Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/321 E. 2022/355 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/321 Esas – 2022/355
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/321
KARAR NO : 2022/355
HAKİM :….
KATİP : ….
DAVACI : …TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : … HİZMETLERİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – ….
VEKİLLERİ : Av. A…UETS
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/04/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle; Davacı müvekkilinin, davalıya sunmuş olduğu hizmete istinaden 31.03.2016 tarihli, …no.lu ve
150.048,80.-TL bedelli fatura tanzim edildiğini, davalının işbu faturadan kaynaklanan borcunu
ödememesi üzerine, Bursa 4.İcra Müdürlüğü’nün 2020… esas sayılı dosyası ile 81.476,50-TL asıl
alacağın tahsili amacıyla takip başlattıklarını ve davalının itirazı neticesinde takibin durdurulduğunu;
arabulucuğa başvurduklarını, ancak sonuç alamadıklarını belirterek; davanın kabulüne, itirazın iptali ile
takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını ve yargılama
giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı Vekili Dilekçesinde Özetle; Müvekkili şirketin davacı tarafa iddia ettiği şekilde borcu bulunmadığını, davacı davasını ve iddialarını ispatlamak zorunda olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığı hususu tarafların ticari defterlerin bilirkişi marifeti ile incelenmesiyle ortaya çıkacağını, davayı kabul etmemek kaydı ile davacı tarafın icra takibi öncesi işlemiş faizi ve faiz oranları da hatalı ve yanlış olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafa asıl alacağa ilişkin borcu bulunmamakla birlikte işletilen faiz ve faiz oranı da hatalı ve yanlış olduğunu, haksız davanın reddini, haksız ve kötüniyetli alacaklının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi 21/12/2021 Tarihli Raporunda Özetle; Davalı tarafa ait 2016 yılı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler
neticesinde; davalı tarafa ait incelemeye ibraz edilen, 2016 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yevmiye defteri
kapanış tasdiki VUK ve TTK ilgili maddelerinde öngörülen yasal süreleri içerisinde yaptırılmış olduğunu,
defterler usule ve kayıt nizamına uygun olarak tutulduğunu, basılı defterleri üzerinde herhangi bir
silinti, kazıntı vb. görülmediğini, tüm defterler kayıtları yönünden birbirini destekleyecek şekilde
istikrarlı olduğunu, davalı taraf, kendi defterlerine, 2016 yılı başında davacıya 29.600,00.-TL borçlu olduğunu, 31.03.2016
tarihinde davacıdan 150.048,80-TL mal/hizmet satın aldığını; 75.000,00.-TL çek ve 104.648,80.-TL
nakit olmak üzere tüm borcunu ödediğini ve 31.12.2016 tarihi itibarı ile davacıya herhangi bir borcunun
kalmadığını kaydettiğini, davalı taraf defterlerinde, takibe ve davaya konu edilen 31.03.2016 tarihli,
244085 no.lu ve 150.048,80.-TL bedelli faturadan kaynaklı olarak, davacıya borçlu olmadığının kayıtlı olduğunu,
“24 Aralık 2015 tarihli ve 29572 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 459 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu
Genel Tebliği ile tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluğuna ilişkin olarak hali hazırdaki 8.000 TL’lik
had, 2016 yılından geçerli olmak üzere 7.000 TL’ye indirildiğini, tevsik zorunluluğu kapsamında olanların, kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu
kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 TL’yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini aracı
finansal kurumlar kanalıyla yapmaları ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen
belgeler ile tevsik etmeleri zorunlu olduğunu,” davalı şirket yetkilisinin aynı zamanda, ilgili dönemde davacı şirket Mali Müşaviri olması ve
104.648,80-TL tutarlı 31.12.2016 tarihli ödemenin tevsik sınırı üzerinde olmasına rağmen elden
ödenmiş olması hususlarının birlikte değerlendirilmesi gerekip gerekmeyeceği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davacı tarafından, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla, davalı aleyhine Bursa Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020… esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takibe, itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020… Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı vekili tarafından 05/08/2020 tarihinde, fatura alacağının tahsili amacıyla, davalı aleyhine 150.048,80-TL asıl alacak, 81.476,50-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 231.525,30-TL miktar üzerinden üzerinden takip başlatıldığı, davalı vekilinin 29/09/2020 tarihli itiraz dilekçesi ile takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Değerlendirildiğinde;
Davacı tarafından davalı aleyhine Bursa 4.İcra Dairesi’nin 2020… esas sayılı dosyasında yapılan takibin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı, davacı ve davalının tacir olduğu, tarafların ticari defter tutma yükümlülüğünün bulunduğu, davacı tarafın dava dilekçesinde ticari defter deliline dayandığı, davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesine ilişkin inceleme günü verildiği ancak inceleme günü defterlerin mahkememize ibraz edilmediği, davalı şirketin defterlerin incelenmesi üzerine düzenlenen bilirkişi raporunda davalı tarafın 2016 yılı ticari defterlerinin incelendiği, 2016 yılı başında davacıya 29.600,00-TL borçlu olduğu, 31.03.2016
tarihinde davacıdan 150.048,80-TL mal/hizmet satın aldığı; 75.000,00-TL çek ve 104.648,80-TL
nakit olmak üzere tüm borcunu ödediği ve 31.12.2016 tarihi itibarı ile davacıya herhangi bir borcunun kalmadığının kaydedildiği, 31.03.2016 tarihli,
244085 no.lu ve 150.048,80-TL bedelli faturadan kaynaklı olarak, davacıya borçlu olmadığının kayıtlı olduğu, tevsik zorunluğuna ilişkin olarak hali hazırdaki 8.000 TL’lik
had, 2016 yılından geçerli olmak üzere 7.000 TL’ye indirildiği,
104.648,80-TL tutarlı 31.12.2016 tarihli ödemenin tevsik sınırı üzerinde olması ve elden ödendiğinin tespit edildiği, HMK 222/3 maddesinde “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü gereğince davalının ticari defterlerinin davacının iddiasını doğrulamadığı, alacak miktar itibariyle keisn delillerle ispat edilebilecek nitelikte olduğu davacının alacağını sair kesin delillerle ispat edemediği davacının usulsüzlüğe ilişkin iddialarının mahkememiz nezdinde itibar edilemeyeceği ,bunun ayrıca rücu ilişkisi kapsamında usulsüzlüğü yapan taraflardan istenebileceği değerlendirilmekle davacının davasını ispat edemediği göz önüne alınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş olup, davacının kötü niyetli olarak takip başlattığının dosya kapsamında ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 1.404,83-TL peşin harçtan mahsubu ile arta kalan 1.324,12-TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 18.204,64-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL arabuluculuk masrafının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,

Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/03/2022

Katip ….. Hakim ….
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır