Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/418 Esas – 2022/1180
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO : 2021/418
KARAR NO : 2022/1180
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : … – 14737820428
VEKİLİ : Av. T
DAVALI : … FİNANSBANK ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
Mahkememizde açılan davanın açık muhakemesi sonunda ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı bankanın, dava dışı … … Otomotiv ile imzaladığı genel kredi sözleşmesine; müvekkilinin müteselsilen 21/08/2017 tarihinde kefil olduğunu, teminat olarak Bursa ili, Nilüfer ilçesi, Görükle Mah. Dumlupınar mevki, 3375 ada 15 parsel Tanyalı Sok. Ekinoks Sitesi No:2 A Blok D:31 daki taşınmazına 21/08/2017 tarihinde ipotek tesis işlemi yapıldığını, genel kredi sözleşmesinin 180.000 limitli olduğu ve dava dışı … … Otomotivin 21/08/2017 tarihinde 86.250 TL tutarında kredi çektiğini, müvekkilinin zaman içinde genel kredi sözleşmesine kefil olduğu için kredi tutarlarının ödenip ödenmediğini … Finansbank A.Ş. Mudanya Şubesine sorduğunda dava dışı kişinin borcunun yapılandırdığını dolayısıyla müvekkiline herhangi bilgi verilemeyeceği cevabının alındığını. Müvekkilinin kefil olduğu genel kredi sözleşmesindeki borç yapılandırılması yapılırken herhangi bir şekilde rıza göstermediğini, davalı bankanın borcu yapılandırırken müvekkilinin herhangi bir şekilde muvafakatini alma yoluna gitmediğini. Müvekkilinin genel kredi sözleşmesine ilişkin teminat yapısı ile ilgili bilgi almak için noterden ihtarname çektiğini ve davalı bankanın cevaben; müvekkilin kefil olarak sorumluluğunun bulunmadığını fakat yukarıda açık adresi yazılı taşınmazdaki ipoteğin halen devam ettiğini ve dava dışı …’ın banka nezdindeki tüm borç ve risklerin kapanması durumunda ipoteğin fek edileceğine dair cevap alındığını. Davalı bankanın açıkça müvekkilinin genel kredi sözleşmesine kefil olmadığını ikrar ettiğini. davalı bankanın 16/04/2021 tarihli ihtarnameye verdiği cevap yazısında müvekkilinin kefil olarak sorumluluğunun bulunmadığını beyan ettiğini, yeni kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzası bulunmadığından dolayı eski borcun kapandığını ve yeni borcun devam ettiğini, TBK madde 598 gereği müvekkilinin sorumluluktan kurtulduğunu. Müvekkilinin kefil olarak sorumluluğu kalmadığı için alacağının sona erdiğini. Dolayısıyla genel kredi sözleşmesine istinaden davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin fekkinin gerektiğini, 21/08/2017 tarihli ipotek tesis işlemine ait resmi senetteki sözleşme şartları gereğince; “… … Otomotiv ile ilgili olarak Banka’ya tevdi edilmiş/edilecek kefaletler uyarınca … … Otomotiv’nin Banka’ya karşı asaleten ve kefaleten doğmuş/doğacak tüm kredi borçlarının ve bunların faiz, komisyon, ücret, vergi, resim, harç, fon ve bunlara terettüp eden her türlü ceza gecikme cezaları ve sair teferruatına şamil olmak üzere 250.000,00 TL. İçin….” kefalete ilişkin ipotek tesis işlemi yapıldığını, kefil olduğu genel kredi sözleşmesinden sorumluluğunun kalmadığı için işbu ipoteğin fek edilmesi gerektiğini. alacaklının alacağını ispat etmekle yükümlü olduğu, TMK madde 883 gereği yenileme alacağın sona erme sebepleri arasında olup şekli anlamda varlığını sürdüren ipoteğin fekki gerektiği, ipoteğin varlığının mevcut alacağa veya ileride doğması muhtemel alacağa bağlı olduğunu, borcun asıl borçlu ile davalı banka arasında yapılan anlaşma sonucu yenilendiğini, davalı bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak hakkının sona erdiğini ve bu anlaşmaya müvekkilin muvafakatinin sorulmadığını. Taşınmazdaki ipoteğin maddi anlamda sona erdiğini. Müvekkilinin uhdesinde bulunan taşınmazına tesis edilen ipoteğin asıl borca bağlı fer’i nitelik taşıdığını, asıl alacağın müvekkili nezdinde sona erdiğinden bahisle ipoteğin fekkine karar verilmesi, davalı bankanın müvekkilinin taşınmazında bulunan ipoteğinin paraya çevrilmesini engellemek için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesine özetle; Davacı vekili tarafından dava bedelinin 90.000 TL gösterildiği, yargı harcının ipotek miktarına göre 250.000,00 TL belirlenmesi gerektiği, davacının dava dilekçesinde ne surette bir zarara uğradığını açıklamadığı, davacının hiçbir belge ibraz etmeden soyut kavramlarla dava açmasının delillerin taraflarca hazırlanma ilkesine aykırı olduğu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Belgelerin Birlikte Verilmesi” başlıklı 121’inci maddesine aykırı olarak dava dilekçesi ekinde hiçbir belge olmaksızın müvekkil Banka’ya gönderildiği, davanın bu nedenden dolayı reddinin gerektiği, müvekkil Bankanın Mudanya Şubesi ile Dava dışı “… ( … Otomotiv)” arasında 21.08.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği ve kredi sözleşmesini davacı …’ ın 180.000,00 TL bedel ile müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, dava dışı …’nın müvekkil bankanın Mudanya şubesinden 21.08.2017 tarihinde kullanmış olduğu krediye karşılık davacının maliki olduğu Bursa ili, Nilüfer ilçesi, Görükle Mah. Dumlupınar mevki, 5375 ada 15 parsel 31 nolu bağımsız bölüm üzerine 21.08.2017 tarih ve 33843 yevmiye no ile 250.000,00 TL ipotek tesis işlemi yapıldığı, dava dışı …’ ın müvekkil bankadan 60 ay vadeli “ticari finansman teminatlı” tipli kredi kullandığı ve 21.08.2017 tarihli kredi ödeme planı gereğince son taksit ödemesinin 21.08.2022 tarihi olduğu, davacının müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu 21.08.2017 tarihli GKS’sinin 33. maddesinde Müteselsil Kefalet hükümlerinin açıkça belirtildiği ve bu hükümlerin davacı ile müzakere edilerek sözleşme nin imza altına alındığı, TBK gereğince hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefilin de borcundan kurtulduğu ancak; davaya konu olayda borç sona ermediğinden davacının kefilliğinin de devam ettiği, davacının iddia ettiğinin aksine, söz konusu yapılandırma yeni ve bağımsız bir kredi olmayıp asıl borçlunun 2017 tarihinde tahsis edilen limitten bir takım risklerinin kapatılması için kullandırıldığı, davacı yanın ileri sürdüğü üzere dava konusu ipoteğin teminat olarak gösterildiği 2017 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında herhangi bir borç kalmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, kredi sözleşmesinden kaynaklı riskler asıl borçlu tarafından kapatılamadığından müvekkil Bankaca dava dışı şirkete ilk kredi borçlarını kapatabilmesi için yapılandırma yoluyla üç kere daha kredi kullandırıldığı, bu nedenle kullandırılan kredilerin 2017 tarihli limit ve bağlı olduğu kredi ile iç içe geçmiş durumda olduğu, ipoteğe konu kredinin yapılandırma işlemlerinin telefon bankacılığıyla yapıldığı, gerek hukuki olarak gerekse Bankacılık işlemleri doğrultusunda söz konusu yapılandırma için ipotek borçlusu üçüncü kişiden onay alınmasına gerek bulunmadığı, asıl borç devam ettiği sürece ipoteğin de devam edeceği, davacı tarafça imza edilen ipotek belgesi/ resmi senet incelendiğinde “… … OTOMOTİV’in müvekkil Bankaya karşı asaleten ve kefaleten doğmuş/doğacak tüm kredi borçlarının” teminatı olarak söz konusu gayrimenkul üzerinde ipotek tesis edildiğinin görüldüğü, dava dışı …’ın kredi borcu devam ettiği sürece müvekkil bankanın ipotek alacağı da devam edeceğinden kredinin teminatı olarak verilen ipoteğin geçersizliğinin söz konusu olmayıp, davacının maliki olduğu dava konusu taşınmaz ile bankaya karşı sorumluluğunun devam ettiği belirtilmiş olup, tüm bu gerekçelerle; davanın esasına girilmeden eksik harcın kesin süre içerisinde tamamlattırılmasına, akdi halde davanın reddine, usuli itirazların kabulü ile davanın reddine, davanın … ( … Otomotiv)’ a ihbarına, yasaların amir hükümlerine, davacı tarafça imza edilen sözleşmelere açıkça aykırı davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava davacının dava dışı …’ın davalı bankadan kullanmış olduğu krediler nedeniyle … lehine tesis edilen 250.000,00 TL tutarlı ipoteğin borcun sona ermesi sebebi ile fekkine ilişkindir.
Dosya kapsamı gereği dosya Bankacı bilirkişi …’a tevdi edilmiş olup ipoteğin fekki talebi tarihinde ve dava tarihinde borcun ve riskin devam edip etmediği, ipoteğin fekki şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda rapor düzenlenmesi istenilmiştir. Bilirkişinin 29/03/2022 tarihli raporunda özetle; “Her ne kadar yapılandırma işlemi mevcut olsa da asıl borcun varlığı devam ettiğinden ve taraflar arasında tanzim edilen Genel Kredi Sözleşmesi anılan yapılandırmalara dayanak teşkil ettiğinden, davacının ipotek fek talebinin şu aşamada yerinde olmadığı kanaatine varıldığını bildirmiştir.
İpotek, bir kişisel alacağın teminat altına alınmasını amaçlayan ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir aynî haktır. Diğer mutlak haklar gibi ipotek de herkese karşı ileri sürülebilir ve rehinli alacaklıya öncelikle alacağını alma hakkı verir. 4721 Sayılı Türk Medenî Kanunu m. 881 hükmü“Hâlen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir.” şeklindedir.
TMK 883. Madde “Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir.” şeklinde olup, ipotek kendiliğinden sona ermez. Borç bittiğinde alacaklının terkin için tapu müdürlüğüne başvurması gerekir. Eğer borç ödenmiş ise borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek borçlusu, alacaklıdan ipoteğin terkinini isteyebilir.
Tüm bu açıklamalar ışığında; davacı, dava dışı …’ın lehine verilen, fekki bildirilinceye kadar doğmuş veya doğacak bütün borçları 180.000 TL’ye kadar temin eden ipoteğin kredilere ilişkin yapılandırma yapılması ve bu yapılandırmalar hakkında kendisine bilgi verilmediği gerekçesi ile fekkini istemiş ise de; ipoteğin ayni hak olması, terkin edilmediği takdirde kural olarak sona ermeyeceği, kullanılan krediler kapatılsa dahi, ileride kullanılabilecek diğer kredilerin de teminatını teşkil edeceği, eğer borç tamamen bitmiş ise alacaklıdan terkin isteyebileceği, dava dışı …’ın 21.08.2017 tarihinde 60 ay vadeli, 86.250,00 TL tutarında Ticari Finans Teminatlı Kredi kullandığı, daha sonra mevcut kredi ödemeleri devam ederken diğer kredi riskleri de dahil edilerek telefon bankacılığı yoluyla 3 kez kredilerin yapılandırıldığı, yapılandırma öncesi ayrıca yeni bir taahhütname tanzim edilmediği, yapılandırmaya mevcut taahhütnamenin dayanak teşkil ettiği, mevcut sözleşme dikkate alınarak yapılan yapılandırma işleminde kefilin muvafakatine gerek bulunmadığı, sözleşme tanzim tarihi ile yapılandırma tarihi arasında kullandırılmış kredilerden de sözleşme içeriğine dayalı olarak kefil/ipotek malikinin sorumluluğunun devam edeceği gözetilerek ipoteğin fekki talebinin ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekliyle hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.-TL harcın, 1.536,98.-TL peşin harç, 2.732,40.-TL tamamlama harcı toplamı olan 4.269,38.-TL’den mahsubu ile bakiye 4.188,68.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 14.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, usulen anlatıldı. 17/11/2022
İş bu kararın gerekçesi 12/12/2022 tarihinde yazılmıştır.
Katip 256544
✍e-imzalı
Hakim 190236
✍e-imzalı