olan alacağının zaman aşımına uğramadığının tespitine karar verilmesini gerektiğini, anılan bu sebeplerle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğramadığının tespit edilmesine, icra takibinin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı vekili 02/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı hukuki açıdan “def’i” (kişisel savunma nedeni) niteliğinde olduğunu, borçlu borcunu ifadan kaçınmak istiyorsa, zaman aşımı def’inde bulunup, alacağın zamanaşımına uğradığını, dava edilebilme niteliğini kaybettiğini ileri sürebilir olduğunu, bu nedenle, davacı tarafın iddiaları zaman aşımı’nın hukuki mahiyetine aykırı olduğunu, “Her ne kadar çeke dayalı takip zaman aşımına uğramışsa da” kabulü ; Bursa1.İHM.2013/ … E. Ve 2013/ … K. sayılı ilamıyla zaman aşımı sebebiyle TTK.726.md.göre icra geri bırakılmıştır. İlgili madde ; 6762 S.lı Türk Ticaret Kanunu Madde 726 – Hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren “altı ay ” geçmekle müruruzamana uğrar, çek borçlularından birinin diğerine karşı haiz olduğu müracaat hakları bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı dermeyan edildiği tarihten itibaren “altı ay ” geçmekle müruruzamana uğrar. ” şeklinde olduğu, takibe konu çekin , zaman aşımına uğradığı hususu tartışmasız olduğunu, temel ilişkiye göre zaman aşımı süresi 10 yıl olduğunu, 6098 sayılı yeni TBK. 04.02.2011 yılında yürürlüğe girmiş olup, genel dava açma yoluyla ilgili yasa maddesi ve Yargıtay ilamı gereğince, Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı, zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse diğer taraf, istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcunu ifadan kaçınabileceğini, zamanaşımına uğrayan çeke mesnetle keşideciye karşı ilamsız takip başlatan çek hamili, kambiyo hukukundan mütevellit haklarını kullanamaz ise de; kendisiyle doğrudan ilişkisi olmayan keşideci hakkında sebepsiz zenginleşme hükümlerine binaen hak talebinde bulunabilir olduğunu, İİK.33/A maddesinde kast edilen genel mahkemede dava yolu, alacaklı tarafın sebepsiz zenginleşme hükümlerine ve temel alacak ilişkisine dayanarak dava açması oduğunu, Bursa 1.İHM.2013/ … Esas ve 2013/ 260 Karar sayılı icra takibinin İİK. 71/son ve 33/a maddeleri gereğince zaman aşımı sebebiyle icranın geri bırakılmasına dair verdiği karar sonrasında ; Yargıtay 12.HD .nin 26.11.2013 tarih ve 2013…E.ve 2013/…K. sayılı onama kararını Av. …’a 17.12.2013 de tebliğ edildiği, süresinde bir karar düzeltme yoluna gidilmediği , kararın kesinleştiği ve 17.12.2013 tarihinden sonraki 2 senelik bir sürede bir sebepsiz zenginleşme davası açılmadığının ortada olduğunu, yani alacaklının hem temel alacak ilişkisine dayalı dava açma hakkı zaman aşımına uğramış olup, alacağın zaman aşımı süresinin 10 yıl olduğu savunmasının da çökmüş olduğunu, Bursa1.İHM. 2013/… Esas sayılı dosyasından kesinleşme konusunda derkenar işleminin yeni yapılması veya İİK.33/A maddesi gereğince, mahkeme kararının icra dosyasından de tebliğ edilmesi gerekliliğine dair özel hüküm gereğince alacaklının zaman aşımına uğramış haklarını diriltmeyeceğini, ayrıca icra dosyasında haciz işlemi yapıldığından, icra dosyasından İİK.33/a hükmünün uygulanması, haczin kaldırılması işlemi ile ilgili olduğu ve takibin zaten durduğunu, eldeki davanın niteliğine (Alacak-sebepsiz zenginleşme) hakimin karar vereceğini, “Dava konusu, mutlaka bir takım vakıalara dayalı olarak ileri sürülebilir. Dava konusu hakkın, doğumuna temel teşkil eden herhangi bir vakıayı belirtmeden, o hakkı ileri sürmek mümkün değildir ve bu hak, mutlaka kendisinin doğumuna temel teşkil oluşturan bir vakıa ile ilişkili olmak zorundadır.”H.M.K’nun 33. maddesinde ise, açıkça hakim, “Türk Hukukunu resen uygular” amir hükmüne göre ; olaya, yani maddi vakıaya uygulanacak olan hukuk kurallarının hukuki niteliğini tayin etme, hukuk kurallarını araştırıp bulma hakimin ödevi olduğunu, anılan bu sebeplerle; savunmalar doğrultusunda, basit yargılama usulü kapsamında, 29.04.2021 tarihli ön duruşma beklenmeksizin dosya üzerinden, sebepsiz zenginleşmeye dayalı davanın da zaman aşımı sebebiyle usulden reddine ve usulden ret nazara alınarak davacı tarafın, vekalet ücreti ödemesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı aleyhine, Bursa 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/… sayılı dosyasından yürütülen kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, takibin İİK’nın 33/a maddesi gereğince zamanaşımının vaki olmadığını tespiti ile takibin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Bursa 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/… Sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, dava dışı (temlik eden) … tarafından davalı-borçlu … aleyhine Bursa 6. İcra Müdürlüğü’nün 2004/ …Esas sayılı dosyasında 22/05/2004 keşide tarihli, 40.238,00 TL bedelli çeke istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, …’ın 25/09/2006 tarihli temlikname ile icra dosyasındaki alacağın tamamını davacı …’a yapılan temlik işlemi sonrasında icra dosyasına yeni dosya numarası verilmiş olup, 2006/…Esas olarak dosya numarası değiştiği, icra dosyası 2011 yılında düşmekle, 13.06.2012 tarihinde yenileme talep edilerek yenileme işlemi gerçekleşmiş ve icra dosya numarası 2012/… olarak yenilendiği, takip borçlusu davalının, icra mahkemesine başvurması üzerine, Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesi 2013/… E, 2013/…K. sayılı ilam ile zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle İİK 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılması kararı alınmıştır. Söz konusu İcra Mahkemesi Kararı Yargıtay 12. H. D’nin 2013…E, 2013/…K sayılı ilamı ile onanmıştır. Yargıtay ilamının davacıya …’a 17/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği, karar düzeltme süresi sonunda hükmün 31/12/2013 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Yargıtayın vermiş olduğu onama kararının kesinleşme şerhi 20/01/2021 tarihinde davacı alacaklıya tebliğ edilmiştir.
İİK’nın 33/a maddesinin 2. fıkrasında; “Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir.” düzenlemesi getirilmiştir. Bu düzenleme davanın 7 günlük süre içerisinde açılabileceği, bu sürenin hak düşürücü süre mahiyetinde olduğu, resen gözetilmesi gerektiği şeklinde anlaşılmalıdır. 20/01/2021 tarihinde icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin davacıya tebliğ edildiği, davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Takip borçlusu davalının, icra mahkemesine başvurması üzerine icra mahkemesince zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle İİK 33/a maddesi uyarınca takibin geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bu durumda, takip alacaklısı İİK 33/a maddesi uyarınca takibin zamanaşımına uğramadığının tespiti için genel mahkemede dava açabileceği gibi, temel ilişkiye dayanarak alacağın tahsili için dava açabilir. İİK’nun 33/a maddesi uyarınca açılacak zamanaşımına uğramadığının tespiti davasının kabulü halinde alacaklı bu kararı icra dosyasına ibraz ederek takibin devamını sağlayabilir. Bu durumda davacının ayrıca alacağın tahsiline ilişkin ilam alma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı dava dilekçe içeriğinde alacağın zaman aşımı süresi 10 yıl olduğu için alacak icra takibine konu temel ilişkiye göre zaman aşımına uğramadığını belirterek İİK 33/A maddesi gereğince alacağın zamanaşımına uğramadığının tespiti ile, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde İİK 33/a maddesine dayandığını belirterek alacak talebinde bulunmadığına göre, davacı vekiline öncelikle 6100 sayılı HMK’nun 31.maddesi uyarınca talebi açıklattırılıp, alacağın zamanaşımına uğramadığının tespitini mi, yoksa temel ilişkiye dayanarak alacağın tahsilini mi talep ettiği sorulmuş, davacı alacaklı vekili ön inceleme duruşmasında alınan beyanında davanın İcra İflas Kanunu 33/A madde hükmü gereğince alacağın zamanaşımına uğramadığının tespiti ile, kambiyo takibi nedeniyle yürütülen Bursa 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/… takip sayılı dosyanındaki takibin devamına ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
(Mülga) 6762 sayılı TTK’nın 726. Maddesinde; “Hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ay * geçmekle müruruzamana uğrar.
Çek borçlularından birinin diğerine karşı haiz olduğu müracaat hakları bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı dermeyan edildiği tarihten itibaren altı ay * geçmekle müruruzamana uğrar.” hükmü düzenlenmiştir.
* 03/02/2012 tarih ve 28193 Mükerrer S.R.G. de yayımlanan 31/01/2012 tarih ve 6273 sayılı Kanunun 7. maddesi ile birinci ve ikinci fıkrada yer alan “altı ay” ibareleri “üç yıl” şeklinde değiştirilmiştir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 814. Maddesinde;” (1) Hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl * geçmekle zamanaşımına uğrar.
(2) Çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren üç yıl * geçmekle zamanaşımına uğrar.” hükmü düzenlenmiştir.
6103 sayılı Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6. Maddesinin 1. Fıkrasında; “Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tâbidir.” hükmü düzenlenmiştir.

Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda; davalı … tarafından keşide edilen 22/05/2004 keşide tarihli, 40.238,00 TL bedelli hamiline çekin, dava dışı ciranta … tarafından 28.05.2004 tarihinde bankaya ibrazı ile karşılıksız çıkması nedeniyle davalı-borçlu … aleyhine Bursa 6. İcra Müdürlüğü’nün 2004/ …Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, icra dosya alacağının davacı …’a 25/09/2006 tarihinde yapılan temlik işlemi sonrasında icra dosyasına yeni dosya numarası verilmiş olup, 2006/…Esas olarak dosya numarası değiştiği, icra dosyası 2011 yılında düşmekle, 13.06.2012 tarihinde yenileme talep edilerek yenileme işlemi gerçekleşmiş ve icra dosya numarası 2012/… olarak yenilendiği, alacaklı tarafın icra dosyasında en son işlemin 06.06.2011 tarihinde yapılmış olup, yenileme tarihi olan 13.06.2012 tarihine kadar TTK.nun 726.md.sinde öngörülen 6 aylık zamanaşımını kesen herhangi bir işleminde yapılmadığı, davacının zamanaşımına uğramış çek nedeniyle davalı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla, mahkememizce davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı. 29/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır