Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/509 E. 2022/472 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/509 Esas – 2022/472
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/509
KARAR NO : 2022/472
HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI : … – ….
VEKİLLERİ : Av. …. UETS
Av. …. UETS
DAVALI : …SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ -….UETS
VEKİLİ : Av. … UETS
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
Mahkememizde açılan davanın açık muhakemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili …’ün, İzmir 3. Noterliği …. yevmiye nolu ve 12.10.2017 tarihli alacağın devri sözleşmesine istinaden; … İnşaat Mobilya San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin, …San. Ve Tic. A.Ş.’ye düzenlemiş olduğu 2.000.0000,00 TL’lik alacağın 329.000,00 TL’lik kısmını devraldığını, davalının müvekkil tarafından devralınan alacağı süresinde ödememesi üzerine davalı aleyhine Bursa 17. İcra Müdürlüğü 2020/… esas sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, bu nedenle itirazın iptalini takibin devamını, % 20’ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin dava dışı-temlik eden (… Ltd. Şti.) şirketine herhangi bır borcunin bulunmadığını, aksine müvekkili şirketin, dava dışı temlik eden şirkette alacağı bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede devir temlik yasağının olduğunu, dava dışı temlik eden şirketin sözleşmeye aykırı şekilde iddia ettiği alacağını davacı tarafa devretmiş olduğundan dava konusu devir işleminin geçerli olmadığını, davacı tarafın geçerli olmayan devir sözleşmesine istinaden icra takibi başlatamayacağını ve dava açamayacağını, bu nedenle davanın reddini, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava dava dışı …İnşaatın davalıya satmış olduğu bir kısım inşaat malzemeleri nedeni ile ödenmediği iddia olunun bedelin tahsiline yönelik Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı takip dosyasında başlatılan 475.808,36 TL tutarlı takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı , var olduğunu iddia ettiği alacağını dava dışı …Dekorasyon şirketinden temlik almıştır. Dava dışı …dekorasyon ile davalı … Çimento şirketi arasında ise bir eser sözleşmesi mevcuttur. 01/09/2016 tarihli sözleşmenin 42. Maddesinde yüklenicinin, iş sahibinin yazılı izni olmaksızın hakedişlerinden herhangi bir kısmını başka kimseye devir ve temlik edemeyeceği öngörülmüştür.
Davacı ile davalı arasında başkaca bir sözleşme ilişkisinin varlığına dair herhangi bilgi veya belge dosyaya sunulmamıştır. Davacı asilin duruşmadaki beyanından, taraflar arasındaki eser sözleşmesine istinaden kurulan şantiyedeki malların, arada sıkıntı çıkması üzerine satış gibi gösterilerek davacıya temlik edildiği anlaşılmış olup, taraflar arasında bir satım ilişkisi mevcut olmayıp yalnızca eser sözleşmesi bulunduğu ve dava dışı …dekorasyon şirketinin temlik yasağına takılmamak için bu şekilde bir yol izlediği anlaşılmaktadır.
Alacağın temliki bir tasarruf işlemi olup sözleşme değildir. Dolayısıyla sözleşme serbestisi ilkesinden farklı olarak bir alacağın temlik edilebilmesi için kanuni yahut akdi bir engel bulunmamalı, ayrıca işin mahiyeti devre engel olmamalıdır. Dolayısıyla tasarruf edilecek alacak hakkında bir akdi tasarruf kısıtlaması var ise bu alacağın devri geçersiz hale gelecektir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2021 Tarih, 2018/(15) 6-565 Esas ve 2021/1464 Karar sayılı kararında “….Devri caiz olmayan bir alacak hakkında yapılan temlik işlemi ilke olarak geçersiz olup; böyle bir devir sadece borçlu karşısında değil, temlik edenle temlik alan arasında da hüküm ve sonuç doğurmaz. Sözleşmede temlik yasağı bulunması ya da borçlunun rızasına bağlanmış olup, borçlunun rızasının bulunmaması hâlinde alacağın temliki borçluya karşı ileri sürülemez. Nitekim aynı hususlar, Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2021 tarihli ve 2017/15-427 E., 2021/685 K. sayılı kararında da açıklanmıştır……Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler çerçevesinde alacağı temlik eden davacı yüklenici şirket ile davalı iş sahibinin imzaladığı 29.08.2012 tarihli “Emek Hizmet Binası Çeşitli Blok ve Katlarında Tadilat ve Onarım” işinin yapımına ilişkin sözleşmenin 11.5. maddesinde yüklenicinin her türlü hakediş ve alacaklarını idarenin yazılı izni olmaksızın başkalarına temlik edemeyeceğinin, temliknamelerin noter tarafından düzenlenmesi ve idarece istenilen kayıt ve şartları taşıması gerektiğinin kararlaştırıldığı, davanın açıldığı 17.02.2014 tarihinden sadece bir gün sonra 18.02.2014 tarihinde adi yazılı şekilde düzenlenen temlikname ile dava konusu hak ve alacakların tamamının tüm dava ve talep haklarıyla birlikte aynı zamanda davacı şirketin avukatı olup sözleşmedeki devir yasağını bilebilecek durumda olan üçüncü kişi …’e devir ve temlik edildiği, davalının sözleşmenin 11.5. maddesinde temlik yasağı bulunduğunu ve şekil şartlarının gerçekleşmediğini ileri sürerek temlikin geçersiz olduğunu savunduğu somut olay değerlendirildiğinde; temlik alan HMK’nın 125. maddesi gereğince alacağı temlik eden davacı yerine geçerek usul yetkilerini kullanmış ise de, maddi hukuk anlamında alacağın varlığını yani geçerli bir temlikle davalıdan isteyebileceği alacağının bulunduğunu ispatlayamamıştır. Buna karşılık davalı iş sahibi, sözleşmenin 11.5. maddesinde kararlaştırılan devir yasağı nedeniyle temlik alacaklısı yeni davacının kendisinden talep edebileceği alacağın bulunmadığını kanıtladığından, mahkemece sözleşmede temlik yasağı olduğu gerekçesiyle davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine dair verilen direnme kararı doğru olmuştur……” şeklinde tespitler de mevcuttur.
Davacının temlik aldığı alacağa yönelik temlik akdi bir temlik engeli bulunduğundan davacının halef sıfatıyla davalıya karşı takip yapmaya ve dava açmakta aktif husumeti bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının kötü niyetle takip yaptığı davalı tarafından ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin ayrıca reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan gerekçe ve dosyada toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın REDDİNE,
Kötüniyet ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin Reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 80,70.-TL harç ile arabuluculuk masrafı olan 1.320,00.-TL’nin peşin yatırılan 5.746,58.-TL’den mahsubu ile bakiye 4.345,88.-TL’nin istemi halinde davcıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine, Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, usulen anlatıldı. 14/04/2022

İş bu kararın gerekçesi 17/05/2022 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim….
✍e-imzalı